20 Ağustos 2009 Perşembe

27 Mayıs - Baraj..


Efendiiim, işte yeniden buradayız. Hatırlıyor musunuz nerede kaldığımızı? Nereden hatırlayacaksınız, 10 gün olmuş. Kısaca demiştik ki; "Marshall Yardımı" ile ülkemize çılgın bir para akışı olmuş, tarım araçları alınmış, üretim zirve yapmış, süper şeyler olmuştu. Oradan devam ediyoruz.

Şimdi bu kadar üretim olunca ne oluyor? Haliyle sulama yapmak gerekiyor. Elektrik gerekiyor. Di mi? Bu yüzdendir ki, "Seyhan'a bir baraj yapsak ya lan?" fikri ortaya atıldı o dönem. Para yemeye alıştığımız için "Amaaan isteriz birilerinden 40-50 milyon dolar be hacı." şeklinde düşünen Menderes, hemen gidip bu meramını Dünya Bankası'na da iletti. Dünya Bankası'ndan yetkililer geldi, "Çok para hafız olmaz o iş." şeklinde bir rapor vererek Menderes'i de şoka uğrattı. 

"Lan gadasını aldığımın hayatında kaç kere gittin Seyhan'a da böyle rapor veriyosun lan. Gel ben seni Adana'ya götüreyim bi porsiyon kebap üstüne de bici bici yedireyim bi de o zaman karar ver ha." diyerek tepkisini ortaya koyan Menderes, araya dönemin ABD Başkanı Truman'ın da girmesiyle parayı 25 milyon dolar olarak aldı. Barajın yapımına başlandı. Ustabaşı olarak da, DSİ'den Süleyman Demirel adında genç bir mühendis atandı.

DP'ye para tatlı geldi efendim. Sürekli yabancı firmalar falan yatırım yapmaya teşvik ediliyordu, "Gelin burada petrol bulalım çok para kazanalım:))" kampanyaları düzenleniyordu. O aralar mevcut olan çılgın gazla 1952 yerel seçimlerine giren DP, üç-beş belediye dışında hepsini de ele geçirivermesin mi.

"Kralı gelse tutamaz lan beni." diye gaza gelen Menderes bir hamle daha yaptı efendim. Bu hamlesinde işin bokunu çıkardığının Bayar dahi farkındaydı lakin "Bunun gözü dönmüş ellemeyelim." diye düşündüklerinden ses etmediler. Bu hamle doğrultusunda, CHP'nin tek parti döneminde sahip olduğu her şeye el koyulacaktı. Gerekçesini "Ne var olum tek parti mek parti diye götürmüşsünüz malları o ara, yok öyle yağmaaaa, TMSF el koyacak bunlara." diye açıklayan Menderes, ortamı gerim gerim gerdi. Meclisteki görüşmeler sonucu CHP Genel Merkezi'nden Ulus Gazetesi'ne kadar CHP'nin her şeyine el konuldu. İnönü kürsüye çıkıp "Şu yaptığınız insanlık değil lan şerefsizler." tadında bir konuşma yapıp tüm vekillerle meclisi terk etti. Tam da 1954 seçimleri öncesi CHP ortada kalıverdi.

Dur gitmeden ortamı iyice gereyim: O aralar gericiliği mericiliği eleştiren çılgın bir köşe yazarı vardı Vatan gazetesinde, Ahmet Emin Yalman. Bu pis ortamda onu da vuruvermesinler mi. Kim vurdu peki? Ha? Onu da aşağıda yorumlara yazan ilk okura 100 veriyoruz sözlü notu olarak. Esen kalın.

s.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder