zulum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zulum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Kasım 2013 Pazartesi

Efendimiz´in Vasiyyeti. ( sallallahu aleyhi ve sellem )

Vasiyyet


Hz. Ali (kv) bildiriyor: 

Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı: 

"Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir. Ancak benden sonra peygamber gelmeyecektir. Sana vasiyetler edeceğim. Dinlersen şükredenler olur ve şehid olursun. Allahu Teala seni kıyamet günü alim ve fakih olarak diriltir" buyurdu ve devam etti: 


"Ya Ali! Müminin üç alameti vardır: 

1. Namaz kılmak 
2. Oruç tutmak 
3. Sadaka vermektir. 


Münafıkta da üç alamet vardır: 


1. Herkesin yanında namaz kılarken rüku, secde ve diğer rükunları tam olarak yapar; yalnız namaz kılarken bunların hiç birine dikkat etmez. 
2. Kendisini medhettikleri zaman işlerini seve seve, zevkle yapar. 
3. Allahu Teala Hazretlerini başkalarının yanında zikredip, yalnız kalınca unutur. 


Münafıkta üç alamet daha bulunur: 

1. Söylediği söz yalandır. 
2. Verdiği sözde durmaz. 
3. Emanete hıyanet eder. 


Ya Ali! Zalimde de üç alamet vardır: 

1. Kendisinden aşağı olanlara baskı yapar. 
2. Gücü yeterse başkalarının malını zorla alır. 
3. Nereden yiyip, nerden giyeceğini hiç incelemez, üzülmez. 


Kıskançlarda da üç hususiyet vardır: 

1. Herkesin yanında o kimseye yaltaklanır. 
2. Herkesin arkasından gıybet eder. 
3. Musibete düşen kimselere sevinir. 


Ya Ali! Tembellerde de üç alamet vardır: 

1. Allahu Teala'ya yaptığı taatinde tembellik eder. 
2. Kusurlu amel eder. Yaptığı da boşa gider. 
3. Namazı geciktirir, hatta vaktini de geçirir. 


Tevbe eden kimsenin de üç alameti vardır: 

1. Haramlardan sakınır. 
2. İlim öğrenmeye hırslı olur. 
3. Göğüsten çıkan sütün tekrar girme ihtimali olmadığı gibi, tevbe ettiği günaha bir daha dönmez. 


Ya Ali! Akıllı kimsede de üç alamet bulunur: 

1. Dünyayı aşağı görür. 
2. Cefa, sıkıntı çeker. 
3. Sıkıntı, musibet geldiği zamanlarda sabreder. 


Sabırlı kimsenin de üç alameti vardır: 

1. Kendisini ziyaret etmeyenleri ziyaret eder, sıla-i rahim eder. 
2. Kendisini mahrum edenlere bağışta bulunur. 
3. Kendisine zulmedene karşı durmaz. 


Ahmak kimsenin de üç nişanı vardır: 

1. Allahu Teala'nın emirlerinde, farzlarda tembellik eder. 
2. Abes sözleri çok söyler. 
3. Allahu Teala'nın mahluklarına çok eziyet eder. 


Ya Ali! İyi bahtlı olan kimselerinde üç vasfı vardır: 

1. Yediği helaldir. 
2. Kendi şehrinde ilim meclisinde bulunur. 
3. Beş vakit namazı cemaatle kılar. 


Bedbaht olanın da üç belirtisi vardır: 

1. Yediği haramdır. 
2. İlimden uzak olur. 
3. Namazı özürsüz yalnız kılar. 


İyi işli kimselerin de üç alameti vardır: 

1. Allahu Teala'nın taatinde acele eder. 
2. Haramlardan sakınır. 
3. Kendisine kötülük eden kimseye iyilik eder. 


Ya Ali! Kötü işli olanın da üç alameti vardır: 

1. Allahu Teala'nın emirlerini yapmakta gevşek davranır. 
2. Herkese zararı dokunur. 
3. Kendisine iyilik edene kötülükte bulunur. 


Ya Ali! Salih kimsede üç husus bulunur: 

1. Allahu Teala Hazretleri ile iyi amel işlemek üzere sulh eder. 
2. İlmiyle dini kuvvetlendirir. 
3. Kendisi için beğendiğini başkaları için de beğenir. 


Ya Ali! Sakınan, müttaki kimsenin de üç alameti vardır: 

1. Kötülerle beraber bulunmaktan kaçınır. 
2. Yalan söylemekten sakınır. 
3. Harama düşmek korkusu sebebiyle helalden sakınır. 


Günahkarın da üç alameti vardır: 

1. İşlerinde yanılır, hata eder. 
2. Oyun ve çalgı ile meşgul olur. 
3. Unutkan olur. 


Ya Ali! Kara kalpli olan kimsenin de üç nişanı vardır: 

1. Zaiflere acımaz. 
2. Az şeye kanaat etmez. 
3. Vaaz ve nasihat ona tesir etmez. 


Sadık olan kimsenin de üç hasleti vardır: 

1. Yaptığı ibadetini gizler. 
2. Başına gelen sıkıntı ve musibetleri gizler. 
3. Üçüncü vasıf kaynak da belirtilmemiştir. 


Fasıkta da üç alamet bulunur: 

1. Fitne ve fesadı sever. 
2. Halkın hastalık ve musibetini ister. 
3. İyi amelden kaçar. 


Suflilerin, aşağı kimselerin de üç hali vardır: 

1. Akrabasını azarlar. 
2. Komşusunu incitir. 
3. Günah işlemeyi sever. 


Ya Ali! Allahu Teala'nın merdûdu, reddettiği kimsenin de üç alameti vardır: 

1. Çok yalan söyler, yalan yere çok yemin eder. 
2. Halka sıkıntı verir. 
3. İşlerini başkalarına yükler. 


Abid olanın da üç nişanı vardır: 

1. Allahu Teala'ya olan tazimi sebebiyle kendini zelil, aşağı tutar. 
2. Şehvetini, arzularını terk eder. 
3. Allahu Teala'nın rızası için huzurunda çok durmayı adet eder. 


Ya Ali! Muhlis olanın da üç hasleti vardır: 

1. Gücü yeterse affeder. 
2. Malının zekatını verir. 
3. Sadaka vermeyi sever. 


Ya Ali! Bahîl, cimri olanın da üç alameti vardır: 

1. Açlıktan korkar. 
2. Bir şey isteyenden, dilenciden korkar. 
3. Kendisine iyilik eden kimseye, içindekinin hilafına dili ile hayır söyler. 


Ya Ali! Sabırlı olanın üç alameti vardır: 

1. Taat etmeye sabreder. 
2. Günahları terk etmeye sabreder. 
3. Allahu Teala'nın hükümlerine sabreder. 


Ya Ali! Facir olanın üç alameti vardır: 

1. Yemin etmekle övünür. 
2. Kadınları aldatır. 
3. Çok bühtan, iftira eder. 


Ya Ali! Seni sevenlerin üç nişanı vardır: 

1. Malını sana feda eder. 
2. Canını senin için feda eder. 
3. Senin sırrını gizli tutar. 


Ya Ali! Kafirin de üç alameti vardır: 

1. Hak Teala'nın dininden şüphe eder. 
2. Hak Teala'nın sevdiklerine düşmanlık eder. 
3. Taat ve ibadetten gafil olur. 


Rahmetten uzak olan kulun da üç nişanı vardır: 

1. Allahu Teala'nın mekrinden emin olur. 
2. Rahmetinden ümitsiz olur. 
3. Hak Teala'ya ve Resulüne muhalefet etmeyi kendisine adet eder. 


Ya Ali! Affedilmiş kulun üç alameti vardır: 

1. Allahu Teala'nın azabından korkar. 
2. Mekrinden çekinir. 
3. Sırf Allah için vaaz ve nasihatlerde titrer.


http://gercektarihdeposu.blogspot.com/
Efendimiz´in Vasiyyeti. ( sallallahu aleyhi ve sellem )http://gercektarihdeposu.blogspot.com

14 Kasım 2013 Perşembe

Timurtaş Hoca, 3 ay sonra evinin kapısına atılmış.

Darbe günü gözaltına alındıktan sonra haber alınamayan Timurtaş Hoca, 3 ay sonra evinin kapısına atılmış. 

Eşi ve çocukları tanıyamamış.

12 Eylül darbesinin yüz binlerce mağdurundan biri de vaaz kasetleri milyonlarca eve ulaşan Timurtaş Uçar Hocaefendiydi. Vefatına kadar 55 ayrı davadan yargılanan ve hepsinden beraat eden Timurtaş Uçar, 12 Eylül darbesini yapanların da hedefindeydi. Vaazları nedeniyle darbenin hemen ardından gözaltına alınan ve kendisinden aylarca haber alınamayan Uçar'ın eşi Mevlüde Uçar "Bir sabah ezanının hemen ardından kapımızı kırarak gelip aldılar,
aylar sonra kapımızın önüne bıraktıklarında çocuklarım bile kendisini tanımadı. Seslenmese ben bile tanıyamayacaktım" şeklinde konuştu.

KAPIYI KIRARAK EVİMİZE GİRDİLER

Star Gazetesi'nden Bünyamin Demirkan'a konuşan ve o günleri anlatırken göz yaşlarına hakim olamayan Mevlüde Uçar, zil çalındıktan sonra kapıyı açmaya fırsat vermeden kapılarının kırıldığını kaydetti. Evde bulunan yüzlerce kitabın delil sayılarak çuvallara konulduğunu aktaran Uçar, sedirlerin, kanepelerin bile kırıldığını ifade etti. Polislerin eşini Gayrettepe'de bulunan Emniyet Müdürlüğü'ne götürdüklerini söylediğini ancak kendisinden aylarca haber alamadıklarını anlatan Mevlüde Uçar, "O günden sonra kapımızın önünde sivil polisler beklediği için kimse evimize gelemedi. Çocuklarıma aylarca çorba ve çaydan başka bir şey yediremedim" dedi.

GÖMLEK BABA KOKUYOR



Eşinin Selimiye Kışlası'nda tutulduğunu duyduktan sonra buraya gittiğini anlatan Mevlüde Uçar, "Uzun süre uğraştıktan sonra eşimin burada olduğunu öğrendim. Eşimi göremedim ama bana gömleğini gönderdi. Eve döndükten sonra gömleği incelediğimde tüm düğmelerinin koptuğunu, sırt kısmında yırtıkların olduğunu gördüm. Evde babalarını soran çocuklarıma gömleği verdim. Çocuklarım kokladılar öptüler. 'Gömlek babam kokuyor' diyerek gece ona sarılarak yatmalarını unutamıyorum" diye konuştu.

DÖNDÜĞÜNDE ÇOCUKLARI TANIYAMADI

Neyle suçlandığını tam olarak bilmeden aylarca işkence gören Timurtaş Uçar, bir gece yarısı evinin kapısının önüne bırakılmış. Mevlüde Hanım, aylar sonra eşini gördüğü günü anlatırken gözyaşlarını tutamıyor: "Hoca 86 kilo ile gitti 63 kilo ile geldi. Seslenmese tanımayacaktım. Çocuklar zaten tanımadı. 'Bu amca kim' dediler. Daha önce onu hiç görmediğimiz gibi gördük; sakalsız, bıyıksız... 'Hadi Allah'ın, cemaatin, etrafında dönen gençler gelsin de seni kurtarsın' diyerek sakallarını tek tek yolmuşlar."

SOLCULAR, ABDEST SUYU HAZIRLAMIŞ

Timurtaş Hoca'nın serbest kaldıktan sonra yaşadıklarını anlattığını belirten Mevlüde Uçar, eşinin solcular ile aynı koğuşa konduğunu söyledi. Mevlüde Uçar, "Eşim 38 solcunun yanına konulmuş. İlk iki gün solcular eşime takılmışlar. 'Senin ne işin var burada hoca' demişler. Cezaevinde plastik kapların içinde yoğurt ve ekmek veriyorlarmış. Su ise günde iki kere veriliyormuş. Eşim bir gün solcuların bu yoğurt kaplarını yıkayarak içine su doldurduklarını görmüş. Sular ile ne yapacaklarını sorduğunda ise, 'Bu sana lazım. Abdest alman için' demişler" diye konuştu.

BU GÜNLERİ GÖRMESİNİ ÇOK İSTERDİM

Selimiye Kışlası'nda gördüğü işkence sırasında vücuduna elektrik verilen Timurtaş Uçar, bu nedenle sağ elinin iki, sol elinin iki ve ayaklarının birer parmağını kalan hayatında kullanamamış. Mevlüde Uçar, eşinin bu durumu uzun süre çocuklarından sakladığını anlattı. Timurtaş Uçar Hocaefendi'nin Başbakan Erdoğan'a belediye başkanı olmadan önce ve olduktan sonra "Şehri Tayyibenin Tayyib'ine" şeklinde başlayan dualar ettiğini söyleyen Mevlüde Hanım, "Hayatı boyunca Asım'ın nesline benzer neslin geleceğini söyledi. Bu neslin yetiştirilmesi için uğraştı. Türkiye'nin Müslümanlara liderlik edeceğini söyledi durdu. Türkiye'nin geldiği bu günleri görmesini çok isterdim. Ömrünün bu günleri görmesini çok isterdim" dedi.




Timurtaş Hoca, 3 ay sonra evinin kapısına atılmış.


www.tarihimiz.info