ataturkcu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ataturkcu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2013 Cumartesi

Bilgisizlerden yoruldum

Şeriat
Bilgisizlerden yoruldum

“Şeriat” diyorsunuz, karşılığı şöyle geliyor: “Ay bunlar dört kadın almak istiyor, elimizi kesecekler, cebren başımızı örtecekler, özel hayatımıza müdahale edecekler, içkiyi yasaklayacaklar!”Ne ilgisi var?..

“Din” diyorsunuz, “Ay kalbim çok temiz” diye başlıyor, “dedem hafızdı” diye bitiriyorlar…

Beş İslâm şartı ile altı iman şartını doğru dürüst sayabilen mumla aranıyor. Rol icabı “lahavle” çekemeyen oyuncu, din konusunda ahkâm kesiyor.

“Tarih” diyorsunuz, “Bizim tarihimiz cumhuriyetle başlar” diye gevelemeye koyuluyorlar…

Öncesi yok! Cumhuriyet tarihine bile doğru düzgün vakıf olan yok! Bir sürü mehdiye, yüceltme sonrasında “uzanan elleri kıracağız” edebiyatı geliyor…

“Osmanlı” diyorsunuz, bilgisizliklerini kusuyorlar: “Padişahların anneleri yabancı… Padişahlar kardeşlerini katlettiler… Hacca bile gitmediler… Haremde zevk u safa sürdüler…”

Tek tek cevaplandırıyorsunuz, o zaman da başka telden çalmaya başlıyorlar:



“Siz Atatürk düşmanısınız, cumhuriyet düşmanısınız, laiklik düşmanısınız!”

Ne ilgisi var?..

“Ecdat” diyorsunuz, “Yahu heykelleri yok, sanatları yok, resimleri yok” diye sıralıyorlar… Ne mezartaşı sanatını biliyorlar, ne ebruyu, ne minyatürü…

“Namus ve ahlâk” konusunu açıyorsunuz, “Ahlâk beyindedir, belden aşağıda değil” diye tekerliyorlar…

“Fal” diyorsunuz, “fala inanma, falsız da kalma” diyerek güya ki vecize yumurtluyorlar: “İnanılmayan bir şeye nasıl bel bağlanır?” suali cevapsız kalıyor.

“Demokrasi” diyorsunuz, “Sayısal üstünlük değil, siyasal üstünlük” diye meydan okuyorlar…

“Kalkınma” diyorsunuz, “950 öncesinde her şey yolundaydı, sonradan Demokrat Parti çıktı ve her şeyi mahvetti” diyerek gerçeği tersine çeviriorlar…

“Gelişme” diyorsunuz, ideolojik nutuklar atıyorlar…

“Aile” diyorsunuz, “Bir imza ile insanları bağlamak çağ dışılıktır” diyerek karşı çıkıyorlar…

“Gençlik” diyorsunuz, “imam hatipli olmasın” şartını dayatıyorlar…

Ben bu bilgisizlikten ve ilgisizlikten bıktım!..

Slogancılıktan gına getirdim!..

Yüzeysellikten yoruldum!..

Tekerleme dinlemekten usandım!

Topyekün gelin, ama biraz bir şeyler öğrendikten sonra gelin…


En iyisi cahillikle ilgili birkaç “özlü söz”ü alt alta yazmak…

Basma cahilin izine, gitme şeytanın sözüne (Ruhsati).

Bilgisiz kimse, savaş davuluna benzer, içi boş olduğu için sesi çok çıkar (Sadi).

Bilgisizlik kolay ve rahat elde edildiği için, çoğunluk bilgisizdir (La Bruyere).

Cahil insan kendi kendinin bile düşmanıdır; başkasına dost olması nasıl beklenir (Sokrates).

Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol (Mevlana).

Cehalet öyle binektir ki, üzerine binen zelil olur, arkadaşlık yapan yolunu kaybeder (Hz.Osman).

Hareket halindeki cehaletten daha korkunç hiçbir güç yoktur (Bernard Shaw).

Öğrenmek pahalıdır, ama cehalet ondan da pahalıdır (Henry Clausen).

Bu kadar.


Yavuz Bahadıroğlu 



http://gercektarihdeposu.blogspot.com/
Cehalet öyle binektir ki, üzerine binen zelil olur,
 arkadaşlık yapan yolunu kaybeder (Hz.Osman).
http://gercektarihdeposu.blogspot.com

16 Eylül 2013 Pazartesi

Ey Müslümanlar! Verilen bir iman küfür savaşıdır.

İslam ülkelerinde Batılılaşma hareketleri sonucunda bir nesil ortaya çıktı. 

Bu nesil İslam Dini'nin hukuk 
kısmını reddediyor, inkar ederek, çirkin görerek atıyor. 
Bunun yerine insan elinden çıkma kanunları kabulediyorlar. Bunun adına da “laiklik”veya yanlış da olsa “sekülerleşme”diyorlar. 
Şimdi bu kesim batıl rejimlerin 
ve pozitivist, tanrı tanımaz, din dışı eğitimin sayesinde azımsanmayacak kadar bir sayıya ulaştılar. İnanmayan araştırsın, biz burada yıllardır yazıyoruz; 
İslam bölünme,parçalanma kabul etmez. Kur’anın bir
kısmını alıp bir kısmini almama yetkisi yoktur insanda. 
Ya dinin tamamını alır,kabul ve tasdik eder, “Müslüman” olur. Ya da bir kısmını almaz, beğenmez,reddeder, o zaman da “kafir” olur.
İnanmayan açsın ilmihal kitaplarını,okusun. Veya güvendikleri bir alime sorsun.
 


Şimdi İslam dini dört bölümden meydana gelir: 
1- İman 2- İbadet 3-Hukuk, yani şeriat, 4- Ahlak. 
Şimdi bir kişi bunların tamamına iman eder, tasdik ederse, Müslümandır. 
Bir veya birkaç bölümüne iman eder,diğerlerini reddederse, mesela İslam’ın hukuk, fıkıh, muamelat, helal haram da
denilen “Şeriat”ını tasdik edip kabullenmezse,yani reddederse, kesinlikle dinden çıkar, mürted, yani kafir olur.

Şimdi Batıdan tercüme edilen ve ya yetkililerin yaptığı din dışı hukuku İslam kabuletmez. Bir Müslümanın da kabuletmemesi gerekir. 
Ama şartlar onu zorlarsa, zorlama bitinceye kadar 
pasif direniş, sivil itaatsizlik yapabilir. Ama dahilde isyan çıkarmaz, kandökmez.. 
Burdan şuraya gelmek istiyorum; Batılıların müdahalesi ile oluşan 
hükümetlerin politikalarıyla İslam dünyasında sayıları gittikçe artan bir
laik, seküler, liberal kesim vardır.
Bunlar dinden çıktıklarını, kafir olduklarını bilmezler. Hatta kendilerine“kafir” desen belki üzülür, karşı çıkarlar. Ama Müslümanlarla ve din ile 
alay etmekten, onların dini yaşama talepleriyle dalga geçmek ve en tabii haklarını engellemekten de vaz geçmezler. 
İçki içmeyi,zina etmeyi, namahremlerin dans etmesini, tesettürsüzlüğü çirkin görmezler.
Görenleri de aşağılarlar. Bütün bunlara rağmen, hala kendilerini “Müslüman”sayarlar.
Şimdi Batı dünyası bunların 
arkalarındadır. Batılı devlet ve başta ordu olmak üzere devlet kurumları bunların yanındadır. 
Batı, gerçek Müslümanların iş başına gelmesini istemez. O zaman onlar cidden kendilerine rakip olacak ve sömürülerine karşı çıkacaktır. 
İşte bu yüzden Mısır’da darbeyi 
desteklerler. Suriye’de muhalefeti desteklemez, Esed’e dolaylı dolaysız destek verirler. Neden mi? 
Çünkü o zaman İhvan-ıMüslimin
iktidar olur. Laiklik ve Batılılaşma politikaları biter. 
Ey Müslümanlar! Verilen bir iman küfür savaşıdır. Küfrün taraftarlarının kafaları nettir. 
Ama görüyoruz ki Müslümanların kafaları net değil, çok karışıktır. Bunun altında yatan ise cehalettir. 
Öyleyse en önemli ödev, cehaleti ilim ve imanla gidermek ve gerçek bir Müslüman olarak netlik kazanmaktır.
Sonra da o kimliğin gereğini ihlasla yapmaktır. 
Bunu yapamadığımız sürece 
vay bizim başımıza gelenler! 
CEMAL NAR HOCA