
HAKKINDA YAZILANLAR
Amerika'nın en yaratıcı göçmeniydi Radikal 30/09/2003 Kendini 'Anadolulu' olarak tanımlayan, unutulmaz Hollywood filmlerinin yönetmeni, efsane oyuncuların yaratıcısı Elia Kazan 94 yaşında öldü. McCarthy'yle işbirliği, 50 yıl peşini bırakmamıştı.NEW YORK - Hollywood, tarihini yazan outeur'lerden birini, Elia Kazan'ı kaybetti. Kazan 50'li ve 60'lı yıllarda sinema tarihine geçen 'Rıhtımlar Üzerinde', 'Arzu Tramvayı', 'Cennet Yolu' gibi filmler çekmiş, Marlon Brando, James Dean, Warren Beaty gibi oyuncuların çıkış yapmasını sağlamıştı. Kendini her zaman bir 'Anadolulu' olarak niteleyen Kazan, gelip gitmekten büyük keyif aldığı, entelektüelleriyle uzun soluklu dostluklar kurduğu Türkiye'de de iyi tanınan ve sevilen bir sinemacıydı. Ama yarım yüzyıl boyunca peşini bırakmayacak kötü bir şöhretin de sahibi oldu. Sinema ve sanat çevrelerinde pek çok kişi, arkadaşlarını ihbar eden bir hain olarak damgaladığı bu büyük sinemacıyı asla affetmedi.
Kökleri Kayseri'de
Elia Kazan, Kayseri kökenli bir Rum ailenin çocuğu olarak İstanbul'da doğmuştu. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıldığı yıllarda, Amerika'ya göçtüler. İlk aşkı tiyatroydu. Yale'in Sahne Sanatları Bölümü'nde iki sene okuduktan sonra 1935'te ilk oyununu yönetti. 40'larda Broadway'in en iyi yönetmenlerinden biri olarak şöhret kazanmıştı bile. Tabii ki Hollywood onu kucaklamakta gecikmedi. 1948'de ilk filmlerinden biri olan 'Centilmenlik Anlaşması'yla da ilk Oscar'ını kazandı. Amerikan yaşamının çatışmalarına, Amerikalıların problemlerine eğilen ilk yönetmenlerden biriydi Elia Kazan. 1948 yılında açtığı Actors' Studio adlı okul, Hollywood'a unutulmaz bir oyuncu kuşağı kazandırdı. En gözde öğrencilerinden biri unutulmaz filmlerinde başroller verip bir ikon haline getireceği Marlon Brando'ydu. 'Rıhtımlar Üzerinde' ve Tennessee Williams'ın oyunundan uyarladığı 'Arzu Tramvayı'yla Brando'yu yaratırken, en iyi filmlerinden biri sayılan 'Cennet Yolu'yla James Dean efsanesini ortaya çıkarttı. Kazan, tanınmamış oyuncularla çalışmayı severdi. Rod Steiger, Natalie Wood, Lee Remick, Warren Beaty gibi isimlerin onunla çalıştıktan sonra yıldız oldular. 1952 yılında Senatör Mc-Carthy'nin Amerikan Karşıtı Faaliyetler Komitesi'ne ifade veren Kazan, sinema sanayiinden komünist eğilimli sekiz arkadaşını ele vererek onların kariyerlerinin sona ermesine yol açmıştı. Bunlardan birisi olan senarist Abraham Polonsky, Elia Kazan'ın 1999 yılında onur Oscar'ı alacağını duyunca "Umarım ödülünü alırken birisi onu vurur" demişti.
'Özür dilemiyorum'

Birlikte Kayseri'ye gitmiştik
Zülfü Livaneli (Müzisyen, yazar): Anadolu en büyük evlatlarından birisini yitirdi. Bunu özellikle belirtiyorum. Çünkü Elia Kazan ısrarla kendisinin 'Anadolulu' olduğunu söylerdi. "Ben ne Rumum ne Türk ne de Amerikalı. Ben Anadoluluyum" derdi. 20 yıla yakın süren yakın dostluğun birçok anısı canlanıyor gözümde ama bunların içinde belki en tuhafı, onu annesinin doğduğu köy olan Germir'e götürmemdi. Yağmurlu bir günde Kayseri'nin Germir Köyü'nde, kubbesi ikiye ayrılmış, içinde hayvanların barındığı kiliseyi ve annesinin yıkılmış evini gördüğü zaman bana demişti ki; "Bende bazı resimler var. Annem tuvalet ve şapkayla davet veriyor bu köyde. Anlayamıyorum". Daha sonra Kayseri'de babasının halıcı dükkânının olduğu Kapalı Çarşı'ya gittik. Babasının dükkânının yan tarafı sakatatçı olmuştu, her taraftan ciğerler sarkıyordu. Onların arasında küçük bir iskemleye oturdu. "Beni iki saat yalnız bırak, sonra buradan gel al" dedi. Güvenlik nedeniyle biraz kaygılandığımı fark edince de "Üzülme babamla konuşucağım" dedi. Babası ile büyük problemler yaşamıştı. Sert bir adamdı ve onun özgüvenini yıkmıştı. Anneyi ve çocuğu döven bir adamdı babası. O gün akşam konuştuğumuzda kendisine 'Babasını bağışlaması gerektiğini çünkü Amerika'ya gitme kararı almasaydı Elia Kazan'ın da o Kapalı Çarşı'da hayatını sürdüreceğini' söyledim. Güldü ve "Doğru" dedi.
Sinemamıza büyük katkı yaptı
Hülya Uçansu (İstanbul Film Festivali Yöneticisi): Elia Kazan, Amerikan sinema ve tiyatro dünyasının 20. yüzyılda sahip olduğu en önde gelen yaratıcılardan biriydi. Her ne kadar McCarthy dönemindeki tutumuyla Amerikan sanat çevrelerinde yıllarca lanetli bir isim olarak anıldıysa da, bence kendisi de McCarthysmin başka bir kurbanıydı. Elia Kazan, İstanbul Film Festivali'ne iki defa geldi. İlkinde Altın Lale jüri başkanlığı yaptı. Onun başkanlığında yapılan sansüre tepki yürüyüşü sonucunda dönemin Kültür Bakanı Tinaz Titiz'in kararıyla ülkemizde uluslararası düzeyde düzenlenen tüm film festivalleri sansürden muaf tutuldu. Bu karar daha sonraları da sinemamızda uygulanan sansürün görece olarak gevşemesine yol açtı. Bu, sinemamıza yapılabilecek en değerli katkılardan biriydi. İkinci defa ise, İstanbul Festivali'nin kendisine verdiği Yaşam Boyu Onur Ödülü'nü almaya gelmişti. Daha önceleri ülkemizde gösterimi yasaklanmış olan 'America, America' adlı filminin Türk izleyicisiyle buluşmasına tanık oldu.
Brando'nun arkasındaki adam

Livaneli'nin 'Sis'inde oynamıştı

Filmografi
The Last Tycoon/ Son Patron (1976)
The Visitors/Ziyaretçiler (1972)
The Arrangement/Kader Değişmez (1969)
America, America (1963)
Splendor in the Grass/Aşk Bahçesi (1961)
Wild River/ Vahşi Nehir (1960)
A Face in the Crowd/Kalabalıkta Bir Yüz (1957)
Baby Doll/Taş Bebek (1956)
Cennet Yolu (1955)
Rıhtımlar Üzerinde (1954)
Man on a Tightrope (1953) Viva Zapata! (1952)
Arzu Tramvayı (1951)
Panic in the Streets/ Sokaklarda Panik (1950)
Pinky /Kara Damga (1949)
Boomerang! /Geriye Tepen Silah (1947)
Gentleman's Agreement/ Centilmenlik Anlaşması (1947)
The Sea of Grass /Yeşil Çayırlar (1947)
A Tree Grows in Brooklyn/Bir Genç Kız Yetişiyor (1945)
Kaynak:biyografi.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder