sapka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sapka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ekim 2013 Perşembe

REFORMLAR Paketinde Niçin Sünnî Çoğunluğun Hakları Yok?

Eksik Demokrasi
REFORMLAR paketinin içinden Sünnî çoğunluğun din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyeti konusunda ümit ve temenni ettiğim maddeler çıkmadı.
*Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılmış olan İslam Medreselerinin tekrar açılması. Medreselerin kapatılması insan haklarına, millî kimliğe, millî kültüre, din hürriyetine vurulmuş çok büyük bir darbeydi. Heybeliadada’daki Rum Ortodoks Ruhban Mektebinin açılması planlanıyor da, İslama hizmet edecek ulema ve fukahanın yetişeceği medreselerden niçin hiç söz edilmiyor?
*Tasavvuf tarikatlarının tekrar açılması. Vaktiyle Mason locaları da kapattırılmıştı. Bilahare onlar açıldı ama İslam tekke, zaviye ve dergahları hâlâ kanunla kapalı tutuluyor. Bu büyük bir zulüm değil midir?
*Bin yıllık millî alfabemiz üzerindeki yasakların, Osmanlıca kitap, dergi, gazete çıkartılmasını engelleyen kanunun kaldırılması.
*Şapka Kanunun kaldırılması.
*Diyanetin ya tamamen bağımsız veya özerk hale getirilmesi. Diyanet İşleri Başkanını siyasî iktidarın değil, icazetli Müslüman ulemanın seçmesi.

*Evkaf-ı islamiyenin (İslam vakıflarının) bağımsız veya özerk hale getirilmesi.
*Tevhid-i Tedrisat Kanununun kaldırılması, Müslümanlara Tevhidî eğitim yapacakları bağımsız İslam Mektepleri açma hürriyetinin verilmesi.
*Ayasofyanın, Fatihin vakfiyesine uyularak tekrar cami haline getirilmesi.
*Cuma gününün resmî tatil yapılması. Türkiye Yahudileri cumartesi, Hıristiyanları Pazar günü tatil yapıyorlar da Müslüman çoğunluk niçin Cuma günü tatil yapamayacakmış?
Evet reform paketinde Alevî hakları var da, niçin Sünnî hakları yok?
Ağlamayan çocuğa meme vermezlermiş. On milyonlarca Sünnî haklarını aramıyor, meşru isteklerini bildirmiyor.
Sünnî kesimin çoğunluğu üzerine sanki ölü toprağı serpilmiştir.
Tek bir Ümmet olması gereken Sünniler bin parçaya, hizbe, gruba, sekte, İslamcılığa ayrılmıştır.
Sünnîlerin içine bir sürü casus, ajan, istihbaratçı, provokatör, uyutucu, uyuşturucu, yönlendirici sokulmuştur.
Sünnî çoğunluk, böl parçala hükm et prensibi uyarınca param parça, darmadağınık hale getirilmiştir. Sünnî çoğunluğun ağlayacak, isteyecek, hak arayacak hali bile kalmamıştır.
Mehmet Şevket Eygi Sayin Hocam Ellerinizden operim GTD

http://gercektarihdeposu.blogspot.com
REFORMLAR Paketinde Niçin Sünnî Çoğunluğun Hakları Yok?
 http://gercektarihdeposu.blogspot.com

2 Eylül 2013 Pazartesi

Tutuklanan 143 kişinin 8'i meydanda asılarak idam ediliyor

Rize Ulu Cami imamı Hafız Şaban Hoca, namazdan sonra cami etrafında toplanan kalabalığa; "Biz akaid-i diniyeye hizmetkârlık ve bağlılık isteriz. Inanmayan inanmasın fakat inananlara zulm edilmesin! Tek istediğimiz sarığımıza, sakalımıza ve cübbemize dokunulmasın. Şapkayı giyenler giysin ama giymeyenler hapse atılmasın!" hitap etmiş. Sonra da kalabalık köylülerle birlikte hükümet konağına doğru yürüyüşe geçmişler. Hakimiyeti Milliye gazetesine göre, isyancılar-direnişçiler hükümet konağını ele geçiriyorlar. Ankara hükümeti Rize üzerine büyük bir askeri kuvvet gönderiyor. Rivayete göre üç gün süren halkla asker arasındaki çatışmada yüzlerce köylü hayatını kaybediyor. Bölgeye hemen gezici-seyyar Istiklal mahkemesi yetişiyor.

Bir gün içinde ve tek celsede temyizi, itirazı ve avukatı olmayan Mahkeme kararını veriyor: "Bunlar Islam devleti istiyorlar. Hilafeti istiyorlar ve kendi şer düşüncelerine halkı da alet ediyorlar!"

Tutuklanan 143 kişinin 8'i meydanda asılarak idam ediliyor. 17 kişiye on beşer yıl ağır hapis ve

diğerleri para ve dayak gibi hafif cezalara çarptırılıyor. Rize meydanında asılarak şehit edilen 8 insan: Ulu Cami imamı Hafız Şaban Hoca, Mahalle Muhtarı Yakup Çavuş, Islahiye imamı Hacı Hasan Efendi, Belediye bekçisi Kadir Ağa, Rize Asliye Ceza Mahkemesi Başkatibi Hafız Osman Efendi ve kardeşi Avukat Hulusi Bey, Rize Merkez Cami imamı Hafız Kamil, Rize'nin saygın ailelerinden Peçelioğullarından Mehmet ve Ahmet Arslan Çavuş kardeşler, Kamburoğlu Hafız Mehmet ve Naksi şeyhlerinden Numan Sabit Efendi. Rize'nin Güneysu nahiyesinde Sabit Tarakçıoğlu... Itibarlı, sevilip-sayılan, kafası ilim, kalbi vecd dolu bir vaiz, halka din nazarında şapkanın mahiyetini izah ediyor. Heyecanlanan halk, camiden çıkıyor ve soluğu karakolda alıyor. Karakoldaki onbaşı bu heyecanlı kalabalığa "Haklısınız valla ben de sizdenim!" diyor ve başındaki şapkayı çıkarıp yere çarpıyor. Güneysu ahalisi Rize istikametinde yürüyüşe geçiyor. Yolda bazı nasihatçıların etkisiyle dağılıyorlar, kalabalık biraz zayıflıyor. Ancak cıvar köylerden katılımlarla çoğalan kalabalık Rize'ye varıyor. Rize Valisi Hurşit Bey Ankara'ya telgraf çekiyor. "Rize ayaklanmışır. Acil tedbir!"

Halbuki "Şapka giymeyeceğiz!" diye yürüyen, çoğu da seyircilerden oluşan ortalama yüz kişilik bir kalabalıktır şehir merkezine gelenler. Ankara telaşa kapılır. Bir zamanların Hamidiye zırhlısı Rize'ye gelir ve topları ateşleyerek havaya ihtar atışları yapar. Halk korkuyla sindirilir. Istiklal Mahkemesi sekiz idam kararı alır ve hemen infaz eder. Toplu kelime-i şehadetler arasında ilk asılan Vaiz Sabit Tarakçıoğlu, köy muhtarı Yakup Peçe, Mehmet Peçe, Arslan Peçe, köy bekçisi Kadir Koliva, Hafız Şaban Koliva, Hasan Külünkoğlu ve Mehmet Kamburoğlu.

Sabit Hoca gece yarısı bütün mahkumları uyandırdı. "Kalkın-kalkın abdest alın namaza duralım. Birkaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız!" Az sonra Allah'a kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde namazlarını kılıyorlar. Kelimei Şehadetle sehpaya yürüyenleri astıktan sonra rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar. Cesetler çalınmasın diye başlarına süngülü nöbetçiler dikiyorlar. Ancak üç ay sonra gece cikartilmak şartıyla ailelerine cesetleri alma izni veriliyor. Çürümeyen cesetleri kilimlere sarıyor ve sırıklara takılı olarak köylerine götürüyorlar. Aylar sonra da olsa geciken cenaze namazlarını kılıyor ve hüzünle defnediyorlar.

Konya, Maraş, Giresun, Rize, Erzurum, Kayseri, Diyarbakır ve Sivas şehirlerinde millet şapkaya karşı tavır alınca adı geçen bu şehirlerde seyyar Istiklal mahkemeleri kuruluyor. Birer acımasız infaz mangası gibi çalışıyorlar. Maraş'ta Cami-i Kebire sığınan şapka karşıtı direnişçiler camide kursuna diziliyorlar. 


KAYNAK;
(Mehmet Sılay / İskilipli Atıf Hoca)


20 Ağustos 2013 Salı

İskilipli Âtıf Efendi Niçin İdam Edildi? Soru Cevap

İskilipli Âtıf Efendi Niçin İdam Edildi?


Soru: İskilipli Âtıf Efendi'nin ne suçu vardı ki, idam edildi?
Cevap: O devrimlere karşı gelmişti...

Soru: Devrimlere karşı gelmeyi cezalandıran bir kanun var mıydı?
Cevap: Yoktu...

Soru: Ceza hukukunun temel prensibi "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" değil midir? Peki onu nasıl idam ettiler?
Cevap: Dedik ya, devrimlere karşı çıkmıştı.

Soru: İskilipli Âtıf Efendi, "Frenk Mukallidliği" adlı risalesini yayınladığında....

şapka devrimi yapılmamıştı, şapka kanunu çıkartılmamıştı...
Cevap: Yine de devrim aleyhinde olduğu için asılarak idam edilmesi gerekiyordu.

Soru: Savcı onun için idam değil hapis cezası istemişti...
Cevap: Devrime karşı olduğu için idam edilmiştir.

Soru: İstiklâl Mahkemelerinde avukat yoktu, verilen kararlar temyiz edilemiyordu, bu doğru mudur?
Cevap: Elbette doğrudur.

Soru: Âtıf Efendi'nin şiddete veya eyleme yönelik bir tarafı var mıydı? Yoksa niçin idam edildi?
Cevap: Yoktu ama idam edilmesi gerekiyordu.

Soru: Böyle bir idam hukuka, adalete, insafa, vicdana uygun mudur?
Cevap: Değildir ama devrimler ve şapka senin bu saydığın değerlerin üzerindedir.

Soru: Şapka giyildi de ne oldu?
Cevap: Şapka giyerek medeniyette, ilimde, teknikte, ilerlemede, kültürde, sanatta, edebiyatta, zenginlikte, havacılıkta Almanyayı ve Japonyayı geçtik, az zamanda çok mesafe kat ettik, uygarlık semalarına füze gibi fırladık. Daha ne olsun istiyorsun a gerici!

M.Şevket Eygi - Araştırmacı Yazar -13.06.2010






15 Ağustos 2013 Perşembe

KEMALİZM İSİMLİ PAÇAVRADA BAKIN NELER ZIRVALAMIŞ

YAHUDİ HAHAMBAŞISI MOİZ KOHEN, YAZDIĞI 

"KEMALİZM" İSİMLİ PAÇAVRADA BAKIN NELER ZIRVALAMIŞ...

... ARTIK 1935'DEYİZ. ON YILLIK BİR SÜRE İÇİNDE, YENİ TÜRK, KENDİNE YENİ BİR RUH, YENİ BİR AHLAK, YENİ BİR TARİH HATTA "ALLAH"I ARTIK "TANRI" DİYE ANDIĞI İÇİN DİYEBİLİRİM Kİ YENİ BİR ALLAH YARATMIŞTIR. TÜRKÜN ŞİMDİ KAFASI BAŞKA, ABECESİ BAŞKA, ŞAPKASI BAŞKADIR. TÜRK YÜZYILLARCA KENDİNİ SÖMÜREN ŞERİAT REJİMİNİ ARTIK YENMİŞTİR...

KAYNAK;KEMALİZM/ MOİZ KOHEN "TEKİNALP"/ 176-177