30 Aralık 2007 Pazar

Kırım'ın Osmanlılara Bağlanması ( 1475 )

Kırım'ın Osmanlılara Bağlanması



Karadeniz ticaret yollarının denetim altına alınabilmesi için Karadeniz'de kıyısı olan toprakların Osmanlı hakimiyetine katılması gerekliydi. Bu amaçla ; Osmanlı Devleti, önce Kerç ve Sudak limanlarını aldı. Daha sonra Cenevizlilerden Kefe Limanı'nı alarak onları teslim olmak zorunda bıraktı. Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması Kırım'ı alarak Osmanlıya bağlı bir hanlık haline getirdi (1475 ). Böylece;

* Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.
* İpek Yolu'nun Karadeniz'in kuzeyine giden kolu denetim altına alındı.
* Kırım'ın alınmasıyla Lehistan üzerine doğrudan yapılacak seferlerde üs kazanıldı.

Kırım'ın Osmanlılara Bağlanması ( 1475 )

Kırım'ın Osmanlılara Bağlanması



Karadeniz ticaret yollarının denetim altına alınabilmesi için Karadeniz'de kıyısı olan toprakların Osmanlı hakimiyetine katılması gerekliydi. Bu amaçla ; Osmanlı Devleti, önce Kerç ve Sudak limanlarını aldı. Daha sonra Cenevizlilerden Kefe Limanı'nı alarak onları teslim olmak zorunda bıraktı. Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması Kırım'ı alarak Osmanlıya bağlı bir hanlık haline getirdi (1475 ). Böylece;

* Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.
* İpek Yolu'nun Karadeniz'in kuzeyine giden kolu denetim altına alındı.
* Kırım'ın alınmasıyla Lehistan üzerine doğrudan yapılacak seferlerde üs kazanıldı.

29 Aralık 2007 Cumartesi

DİNAZORLARIN YOK OLUŞU


Bilim adamları, dinazorların, dünyaya göktaşının çarpmasından önce yok olmak üzere olduğunu bildirdi. Yeni Zelanda'nın Massey Üniversitesi'nden Profesör David Penny ile Oxford Üniversitesi'nden evrim uzmanı Dr. Matt Phillips, ''Trends in Ecology and Evolution'' adlı Yeni Zelanda dergisindeki makalelerinde, dinozorların neslinin tükenmesine yol açan göktaşı teorisinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde görüş bildirdi.

Yeni Zelanda'nın Massey Üniversitesi'nden Profesör David Penny ile Oxford Üniversitesi'nden evrim uzmanı Dr. Matt Phillips, ''Trends in Ecology and Evolution'' adlı Yeni Zelanda dergisindeki makalelerinde, dinozorların neslinin tükenmesine yol açan göktaşı teorisinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde görüş bildirdi.

Bilim adamları, ''Jeofizikçiler 25 yılda, dinozorlar ile pterozorların neslinin tükenmesinin başlıca nedeninin dünyaya göktaşı çarpması olduğu konusunda en ufak bir kanıt ileri sürmedi'' dedi.

Dinozorların neslinin dünyaya göktaşının çarpması yüzünden tükendiğini ifade eden teoride, ''kuşlar ve memelilerin, 65 milyon yıl önce 'Kretase' (Tebeşir Dönemi: 136-65 milyon yıl önce) sonunda göktaşının dünyaya çarpmasından sonra yeryüzünde gelişmeye başladığı'' ifade ediliyor.

Bilim adamları, 80-90 milyon yıl önce çeşitlenmeye başlayan kuşlar ile memelilerin, 20-30 milyon yıl önce sayıca dinozorların önüne geçmeye başladığını belirtti.

David Penny, ''dinozorların neslinin tükendiği dönem ve kuşlar ile memelilerin çoğaldığı dönemin belirlenmesi amacıyla, fosillerin incelenmesi yoluyla, farklı türdeki dinozorların, kuşların ve memelilerin yeryüzünde yaşadığı dönemin öğrenilebileceğini'' kaydetti.


Kaynak:www.onlinefizik.com

DİNAZORLARIN YOK OLUŞU


Bilim adamları, dinazorların, dünyaya göktaşının çarpmasından önce yok olmak üzere olduğunu bildirdi. Yeni Zelanda'nın Massey Üniversitesi'nden Profesör David Penny ile Oxford Üniversitesi'nden evrim uzmanı Dr. Matt Phillips, ''Trends in Ecology and Evolution'' adlı Yeni Zelanda dergisindeki makalelerinde, dinozorların neslinin tükenmesine yol açan göktaşı teorisinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde görüş bildirdi.

Yeni Zelanda'nın Massey Üniversitesi'nden Profesör David Penny ile Oxford Üniversitesi'nden evrim uzmanı Dr. Matt Phillips, ''Trends in Ecology and Evolution'' adlı Yeni Zelanda dergisindeki makalelerinde, dinozorların neslinin tükenmesine yol açan göktaşı teorisinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde görüş bildirdi.

Bilim adamları, ''Jeofizikçiler 25 yılda, dinozorlar ile pterozorların neslinin tükenmesinin başlıca nedeninin dünyaya göktaşı çarpması olduğu konusunda en ufak bir kanıt ileri sürmedi'' dedi.

Dinozorların neslinin dünyaya göktaşının çarpması yüzünden tükendiğini ifade eden teoride, ''kuşlar ve memelilerin, 65 milyon yıl önce 'Kretase' (Tebeşir Dönemi: 136-65 milyon yıl önce) sonunda göktaşının dünyaya çarpmasından sonra yeryüzünde gelişmeye başladığı'' ifade ediliyor.

Bilim adamları, 80-90 milyon yıl önce çeşitlenmeye başlayan kuşlar ile memelilerin, 20-30 milyon yıl önce sayıca dinozorların önüne geçmeye başladığını belirtti.

David Penny, ''dinozorların neslinin tükendiği dönem ve kuşlar ile memelilerin çoğaldığı dönemin belirlenmesi amacıyla, fosillerin incelenmesi yoluyla, farklı türdeki dinozorların, kuşların ve memelilerin yeryüzünde yaşadığı dönemin öğrenilebileceğini'' kaydetti.


Kaynak:www.onlinefizik.com

28 Aralık 2007 Cuma

2. Murat Donemi (1421 - 1451 )

2. Murat Dönemi





2. Murat tahta çıktıktan sonra Bizans İmparatoru hükümdarlığını kutlamakla beraber, bazı isteklerde bulundu.Bizans'ın isteği 2. Murat 'ın iki erkek kardeşinin rehine olarak İstanbul'a göndermesiydi.Aksi takdirde Mustafa Çelebi'yi bırakacağını açıkladı. 2. Murat bu istekleri kabul etmemesi üzerine Bizans Limni adasındaki Mustafa Çelebi ile Aydınoğlu Cüneyt Bey serbest bırakıldı.

2. Murat Donemi (1421 - 1451 )

2. Murat Dönemi





2. Murat tahta çıktıktan sonra Bizans İmparatoru hükümdarlığını kutlamakla beraber, bazı isteklerde bulundu.Bizans'ın isteği 2. Murat 'ın iki erkek kardeşinin rehine olarak İstanbul'a göndermesiydi.Aksi takdirde Mustafa Çelebi'yi bırakacağını açıkladı. 2. Murat bu istekleri kabul etmemesi üzerine Bizans Limni adasındaki Mustafa Çelebi ile Aydınoğlu Cüneyt Bey serbest bırakıldı.

Hiroşima ve Nagazaki





Ağustos 1945. 1 Eylül 1939'da Hitler Almanya'sının Polonya'ya saldırmasıyla başladığı kabul edilen II. Dünya Savaşının 2167. Japonya ile ABD' nin resmen savaşmaya başlamasına yolaçan Pearl Harbor saldırısının 1338. günü... Pasifikteki Tinian adasından, henüz gün ağarmadan gece saat 02:00 sularında, pilot Paul Tibbets kontrolündeki Enola Gay isimli B-29 Superfortress modeli bir bombardıman uçağı, 11 mürettebatı ve "Little Boy" isimli ölümcül kargosuyla Hiroşima'ya doğru yola çıktı. Enola Gay ismini pilot Paul Tibbets'in annesinin isminden alan uçağa, kameralarla ve bilimsel teçhizatla donatılmış 2 de gözlem uçağı eşlik ediyordu.

Saat 06:00'yı geçtikten sonra uçuş devam ederken Tibbets mürettebata uçakta dünyanın ilk atom bombasını taşıdıklarını duyurdu. Little Boy, 3 metreden biraz uzun, yaklaşık 75 santimetre çapında, 5 ton ağırlığında, 18.000 ton TNT' nin patlayıcı gücüne eşit bir atom bombasıydı ve 5 kilometre çapında bir bölgedeki hemen hemen herşeyi yokedeceği tahmin ediliyordu.

Saat 07:00 civarı, Japon radarları yaklaşmakta olan bir uçak tespit ettiler ve halk radyodan yapılan yayınlarla uyarıldı. Kısa süre sonra bu uçağın amerikan meteoroloji uçağı olduğu anlaşılınca insanlar tehlikenin geçtiğini düşündüler ve günlük rutin işlerine geri döndüler.
Saat 07:25'te Enola Gay 26.000 feet irtifada Hiroşima üzerindeydi. Saat 08:00'de Japon radarları bir kez daha Hiroşima üzerinde seyreden 2 adet B-29 tespit ettiler. Radyo istasyonlarından tekrar yapılan uyarılarla herkesin sığınaklara gitmesi istenildi. Ama ilk yapılan uyarının sonuçsuz çıkması nedeniyle insanlar ikinci uyarıyı ciddiye almadılar. Saat 08:09'da Enola Gay mürettebatı pırıl pırıl sabah güneşi altında Hiroşima şehrini görebiliyorlardı. Artık bombayı bırakma zamanı gelmişti. Hedef, Honkawa ve Motoyasu nehirlerinin kesiştiği noktada yeralan T şeklindeki köprüydü. Bomba, Shima Surgical Hastanesinin üstünde, yerden 1.900 feet (yaklaşık 580 metre) yükseklikte patladı.


Saniyenin onbinde biri kadar kısa bir sürede meydana gelen patlamanın ilk etkisi gözleri kör eden bir ışık oldu. Ardından, patlamanın etkisiyle oluşan 300.000 santigrat derece sıcaklığındaki alev fırtınası satte 1800 km hızla ilerleyerek 3 km çapındaki bir bölgede herşeyin yanarak yokolmasına neden oldu. Bu alev fırtınası ilk anda yaklaşık 70.000 kişinin yanarak ölmesine, 100.000 kişinin yaralanmasına, şehirdeki 90.000 binadan 60.000'inin yerle bir olmasına neden oldu. Alevler bi kaç saniye içinde 900 feet yüksekliğe ulaştı. Görgü tanıkları 5 milden daha uzak bir mesafeden bile gözleri kör edebilecek parlaklıkta olduğunu söylüyorlar.


Patlama yaklaşık 4,4 mil çapında bir bölgede etkili oldu. Bu durum Enola Gay mürettebatının bile beklemediği bir durumdu. Nitekim Yardımcı pilot Richard Lewis, uçağın penceresinden geride bıraktıkları enkaza bakarken "Aman tanrım, biz ne yaptık böyle?" diyordu...
Ama ilk anda ölen 70.000 kişi şanslı olanlardı. Çünkü patlamadan yaklaşık yarım saat sonra şiddetli bir yağmur başladı. Şehrin üzerine bir hafta boyunca yağmurla birlikte yağan radyoaktif serpintiler 2 ay içerisinde 70.000 insanın daha ölümüne neden oldu. Rakamlar tam olarak bilinememekle beraber, ilk beş yıl içinde 200.000 den fazla insanın hayatını kaybettiği, onbinlercesinin de sakat kaldığı tahmin ediliyor.

Hiroşima'ya atılan atom bombasından 3 gün sonra 9 Ağustos 1945'te, yine Tinian adasından kalkan Bockscar isimli B-29 Superfortress, patlama gücü 21.000 ton TNT'ye eşit olan "Fat Man" isimli atom bombasını saat 11:02'de Nagazaki'ye bıraktı. Aslında asıl hedef Kokura'ydı ama şehrin üzerinde yoğun bir duman olması nedeniyle rota Nagazaki'ye çevrildi. Patlama yerden 1650 feet (yaklaşık 500 metre) yukarda gerçekleşti. Patlamanın etkisiyle ortaya çıkan alev fırtınası satte 800 km hızla ilerleyerek ilk anda 27.000 kişinin kavrulmasına neden oldu. Daha önceden şehrin uyarılmış olması nedeniyle Hiroşima'ya nazaran daha az kayıp verilmiş olmasına rağmen Nagazaki'de de 70.000'in üzerinde insan öldü.

Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları nedeniyle 360.000'den fazla insan hayatını kaybetti, onbinlercesi sakat kaldı. ABD' nin bombalamaya devam edeceğini açıklaması üzerine Japonya 14 Ağustos 1945'te müttefik ülkelere teslim olduğunu açıkladı.


kaynak:www.dergi.biz

Hiroşima ve Nagazaki





Ağustos 1945. 1 Eylül 1939'da Hitler Almanya'sının Polonya'ya saldırmasıyla başladığı kabul edilen II. Dünya Savaşının 2167. Japonya ile ABD' nin resmen savaşmaya başlamasına yolaçan Pearl Harbor saldırısının 1338. günü... Pasifikteki Tinian adasından, henüz gün ağarmadan gece saat 02:00 sularında, pilot Paul Tibbets kontrolündeki Enola Gay isimli B-29 Superfortress modeli bir bombardıman uçağı, 11 mürettebatı ve "Little Boy" isimli ölümcül kargosuyla Hiroşima'ya doğru yola çıktı. Enola Gay ismini pilot Paul Tibbets'in annesinin isminden alan uçağa, kameralarla ve bilimsel teçhizatla donatılmış 2 de gözlem uçağı eşlik ediyordu.

Saat 06:00'yı geçtikten sonra uçuş devam ederken Tibbets mürettebata uçakta dünyanın ilk atom bombasını taşıdıklarını duyurdu. Little Boy, 3 metreden biraz uzun, yaklaşık 75 santimetre çapında, 5 ton ağırlığında, 18.000 ton TNT' nin patlayıcı gücüne eşit bir atom bombasıydı ve 5 kilometre çapında bir bölgedeki hemen hemen herşeyi yokedeceği tahmin ediliyordu.

Saat 07:00 civarı, Japon radarları yaklaşmakta olan bir uçak tespit ettiler ve halk radyodan yapılan yayınlarla uyarıldı. Kısa süre sonra bu uçağın amerikan meteoroloji uçağı olduğu anlaşılınca insanlar tehlikenin geçtiğini düşündüler ve günlük rutin işlerine geri döndüler.
Saat 07:25'te Enola Gay 26.000 feet irtifada Hiroşima üzerindeydi. Saat 08:00'de Japon radarları bir kez daha Hiroşima üzerinde seyreden 2 adet B-29 tespit ettiler. Radyo istasyonlarından tekrar yapılan uyarılarla herkesin sığınaklara gitmesi istenildi. Ama ilk yapılan uyarının sonuçsuz çıkması nedeniyle insanlar ikinci uyarıyı ciddiye almadılar. Saat 08:09'da Enola Gay mürettebatı pırıl pırıl sabah güneşi altında Hiroşima şehrini görebiliyorlardı. Artık bombayı bırakma zamanı gelmişti. Hedef, Honkawa ve Motoyasu nehirlerinin kesiştiği noktada yeralan T şeklindeki köprüydü. Bomba, Shima Surgical Hastanesinin üstünde, yerden 1.900 feet (yaklaşık 580 metre) yükseklikte patladı.


Saniyenin onbinde biri kadar kısa bir sürede meydana gelen patlamanın ilk etkisi gözleri kör eden bir ışık oldu. Ardından, patlamanın etkisiyle oluşan 300.000 santigrat derece sıcaklığındaki alev fırtınası satte 1800 km hızla ilerleyerek 3 km çapındaki bir bölgede herşeyin yanarak yokolmasına neden oldu. Bu alev fırtınası ilk anda yaklaşık 70.000 kişinin yanarak ölmesine, 100.000 kişinin yaralanmasına, şehirdeki 90.000 binadan 60.000'inin yerle bir olmasına neden oldu. Alevler bi kaç saniye içinde 900 feet yüksekliğe ulaştı. Görgü tanıkları 5 milden daha uzak bir mesafeden bile gözleri kör edebilecek parlaklıkta olduğunu söylüyorlar.


Patlama yaklaşık 4,4 mil çapında bir bölgede etkili oldu. Bu durum Enola Gay mürettebatının bile beklemediği bir durumdu. Nitekim Yardımcı pilot Richard Lewis, uçağın penceresinden geride bıraktıkları enkaza bakarken "Aman tanrım, biz ne yaptık böyle?" diyordu...
Ama ilk anda ölen 70.000 kişi şanslı olanlardı. Çünkü patlamadan yaklaşık yarım saat sonra şiddetli bir yağmur başladı. Şehrin üzerine bir hafta boyunca yağmurla birlikte yağan radyoaktif serpintiler 2 ay içerisinde 70.000 insanın daha ölümüne neden oldu. Rakamlar tam olarak bilinememekle beraber, ilk beş yıl içinde 200.000 den fazla insanın hayatını kaybettiği, onbinlercesinin de sakat kaldığı tahmin ediliyor.

Hiroşima'ya atılan atom bombasından 3 gün sonra 9 Ağustos 1945'te, yine Tinian adasından kalkan Bockscar isimli B-29 Superfortress, patlama gücü 21.000 ton TNT'ye eşit olan "Fat Man" isimli atom bombasını saat 11:02'de Nagazaki'ye bıraktı. Aslında asıl hedef Kokura'ydı ama şehrin üzerinde yoğun bir duman olması nedeniyle rota Nagazaki'ye çevrildi. Patlama yerden 1650 feet (yaklaşık 500 metre) yukarda gerçekleşti. Patlamanın etkisiyle ortaya çıkan alev fırtınası satte 800 km hızla ilerleyerek ilk anda 27.000 kişinin kavrulmasına neden oldu. Daha önceden şehrin uyarılmış olması nedeniyle Hiroşima'ya nazaran daha az kayıp verilmiş olmasına rağmen Nagazaki'de de 70.000'in üzerinde insan öldü.

Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları nedeniyle 360.000'den fazla insan hayatını kaybetti, onbinlercesi sakat kaldı. ABD' nin bombalamaya devam edeceğini açıklaması üzerine Japonya 14 Ağustos 1945'te müttefik ülkelere teslim olduğunu açıkladı.


kaynak:www.dergi.biz

27 Aralık 2007 Perşembe

istanbul'un Fethi ( 29 Mayıs 1453 )

İstanbul'un Fethi ( 1453 )

1451 Yılında 2. Murat'ın ölümüyle tahta geçen oğlu 2. Mehmet, Bizans'ı Osmanli Devletinin Rumeli'de ilerlemesine ve büyümesine engel görüyordu. Bu engeli ortadan kaldırmak için İstanbul'un alınması gerekiyordu.

Ayrıca İstanbul'un fethini gerekli kılan bazı nedenler vardı,bunlar:

*Bizans'ın Anadolu Beyliklerini Osmanlı Devletine karşı kışkırtarak Anadolu'daki Türk siyasi birliğini bozmaya çalışması,

*Bizans'ın Osmanlı Şehzadelerini kışkırtarak Osmanlı Devletin'de taht kavgalarına neden olması,

*Anadolu ve Rumen toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi için İstanbul'un alınması,

*Bizans'ın Avrupa - Hristiyan dünyasını kışkırtıp, Haçlı seferlerine zemin hazırlaması,

*Bölge ticaret yollarının ve kazançlarının ele geçrilmesi için İstanbul'un fethi gerekiyordu.

2. Mehmet bu nedenlerle İstanbul'un fethi için hazırlıklara başladı. Önce Karamanoğulları ile anlaşarak Anadolu'daki güvenliği sağladı.Anadolu Hisarı'nın karşısındaki Rumeli Hisarını ( Boğazkesen ) yaptırdı. Böylece Bizans'a karadenizden gelecek yardımları engelleyebileceği gibi Anadolu'dan Rumeliye geçebilecekti.

Bundan sonraki hazırlıklar; büyük çaplı topların döktürülmesi,Edirne'de ordunun hazırlanması , Balkanlar'dan gelecek yardımın engellenmesi için gerekli önlemlerin alınması olmuştur.

Bu hazırlıklardan sonra, Osmanlı ordusu 6 Nisan 1453 Tarihinde İstanbul'u kuşattı. 18 Nisan'a kadar top ateşi ile surlar yıkılmaya çalışıldı. 20 Nisan'da denizlerde mücadele başladı. Ancak Haliç'in ağzının zincirlerle kapatılmış olması nedeniyle Osmanlı donanması Haliç'e giremedi. Oysa Bizans'a yardıma gelen Venedik , Papalık ve Ceneviz gemileri Osmanlı Donanmasını yararak haliç'e girmişti. 2. Mehmet, tüm bu gelişmeler üzerine 22 Nisan gecesi gemileri , yağlı kazıklar üzerinden karadan ( kasımpaşa sırtlarından ) Haliç'e indiritti.







Karadan ve denizden saldırıya geçen Osmanli kuvvetleri , 54 gün sonra 24 Mayıs 1453'te İstanbul'a girerek , şehri teslim aldı. Şehre hiç dokunulmadığı gibi şehirden kaçanların dönmesine de izin verildi.

İstanbul Fethinin Türk Tarihi Açısından Önemi

* İstanbul'un fethi ile Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans'ın yarattığı tehlike ortadan kalktı.

* İstanbul'un alınması ile Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi.

* İstanbul, Osmanlı Devletinin başkenti yapıldı , ve 2. Mehmet "Fatih" ünvanını aldı.

* Osmanli Devleti'nin yükselme dönemi başladı.

İstanbul'un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Önemi

* İstanbul'un fethi sırasında kullanılan büyük topların en güçlü surları bile yıkabileceği görülmüştü. Bu denli güçlü topların yapılması , Avrupa'daki "derebeylik" lerin yıkılmasına ve merkezi krallıkların güçlenmesine neden oldu.

* İstanbul'un fethiyle Orta Asya'dan Karadeniz'e ulaşan İpek Yolu'nun önemli bir bölümünün Osmanli Devletinin eline geçmesi , Avrupalıları yeni ticaret yolları arayışına yöneltti. Bu olay coğrafı keşiflerin nedenlerinden birini oluşturdu.

* İstanbul'un Fethi Orta Çağın sonu , Yeni Çağın başlangıcı olmuştur.

* İstanbul'un fethinden sonra İtalya'ya giden bilim adamları oradaki eski Yunan ve Roma eserlerini inceleyerek, Rönesans'ın başlmasına katkıda bulundular.

istanbul'un Fethi ( 29 Mayıs 1453 )

İstanbul'un Fethi ( 1453 )

1451 Yılında 2. Murat'ın ölümüyle tahta geçen oğlu 2. Mehmet, Bizans'ı Osmanli Devletinin Rumeli'de ilerlemesine ve büyümesine engel görüyordu. Bu engeli ortadan kaldırmak için İstanbul'un alınması gerekiyordu.

Ayrıca İstanbul'un fethini gerekli kılan bazı nedenler vardı,bunlar:

*Bizans'ın Anadolu Beyliklerini Osmanlı Devletine karşı kışkırtarak Anadolu'daki Türk siyasi birliğini bozmaya çalışması,

*Bizans'ın Osmanlı Şehzadelerini kışkırtarak Osmanlı Devletin'de taht kavgalarına neden olması,

*Anadolu ve Rumen toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi için İstanbul'un alınması,

*Bizans'ın Avrupa - Hristiyan dünyasını kışkırtıp, Haçlı seferlerine zemin hazırlaması,

*Bölge ticaret yollarının ve kazançlarının ele geçrilmesi için İstanbul'un fethi gerekiyordu.

2. Mehmet bu nedenlerle İstanbul'un fethi için hazırlıklara başladı. Önce Karamanoğulları ile anlaşarak Anadolu'daki güvenliği sağladı.Anadolu Hisarı'nın karşısındaki Rumeli Hisarını ( Boğazkesen ) yaptırdı. Böylece Bizans'a karadenizden gelecek yardımları engelleyebileceği gibi Anadolu'dan Rumeliye geçebilecekti.

Bundan sonraki hazırlıklar; büyük çaplı topların döktürülmesi,Edirne'de ordunun hazırlanması , Balkanlar'dan gelecek yardımın engellenmesi için gerekli önlemlerin alınması olmuştur.

Bu hazırlıklardan sonra, Osmanlı ordusu 6 Nisan 1453 Tarihinde İstanbul'u kuşattı. 18 Nisan'a kadar top ateşi ile surlar yıkılmaya çalışıldı. 20 Nisan'da denizlerde mücadele başladı. Ancak Haliç'in ağzının zincirlerle kapatılmış olması nedeniyle Osmanlı donanması Haliç'e giremedi. Oysa Bizans'a yardıma gelen Venedik , Papalık ve Ceneviz gemileri Osmanlı Donanmasını yararak haliç'e girmişti. 2. Mehmet, tüm bu gelişmeler üzerine 22 Nisan gecesi gemileri , yağlı kazıklar üzerinden karadan ( kasımpaşa sırtlarından ) Haliç'e indiritti.







Karadan ve denizden saldırıya geçen Osmanli kuvvetleri , 54 gün sonra 24 Mayıs 1453'te İstanbul'a girerek , şehri teslim aldı. Şehre hiç dokunulmadığı gibi şehirden kaçanların dönmesine de izin verildi.

İstanbul Fethinin Türk Tarihi Açısından Önemi

* İstanbul'un fethi ile Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans'ın yarattığı tehlike ortadan kalktı.

* İstanbul'un alınması ile Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi.

* İstanbul, Osmanlı Devletinin başkenti yapıldı , ve 2. Mehmet "Fatih" ünvanını aldı.

* Osmanli Devleti'nin yükselme dönemi başladı.

İstanbul'un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Önemi

* İstanbul'un fethi sırasında kullanılan büyük topların en güçlü surları bile yıkabileceği görülmüştü. Bu denli güçlü topların yapılması , Avrupa'daki "derebeylik" lerin yıkılmasına ve merkezi krallıkların güçlenmesine neden oldu.

* İstanbul'un fethiyle Orta Asya'dan Karadeniz'e ulaşan İpek Yolu'nun önemli bir bölümünün Osmanli Devletinin eline geçmesi , Avrupalıları yeni ticaret yolları arayışına yöneltti. Bu olay coğrafı keşiflerin nedenlerinden birini oluşturdu.

* İstanbul'un Fethi Orta Çağın sonu , Yeni Çağın başlangıcı olmuştur.

* İstanbul'un fethinden sonra İtalya'ya giden bilim adamları oradaki eski Yunan ve Roma eserlerini inceleyerek, Rönesans'ın başlmasına katkıda bulundular.

26 Aralık 2007 Çarşamba

Trabzon imparatorlugu'nun Alinmasi

Trabzon İmparatorluğu'nun Alınması


Trabzon İmparatorluğu , Osmanli Devleti'ne vermesi gereken yıllık vergiyi vermiyordu. Akkoyunlular ile işbirliği yapıyor ve Osmanlılara karşı ittifaklarda yer alıyordu.

Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Donanması , Karadeniz'e açıldı ve Cenevizlilerden Amasra alındı(1459). Donanma Trabzon'a yöneldi. Karadan da Fatih Sultan Mehmet sefere çıkmıştı; Trabzon hem karadan, hem denizden kuşatıldı. Trabzon İmparatoru 1461 yılında şehri Fatih Sultan Mehmet'e teslim etti.

Trabzon imparatorlugu'nun Alinmasi

Trabzon İmparatorluğu'nun Alınması


Trabzon İmparatorluğu , Osmanli Devleti'ne vermesi gereken yıllık vergiyi vermiyordu. Akkoyunlular ile işbirliği yapıyor ve Osmanlılara karşı ittifaklarda yer alıyordu.

Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Donanması , Karadeniz'e açıldı ve Cenevizlilerden Amasra alındı(1459). Donanma Trabzon'a yöneldi. Karadan da Fatih Sultan Mehmet sefere çıkmıştı; Trabzon hem karadan, hem denizden kuşatıldı. Trabzon İmparatoru 1461 yılında şehri Fatih Sultan Mehmet'e teslim etti.

24 Aralık 2007 Pazartesi

Akkoyunlu Devleti ile İliskiler ve Otlukbeli Savasi ( 1473 )

Akkoyunlu Devleti ile İlişkiler ve Otlukbeli Savaşı

Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan, Karakoyunluları ortadan kaldırarak, Osmanli Devleti'nin doğudaki en güçlü hükümdarı haline gelmişti. Uzun Hasan , Osmanlıların büyümesinden endişe duyuyor, Osmanli Devletine karşı oluşan ittifaklarda yer alıyordu.

Bu sebeple 1473 yılında sefere çıkan Fatih, Akkoyunlu ordusu ile Otlukbeli'nde karşılaştı.Yapılan savaşı Osmanli Devleti kazandı ve doğu Anadoluda güvenliği sağladı. Bu savaştan sonra Akkoyunlu devleti zayıflamaya başladı.1502 yılında Safevi Devleti tarafından ortadan kaldırıldı.

Akkoyunlu Devleti ile İliskiler ve Otlukbeli Savasi ( 1473 )

Akkoyunlu Devleti ile İlişkiler ve Otlukbeli Savaşı

Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan, Karakoyunluları ortadan kaldırarak, Osmanli Devleti'nin doğudaki en güçlü hükümdarı haline gelmişti. Uzun Hasan , Osmanlıların büyümesinden endişe duyuyor, Osmanli Devletine karşı oluşan ittifaklarda yer alıyordu.

Bu sebeple 1473 yılında sefere çıkan Fatih, Akkoyunlu ordusu ile Otlukbeli'nde karşılaştı.Yapılan savaşı Osmanli Devleti kazandı ve doğu Anadoluda güvenliği sağladı. Bu savaştan sonra Akkoyunlu devleti zayıflamaya başladı.1502 yılında Safevi Devleti tarafından ortadan kaldırıldı.

22 Aralık 2007 Cumartesi

Mora'nın Alınması ( 1460 )

Mora despotları burayı Osmanli Devletine'ne karşı yapılan saldırılarda üs olarak kullanıyordu. Ayrıca Mora Halkı ,Rum despotlarının baskılarına karşı Fatih'ten yardım istedi.Yapılan sefer sonunda;Modon,Koron ve Navarin limanları dışında,Mora Yarım adasıda da Osmanlının eline geçti

Mora'nın Alınması ( 1460 )

Mora despotları burayı Osmanli Devletine'ne karşı yapılan saldırılarda üs olarak kullanıyordu. Ayrıca Mora Halkı ,Rum despotlarının baskılarına karşı Fatih'ten yardım istedi.Yapılan sefer sonunda;Modon,Koron ve Navarin limanları dışında,Mora Yarım adasıda da Osmanlının eline geçti

21 Aralık 2007 Cuma

Sirbistan Seferi ( 1454 - 1459 )

Sırbistan Seferi

Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı aleyhine ittifaklara katılan Sırbistan üzerine 1454 - 1459 yılları arasında seferler düzenledi.b Bu seferler sonunda Belgrad hariç tüm Sırbistan fethedildi.

Sirbistan Seferi ( 1454 - 1459 )

Sırbistan Seferi

Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı aleyhine ittifaklara katılan Sırbistan üzerine 1454 - 1459 yılları arasında seferler düzenledi.b Bu seferler sonunda Belgrad hariç tüm Sırbistan fethedildi.

19 Aralık 2007 Çarşamba

Jeanne d’Arc (Jan Dark) uydurma mı?


Yeni çıkan bir kitapta, efsanenin “psikolojik silah” olarak kullanıldığı iddia edildi.


NANCY - Fransa’nın yüzyıllar boyunca sembolü, ülkeyi kurtarmak için Tanrı tarafından görevlendirilmiş güzel çoban Jeanne d’Arc efsanesinin, geçmişte İngilizler karşısında zor durumda bulunan Fransız sarayı tarafından uydurulmuş bir ‘psikolojik silah’ olduğu ileri sürüldü.


Konuyu 10 yılı aşkın süredir araştıran ve “L’affaire Jeanne d’Arc” (Jan Dark Davası) adlı eserin yazarları gazeteci Marcel Gay ve Roger Senzig, Fransız kahramanın isminin dahi bir “sapkınlık” olduğunu belirterek, Jeanne d’Arc’ın asıl isminin Jeanne d’Orleans olduğunu iddia ettiler. Jeanne’ın bilinen 19 mektubundan, sadece 3’ü kendi imzalı olan 5 tanesini inceleyen yazarlar, bu mektuplardan hiçbirinde Jeanne’ın kendisine d’Arc demediğini gördüler.


KÖKENİ VE ÖLÜMÜ TARTIŞMALI


Efsane kahramanın kökenlerinin de tartışmalı olduğunu belirten yazarlar, çoban olduğu söylenen Jeanne’ın Rouen’deki duruşması sırasında “hiçbir zaman koyun veya başka bir hayvan gütmediğini” söylediğine, çok iyi ata binen Jeanne’ın ayrıca saray Fransızcasına sahip olduğuna işaret ettiler.


Gay ve Senzig, Jeanne’ın ölümüyle ilgili de pekçok soru bulunduğunu belirterek, tarihte anlatıldığı gibi eğer 1431’de Jeanne d’Arc yakılarak öldürüldüyse, “Fransa’nın Bakiresi”nin daha sonra Fransa’nın Metz, Belçika’nın Arlon, Almanya’nın Köln ve hatta 1436’da Fransa’nın Orleans kentlerinde görüldüğüne dair yüzlerce belgenin varlığının ne anlama geldiği sorusuna dikkati çektiler.


“15. yüzyılda aynı bugünkü gibi kamuoyu manipüle ediliyordu, bu bir gizli diplomasiydi. Efsane güzel, ama gerçek daha güzel” diyen Marcel Gay, İngilizlere karşı zor durumda bulunan Fransız kraliyetinin “psikolojik silahı” olan ve asıl ismi Jeanne d’Orleans olan Jeanne d’Arc efsanesi ile ilgili tezlerinin çok sayıda belgeye dayandığını belirtti.


“Bakire Operasyonu”nun da kralın kayınvalidesi Yolande d’Anjou tarafından planlandığını ve Tanrı’nın bir mesajı gibi sunulması, aynı zamanda rakiplerine korku salması için Jeanne’a uyarlandığını belirten Gay ve Senzig, efsanedeki bir başka lekenin de Jeanne’ın 1436’da Robert des Armoises ile evlenmesi olduğunu ve artık Bakire olmadığını kaydettiler.


Fransa’nın 1870’deki bozgunundan sonraki sembol arayışında 19. yüzyılın sonunda efsane canlanmış ve Jeanne la Lorraine Cumhuriyet’in kurucu sembolü olmuş, 1920’de de Katolik azize ilan edilmişti.


Efsaneye göre, 12 yaşındayken St. Catherine, St. Margearet ve St. Micheal’in ruhları ile iletişime geçtiği söylenen Jeanne d’Arc, Yüzyıl Savaşları sırasında Fransız ordusuna katılmış ve İngilizlere karşı savaşmıştı. Daha sonra onu esir alan İngilizler, Jeanne d’Arc’ın erkek giysileri giyip savaşan ve gaipten sesler duyan bir kafir olduğunu öne sürerek, 19 yaşındayken yakarak öldürme kararı almışlardı.


Jeanne d’Arc, ölmeden önce ve öldükten sonra adını korumak için görülmüş tüm mahkeme kayıtları bugün Fransız Ulusal Kütüphanesinde saklanıyor. Jeanne d’Arc, yaşadığı tarihteki diğer kişilerle kıyaslandığında, hakkında en çok şey bilinen kişilerden birisi olarak kabul ediliyor.

Kaynak:www.ntvmsnbc.com

Jeanne d’Arc (Jan Dark) uydurma mı?


Yeni çıkan bir kitapta, efsanenin “psikolojik silah” olarak kullanıldığı iddia edildi.


NANCY - Fransa’nın yüzyıllar boyunca sembolü, ülkeyi kurtarmak için Tanrı tarafından görevlendirilmiş güzel çoban Jeanne d’Arc efsanesinin, geçmişte İngilizler karşısında zor durumda bulunan Fransız sarayı tarafından uydurulmuş bir ‘psikolojik silah’ olduğu ileri sürüldü.


Konuyu 10 yılı aşkın süredir araştıran ve “L’affaire Jeanne d’Arc” (Jan Dark Davası) adlı eserin yazarları gazeteci Marcel Gay ve Roger Senzig, Fransız kahramanın isminin dahi bir “sapkınlık” olduğunu belirterek, Jeanne d’Arc’ın asıl isminin Jeanne d’Orleans olduğunu iddia ettiler. Jeanne’ın bilinen 19 mektubundan, sadece 3’ü kendi imzalı olan 5 tanesini inceleyen yazarlar, bu mektuplardan hiçbirinde Jeanne’ın kendisine d’Arc demediğini gördüler.


KÖKENİ VE ÖLÜMÜ TARTIŞMALI


Efsane kahramanın kökenlerinin de tartışmalı olduğunu belirten yazarlar, çoban olduğu söylenen Jeanne’ın Rouen’deki duruşması sırasında “hiçbir zaman koyun veya başka bir hayvan gütmediğini” söylediğine, çok iyi ata binen Jeanne’ın ayrıca saray Fransızcasına sahip olduğuna işaret ettiler.


Gay ve Senzig, Jeanne’ın ölümüyle ilgili de pekçok soru bulunduğunu belirterek, tarihte anlatıldığı gibi eğer 1431’de Jeanne d’Arc yakılarak öldürüldüyse, “Fransa’nın Bakiresi”nin daha sonra Fransa’nın Metz, Belçika’nın Arlon, Almanya’nın Köln ve hatta 1436’da Fransa’nın Orleans kentlerinde görüldüğüne dair yüzlerce belgenin varlığının ne anlama geldiği sorusuna dikkati çektiler.


“15. yüzyılda aynı bugünkü gibi kamuoyu manipüle ediliyordu, bu bir gizli diplomasiydi. Efsane güzel, ama gerçek daha güzel” diyen Marcel Gay, İngilizlere karşı zor durumda bulunan Fransız kraliyetinin “psikolojik silahı” olan ve asıl ismi Jeanne d’Orleans olan Jeanne d’Arc efsanesi ile ilgili tezlerinin çok sayıda belgeye dayandığını belirtti.


“Bakire Operasyonu”nun da kralın kayınvalidesi Yolande d’Anjou tarafından planlandığını ve Tanrı’nın bir mesajı gibi sunulması, aynı zamanda rakiplerine korku salması için Jeanne’a uyarlandığını belirten Gay ve Senzig, efsanedeki bir başka lekenin de Jeanne’ın 1436’da Robert des Armoises ile evlenmesi olduğunu ve artık Bakire olmadığını kaydettiler.


Fransa’nın 1870’deki bozgunundan sonraki sembol arayışında 19. yüzyılın sonunda efsane canlanmış ve Jeanne la Lorraine Cumhuriyet’in kurucu sembolü olmuş, 1920’de de Katolik azize ilan edilmişti.


Efsaneye göre, 12 yaşındayken St. Catherine, St. Margearet ve St. Micheal’in ruhları ile iletişime geçtiği söylenen Jeanne d’Arc, Yüzyıl Savaşları sırasında Fransız ordusuna katılmış ve İngilizlere karşı savaşmıştı. Daha sonra onu esir alan İngilizler, Jeanne d’Arc’ın erkek giysileri giyip savaşan ve gaipten sesler duyan bir kafir olduğunu öne sürerek, 19 yaşındayken yakarak öldürme kararı almışlardı.


Jeanne d’Arc, ölmeden önce ve öldükten sonra adını korumak için görülmüş tüm mahkeme kayıtları bugün Fransız Ulusal Kütüphanesinde saklanıyor. Jeanne d’Arc, yaşadığı tarihteki diğer kişilerle kıyaslandığında, hakkında en çok şey bilinen kişilerden birisi olarak kabul ediliyor.

Kaynak:www.ntvmsnbc.com

Kardeşler Arası Taht Kavgaları ( Fetret Devri )

Osmanlı tarihinde 1402 ' den 1413 yılına kadar süren ve taht kavgaları ile geçen döneme fetret devri denir. Bu dönemde Yıldırımın oğullarından Musa Çelebi , İsa Çelebi , Mehmet Çelebi ,ve Süleyman Çelebi aralarında üstünlük mücadelesi başladı. Şehzadeler arasında taht kavgası Bizans'ın işine geldiği için mücadeleyi sürekli körüklüyordu. Şehzadeler ise hükümdar olabilmek uğruna başta Bizans ve Anadolu Beyleri olmak üzere Venedik, Ceneviz, Sırp ve Bulgar gibi devletlere taviz vermek zorunda kaldılar.

Yıldırımın oğulları arasında yaşanan taht kavgalarını Mehmet Çelebi Kazandı ve 1453 yılında Osmanli İmparatoru oldu.

Kardeşler Arası Taht Kavgaları ( Fetret Devri )

Osmanlı tarihinde 1402 ' den 1413 yılına kadar süren ve taht kavgaları ile geçen döneme fetret devri denir. Bu dönemde Yıldırımın oğullarından Musa Çelebi , İsa Çelebi , Mehmet Çelebi ,ve Süleyman Çelebi aralarında üstünlük mücadelesi başladı. Şehzadeler arasında taht kavgası Bizans'ın işine geldiği için mücadeleyi sürekli körüklüyordu. Şehzadeler ise hükümdar olabilmek uğruna başta Bizans ve Anadolu Beyleri olmak üzere Venedik, Ceneviz, Sırp ve Bulgar gibi devletlere taviz vermek zorunda kaldılar.

Yıldırımın oğulları arasında yaşanan taht kavgalarını Mehmet Çelebi Kazandı ve 1453 yılında Osmanli İmparatoru oldu.

Yüzyıl Savaşları



Yüz yıl savaşları İngiltere kralı III.Edward'ın Fransa tahtında hak iddia etmesiyle 1337'de başlayan ve ancak 116 yıl sonra 1453'te sona eren savaşlar dizisidir.

Genel olarak 1337'de başlayıp 1453'te bittiği kabul edilen Yüz Yıl Savaşları, görünürde feodalite ve hanedan savaşlarıydı.
Feodal nitelikteydi, çünkü İngiltere kralı aynı zamanda Arquitania dükü olduğundan, Arquitania'daki uyrukları dükle bir sorunları olduğunda onun süzerenine, yani Fransa kralına başvurabiliyorlardı.
Hanedan çatışmalarının temelinde ise, Fransız baronlarının, Fransa kralı IV.Charles'ın ölümünden sonra yerine İngiltere kralı III.Edward'ı değil, VI.Philippe'i seçmeleri yatıyordu.


Fransa'nın toprakları olan, ama ekonomilerinin temeli İngiliz yününe dayanan Arquitani ve Flandr'daki olaylar, sonunda 1294'ten itibaren iki ülke arasındaki gerginliği iyice arttırdı. Babası II.Edward'ın öldürülmesinden sonra kral ilan edilen III.Edward, annesi İsabella of France'ı sürgüne gönderdi ve sevgilisi olan Mortimer'ı idam ettirdi (1330). Daha sonra da, Fransa kralı IV.Philippe'in anne tarafından dedesi olmasına dayanarak Fransa tahtı üzerinde hak iddia etti; böylece Yüz Yıl Savaşları patlak verdi.

İlk saldırıyı başlatan İngiliz orduları Crécy'de Fransızları yendi (1346) ve Calais'yi ele geçirdi. Poitiers'de bir zafer daha kazanan (1356) İngilizler, Fransa Kralı II.Jean'ı esir aldılar. Çaresiz kalan Fransızlar 1360'taki Brétigny Antlaşması'yla çok büyük topraklar kaybettiler. V.Charles döneminde, krallık orduları komutanı Bertrand du Guesclin'in önerisiyle benimsedikleri yeni stratejiye göre, İngilizlerle çarpışmaktan kaçınarak ve sırayla kuşatma harekatı yürüterek, kaybettikleri toprakların hemen hepsini 1374'ten önce geri aldılar.
Prensle arasındaki mücadeleyi fırsat bilen İngiltere kralı V.Henry yeniden Fransa üzerine yürüdü ve Agincourt Savaşı'nı (1415) kazanarak Normandiya'yı aldı. VI.Charles'ın imzalamak zorunda kaldığı Troyes Antlaşması'na (1420) göre, Fransa tahtının varisi V.Henry'nin oğlu VI.Henry olacaktı. Lorraine'li genç bir kızın, Jeanne d'Arc'ın inancı ve coşkusuyla yeni bir güç kazanan Fransız orduları Orléans'ı kurtardılar ve Reims'de veliaht VII.Charles'a taç giydirdiler.
Jeanne d'Arc'ın İngilizler tarafından diri diri yakılmasından (1431) sonra kral, İngiltere'nin müttefiki Bourgogne ile Arras Antlaşması'nı (1435) imzaladı, orduda reform yaptı ve güçlü bir topçu sınıfı kurdu. Bu sayede Fransızlar sırasıyla Paris'i (1436), Normandiya'yı (1450) ve Arquitania'yı (1453) geri aldılar. Böylece, herhangi bir anlaşma imzalanmadan savaş fiilen sona ermişti.

Özgeçmiş

Çatışmanın özgeçmişi 400 yıl öncesinde 911 de bulunur,Carolingion Charles The Simple(17 Eylül 879-7Ekim 929:Simple(basit) diye adlandırılıyordu;Carolingion Hanedanlığı'nın bir üyesiydi.Fransa'yı Kral olarak (veya batı Fransa) 883-922/923 e kadar yönetti.),Viking Rollo'nun (vikinglerin ilk Kralı 860-932) krallığının Normandiya kısmına yerleşmesine izin verdi.1066 'da Normanlar savaşta William'ın komutası altındaydılar.Ve İngiltere'yi zaptettiler.Anglo-Saxon liderliğini Hasting savaşında yenerek.


Daha sonra yeni bir Anglo-Norman güc yapısını kurdular.Gelecekteki Rollo ile başlayan olayları kaydetmek önemlidir.Norman lider Fransa Kralı'nın vasalı idi;daha sonra onlar İngiltere Kralı olsalar bile. İngitere'de anarşi olarak bilinen,takip eden bir savaş ve huzursuzluk döneminde(1135-1154) Anglo-Norman Henedanlığını Angevin kralları başarı ile sonuçlandırıyordu.Gücün en yükseğinde Angevin'ler Normandy ve İngiltere'yi yanısıra Maine,Anjou,Touraine, Gaskonya ,Saintogne ve Akitanya'yı kontrol ediyorlardı.Böyle toprak kalabalığı bazen Angavin İmparatorluğu olarak biliniyordu.İngiltere kralı hala Fransa kralının vasalı idi.Doğrudan doğruya pekçok Fransa toprağını yönetiyordu o zaman Fransa kralından başka.Bu durum sürekli çatışma sebebi idi.Fransa bu durumu bir dereceye kadar savaşla çözdü:


Normandy'nin zaptı (1214) ,Saintogne savaşı (1242) ve sonuncusu Saint-Sardos savaşı (1324) Bu suretle kıtadaki nüfüsu azaltılan İngiltere'ye Gaskonya'nın küçük bir bölgesi kaldı.Ve Norman sarayını mücevherleri tamamiyle kayboldu. Erken 14.yüzyıla kadar pekçok İngiliz aristokrat büyük babalarının ve onların babalarının zengin kıta bölgesinde kontrole sahip olduğunu hala hatırlıyorlardı.Ve onlar burayı atalarının yurdu olarak kabul ediyorlardı.Bu toprakların mülkiyetini tekrar elde etmeyi motive ediyordu.

Hanedanlık Kargaşası:1314-1328

Kendine özgü olaylar savaşın Fransa'da yer almasına sebeb oluyordu.Direct Capetian krallığı ortaçağın en uzun devam eden hanedanlığı idi.Sülale bozulmadan devam ediyor krallar bu sürekliliği başarıyordu.1314'de Direct Capetian kralı Philip IV (1268-29 Kasım 1314) üç erkek mirasçı Louis X, Philip V ve Charles IV bırakarak öldü.En yaşlı oğul ve mirasçı ,Louis X 1316 'da öldü.Arkasında kendisinden sonra doğan biricik oğlu John I, ki doğumdan sonra aynı yıl içinde öldü. Ve bir kızevlat Joan ki onun babalık kaynağı şüpheliydi.

Savaşın Arifesinde:1328-1337


Philip'in tahta gelmesinden sonra,İngilizler hala Gaskonya'yı kontrol ediyordu.Gaskonya çok faydalı olan tuz ve şarap üretiyordu.O zaman zeamet (tımar) dan ayrı idi.İngiliz toprağında olmasına rağmen Fransız tacını tutuyordu.Onun mülkiyeti iki kral arasında bir savaş kemiği idi.Philip VI ,Edward'ın tanımasını bağımsızlık olarak talep ediyordu.Edward ise babasının kaybettiği toprakları geri almak istiyordu.1329 daki uzlaşma her iki tarafı da memnun etmedi.Yurtta çeşitli problemlerle yüz yüze gelerek,Edward Philip'i Fransa kralı olarak kabul ediyordu.Ve kendisinin Fransa tacındaki hakkınfan vazgeçiyordu.Gerçekte İngiliz'ler Gaskonya'yı tutuyordu.1333 de Edward III , David II of Scotland (David II 5 Mart 1324-22 Şubat 1371 İskoç Kralı) ile şavaşa gitti.Fransa Auld Alliance (İskoçya-Fransa birliği,bu birlik özellikle İngiltere'ye karşı olmaya amaçlıyordu.İlk defa böyle bir anlaşma Paris'te 23 Ekim 1295 de imzalandı)birleşmesi altında idi.Ve İskoç Bağımsızlığı'nın İkinci Savaşı (Second War of Scottish Independence) başladı. FransaPhilip, Birleşik Krallık dikkatini kuzey tarafa yoğunlaştırdığında,Gaskonya'yı tekrar elde etme fırsatını gördü.Mamafih savaş çabuk bir şekilde İngiltere tarafı için başarı idi.Ve David,Fransâ'ya kaçmaya zorlandı.Kral Edward ve Edward Balliol (yaklaşık 1282-1364 kısa süreli İskoç kralı) tarafından Temmuzda Halidon Tepesi Savaşı'nda (Battle of Halidon Hill) yenilmesinden sonra.1336 da Philip,David'i İskoç tahtına tekrar getirmek için ve aynı zamanda Gaskonya'yı da ele geçirmek amacıyla plan yapıyordu.


Savaş Başlangıcı :1337-1360


Fransız gemileri Manş Denizi sahil yerleşimini yakıp yıkmaya başlamıştı.Ve 1337 de philip Gaskonya'nın tımarlığını feodal kanunları zikrederek talep etti.Edward ,kendi Lordlarının istek ve ihtiyaçlarını dikkate almayarak yeminini bozmuştu.Edwar III. kendisinin gerçekte Fransa tacında hak sahibi olduğunu beyan ederek cevap verdi.Ve Aziz'lerin günündeki festivalde Lincoln piskoposu hanry Burghersh İngiltere kralına nispet için Paris'e vardı.Savaş ilan edilmişti.
Savaş başladığında,Fransa nüfusu yaklaşık 17 milyondu , buna karşın İngiltere nüfusu 4 milyondu.

Genelde Fransa'nın Avrupa'da en çok savaşçıya sahip olduğu kabul edilmektedir. Savaşın ilk yıllarında Edward III şimdiki Hollanda bölgesinin soyluları ve Flanders (Belçika,Fransa ve Hollanda'nın üst üste kapladığı bölgenin bir parçası) sakinleri ile ittifak yaptı.Fakat iki savaş sonrasında hiç bir başarı elde edilemedi.Birlik 1340 yılında dağıldı.Alman prenslerine yapılan devlet yardımı ödemeleri ve yurt dışında ordu tutmanın maliyeti İngiliz hükümetini iflasa sürüklüyor ve Edward'ın prestijine ağır bir şekilde zarar veriyordu. Denizde ,Fransa bazı zamanlarda üstünlük elde ediyordu.ceneviz gemilerinin ve tayfalarının sayesinde.İngiliz sahillerinde pekçok kasaba yağma ediliyordu.Bazen tekrarlı bir şekilde.Bu İngiliz sahilleri boyunca korkuya ve parçalanmaya sebeb oluyordu.Savaşın bu parçası süresinde Fransa'nın daimi bir şekilde istila edeceği korkusu vardı.


Fransa'nın deniz gücü İngiltere'deki ekonomik kırılmaya neden oluyordu.Çünkü,bu Flanders'e olan yün ticaretini kesiyordu.Ve Gaskonya'dan da şarap ticaretini.Mamafih,1340 yılında İngiliz ordusunun karadan inmesini engelleme denemesinde Fransız filosu hemen hemen tamamiyle Sluys Savaşı nda (Battle of Sluys) tahrip edildi. Bundan sonra İngiltere ,Fransa istilasını önleyerek Manş Denizi ' ni savaşın geri kalan kısmında idaresi altına alabilecekti.


İlk Barış:1360-1369

John II,oğlu Louis I i kendi lehine İngiltere'ye esir olarak göderdiğinde o 1362 yılında kaçtı.John II şövalye gibi kendisini teslim etti ve İngiltere'de tutsaklığa döndü.1364 yılında onuruyla tutsak olarak öldü.Ve Charles V (Fransa) (21 Ocak 1338- 16 Eylül 1380 1364 yılından ölene kadar Fransa kralı) Fransa kralı olarak onun yerine geçti. Brétigny Antlaşması Edward'ın Fransa tacındaki onun hak iddialarını tanımaz yaptı. Aynı zamanda o Aquitaine 'de topraklarını büyük bir şekilde genişletiyordu.Ve Calais'i zapt etmesini teyid ediyordu.Gerçekte,Edward Fransa tacındaki hak iddiasından asla vazgeçmedi.Ve Charles tahta çıkar çıkmaz Edward'ın yeni toprağını tekrar geri alarak özel bir durum yaptı.1369 yılında ,sudan sebeble Edward III Brétigny Antlaşması koşulları yerine getirmeyi başaramanıştı,Charles bir defa daha savaş ilan ettti.

Charles VI.altında Fransız zaferleri:1369-1389

Charles hükümdarlık dönemi,düzenli olarak İngiliz geri çekilmesini gördü. Battle of Auray( 24 Eylül 1364, yer Fransa'nın Auray kasabası) savaşın daki İngiliz zaferine rağmen.Britanya dükleri sonunda Fransa tahtı ile arabuluculuk yapıyordu.Breton askeri,Bertrand du Guesclin Yüzyıl Savaşlarında en başarılı generallerden biri haline geldi.

İkinci Barış:1389-1415

Henry IV (3 nisan 1367-20 Mart 1413) Fransa'ya sefer düzenlemeyi planlamış olmasına rağmen kısa krallık dönemi nedeniyle onu ugulamaya koymaya muktedir değildi.Aynı zamanda, Fransa kralı Charles VI deli olmak üzereydi,ve güç için açık bir çatışma başlamıştı kuzeni John the Fearless ve onun kardeşi Louis of Orléans arasında. Louis ' in bir cinayete kurban olmasından sonra , Armagnac ailesi John'a karşı politik gücü elde etti.1410 ' a kadar her iki taraf da, sivil savaşdaki İngiliz kuvvetlerinin yardımını elde etmeye çalışıyordu.


Anlam ve önemi

Yüzyıl Savaşları,askeri evrim zamanıydı.Silahlar,taktikler,ordu yapısı ve savaşın sosyal anlamındaki bütün değişimleri,savaşın isteklerine bir dereceye kadar cevap vermek,teknolojideki kısmen ilerleme,savaş düşüncesi derslerinde kısmen ilerleme.

sonuçları:

*Fransa savaşta galip gelerek topraklarını İngiliz işgalinden kurtarmıştır.
*Top ilk kez 1346 Kresty Savaşı'nda İngilizler tarafından kullanılmıştır.
*Ulusal duyguların gelişmesine yol açmıştır.
*Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da rahat ilerlemesine ve Fetret Devri'nde bir saldırıya uğramamasını sağlamıştır.
*İngiltere'de Çifte Gül adı verilen iç savaşlara neden olmuştur(1455-1485).


Silahlar


En meşhur İngiliz silahı English Longbow ,ayrıca Welsh Longbow(yaylı ok atan silah) olarak da isimlendirilir.Güçlü bir Orta Çağ silahı idi.Yaklaşık 6ft 6 inc (2.0 metre) uzunluğundaydı.İngilizler,İskoçlar ve Galler tarafından avcılık ve savaş silahı olarak kullanıldı.Yeni silah olmadığı o zamanda savaş içinde önemli rol oynadı.İngilizler'e pekçok savaşta taktik üstünlükler verdi.Fransızlar esas olarak yaylı tüfeklerine (crossbow) güveniyorlardı.Bu alet sık sık Cenovalı paralı askerlerce kullanılıyordu.Bu silahın sık

kullanılmasının nedeni kısa bir eğitim ve az bir ustalık gerektiriyor olmasıdır.


Savaş ve dostluk


Savaşın sonunda,Fransa ve İngiltere her ikisi de vergilerden sabit bir ordu yaratacak kadar paraya sahip oluyordu.Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden beri ilk defa Batı'da ve Merkezi Avrupa'da sabit bir ordu oluyordu.Kralları için tamamiyle yeni bir güç formunu temsil ediyorlardı.Onlar sadece Kraliyeti bir istiladan korumuyorlar ayrıca sabit ordular Kralı iç tehlikeden de koruyor ve toplumu kontrol altında tutuyordu.Bu ulus devletlerin erken merkezileşmesine giden gelşmenin büyük bir adımı idi.

Kaynak:Wikipedia

Yüzyıl Savaşları



Yüz yıl savaşları İngiltere kralı III.Edward'ın Fransa tahtında hak iddia etmesiyle 1337'de başlayan ve ancak 116 yıl sonra 1453'te sona eren savaşlar dizisidir.

Genel olarak 1337'de başlayıp 1453'te bittiği kabul edilen Yüz Yıl Savaşları, görünürde feodalite ve hanedan savaşlarıydı.
Feodal nitelikteydi, çünkü İngiltere kralı aynı zamanda Arquitania dükü olduğundan, Arquitania'daki uyrukları dükle bir sorunları olduğunda onun süzerenine, yani Fransa kralına başvurabiliyorlardı.
Hanedan çatışmalarının temelinde ise, Fransız baronlarının, Fransa kralı IV.Charles'ın ölümünden sonra yerine İngiltere kralı III.Edward'ı değil, VI.Philippe'i seçmeleri yatıyordu.


Fransa'nın toprakları olan, ama ekonomilerinin temeli İngiliz yününe dayanan Arquitani ve Flandr'daki olaylar, sonunda 1294'ten itibaren iki ülke arasındaki gerginliği iyice arttırdı. Babası II.Edward'ın öldürülmesinden sonra kral ilan edilen III.Edward, annesi İsabella of France'ı sürgüne gönderdi ve sevgilisi olan Mortimer'ı idam ettirdi (1330). Daha sonra da, Fransa kralı IV.Philippe'in anne tarafından dedesi olmasına dayanarak Fransa tahtı üzerinde hak iddia etti; böylece Yüz Yıl Savaşları patlak verdi.

İlk saldırıyı başlatan İngiliz orduları Crécy'de Fransızları yendi (1346) ve Calais'yi ele geçirdi. Poitiers'de bir zafer daha kazanan (1356) İngilizler, Fransa Kralı II.Jean'ı esir aldılar. Çaresiz kalan Fransızlar 1360'taki Brétigny Antlaşması'yla çok büyük topraklar kaybettiler. V.Charles döneminde, krallık orduları komutanı Bertrand du Guesclin'in önerisiyle benimsedikleri yeni stratejiye göre, İngilizlerle çarpışmaktan kaçınarak ve sırayla kuşatma harekatı yürüterek, kaybettikleri toprakların hemen hepsini 1374'ten önce geri aldılar.
Prensle arasındaki mücadeleyi fırsat bilen İngiltere kralı V.Henry yeniden Fransa üzerine yürüdü ve Agincourt Savaşı'nı (1415) kazanarak Normandiya'yı aldı. VI.Charles'ın imzalamak zorunda kaldığı Troyes Antlaşması'na (1420) göre, Fransa tahtının varisi V.Henry'nin oğlu VI.Henry olacaktı. Lorraine'li genç bir kızın, Jeanne d'Arc'ın inancı ve coşkusuyla yeni bir güç kazanan Fransız orduları Orléans'ı kurtardılar ve Reims'de veliaht VII.Charles'a taç giydirdiler.
Jeanne d'Arc'ın İngilizler tarafından diri diri yakılmasından (1431) sonra kral, İngiltere'nin müttefiki Bourgogne ile Arras Antlaşması'nı (1435) imzaladı, orduda reform yaptı ve güçlü bir topçu sınıfı kurdu. Bu sayede Fransızlar sırasıyla Paris'i (1436), Normandiya'yı (1450) ve Arquitania'yı (1453) geri aldılar. Böylece, herhangi bir anlaşma imzalanmadan savaş fiilen sona ermişti.

Özgeçmiş

Çatışmanın özgeçmişi 400 yıl öncesinde 911 de bulunur,Carolingion Charles The Simple(17 Eylül 879-7Ekim 929:Simple(basit) diye adlandırılıyordu;Carolingion Hanedanlığı'nın bir üyesiydi.Fransa'yı Kral olarak (veya batı Fransa) 883-922/923 e kadar yönetti.),Viking Rollo'nun (vikinglerin ilk Kralı 860-932) krallığının Normandiya kısmına yerleşmesine izin verdi.1066 'da Normanlar savaşta William'ın komutası altındaydılar.Ve İngiltere'yi zaptettiler.Anglo-Saxon liderliğini Hasting savaşında yenerek.


Daha sonra yeni bir Anglo-Norman güc yapısını kurdular.Gelecekteki Rollo ile başlayan olayları kaydetmek önemlidir.Norman lider Fransa Kralı'nın vasalı idi;daha sonra onlar İngiltere Kralı olsalar bile. İngitere'de anarşi olarak bilinen,takip eden bir savaş ve huzursuzluk döneminde(1135-1154) Anglo-Norman Henedanlığını Angevin kralları başarı ile sonuçlandırıyordu.Gücün en yükseğinde Angevin'ler Normandy ve İngiltere'yi yanısıra Maine,Anjou,Touraine, Gaskonya ,Saintogne ve Akitanya'yı kontrol ediyorlardı.Böyle toprak kalabalığı bazen Angavin İmparatorluğu olarak biliniyordu.İngiltere kralı hala Fransa kralının vasalı idi.Doğrudan doğruya pekçok Fransa toprağını yönetiyordu o zaman Fransa kralından başka.Bu durum sürekli çatışma sebebi idi.Fransa bu durumu bir dereceye kadar savaşla çözdü:


Normandy'nin zaptı (1214) ,Saintogne savaşı (1242) ve sonuncusu Saint-Sardos savaşı (1324) Bu suretle kıtadaki nüfüsu azaltılan İngiltere'ye Gaskonya'nın küçük bir bölgesi kaldı.Ve Norman sarayını mücevherleri tamamiyle kayboldu. Erken 14.yüzyıla kadar pekçok İngiliz aristokrat büyük babalarının ve onların babalarının zengin kıta bölgesinde kontrole sahip olduğunu hala hatırlıyorlardı.Ve onlar burayı atalarının yurdu olarak kabul ediyorlardı.Bu toprakların mülkiyetini tekrar elde etmeyi motive ediyordu.

Hanedanlık Kargaşası:1314-1328

Kendine özgü olaylar savaşın Fransa'da yer almasına sebeb oluyordu.Direct Capetian krallığı ortaçağın en uzun devam eden hanedanlığı idi.Sülale bozulmadan devam ediyor krallar bu sürekliliği başarıyordu.1314'de Direct Capetian kralı Philip IV (1268-29 Kasım 1314) üç erkek mirasçı Louis X, Philip V ve Charles IV bırakarak öldü.En yaşlı oğul ve mirasçı ,Louis X 1316 'da öldü.Arkasında kendisinden sonra doğan biricik oğlu John I, ki doğumdan sonra aynı yıl içinde öldü. Ve bir kızevlat Joan ki onun babalık kaynağı şüpheliydi.

Savaşın Arifesinde:1328-1337


Philip'in tahta gelmesinden sonra,İngilizler hala Gaskonya'yı kontrol ediyordu.Gaskonya çok faydalı olan tuz ve şarap üretiyordu.O zaman zeamet (tımar) dan ayrı idi.İngiliz toprağında olmasına rağmen Fransız tacını tutuyordu.Onun mülkiyeti iki kral arasında bir savaş kemiği idi.Philip VI ,Edward'ın tanımasını bağımsızlık olarak talep ediyordu.Edward ise babasının kaybettiği toprakları geri almak istiyordu.1329 daki uzlaşma her iki tarafı da memnun etmedi.Yurtta çeşitli problemlerle yüz yüze gelerek,Edward Philip'i Fransa kralı olarak kabul ediyordu.Ve kendisinin Fransa tacındaki hakkınfan vazgeçiyordu.Gerçekte İngiliz'ler Gaskonya'yı tutuyordu.1333 de Edward III , David II of Scotland (David II 5 Mart 1324-22 Şubat 1371 İskoç Kralı) ile şavaşa gitti.Fransa Auld Alliance (İskoçya-Fransa birliği,bu birlik özellikle İngiltere'ye karşı olmaya amaçlıyordu.İlk defa böyle bir anlaşma Paris'te 23 Ekim 1295 de imzalandı)birleşmesi altında idi.Ve İskoç Bağımsızlığı'nın İkinci Savaşı (Second War of Scottish Independence) başladı. FransaPhilip, Birleşik Krallık dikkatini kuzey tarafa yoğunlaştırdığında,Gaskonya'yı tekrar elde etme fırsatını gördü.Mamafih savaş çabuk bir şekilde İngiltere tarafı için başarı idi.Ve David,Fransâ'ya kaçmaya zorlandı.Kral Edward ve Edward Balliol (yaklaşık 1282-1364 kısa süreli İskoç kralı) tarafından Temmuzda Halidon Tepesi Savaşı'nda (Battle of Halidon Hill) yenilmesinden sonra.1336 da Philip,David'i İskoç tahtına tekrar getirmek için ve aynı zamanda Gaskonya'yı da ele geçirmek amacıyla plan yapıyordu.


Savaş Başlangıcı :1337-1360


Fransız gemileri Manş Denizi sahil yerleşimini yakıp yıkmaya başlamıştı.Ve 1337 de philip Gaskonya'nın tımarlığını feodal kanunları zikrederek talep etti.Edward ,kendi Lordlarının istek ve ihtiyaçlarını dikkate almayarak yeminini bozmuştu.Edwar III. kendisinin gerçekte Fransa tacında hak sahibi olduğunu beyan ederek cevap verdi.Ve Aziz'lerin günündeki festivalde Lincoln piskoposu hanry Burghersh İngiltere kralına nispet için Paris'e vardı.Savaş ilan edilmişti.
Savaş başladığında,Fransa nüfusu yaklaşık 17 milyondu , buna karşın İngiltere nüfusu 4 milyondu.

Genelde Fransa'nın Avrupa'da en çok savaşçıya sahip olduğu kabul edilmektedir. Savaşın ilk yıllarında Edward III şimdiki Hollanda bölgesinin soyluları ve Flanders (Belçika,Fransa ve Hollanda'nın üst üste kapladığı bölgenin bir parçası) sakinleri ile ittifak yaptı.Fakat iki savaş sonrasında hiç bir başarı elde edilemedi.Birlik 1340 yılında dağıldı.Alman prenslerine yapılan devlet yardımı ödemeleri ve yurt dışında ordu tutmanın maliyeti İngiliz hükümetini iflasa sürüklüyor ve Edward'ın prestijine ağır bir şekilde zarar veriyordu. Denizde ,Fransa bazı zamanlarda üstünlük elde ediyordu.ceneviz gemilerinin ve tayfalarının sayesinde.İngiliz sahillerinde pekçok kasaba yağma ediliyordu.Bazen tekrarlı bir şekilde.Bu İngiliz sahilleri boyunca korkuya ve parçalanmaya sebeb oluyordu.Savaşın bu parçası süresinde Fransa'nın daimi bir şekilde istila edeceği korkusu vardı.


Fransa'nın deniz gücü İngiltere'deki ekonomik kırılmaya neden oluyordu.Çünkü,bu Flanders'e olan yün ticaretini kesiyordu.Ve Gaskonya'dan da şarap ticaretini.Mamafih,1340 yılında İngiliz ordusunun karadan inmesini engelleme denemesinde Fransız filosu hemen hemen tamamiyle Sluys Savaşı nda (Battle of Sluys) tahrip edildi. Bundan sonra İngiltere ,Fransa istilasını önleyerek Manş Denizi ' ni savaşın geri kalan kısmında idaresi altına alabilecekti.


İlk Barış:1360-1369

John II,oğlu Louis I i kendi lehine İngiltere'ye esir olarak göderdiğinde o 1362 yılında kaçtı.John II şövalye gibi kendisini teslim etti ve İngiltere'de tutsaklığa döndü.1364 yılında onuruyla tutsak olarak öldü.Ve Charles V (Fransa) (21 Ocak 1338- 16 Eylül 1380 1364 yılından ölene kadar Fransa kralı) Fransa kralı olarak onun yerine geçti. Brétigny Antlaşması Edward'ın Fransa tacındaki onun hak iddialarını tanımaz yaptı. Aynı zamanda o Aquitaine 'de topraklarını büyük bir şekilde genişletiyordu.Ve Calais'i zapt etmesini teyid ediyordu.Gerçekte,Edward Fransa tacındaki hak iddiasından asla vazgeçmedi.Ve Charles tahta çıkar çıkmaz Edward'ın yeni toprağını tekrar geri alarak özel bir durum yaptı.1369 yılında ,sudan sebeble Edward III Brétigny Antlaşması koşulları yerine getirmeyi başaramanıştı,Charles bir defa daha savaş ilan ettti.

Charles VI.altında Fransız zaferleri:1369-1389

Charles hükümdarlık dönemi,düzenli olarak İngiliz geri çekilmesini gördü. Battle of Auray( 24 Eylül 1364, yer Fransa'nın Auray kasabası) savaşın daki İngiliz zaferine rağmen.Britanya dükleri sonunda Fransa tahtı ile arabuluculuk yapıyordu.Breton askeri,Bertrand du Guesclin Yüzyıl Savaşlarında en başarılı generallerden biri haline geldi.

İkinci Barış:1389-1415

Henry IV (3 nisan 1367-20 Mart 1413) Fransa'ya sefer düzenlemeyi planlamış olmasına rağmen kısa krallık dönemi nedeniyle onu ugulamaya koymaya muktedir değildi.Aynı zamanda, Fransa kralı Charles VI deli olmak üzereydi,ve güç için açık bir çatışma başlamıştı kuzeni John the Fearless ve onun kardeşi Louis of Orléans arasında. Louis ' in bir cinayete kurban olmasından sonra , Armagnac ailesi John'a karşı politik gücü elde etti.1410 ' a kadar her iki taraf da, sivil savaşdaki İngiliz kuvvetlerinin yardımını elde etmeye çalışıyordu.


Anlam ve önemi

Yüzyıl Savaşları,askeri evrim zamanıydı.Silahlar,taktikler,ordu yapısı ve savaşın sosyal anlamındaki bütün değişimleri,savaşın isteklerine bir dereceye kadar cevap vermek,teknolojideki kısmen ilerleme,savaş düşüncesi derslerinde kısmen ilerleme.

sonuçları:

*Fransa savaşta galip gelerek topraklarını İngiliz işgalinden kurtarmıştır.
*Top ilk kez 1346 Kresty Savaşı'nda İngilizler tarafından kullanılmıştır.
*Ulusal duyguların gelişmesine yol açmıştır.
*Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da rahat ilerlemesine ve Fetret Devri'nde bir saldırıya uğramamasını sağlamıştır.
*İngiltere'de Çifte Gül adı verilen iç savaşlara neden olmuştur(1455-1485).


Silahlar


En meşhur İngiliz silahı English Longbow ,ayrıca Welsh Longbow(yaylı ok atan silah) olarak da isimlendirilir.Güçlü bir Orta Çağ silahı idi.Yaklaşık 6ft 6 inc (2.0 metre) uzunluğundaydı.İngilizler,İskoçlar ve Galler tarafından avcılık ve savaş silahı olarak kullanıldı.Yeni silah olmadığı o zamanda savaş içinde önemli rol oynadı.İngilizler'e pekçok savaşta taktik üstünlükler verdi.Fransızlar esas olarak yaylı tüfeklerine (crossbow) güveniyorlardı.Bu alet sık sık Cenovalı paralı askerlerce kullanılıyordu.Bu silahın sık

kullanılmasının nedeni kısa bir eğitim ve az bir ustalık gerektiriyor olmasıdır.


Savaş ve dostluk


Savaşın sonunda,Fransa ve İngiltere her ikisi de vergilerden sabit bir ordu yaratacak kadar paraya sahip oluyordu.Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden beri ilk defa Batı'da ve Merkezi Avrupa'da sabit bir ordu oluyordu.Kralları için tamamiyle yeni bir güç formunu temsil ediyorlardı.Onlar sadece Kraliyeti bir istiladan korumuyorlar ayrıca sabit ordular Kralı iç tehlikeden de koruyor ve toplumu kontrol altında tutuyordu.Bu ulus devletlerin erken merkezileşmesine giden gelşmenin büyük bir adımı idi.

Kaynak:Wikipedia

17 Aralık 2007 Pazartesi

Dünyanın en eski aşıkları


DİYARBAKIR - Ilısu Baraj Gölü altında kalacak olan tarihi eserlerin kurtarılması amacıyla Bismil’de süren 9 kazıdan biri olan Hakemi Use Tepesi’ndeki kazılarda, tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılması sürerken, bereketli Mezopotamya toprakları insanlık tarihiyle özdeş olan aşkın ölümsüzlüğüne bir kez daha tanıklık etti.


Kazıda Neolotik (Yeni Taş Çağı) döneme ait mezarda birbirine sarılı ve sevgili oldukları değerlendirilen kadın ve erkek iskeletlerinin bulunduğu mezarın bulunması heyecan yarattı. Bu mezarın geçen yıl İtalya’nın kuzeyinde Verona şehri yakınlarındaki Mantua kazısında gün ışığına çıkartılan ve MÖ 5000’lere tarihlendirilen bir erkek ve bir kadının gömülü olduğu mezardan yaklaşık bin yıl daha eski olduğu bildirildi.


Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Halil Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hakemi Use Tepesi kazısının 2001 yılından bu yana Ilısu Baraj Gölü altında kalma riski olan arkeolojik kültür varlıklarını kurtarma ve belgelemeye yönelik Diyarbakır Arkeoloji Müdürlüğü başkanlığında, Hacettepe Üniversitesi’nden bir ekiple devam ettiğini anımsattı.


Höyüğün kuzey kesiminde Dicle Nehri ile olan bağlantısını anlamaya yönelik başlattıkları çalışmada, ancak 7. sezonunda ana toprağa ulaşma imkanı bulabildiklerini belirten Tekin, burada Neolotik döneme ait özellikle de tarımcı ve köy topluluğunun önemli bir evresini tespit ettiklerini hatırlattı.


İTALYA’DAKİ AŞIKLARDAN BİN YIL DAHA ESKİ


Tekin, Mezopotamya uygarlığının çok önemli bir döneminin varlığını Türkiye sınırları içerisinde tespit ettiklerini, Geç Neolotik Hassuna dönemine ait birbiriyle bütüncül üst üste kurulmuş 5 köyde tespit ettiklerini bunun yaklaşık 200-250 yıllık bir süreci kapsadığını söyledi.


Yaklaşık MÖ 6 bin 100 tarihlerine ait bu mezardaki iskeletlerin antropologlar tarafından incelenmek üzere Hacettepe Üniversitesine götürüldüğünü belirten Tekin, şöyle konuştu: “Henüz bilimsel çalışmalar sonuçlanmamış olmakla birlikte, otuzlu yaşlarda bir erkek ve yirmili yaşlarda bir kadın, yan yana gömülmüş ve gömme şekillerinden aynı zamanda öldüklerini anlıyoruz. Bireylerin gerçek yaşları ve ölüm nedenleri, geçirdikleri hastalıklar veya belki de ölüm nedenleri bir aşk cinayeti de olabilir. Bunun gibi ayrıntılı bilgiler çalışmalar sonuçlandıktan sonra netleşecek. Başları Güneydoğu’da olan bireylerden erkek olan sırtını kadına dönmüş daha genç olan kadın ise bir elini erkeğin omzuna doğru uzatırken bir bacağını da erkeğin üzerine atmış durumdadır. Geçen yıl İtalya’nın kuzeyinde Verona şehri yakınlarındaki Mantua kazısında gün ışığına çıkartılan ve MÖ 5 binlere tarihlendirilen bir erkek ve bir kadının gömülü olduğu mezardan yaklaşık bin yıl daha eski olan Hakemi Use bireylerinin gerek aynı mezar içinde yer almaları, gerekse yatış biçimleri bunların karı-koca veya sevgili olduklarını düşündürmektedir. Bu ön bilgilerin ışığında Hakemi Use çiftini kazılarda saptanmış Dünyanın en eski aşıklarına ait mezar diyebiliriz. Bugüne kadarki kazılarda saptanmış dünyanın en eski aşıklarına ait mezarı bulduk.”


Kaynak:www.ntvmsnbc.com

Dünyanın en eski aşıkları


DİYARBAKIR - Ilısu Baraj Gölü altında kalacak olan tarihi eserlerin kurtarılması amacıyla Bismil’de süren 9 kazıdan biri olan Hakemi Use Tepesi’ndeki kazılarda, tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılması sürerken, bereketli Mezopotamya toprakları insanlık tarihiyle özdeş olan aşkın ölümsüzlüğüne bir kez daha tanıklık etti.


Kazıda Neolotik (Yeni Taş Çağı) döneme ait mezarda birbirine sarılı ve sevgili oldukları değerlendirilen kadın ve erkek iskeletlerinin bulunduğu mezarın bulunması heyecan yarattı. Bu mezarın geçen yıl İtalya’nın kuzeyinde Verona şehri yakınlarındaki Mantua kazısında gün ışığına çıkartılan ve MÖ 5000’lere tarihlendirilen bir erkek ve bir kadının gömülü olduğu mezardan yaklaşık bin yıl daha eski olduğu bildirildi.


Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Halil Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hakemi Use Tepesi kazısının 2001 yılından bu yana Ilısu Baraj Gölü altında kalma riski olan arkeolojik kültür varlıklarını kurtarma ve belgelemeye yönelik Diyarbakır Arkeoloji Müdürlüğü başkanlığında, Hacettepe Üniversitesi’nden bir ekiple devam ettiğini anımsattı.


Höyüğün kuzey kesiminde Dicle Nehri ile olan bağlantısını anlamaya yönelik başlattıkları çalışmada, ancak 7. sezonunda ana toprağa ulaşma imkanı bulabildiklerini belirten Tekin, burada Neolotik döneme ait özellikle de tarımcı ve köy topluluğunun önemli bir evresini tespit ettiklerini hatırlattı.


İTALYA’DAKİ AŞIKLARDAN BİN YIL DAHA ESKİ


Tekin, Mezopotamya uygarlığının çok önemli bir döneminin varlığını Türkiye sınırları içerisinde tespit ettiklerini, Geç Neolotik Hassuna dönemine ait birbiriyle bütüncül üst üste kurulmuş 5 köyde tespit ettiklerini bunun yaklaşık 200-250 yıllık bir süreci kapsadığını söyledi.


Yaklaşık MÖ 6 bin 100 tarihlerine ait bu mezardaki iskeletlerin antropologlar tarafından incelenmek üzere Hacettepe Üniversitesine götürüldüğünü belirten Tekin, şöyle konuştu: “Henüz bilimsel çalışmalar sonuçlanmamış olmakla birlikte, otuzlu yaşlarda bir erkek ve yirmili yaşlarda bir kadın, yan yana gömülmüş ve gömme şekillerinden aynı zamanda öldüklerini anlıyoruz. Bireylerin gerçek yaşları ve ölüm nedenleri, geçirdikleri hastalıklar veya belki de ölüm nedenleri bir aşk cinayeti de olabilir. Bunun gibi ayrıntılı bilgiler çalışmalar sonuçlandıktan sonra netleşecek. Başları Güneydoğu’da olan bireylerden erkek olan sırtını kadına dönmüş daha genç olan kadın ise bir elini erkeğin omzuna doğru uzatırken bir bacağını da erkeğin üzerine atmış durumdadır. Geçen yıl İtalya’nın kuzeyinde Verona şehri yakınlarındaki Mantua kazısında gün ışığına çıkartılan ve MÖ 5 binlere tarihlendirilen bir erkek ve bir kadının gömülü olduğu mezardan yaklaşık bin yıl daha eski olan Hakemi Use bireylerinin gerek aynı mezar içinde yer almaları, gerekse yatış biçimleri bunların karı-koca veya sevgili olduklarını düşündürmektedir. Bu ön bilgilerin ışığında Hakemi Use çiftini kazılarda saptanmış Dünyanın en eski aşıklarına ait mezar diyebiliriz. Bugüne kadarki kazılarda saptanmış dünyanın en eski aşıklarına ait mezarı bulduk.”


Kaynak:www.ntvmsnbc.com

2. Kosova Savaşı ( 1448 )

2. Murat Varna Zaferi'nden sonra RUmeli'deki ilerleyişine devam etti.Mora'da Türk egemenliğini yeniden sağladı. Bu arada Arnavutluk'ta İskender Bey isyan etti.Osmanlı Devletinin bu isyanla uğraşmasını fırsat bilen Avrupalılar Varna yenilgisinin öcünü almak ve Osmanlı ilerleyişini durdurmak için yeniden haçlı ittifakı oluşturdular. Osmanlılar Erdel Voyvadasi Hünyani Yanoş komutasındaki yeni Haçlı ordusu ile Kosova Meydanı'nda yaptıkları savaşta büyük bir zafer kazandı.2. Kosova Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti Tuna Nehri'nin güneyindeki egemenliğini sağlamlaştırdı.

2. Kosova Savaşı ( 1448 )

2. Murat Varna Zaferi'nden sonra RUmeli'deki ilerleyişine devam etti.Mora'da Türk egemenliğini yeniden sağladı. Bu arada Arnavutluk'ta İskender Bey isyan etti.Osmanlı Devletinin bu isyanla uğraşmasını fırsat bilen Avrupalılar Varna yenilgisinin öcünü almak ve Osmanlı ilerleyişini durdurmak için yeniden haçlı ittifakı oluşturdular. Osmanlılar Erdel Voyvadasi Hünyani Yanoş komutasındaki yeni Haçlı ordusu ile Kosova Meydanı'nda yaptıkları savaşta büyük bir zafer kazandı.2. Kosova Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti Tuna Nehri'nin güneyindeki egemenliğini sağlamlaştırdı.

16 Aralık 2007 Pazar

Varna Savaşı ( 1444 )

Varna Savaşı

Küçük yaşta bir şehzadenin tahta geçmesini fırsat olarak gören Avrupa devletleri , Segedin Antlaşması'nı bozarak Haçlı Ordusu hazırladı. Macarlar ve Lehlilerin önderliğindeki haçlı ordusu , 1444'te Varna önlerine geldiğinde , Osmanli Devlet Adamlarının ve 2. Mehmet'in isteği doğrultusunda 2. Murat ordunun başına geçti. Osmanlı Ordusu , Varna'da karşılaştıkları haçlı ordusunu büyük bir yenilgiye uğrattı.Macar Krali Ladislas savaş sırasında öldü. Erdel Voyvadası Hünaydi Yanoş kaçtı.

Varna zaferi ,Osmanli Devleti'nin daha önce aldığı yenilgilerin izlerini sildi ve Balkanlarda'ki Osmanlı egemenliğini daha da arttırdı.

Varna Savaşı ( 1444 )

Varna Savaşı

Küçük yaşta bir şehzadenin tahta geçmesini fırsat olarak gören Avrupa devletleri , Segedin Antlaşması'nı bozarak Haçlı Ordusu hazırladı. Macarlar ve Lehlilerin önderliğindeki haçlı ordusu , 1444'te Varna önlerine geldiğinde , Osmanli Devlet Adamlarının ve 2. Mehmet'in isteği doğrultusunda 2. Murat ordunun başına geçti. Osmanlı Ordusu , Varna'da karşılaştıkları haçlı ordusunu büyük bir yenilgiye uğrattı.Macar Krali Ladislas savaş sırasında öldü. Erdel Voyvadası Hünaydi Yanoş kaçtı.

Varna zaferi ,Osmanli Devleti'nin daha önce aldığı yenilgilerin izlerini sildi ve Balkanlarda'ki Osmanlı egemenliğini daha da arttırdı.

Ankara Savaşı ( Sebep ve Sonuçları ) 1402

Sebepleri :

Timur yaptığı seferler ile , Altın Orda Devleti ,İran ve Irak'ı ele geçirerek Osmanlı sınırına dayandı.Kuzey Hindistan'ıda aldı.Çin'e sefer yapmayı planlayan timur bu sefer öncesi batı sınırından emin olmak ve kendine rakip olarak gördüğü Osmanlı Devletini yok etmek istiyordu.

Savaş :

Timur'un yenilgiye uğrattığı Karakoyunlu Hükümdari Kara Yusuf ile Bağdat Hükümdari Sultan Ahmet Celayir , Yıldırım'a ;Yıldırım'ın Anadolu Türk birliğini sağlama çalışırken beyliklere son verdiğini Anadolu Türk Beylikleri'de Timur a sığınmışlardı. Beyliklerin yeniden kurulmasını isteyen bu beylerin karşılıklı yaptıkları kışkırtmalarla, savaş kaçınılmaz hale geldi.

Timur 1400'de Anadolu'ya gelerek Sivas'ı ele geçirdi. Şehir muhafızlarını öldürdü.Yıldırım Beyezit durumu öğrenince harekete geçti. Sivas'tan ayrılan Timur, daha sonra Ankara'yı kuşattı. Osmanli Ordusunun Çubuk Ovasında olduğunu öğrenince oraya yöneldi.Sonuçta 2 ordu Ankara'nın Çubuk Ovasında karşılaştı (1402). Osmanlı Ordusundaki Anadolu Türk Beyliklerinden oluşan bazı birliklerin Timur'un tarafına geçmesi,Timurun ordusunda zırhlı süvarilerin ve fillerin olması Osmanlı Ordusunun yenilmesine yol açtı.Yıldırım Bayezit Timur a esir düştü.

Sonuçları :

Timur, Ankara Savaşı sonunda Karamanoğulları ,Germiyanoğulları , Aydınoğulları , Saruhanoğulları ,Menteşeoğulları ve Hamidoğulları beyliklerinin topraklarını geri verdi.Bu beyliklerin Timur egemenliğinde yeniden canlanması Anadoluda Türk Siyasi Birliğinin bozulmasına neden oldu. Ankara Savaşında alınan yenilgi nedeniyle uzun süredir kuşatma altında tutulan İstanbul'un fethi yarım asır sonraya kaldı. Rumelideki Türk ilerleyişi durdu. Fetret Devri başladı...

Ankara Savaşı ( Sebep ve Sonuçları ) 1402

Sebepleri :

Timur yaptığı seferler ile , Altın Orda Devleti ,İran ve Irak'ı ele geçirerek Osmanlı sınırına dayandı.Kuzey Hindistan'ıda aldı.Çin'e sefer yapmayı planlayan timur bu sefer öncesi batı sınırından emin olmak ve kendine rakip olarak gördüğü Osmanlı Devletini yok etmek istiyordu.

Savaş :

Timur'un yenilgiye uğrattığı Karakoyunlu Hükümdari Kara Yusuf ile Bağdat Hükümdari Sultan Ahmet Celayir , Yıldırım'a ;Yıldırım'ın Anadolu Türk birliğini sağlama çalışırken beyliklere son verdiğini Anadolu Türk Beylikleri'de Timur a sığınmışlardı. Beyliklerin yeniden kurulmasını isteyen bu beylerin karşılıklı yaptıkları kışkırtmalarla, savaş kaçınılmaz hale geldi.

Timur 1400'de Anadolu'ya gelerek Sivas'ı ele geçirdi. Şehir muhafızlarını öldürdü.Yıldırım Beyezit durumu öğrenince harekete geçti. Sivas'tan ayrılan Timur, daha sonra Ankara'yı kuşattı. Osmanli Ordusunun Çubuk Ovasında olduğunu öğrenince oraya yöneldi.Sonuçta 2 ordu Ankara'nın Çubuk Ovasında karşılaştı (1402). Osmanlı Ordusundaki Anadolu Türk Beyliklerinden oluşan bazı birliklerin Timur'un tarafına geçmesi,Timurun ordusunda zırhlı süvarilerin ve fillerin olması Osmanlı Ordusunun yenilmesine yol açtı.Yıldırım Bayezit Timur a esir düştü.

Sonuçları :

Timur, Ankara Savaşı sonunda Karamanoğulları ,Germiyanoğulları , Aydınoğulları , Saruhanoğulları ,Menteşeoğulları ve Hamidoğulları beyliklerinin topraklarını geri verdi.Bu beyliklerin Timur egemenliğinde yeniden canlanması Anadoluda Türk Siyasi Birliğinin bozulmasına neden oldu. Ankara Savaşında alınan yenilgi nedeniyle uzun süredir kuşatma altında tutulan İstanbul'un fethi yarım asır sonraya kaldı. Rumelideki Türk ilerleyişi durdu. Fetret Devri başladı...

15 Aralık 2007 Cumartesi

Niğbolu Savaşı ( 1396 )

Niğbolu Savaşı

Yıldırım Bayezit 1393'te Bulgar Krallığını ortadan kaldırarak, Bulgaristan topraklarının büyük bir kısmını Osmanlı'ya kattı.Böylece Osmanlı sınırları Tuna Nehri'ne kadar genişledi.Bosna ve Arnavutluk üzerine akınlar yapıldı. Osmanlı kuvvetlerinin macaristana kadar ilerlemesi ,İstanbul'un kuşatılması , Selanik'in fethedilmesi üzerine Osmanlıyı balkanlardan çıkarmak isteyen Avrupa Devletleri yeni bir Haçlı Ordusu hazırlayarak Niğbolu Kalesi'ni kuşattı.Yıldırım Bayezit komutasındaki Osmanlı Ordusu Niğbolu'ya geldi. 1396 yapılan savaşta haçlıları yenilgiye uğrattı.

Niğbolu zaferi , Osmanlı'nın Avrupadaki etkisini arttırdı.

Niğbolu Savaşı ( 1396 )

Niğbolu Savaşı

Yıldırım Bayezit 1393'te Bulgar Krallığını ortadan kaldırarak, Bulgaristan topraklarının büyük bir kısmını Osmanlı'ya kattı.Böylece Osmanlı sınırları Tuna Nehri'ne kadar genişledi.Bosna ve Arnavutluk üzerine akınlar yapıldı. Osmanlı kuvvetlerinin macaristana kadar ilerlemesi ,İstanbul'un kuşatılması , Selanik'in fethedilmesi üzerine Osmanlıyı balkanlardan çıkarmak isteyen Avrupa Devletleri yeni bir Haçlı Ordusu hazırlayarak Niğbolu Kalesi'ni kuşattı.Yıldırım Bayezit komutasındaki Osmanlı Ordusu Niğbolu'ya geldi. 1396 yapılan savaşta haçlıları yenilgiye uğrattı.

Niğbolu zaferi , Osmanlı'nın Avrupadaki etkisini arttırdı.

1. Kosova Savaşı ( 1389 )

Çirmen Savaşı'nda Sırpları yenilgiye uğrattıktan sonra Balkanlar'da yeni fetihlere başlayan Osmanlı Akıncılarının yenilmesinden cesaret alan Balkan devletleri yeni bir haçlı ordusu hazırladılar. 1. Murat Bulgar Krallığını bu ittifaktan ayırmayı başardı.

Osmanlı Devleti'ni Balkanlar'dan çıkarmayı amaçlayan Haçlı ordusu , Kosova'da 1. Murat komutasındaki Osmanlı ordusuyula karşılaştı. Savaşta 1. Murat , haçlı kuvvetlerini büyük bir bozguna uğrattı. Daha sonra, 1. Murat savaş alanını gezerken, bir sırp fedaisi tarafından hançerlenerek şehit edildi.

Kosova Zaferinden sonra Sırplar yeniden Osmanlı egemenliğini kabul etti. Kuzey Sırbistan yolu Osmanlılara açıldı.

1. Murat 'ın ölümü üzerine yerine Yıldırım Bayezit geçti.

1. Kosova Savaşı ( 1389 )

Çirmen Savaşı'nda Sırpları yenilgiye uğrattıktan sonra Balkanlar'da yeni fetihlere başlayan Osmanlı Akıncılarının yenilmesinden cesaret alan Balkan devletleri yeni bir haçlı ordusu hazırladılar. 1. Murat Bulgar Krallığını bu ittifaktan ayırmayı başardı.

Osmanlı Devleti'ni Balkanlar'dan çıkarmayı amaçlayan Haçlı ordusu , Kosova'da 1. Murat komutasındaki Osmanlı ordusuyula karşılaştı. Savaşta 1. Murat , haçlı kuvvetlerini büyük bir bozguna uğrattı. Daha sonra, 1. Murat savaş alanını gezerken, bir sırp fedaisi tarafından hançerlenerek şehit edildi.

Kosova Zaferinden sonra Sırplar yeniden Osmanlı egemenliğini kabul etti. Kuzey Sırbistan yolu Osmanlılara açıldı.

1. Murat 'ın ölümü üzerine yerine Yıldırım Bayezit geçti.

Osmanlı Padişahlarının Resimleri : Yıldırım Bayezit


Yıldırım Bayezıd Temsili Resim

Osmanlı Padişahlarının Resimleri : Yıldırım Bayezit


Yıldırım Bayezıd Temsili Resim

İstanbul'un Kusatilmasi

İstanbul'un kuşatılması

Yıldırım Bayezit'e karşı Karamanoğulları Beyliği ile ittifak yapan Bizans İmparatoru, bir yandan Anadolu'daki Türk beyliklerini, diğer taraftan da Avrupa devletlerini Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtıyordu.Bu gelişmeler üzerine Yıldırım Bayezıt İstanbul'u karadan ve denizden kuşattı. Niğbolu savaşının çıkması üzerine, yapılan kuşatma kaldırıldı. Niğbolu Savaşı'ndan sonra İstanbul yeniden kuşatıldı. Yıldırım Bayezıt kuşatma sürerken Bizans'ın Karadeniz ile bağlantısını kesmek için Anadolu Hisarı'nı yaptırdı. Osmanlı'nın elindeki toplar İstanbul'un surlarını yıkacak büyüklükte değildi. Ayrıca Anadolu'da ve Rumeli'de karışıklıklar çıkmıştı. Bu nedenlerle İstanbul kuşatması kaldırıldı. Bizans'ın Avrupa'dan yardım arayışlarının devam etmesi nedeniyle 1400 tarihinde tekrar gerçekleştirilen İstanbul kuşatması , doğuda görülen Timur tehlikesi üzerine kaldırıldı. Buna rağmen Bizans ile istenilen şartlarda bir antlaşma yapıldı.

Bu antlaşmaya göre;

* İstanbul'da bir Türk mahellesi kurulacak ve bir cami yapılacaktır.
* İstanbul'daki Türklerin davalarına bakmak için bir kadı tayin edilecek
* Bizans Osmanlı Devleti'ne her yıl vergi verecekti.

İstanbul'un Kusatilmasi

İstanbul'un kuşatılması

Yıldırım Bayezit'e karşı Karamanoğulları Beyliği ile ittifak yapan Bizans İmparatoru, bir yandan Anadolu'daki Türk beyliklerini, diğer taraftan da Avrupa devletlerini Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtıyordu.Bu gelişmeler üzerine Yıldırım Bayezıt İstanbul'u karadan ve denizden kuşattı. Niğbolu savaşının çıkması üzerine, yapılan kuşatma kaldırıldı. Niğbolu Savaşı'ndan sonra İstanbul yeniden kuşatıldı. Yıldırım Bayezıt kuşatma sürerken Bizans'ın Karadeniz ile bağlantısını kesmek için Anadolu Hisarı'nı yaptırdı. Osmanlı'nın elindeki toplar İstanbul'un surlarını yıkacak büyüklükte değildi. Ayrıca Anadolu'da ve Rumeli'de karışıklıklar çıkmıştı. Bu nedenlerle İstanbul kuşatması kaldırıldı. Bizans'ın Avrupa'dan yardım arayışlarının devam etmesi nedeniyle 1400 tarihinde tekrar gerçekleştirilen İstanbul kuşatması , doğuda görülen Timur tehlikesi üzerine kaldırıldı. Buna rağmen Bizans ile istenilen şartlarda bir antlaşma yapıldı.

Bu antlaşmaya göre;

* İstanbul'da bir Türk mahellesi kurulacak ve bir cami yapılacaktır.
* İstanbul'daki Türklerin davalarına bakmak için bir kadı tayin edilecek
* Bizans Osmanlı Devleti'ne her yıl vergi verecekti.

13 Aralık 2007 Perşembe

Edirne'nin Fethi ( 1362 )

Edirne'nin Fethi

Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da ilerleyebilmesi için öncelikle Edirne'nin alınması gerekiyordu. 1. Murat, ilk iş olarak Bizanslıların ve Sırpların Edirne'ye yardım göndermelerini engellemek için önemli yolları ele geçirdi. Daha sonra Sazlıdere mevkisinde Bizans - Bulgar ordularını yenerek Edirne'yi fethetti. Edirne, Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı. Edirne'nin alınması Osmanlının Balkanlar'a kesin şekilde yerleştiğini göstermesi bakımından önemlidir. Ardından filibe ve Gümülcine'nin alınması Bizans'ın Sırp ve Bulgar devletleriyle kara bağlantısını kesilmiş oldu.

Edirne'nin Fethi ( 1362 )

Edirne'nin Fethi

Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'da ilerleyebilmesi için öncelikle Edirne'nin alınması gerekiyordu. 1. Murat, ilk iş olarak Bizanslıların ve Sırpların Edirne'ye yardım göndermelerini engellemek için önemli yolları ele geçirdi. Daha sonra Sazlıdere mevkisinde Bizans - Bulgar ordularını yenerek Edirne'yi fethetti. Edirne, Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı. Edirne'nin alınması Osmanlının Balkanlar'a kesin şekilde yerleştiğini göstermesi bakımından önemlidir. Ardından filibe ve Gümülcine'nin alınması Bizans'ın Sırp ve Bulgar devletleriyle kara bağlantısını kesilmiş oldu.