hz ebubekir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hz ebubekir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2013 Cumartesi

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem 'ın 10 Nasihati

ALLAH Celle Celalühu izni ile 1000. Paylaşım

1) BESMELE Resûlullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular: - Besmelesiz baslanan her is, hicbir netice vermez. - Herhangi bir müskül ve güclüge rastlarsan Allah'in ismini an, Besmele cek: "Bismillâhirrahmanirrahim ve lâhavle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyilâzîm" cümlesini tekrarlar. ALLAH seni her musibetten ve belâdan kurtarir. 

2) HAMD VE SÜKÜR Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular:  -"Elhamdü lillah= Allah'a hamdolsun" demek en büyük tessekkürdür. Bunu söylemeyen sükretmemis olur. 


3) SALAVÂTI SERIFE Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: - Isteklerin olmasini isteyen bana cokca salat ve selam göndersin. (Zorluklarin basarilmasi, rizkin bollugu ve istege ulasmak icin en iyi salat ve selamdir.) 

4) IMAN-IBADET Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: - ALLAH ibadetsiz imani, imansiz ibadeti ve isi kabul etmez. 

5) NAMAZ Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: - Namaz; küfür ile insanlik arasinda bir perdedir. Onu terkedenler küfre yaklasmis olurlar. - iman sahibi ile imansiz arasinda bir fark vardir'ki o da namazdir. Namazini terkeden bir iman sahibi digerinden farksiz olur. 

6) KUR'AN OKUMAK Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: - Sizden birisi ALLAH ile konusmayi ve ona yakin olmayi seviyorsa, tam bir kalb süküneti icinde Kur'an okusun. - Ümmetimin en makbul ibadeti bakarak Kur'an okumaktir. 

7) IHLAS SÛRESI Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: - Bin kere "Ihlas" okuyan bir iman sahibi kendini cehennem atesinden kurtarmis olur. 

8-YÂSIN-I SERIF Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: - Her gece "Yasin" okumaya devam eden bir kimse sehit olarak ölür. - Bir kimse ana ve babasinin yahut onlardan bir tanesinin cuma günü kabrini ziyaret edip "Yasin" okusa büyük günahlari affolunur

9) YATAGA YATARKENResûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: - Yataga yatarken önce "1 Fatiha" sonra "3 Ihlas" surelerini okuyan bir kimse uykusunda ölümden baska her musibetten korunmus olur. 

10) GENCLER Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: - ALLAH, genc tövbekarlari sever - Gencligini taat ve ibadet yolunda harcayanlari Hak Teala cok sever. - Gencliginde ibadet edenlerin; ihtiyarliginda ibadete baslayanlar üzerindeki üstünlügü; halka nazaran peygamberlerin üstünlügü derecesindedir. - Allah; genc yaslarinda ibadet edenleri meleklerine göstererek sevincini ilan eyler. - Cenab-ı Hakk'in indinde tövbekar genclerden sevgili bir sey yoktur.

8 Ağustos 2013 Perşembe

Hangi iman daha güzeldir

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ashab-ı kiram'a ''Hangi iman daha güzeldir?


 ''diye sordu. Onlar ,''Meleklerin îmanı''diye cevap verdiler. O 'Onlar melekût alemini gördükleri halde onların imanında şaşılacak ne var?'' buyurdu.
Sahabe_kiram 'Öyleyse peygamberlerin imanıdır' dediler. O 'Onlar Allah'ın hitabını işitiyorlar bunda şaşacak ne var?' buyurdu. Bunun üzerine bizim imanımız dediler.
Resulullah (s.a.v) 'Siz beni ve mucizeleri gördünüz, sizin imanınızda şaşacak ne var? buyurdu.
Bunun üzerine sahabe-ı kiram Ya rasullullah hangi iman daha guzeldir diye sordular, 'Ya Rasullullah (s.a.v)Benden sonra gelecek olan ve beyaz bir kağıt üzerindeki satırlara iman edecek olanların imanıdır.' buyurdu.
Ebû Said'l-hudri (r.a) şöyle anlattı: Bir adam Resullullah (s.a.v) e 'Ya resulullah ! Seni görüp sana iman edenlere ne mutlu! dedi. Resulullah (s.a.v) 'Beni görüp de bana iman edenlere müjdeler olsun.' Böyle dedikten sonra:
Beni görmeyip de bana iman edenlere yedi kere müjdeler olsun'. buyurdu.
Diğer bir hadis-i şerifte şöyle buyuruldu:''Benden sonra gelecek olan ve içlerinde ailesi ve malları karşılığında beni görmeyi arzu edenleri severim.
' EsiLa '








24 Temmuz 2013 Çarşamba

Bu Yürek İnkilâbı nı daha derinden kavrayabilmenin en kolay yolu


Yürek İnkılâbı

İnsanlık tarihinin kaydettiği bütün inkılâplar silaha dayalı iken, Peygamber-i Âlişan Efendimiz’in gerçekleştirdiği inkılâp, salt yüreklere dayalı olarak gelişti. Gelişen, sözün tam mânâsıyla, bir Yürek İnkılâbı idi. Zaten Âlişan Efendimiz’in askeri, silâhı, muhafızı, polisi, parası yoktu. Öte yandan, zorlamasız bir dinin birincil tebliğ metodu da yürekleri tutuşturmak olmalıydı.
Bu Yürek İnkilâbı’nı daha derinden kavrayabilmenin en kolay yolu Hazret-i Ömer‘in hayatının birkaç saatlik bölümüne bakmaktır. Peygamber-i Âlişan Efendimiz’i öldürmek üzere evinden çıkan kin tufanı Ömer’le, kendi yürek inkılâbını gerçekleştirmiş olarak evine dönen Hz. Ömer arasında büyük farklar var. Ömer, Peygamber-i Âlişan Efendimiz’i öldürmek için evinden çıkarken, tüm ruhu ve benliği intikam ateşiyle yanan bir kin tufanıdır. Peygamber-i Âlişan Efendimiz’le görüşüp tebliği aldıktan sonra ise kin ve intikam duygusundan tamamıyla arınmış, ölmek yerine yaşamayı, öldürmek yerine yaşatmayı esas alan bir Yürek Ardama dönüşmüştür.
İçindeki kinin yerini sevgi, intikamın yerini bağışlama, öfkenin yerini şefkat, yıkmanın yerini inşa, ifsadın yerini ihya, incitmenin yerini sabır, itmenin yerini kucaklama, gururun yerini tevazu, asık suratlılığın yerini gülümseme almıştır. Çünkü inkârın yerine iman yerleşmiştir. Kısacası Ömer, birkaç saat içinde büyük bir Yürek İnkılâbı geçirmiştir. O yaşına kadar toprağı tekmeler gibi yürüyen Ömer’e bir haller olmuş, karıncayı incitmemek için yere dikkatle basmaya başlamıştır.
İşte bugünkü dünyanın ihtiyacı budur: Dünya Ömer’in birkaç saat içinde geçirdiği Yürek İnkılâbına muhtaçtır! Çünkü savaşlardan bıktık! Terörden bıktık! Sevgisizlikten bıktık! Ölüp öldürmekten bıktık! Adaletsizlikten, haksızlıktan bıktık! Tıka basa yiyenlerin hemen yanında açlıktan ölenleri izlemekten bıktık! Kin tufanına dönüşüp intikam hissinin etkisiyle Nemrut ateşlerinde yanmaktan ya da yakmaktan bıktık! Daha yaşanabilir bir dünya, daha paylaşımcı bir anlayış, daha vicdanlı bir yaklaşım, daha ahlâklı bir duruş arıyoruz!
Görüyorsunuz ki, beşerî sistemler tıkandı. Kapitalizm, komünizm, faşizm, sosyalizm gibi, beşerî reçeteler insanı öylesine bencilleştirdi ki, artık hiçbirimiz daha müşfik, daha insanî, daha vicdanî, daha paylaşımcı yeni çözümler üretemiyoruz! Kant’ıyla, Dekart’ıyla, Aristo’suyla, Veber’iyle, Marks’ıyla, Darwin’iyle ve tüm Aydınlanma Çağı düşünürleriyle birlikte Batı da tıkanmış durumda. O da savaş-terör, uyuşturucu-fuhuş, ahlâksızlık-sorumsuzluk gibi açmazların içinde tükeniyor.
Batılı sosyologlardan biri, Batı’nın, geleceği yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu çünkü eğlence dışında dünyası olmayan bir gençlik yetiştiğini söylüyor: “Gençlerimizde hiçbir şeye karşı merak yok, hiçbir şeye ilgi duymuyor, hayatı anlamaya, tanımlamaya ve hayatta tutunmaya çalışmıyorlar” diye yakınıyor. Bizim gençlerimiz de onlardan çok farklı değil. Gençlerin çoğunun müzik, futbol ve kız arkadaş dışında konuşacak konuları yok. İdeolojik mantıkla tartışılmaz kalıplar yüklediğimiz gençlerin para dışında hiç bir hedefi, doğru düzgün hiç bir konuda merakı kalmamış.
Bu durumda Türkiye ve dünya, ya kendini yok edecek bir sürece girecek ya da değişik çözümler bulup uygulayacak. Kısacası tüm dünyanın yeni bakış açıları geliştirmesi, yeni ufuklar keşfetmesi, yeni çareler üretmesi gerekiyor. Bunun için Devr-i Saâdete gitmemiz lâzım: Cahiliye Devrini Saâdet Asrına çeviren sırrı çözmeliyiz. Orada insan ruhunu yumuşatan bir iklim var. O iklimi kavrayabilirsek, sırrını da çözebilir, hatta çağa taşıyıp hayata uyarlayabiliriz.

(Yavuz Bahadıroğlu, 2012-04-23)