24 Eylül 2010 Cuma

Kosova Cumhuriyeti

Kosova Cumhuriyeti


Başkent: Priştine
Nüfus: 2,126,708
Yüzölçümü: 10,887 km2
Para Birimi: 1 euro = 100 sent
Etnik dağılım: Arnavut %88, Sırp %7, Türk %1, diğer %4

Kosova’nın Tarihi ve Bağımsızlığı


17 Şubat 2008 ile beraber Balkanlar’ın ortası sayılabilecek bir yerde, yeni bir cumhuriyet doğdu: Kosova Cumhuriyeti.
Kosova'yı ilk tanıyan ülke Kosta Rika, ikinci ülke Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Türkiye, Arnavutluk, İngiltere ve Afganistan da Kosova'yı tanıyan ilk ülkelerdendir.
Bu bağımsızlığı tanımayacağını ilan eden Yunanistan, Güney Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, Sırbistan ve Rusya´ya göre burası hâlen Sırbistan’a bağlı özerk bir bölgedir.
Bağımsızlık ilanı sonrasında Kosova'yı tanıyan ülkeler arasına Japonya, Macaristan ve Hırvatistan da katılmıştır. En son Somali 19 Mayıs 2010 Çarşamba tarihinde Kosova'nın 17 Şubat 2008’de tek taraflı olarak ilan ettiği bağımsızlığını resmen tanıyan 69. ülke olmuştur. 19 Mayıs 2010 itibarıyla, Kosova Cumhuriyeti, 69 ülke tarafından tanınan bir cumhuriyettir. Bu tanıma süreci sürekli gelişerek devam edecek bir seyir izlemektedir.
ABD, NATO ve AB, Kosova'nın bağımsızlığını tanıma konusunda hemfikirdir. 2008'in Şubat ayının 17'sinde tek taraflı bağımsızlık ilan edildi. Rusya, Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Sırbistan, İspanya ve Azerbaycan, bağımsızlığa karşı çıkan devletlerdir. Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan'ın bağımsızlığa karşı çıkma nedeni, Kosova'nın, KKTC için bir örnek olmasıdır. Azerbaycan, Ermeniler tarafından işgal edilen ve (Ermenistan dâhil) tanınmayan "Dağlık Karabağ Cumhuriyeti"ne örnek teşkil edeceği için Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıkıyor. İspanya ise toprakları içinde özerk durumda bulunan Bask Ülkesi ve Katalonya'nın benzer şekilde bağımsızlık ilan etmesinden korktuğu için Kosova'nın bağımsızlığını tanımıyor. Rusya'nın mazereti ise tam tersine, batılı devletlerin diğer yeni bağımsız olan ülkeleri (Abhazya, Güney Osetya, Kuzey Kıbrıs vb.) tanımadıkları için uyguladıkları çifte standart. Rusya devlet başkanı Putin, KKTC'nin 40 yıldır tanınmadığı hâlde batılı devletlerin Kosova'yı hemen bağımsız hâle getirmelerini sağladıkları için batılı devletleri "ikiyüzlü" olarak nitelendirmiştir ve "Bundan utanmalısınız..." demiştir. Kosova, 17 Şubat 2008 pazar günü bağımsızlığını ilan etmiştir.
Kosova, dünyanın en yeni devleti, dana önce bu sıfat Karadağ’ın elindeydi. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra Kosova’yı ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye Cumhuriyeti oldu. Bugüne kadar Kosova’yı Türkiye'nin de içinde olduğu 64 ülke tanıdı. Müslüman Kosova'yı Avrupa ülkeleri ve ABD tanırken malesef henüz pek çok müslüman ülke ve Orta Asya Türk devletleri tanımadı. Türkiye'nin İslam Konferansı dahilindeki ülkelere Kosova'yı tanımaları için çalışmalar yaptığı biliniyor.
Kosova'nın bağımsızlığının Bosna-Hersek sınırları içerisinde bulunan Sırp Cumhuriyeti'nin bağımsızlık taleplerinin artmasına ve Sırbistan içerisinde bulunan Voyvodina özerk bölgesindeki etnik istikrarsızlığın artarak sürmesine yol açması beklenmektedir. Yunanistan ise Makedonya bölgesindeki bağımsızlık taleplerinin şiddetlenmesinden endişe etmektedir. KKTC'nin başarılı bir dış politika ile bağımsızlık yolunda önemli bir adım atması da beklenenler arasındadır.

Kosova’da Konuşulan Diller

Kosova Cumhuriyeti'nin resmî dilleri Arnavutça ve Sırpçadır. Bunun yanında, Kosova Anayasası’nda Türkçe, Boşnakça ve Romca da belediyeler statüsünde resmî dil hüviyeti elde edebilir. Bu ek diller içinde Türkçenin birçok belediyede resmiyeti söz konusudur. Resmî diller dışında Gora bölgesinde Goralılar tarafından kullanılan dil, “Boşnakça ile Makedonca arasında” şeklinde tarif edilmektedir.


Kosova’da Siyasi Yaşam

Kosova’da Arnavut ve Sırpların siyasî arenada birden çok partileri vardır. Türkler ve Goralılar tek parti ile siyasî düzlemde temsil edilmektedirler.
Kosova Türklerinin tek siyasî temsilcisi Kosova Demokratik Türk Partisi’dir. KDTP, 1990 yılından itibaren çok partili sisteme geçişle Kosova Türklerini siyasî arenada temsil etmektedir. Savaştan sonra 3 dönem genel seçimlerde milletvekili elde eden KDTP, 2008’de de mecliste milletvekili, bakan ve de bakan yardımcılığı ile temsil edilmektedir.
Kosova, Birleşmiş Milletler’e ,ye değildir, zamanla dünya barışı için çeşitli atılımlar yapılacaktır ki yapılmaktadır.


Kosova İklimi ve Coğrafyası

Kosova 10.912 km2lik alana, 2 milyonun üzerinde nüfusa sahiptir. Kuzeybatısında Karadağ, kuzey ve doğusunda Sırbistan, güneyinde Makedonya ve güneybatısında Arnavutluk bulunmaktadır. En büyük yerleşim merkezi başkent Priştine'dir. Koordinatları 42,6394 (42°38'21.840"N) kuzey enlemi ve 21,0961 (21°5'45.960"E) doğu boylamıdır.

Kosova'nın iklimi karasal iklimdir. Kışları soğuk ve kar yağışlıdır; yazları ise sıcak ve kurak geçer.



Kosova Cumhuriyeti

Kosova Cumhuriyeti


Başkent: Priştine
Nüfus: 2,126,708
Yüzölçümü: 10,887 km2
Para Birimi: 1 euro = 100 sent
Etnik dağılım: Arnavut %88, Sırp %7, Türk %1, diğer %4

Kosova’nın Tarihi ve Bağımsızlığı


17 Şubat 2008 ile beraber Balkanlar’ın ortası sayılabilecek bir yerde, yeni bir cumhuriyet doğdu: Kosova Cumhuriyeti.
Kosova'yı ilk tanıyan ülke Kosta Rika, ikinci ülke Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Türkiye, Arnavutluk, İngiltere ve Afganistan da Kosova'yı tanıyan ilk ülkelerdendir.
Bu bağımsızlığı tanımayacağını ilan eden Yunanistan, Güney Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, Sırbistan ve Rusya´ya göre burası hâlen Sırbistan’a bağlı özerk bir bölgedir.
Bağımsızlık ilanı sonrasında Kosova'yı tanıyan ülkeler arasına Japonya, Macaristan ve Hırvatistan da katılmıştır. En son Somali 19 Mayıs 2010 Çarşamba tarihinde Kosova'nın 17 Şubat 2008’de tek taraflı olarak ilan ettiği bağımsızlığını resmen tanıyan 69. ülke olmuştur. 19 Mayıs 2010 itibarıyla, Kosova Cumhuriyeti, 69 ülke tarafından tanınan bir cumhuriyettir. Bu tanıma süreci sürekli gelişerek devam edecek bir seyir izlemektedir.
ABD, NATO ve AB, Kosova'nın bağımsızlığını tanıma konusunda hemfikirdir. 2008'in Şubat ayının 17'sinde tek taraflı bağımsızlık ilan edildi. Rusya, Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Sırbistan, İspanya ve Azerbaycan, bağımsızlığa karşı çıkan devletlerdir. Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan'ın bağımsızlığa karşı çıkma nedeni, Kosova'nın, KKTC için bir örnek olmasıdır. Azerbaycan, Ermeniler tarafından işgal edilen ve (Ermenistan dâhil) tanınmayan "Dağlık Karabağ Cumhuriyeti"ne örnek teşkil edeceği için Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıkıyor. İspanya ise toprakları içinde özerk durumda bulunan Bask Ülkesi ve Katalonya'nın benzer şekilde bağımsızlık ilan etmesinden korktuğu için Kosova'nın bağımsızlığını tanımıyor. Rusya'nın mazereti ise tam tersine, batılı devletlerin diğer yeni bağımsız olan ülkeleri (Abhazya, Güney Osetya, Kuzey Kıbrıs vb.) tanımadıkları için uyguladıkları çifte standart. Rusya devlet başkanı Putin, KKTC'nin 40 yıldır tanınmadığı hâlde batılı devletlerin Kosova'yı hemen bağımsız hâle getirmelerini sağladıkları için batılı devletleri "ikiyüzlü" olarak nitelendirmiştir ve "Bundan utanmalısınız..." demiştir. Kosova, 17 Şubat 2008 pazar günü bağımsızlığını ilan etmiştir.
Kosova, dünyanın en yeni devleti, dana önce bu sıfat Karadağ’ın elindeydi. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra Kosova’yı ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye Cumhuriyeti oldu. Bugüne kadar Kosova’yı Türkiye'nin de içinde olduğu 64 ülke tanıdı. Müslüman Kosova'yı Avrupa ülkeleri ve ABD tanırken malesef henüz pek çok müslüman ülke ve Orta Asya Türk devletleri tanımadı. Türkiye'nin İslam Konferansı dahilindeki ülkelere Kosova'yı tanımaları için çalışmalar yaptığı biliniyor.
Kosova'nın bağımsızlığının Bosna-Hersek sınırları içerisinde bulunan Sırp Cumhuriyeti'nin bağımsızlık taleplerinin artmasına ve Sırbistan içerisinde bulunan Voyvodina özerk bölgesindeki etnik istikrarsızlığın artarak sürmesine yol açması beklenmektedir. Yunanistan ise Makedonya bölgesindeki bağımsızlık taleplerinin şiddetlenmesinden endişe etmektedir. KKTC'nin başarılı bir dış politika ile bağımsızlık yolunda önemli bir adım atması da beklenenler arasındadır.

Kosova’da Konuşulan Diller

Kosova Cumhuriyeti'nin resmî dilleri Arnavutça ve Sırpçadır. Bunun yanında, Kosova Anayasası’nda Türkçe, Boşnakça ve Romca da belediyeler statüsünde resmî dil hüviyeti elde edebilir. Bu ek diller içinde Türkçenin birçok belediyede resmiyeti söz konusudur. Resmî diller dışında Gora bölgesinde Goralılar tarafından kullanılan dil, “Boşnakça ile Makedonca arasında” şeklinde tarif edilmektedir.


Kosova’da Siyasi Yaşam

Kosova’da Arnavut ve Sırpların siyasî arenada birden çok partileri vardır. Türkler ve Goralılar tek parti ile siyasî düzlemde temsil edilmektedirler.
Kosova Türklerinin tek siyasî temsilcisi Kosova Demokratik Türk Partisi’dir. KDTP, 1990 yılından itibaren çok partili sisteme geçişle Kosova Türklerini siyasî arenada temsil etmektedir. Savaştan sonra 3 dönem genel seçimlerde milletvekili elde eden KDTP, 2008’de de mecliste milletvekili, bakan ve de bakan yardımcılığı ile temsil edilmektedir.
Kosova, Birleşmiş Milletler’e ,ye değildir, zamanla dünya barışı için çeşitli atılımlar yapılacaktır ki yapılmaktadır.


Kosova İklimi ve Coğrafyası

Kosova 10.912 km2lik alana, 2 milyonun üzerinde nüfusa sahiptir. Kuzeybatısında Karadağ, kuzey ve doğusunda Sırbistan, güneyinde Makedonya ve güneybatısında Arnavutluk bulunmaktadır. En büyük yerleşim merkezi başkent Priştine'dir. Koordinatları 42,6394 (42°38'21.840"N) kuzey enlemi ve 21,0961 (21°5'45.960"E) doğu boylamıdır.

Kosova'nın iklimi karasal iklimdir. Kışları soğuk ve kar yağışlıdır; yazları ise sıcak ve kurak geçer.



20 Eylül 2010 Pazartesi

Ekosistem Nedir,Ekosistem Özellikleri Ve Ekosistem Çeşitleri

Ekosistem Nedir,Ekosistem Özellikleri Ve Ekosistem Çeşitleri

Canlılarla (hayvanlar,bitkiler,mikroorganizmalar) içinde bulundukları maddi ortamı birleştiren fonksiyonel (işlevsel) bütündür.

Yeryüzünde canlı yaratıkların tümü, biyosfer denilen ince bir kabukta yaşar. Biyosferin belirgin özelliği onu oluşturan hayvan ve bitki türlerinin çok çeşitliliği ve yapısındaki düzensizliktir. Bu düzensizlik, canlı yaratıklarla fizik ortam öğelerinin eşitsizlik eşitsiz dağılımında açıkça görülür


Ama bu çeşitliliğe karşın, canlıların biyosferdeki yerleşimi bir kargaşa şeklinde değildir. 1935 yılında ingiliz botanikçisi Arthur C. Tansleyin ekosistem adına verdiği birimler halindedir.


Belirli bir ortamda yaşayan canlıların tümüne biyosenoz, bunların barındıkları ortama da biyotop denir. Ekosistem bu ikisinin ilişkisi ortak tanımlanabilir Biyotop + Biyosentez = Ekosistem


A. EKOSİSTEMDE YAŞAYAN CANLILARIN İŞLEVLERİ


a. Ekolojik Piramit


Bütün ekosistemi özetlemek için ekolojik pramid yararlı bir yoldur. Piramit yaşayan canlıların enerjilerini nasıl elde ettiklerine göre yukarıdan aşağıya (yaklaşık olarak yediklerine göre) bir listedir. Piramid�in her bir tabakasının (bölümden bölüme) genişliği yaşayan canlıların (bireyin sayısını, türün sayısını değil) nasıl çoğaldığını göstermektedir.

Enerjiyi nasıl elde ettiklerine göre yaşayan tüm varlıklar kategorilerden birine girerler :


Ekosistemi oluşturan öğeler, başlıca dört gurupta toplanır.


1-Cansız varlıklar. (inorganik ve organik maddeler)


2-Primer üreticiler. (yeşil bitkiler)

3-Tüketiciler (bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyenler)

4-Ayrıştıcılar (bakteri ve mantarlar)

b. Üreticiler Tüketiciler Ayrıştırıcılar .



Üreticiler, klorofil içeren yeşil yapraklı bitkilerdir. Bu klorofil ile havada ki CO2i ve sudan (şekerler) karbonhidratlar yapmak için ihtiyaçları olan güneşin enerjisini tutarlar. Bu üretim sürecine fotosentez denir. Bitkiler büyüme ve tüm diğer gelişme süreçleri için karbonhidrat temin eder. Bitkiler dışında yaşayan canlılardan hiç birinin gıdasını üretememesi önemli bir noktadır. Bu nedenle onlara üreticiler denir.


Tüketiciler, direk veya indirek üreticilerin ürettiklerini (karbonhidratla) yiyerek yaşayan hayvanlardır. Tüketiciler daha fazla gruplara bölünebilirler: Birinci tür, ikinci tür, üçüncü tür vb. Birinci tür otçul hayvanları (bitki yiyenler) kapsar. İkinci tür et obur hayvanlardır, örümcekler, kurbağalar gibi, parazit (alsak böcekler) ki birinci türün tüketicilerini yerler. Üçüncü tür, yılanlar gibi et obur hayvanlardır ki ikinci türün tüketicilerini yerler. Tüketiciler grubunun son halkasını örneğin; kaplanlar kartallar veya insanlar oluşturur, yüksek tüketici sınıfı adını alırlar.


Ayrıştırıcılar, bazı nematod ve böcekler gibi küçük hayvanlar ve bakteri ve mantarlar gibi mikroorganizmalardır ki tüketici ve üreticilerin (düşen yapraklar, ölü gövdeler, hayvanların gübresi vb.) atıklarını (organik materyali) yiyerek yaşarlar. Toprakta yaşayan ayrıştırıcıların sayısı çok büyüktür (verimli torağın 1 gramın da 1.000.000.000 dan daha çok) ayrıştırıcıların en önemli fonksiyonu organik materyalden bitkilerin kullanabileceği mineralleri yapmaktır. Sonra bu mineraller bitkiler tarafından absorbe edilebilir.


c. Ekosistemlerin Belirgin Özelikleri


Bir ekosistem biyosferin, bir bölümü ya da parçasıdır ; büyüklüğü ya da genişliği çok değişik olabilir. Bir su birikintisi, bir buğday tarlası birer ekosistemdir. Fakat kurumuş bir Ağaç kütüğü gibi son derece belirgin ve dar sınırlı öğeler de birer ekosistem parçası sayılabilir. Ama kısıtlı ekosistemlerin genellikle zaman içinde sınırlı bir yaşamı vardır. Bu yüzden bunlar birer ekosistem parçası sayılır, sinüzi adıyla anılır. Bunun tam tersine Afrika savanaları ya da Avrupanın geniş yapraklı ormanları gibi, kimi ekosistemler çok geniş bölgeleri kaplar. İklimin denetimi altında bulunan kutuplardan ekvatora kadar az çok paralel bölgelere yayılan bu öğeler deformasyon (oluşum) veya biyom adıyla anılır. Bunlar, bir genel görünümün kendine özgü bir direy (fauna) ve bitey (flora) içeren karakteristik ana öğeleridir.


Boyutları ne olursa olsun, bir ekosistemin sınırları az çok belirgindir. Çoğunlukla birbirine komşu ekosistem arasında bir geçiş bölgesi (ekoton) vardır. Geçiş bölgesi, (bilgi yelpazesi.net)bir ormanın kıyı çizgisi gibi veya ekvator ormanından savanalara geçişte olduğu gibi yaygın bir bölge olabilir. Ekotonların belirgin özelliği, kendine özgü iklimi ve daha zengin direyidir. Bunun için, kıyı kuşu türlerinin sayısı kara ve açık deniz kuşlarınınkinden fazladır. (Çünkü kıyı kesimi, anakara ile Okyanus arasında bir ekoton oluşturur.)


Ekosistemlerin sınırlarının belirlenmesi, özellikle hayvan sayısı göz önünde bulundurulacak olursa, hiç de kolay değildir


Bu konuda birçok örnekleme ve istatistik verilerini değerlendirme yöntemleri bulunmuştur. Bu bakımdan, belli başlı hayvan türlerinin bolluğunu, dağılımını, yıllık çevrimlerini, sayılarının azalıp çoğalmasını, metabolizmalarını bilmek gerekir. Bu veriler ya yerinde ya da yetiştirme yoluyla elde edilebilir. Bu birinci aşama tamamlandıktan sonradır ki, ekosistemleri yapısını ve işleyişini incelemeye başlamak mümkün olabilir.


B. BESLENME İLİŞKİLERİ


Dünyamızdaki bütün canlılar beslenme bakımından ototrof ve heterotrof olarak iki grupta toplanabilir.


İnorganik maddelerden organik besin yapanlara, ototrof (üretici) denir. Bunu yapamayıp da hazır organik besin kullananlara da heterotrof (tüketici) denir.


1. Ototrof Canlılar


Fotosentez yapanlar (Fotoototroflar) ve kemosentez yapanlar (Kemoototroflar) olarak iki grupta toplanabilir.


a. Fotosentez Yapanlar : Yeşil bitkiler, bazı bakteriler, mavi-yeşil alg'ler ve bazı tek hücreliler tarafından klorofillerde gerçekleştirilir.


b. Kemosentez Yapanlar : Işık enerjisi kullanılmaz. Sadece bazı bakteri türleri tarafından gerçekleştirilir. Klorofil ve kloroplastları yoktur. Kimyasal enerjiyi kullanarak CO2 ve H2O yu birleştirerek organik besin yaparlar.


2. Heterotrof Canlılar


Organik besinlerini hazır olarak alan canlılardır. Besinleri alma biçimine göre üçe ayrılır.


a. Holozoik Yaşam : Besinlerini daha çok katı ve büyük parçalar halinde alan canlılardır.


Etçiller (Karnivorlar) : Daha çok hayvansal besinlerle beslenirler. Aslan, kedi, kurt bu gruba örnek verilebilir.


Otçullar (Herbivorlar) : Daha çok bitkisel kaynaklı besinlerle beslenirler. Keçi, Koyun, İnek, Kaplumbağa, Kirpi bu gruba örnek verilebilir. Bu hayvanların diş yapıları ve sindirim sistemleri selülozu sindirecek şekilde özelleşmiştir.


Etçil ve Otçullar (Omnivorlar) : Hem bitkisel hemde hayvansal kaynaklı besinlerle beslenirler. İnsan, bazı balıklar, bazı kuşlar bu gruba girer. Dişleri hem parçalayıcı, hem kesici olarak bulunur.


b. Simbiyoz (Birlikte) Yaşam: Bu gruptaki canlılar birbirleri üzerinde veya içinde yaşarlar. Bazı birlikler zararlı, bazıları faydalıdır.


Kommensalizm: Zararsız bir birliktir. Beraber yaşayan canlılardan biri fayda elde ederken diğerinin faydası veya zararı yoktur. İnsanların ağız ve bağırsak bölgelerinde yaşayan bazı bakteriler bu şekildedir.


Köpek balıkları ile onların karın bölgelerine tutunarak yaşayan Echeneis balıkları da buna örnektir. Bu balıklar köpek balığının parçaladığı besinleri kullanırken köpek balığına fayda veya zarar vermezler.


Mutualizm: Karşılıklı fayda esasına dayalı bir yaşam birliğidir.


Likenler mantarlarla, alglerin (su yosunları) oluşturduğu bir mutualist yaşam örneğidir. Mantar, su yosununa CO2 ve H2O verirken, bunun karşılığında O2 ve besin alır.


Parazitlik : Beraber yaşayan iki canlıdan biri fayda görür. Bu esnada faydalandığı canlıya zarar verir. Bu yüzden bu birliklere zararlı birlikler denir. İki canlı ayrılacak olursa, fayda gören bu faydayı kaybettiği için yaşamını yitirebilir.


D. EKOSİSTEMLER


Ekosistem'ler tabiattaki olayların meydana geldiği küçültülmüş birer model'dirler.


Bir yaşama birliği olan ekosistemde üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar olmak üzere üç canlı grubu bulunmalıdır. Üreticileri, fotosentetik ve kemosentetik canlılar oluşturur. Tüketicileri ise en çok etçil ve otçullar oluşturur. Ayrıştırıcılar ise saprofit bakteri ve mantarlardan meydana gelir.


Ekosistemlerde bir besin ve enerji zinciri olup, bunun ana kaynağı güneştir. Enerji ve maddelerin devirli olarak kullanılması ekosistemlerin en önemli görevidir.

Ekosistem'de ototrofların gerçekleştirdiği en önemli olay fotosentez, heterotrofların solunum ve saprofitlerin gerçekleştirdiği en önemli olay ise organik artıkların çürütülmesidir.

Ekosistem Nedir,Ekosistem Özellikleri Ve Ekosistem Çeşitleri

Ekosistem Nedir,Ekosistem Özellikleri Ve Ekosistem Çeşitleri

Canlılarla (hayvanlar,bitkiler,mikroorganizmalar) içinde bulundukları maddi ortamı birleştiren fonksiyonel (işlevsel) bütündür.

Yeryüzünde canlı yaratıkların tümü, biyosfer denilen ince bir kabukta yaşar. Biyosferin belirgin özelliği onu oluşturan hayvan ve bitki türlerinin çok çeşitliliği ve yapısındaki düzensizliktir. Bu düzensizlik, canlı yaratıklarla fizik ortam öğelerinin eşitsizlik eşitsiz dağılımında açıkça görülür


Ama bu çeşitliliğe karşın, canlıların biyosferdeki yerleşimi bir kargaşa şeklinde değildir. 1935 yılında ingiliz botanikçisi Arthur C. Tansleyin ekosistem adına verdiği birimler halindedir.


Belirli bir ortamda yaşayan canlıların tümüne biyosenoz, bunların barındıkları ortama da biyotop denir. Ekosistem bu ikisinin ilişkisi ortak tanımlanabilir Biyotop + Biyosentez = Ekosistem


A. EKOSİSTEMDE YAŞAYAN CANLILARIN İŞLEVLERİ


a. Ekolojik Piramit


Bütün ekosistemi özetlemek için ekolojik pramid yararlı bir yoldur. Piramit yaşayan canlıların enerjilerini nasıl elde ettiklerine göre yukarıdan aşağıya (yaklaşık olarak yediklerine göre) bir listedir. Piramid�in her bir tabakasının (bölümden bölüme) genişliği yaşayan canlıların (bireyin sayısını, türün sayısını değil) nasıl çoğaldığını göstermektedir.

Enerjiyi nasıl elde ettiklerine göre yaşayan tüm varlıklar kategorilerden birine girerler :


Ekosistemi oluşturan öğeler, başlıca dört gurupta toplanır.


1-Cansız varlıklar. (inorganik ve organik maddeler)


2-Primer üreticiler. (yeşil bitkiler)

3-Tüketiciler (bitkisel ve hayvansal maddeleri yiyenler)

4-Ayrıştıcılar (bakteri ve mantarlar)

b. Üreticiler Tüketiciler Ayrıştırıcılar .



Üreticiler, klorofil içeren yeşil yapraklı bitkilerdir. Bu klorofil ile havada ki CO2i ve sudan (şekerler) karbonhidratlar yapmak için ihtiyaçları olan güneşin enerjisini tutarlar. Bu üretim sürecine fotosentez denir. Bitkiler büyüme ve tüm diğer gelişme süreçleri için karbonhidrat temin eder. Bitkiler dışında yaşayan canlılardan hiç birinin gıdasını üretememesi önemli bir noktadır. Bu nedenle onlara üreticiler denir.


Tüketiciler, direk veya indirek üreticilerin ürettiklerini (karbonhidratla) yiyerek yaşayan hayvanlardır. Tüketiciler daha fazla gruplara bölünebilirler: Birinci tür, ikinci tür, üçüncü tür vb. Birinci tür otçul hayvanları (bitki yiyenler) kapsar. İkinci tür et obur hayvanlardır, örümcekler, kurbağalar gibi, parazit (alsak böcekler) ki birinci türün tüketicilerini yerler. Üçüncü tür, yılanlar gibi et obur hayvanlardır ki ikinci türün tüketicilerini yerler. Tüketiciler grubunun son halkasını örneğin; kaplanlar kartallar veya insanlar oluşturur, yüksek tüketici sınıfı adını alırlar.


Ayrıştırıcılar, bazı nematod ve böcekler gibi küçük hayvanlar ve bakteri ve mantarlar gibi mikroorganizmalardır ki tüketici ve üreticilerin (düşen yapraklar, ölü gövdeler, hayvanların gübresi vb.) atıklarını (organik materyali) yiyerek yaşarlar. Toprakta yaşayan ayrıştırıcıların sayısı çok büyüktür (verimli torağın 1 gramın da 1.000.000.000 dan daha çok) ayrıştırıcıların en önemli fonksiyonu organik materyalden bitkilerin kullanabileceği mineralleri yapmaktır. Sonra bu mineraller bitkiler tarafından absorbe edilebilir.


c. Ekosistemlerin Belirgin Özelikleri


Bir ekosistem biyosferin, bir bölümü ya da parçasıdır ; büyüklüğü ya da genişliği çok değişik olabilir. Bir su birikintisi, bir buğday tarlası birer ekosistemdir. Fakat kurumuş bir Ağaç kütüğü gibi son derece belirgin ve dar sınırlı öğeler de birer ekosistem parçası sayılabilir. Ama kısıtlı ekosistemlerin genellikle zaman içinde sınırlı bir yaşamı vardır. Bu yüzden bunlar birer ekosistem parçası sayılır, sinüzi adıyla anılır. Bunun tam tersine Afrika savanaları ya da Avrupanın geniş yapraklı ormanları gibi, kimi ekosistemler çok geniş bölgeleri kaplar. İklimin denetimi altında bulunan kutuplardan ekvatora kadar az çok paralel bölgelere yayılan bu öğeler deformasyon (oluşum) veya biyom adıyla anılır. Bunlar, bir genel görünümün kendine özgü bir direy (fauna) ve bitey (flora) içeren karakteristik ana öğeleridir.


Boyutları ne olursa olsun, bir ekosistemin sınırları az çok belirgindir. Çoğunlukla birbirine komşu ekosistem arasında bir geçiş bölgesi (ekoton) vardır. Geçiş bölgesi, (bilgi yelpazesi.net)bir ormanın kıyı çizgisi gibi veya ekvator ormanından savanalara geçişte olduğu gibi yaygın bir bölge olabilir. Ekotonların belirgin özelliği, kendine özgü iklimi ve daha zengin direyidir. Bunun için, kıyı kuşu türlerinin sayısı kara ve açık deniz kuşlarınınkinden fazladır. (Çünkü kıyı kesimi, anakara ile Okyanus arasında bir ekoton oluşturur.)


Ekosistemlerin sınırlarının belirlenmesi, özellikle hayvan sayısı göz önünde bulundurulacak olursa, hiç de kolay değildir


Bu konuda birçok örnekleme ve istatistik verilerini değerlendirme yöntemleri bulunmuştur. Bu bakımdan, belli başlı hayvan türlerinin bolluğunu, dağılımını, yıllık çevrimlerini, sayılarının azalıp çoğalmasını, metabolizmalarını bilmek gerekir. Bu veriler ya yerinde ya da yetiştirme yoluyla elde edilebilir. Bu birinci aşama tamamlandıktan sonradır ki, ekosistemleri yapısını ve işleyişini incelemeye başlamak mümkün olabilir.


B. BESLENME İLİŞKİLERİ


Dünyamızdaki bütün canlılar beslenme bakımından ototrof ve heterotrof olarak iki grupta toplanabilir.


İnorganik maddelerden organik besin yapanlara, ototrof (üretici) denir. Bunu yapamayıp da hazır organik besin kullananlara da heterotrof (tüketici) denir.


1. Ototrof Canlılar


Fotosentez yapanlar (Fotoototroflar) ve kemosentez yapanlar (Kemoototroflar) olarak iki grupta toplanabilir.


a. Fotosentez Yapanlar : Yeşil bitkiler, bazı bakteriler, mavi-yeşil alg'ler ve bazı tek hücreliler tarafından klorofillerde gerçekleştirilir.


b. Kemosentez Yapanlar : Işık enerjisi kullanılmaz. Sadece bazı bakteri türleri tarafından gerçekleştirilir. Klorofil ve kloroplastları yoktur. Kimyasal enerjiyi kullanarak CO2 ve H2O yu birleştirerek organik besin yaparlar.


2. Heterotrof Canlılar


Organik besinlerini hazır olarak alan canlılardır. Besinleri alma biçimine göre üçe ayrılır.


a. Holozoik Yaşam : Besinlerini daha çok katı ve büyük parçalar halinde alan canlılardır.


Etçiller (Karnivorlar) : Daha çok hayvansal besinlerle beslenirler. Aslan, kedi, kurt bu gruba örnek verilebilir.


Otçullar (Herbivorlar) : Daha çok bitkisel kaynaklı besinlerle beslenirler. Keçi, Koyun, İnek, Kaplumbağa, Kirpi bu gruba örnek verilebilir. Bu hayvanların diş yapıları ve sindirim sistemleri selülozu sindirecek şekilde özelleşmiştir.


Etçil ve Otçullar (Omnivorlar) : Hem bitkisel hemde hayvansal kaynaklı besinlerle beslenirler. İnsan, bazı balıklar, bazı kuşlar bu gruba girer. Dişleri hem parçalayıcı, hem kesici olarak bulunur.


b. Simbiyoz (Birlikte) Yaşam: Bu gruptaki canlılar birbirleri üzerinde veya içinde yaşarlar. Bazı birlikler zararlı, bazıları faydalıdır.


Kommensalizm: Zararsız bir birliktir. Beraber yaşayan canlılardan biri fayda elde ederken diğerinin faydası veya zararı yoktur. İnsanların ağız ve bağırsak bölgelerinde yaşayan bazı bakteriler bu şekildedir.


Köpek balıkları ile onların karın bölgelerine tutunarak yaşayan Echeneis balıkları da buna örnektir. Bu balıklar köpek balığının parçaladığı besinleri kullanırken köpek balığına fayda veya zarar vermezler.


Mutualizm: Karşılıklı fayda esasına dayalı bir yaşam birliğidir.


Likenler mantarlarla, alglerin (su yosunları) oluşturduğu bir mutualist yaşam örneğidir. Mantar, su yosununa CO2 ve H2O verirken, bunun karşılığında O2 ve besin alır.


Parazitlik : Beraber yaşayan iki canlıdan biri fayda görür. Bu esnada faydalandığı canlıya zarar verir. Bu yüzden bu birliklere zararlı birlikler denir. İki canlı ayrılacak olursa, fayda gören bu faydayı kaybettiği için yaşamını yitirebilir.


D. EKOSİSTEMLER


Ekosistem'ler tabiattaki olayların meydana geldiği küçültülmüş birer model'dirler.


Bir yaşama birliği olan ekosistemde üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar olmak üzere üç canlı grubu bulunmalıdır. Üreticileri, fotosentetik ve kemosentetik canlılar oluşturur. Tüketicileri ise en çok etçil ve otçullar oluşturur. Ayrıştırıcılar ise saprofit bakteri ve mantarlardan meydana gelir.


Ekosistemlerde bir besin ve enerji zinciri olup, bunun ana kaynağı güneştir. Enerji ve maddelerin devirli olarak kullanılması ekosistemlerin en önemli görevidir.

Ekosistem'de ototrofların gerçekleştirdiği en önemli olay fotosentez, heterotrofların solunum ve saprofitlerin gerçekleştirdiği en önemli olay ise organik artıkların çürütülmesidir.


Coğrafya Önemli Bilgiler

Coğrafya Önemli Bilgiler
  • 1767 Kilometre uzunluğundaki Bakü-Tiflis- Ceyhan boru hattının 443 kilometresi Azerbaycanda, 248 kilometresi Gürcistanda, 1076 kilometrelik bölümü ise Türkiyededir.
  • 1950 yılında deniz yoluyla taşınan yolcu sayısı %23 iken, günümüzde bu oran %3e düşmüştür.
  • 1960 yılında Türkiyede kişi başına düşen milli gelir 481 dolarken, Singapurda 432, Hong Kongda 275, Malezyada 214, Güney Korede 132, Taylandda ise 80 dolardı. Bugün ise Türkiyenin milli geliri 5000 dolar seviyesinde iken, Japonyada 36.000, Singapurda 25.000, Hong Kongda 26.000, Güney Korede ise 10.000 dolardır.
  • 2000 yılı verilerine göre devlete ait uçak sayısı Yunanistanda;1, Norveçte; 3, Portekizde; 4, Pakistanda;7, Almanyada;14, Kanadada; 17, Türkiyede ise 19dur.
  • 2005 yılı verilerine göre İstanbul Dünyanın 34. Avrupanın ise 6. en zengin şehirleri arasındadır.
  • 2006 yılında nüfusu en çok azalan iller; Zonguldak, Kastamonu, Sivas, Sinop ve Karstır. 2005 -2006 yılları arsında Zonguldakın nüfusu 11.072 kişi, Kastamonunun 10.097, Sivasın 8.792, Sinopun 7.555, Karsınki ise 7.300 kişi azalmıştır.
  • 2006 yılında nüfusu en fazla artan iller; İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Bursa ve Şanlıurfadır. 2005 - 2006 yılları arasında İstanbulun nüfusu 290.293 kişi, Ankaranın 67.243, Antalyanın 63.898, İzmirin 60.276, Bursanın ki ise 52.000 kişi artmıştır

Coğrafya Önemli Bilgiler

Coğrafya Önemli Bilgiler
  • 1767 Kilometre uzunluğundaki Bakü-Tiflis- Ceyhan boru hattının 443 kilometresi Azerbaycanda, 248 kilometresi Gürcistanda, 1076 kilometrelik bölümü ise Türkiyededir.
  • 1950 yılında deniz yoluyla taşınan yolcu sayısı %23 iken, günümüzde bu oran %3e düşmüştür.
  • 1960 yılında Türkiyede kişi başına düşen milli gelir 481 dolarken, Singapurda 432, Hong Kongda 275, Malezyada 214, Güney Korede 132, Taylandda ise 80 dolardı. Bugün ise Türkiyenin milli geliri 5000 dolar seviyesinde iken, Japonyada 36.000, Singapurda 25.000, Hong Kongda 26.000, Güney Korede ise 10.000 dolardır.
  • 2000 yılı verilerine göre devlete ait uçak sayısı Yunanistanda;1, Norveçte; 3, Portekizde; 4, Pakistanda;7, Almanyada;14, Kanadada; 17, Türkiyede ise 19dur.
  • 2005 yılı verilerine göre İstanbul Dünyanın 34. Avrupanın ise 6. en zengin şehirleri arasındadır.
  • 2006 yılında nüfusu en çok azalan iller; Zonguldak, Kastamonu, Sivas, Sinop ve Karstır. 2005 -2006 yılları arsında Zonguldakın nüfusu 11.072 kişi, Kastamonunun 10.097, Sivasın 8.792, Sinopun 7.555, Karsınki ise 7.300 kişi azalmıştır.
  • 2006 yılında nüfusu en fazla artan iller; İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Bursa ve Şanlıurfadır. 2005 - 2006 yılları arasında İstanbulun nüfusu 290.293 kişi, Ankaranın 67.243, Antalyanın 63.898, İzmirin 60.276, Bursanın ki ise 52.000 kişi artmıştır