
08/27/1906-07/26/1984
“Bana doğru gelen güzel bir kız görünce iki şey düşünürüm. Bir yanım onunla çıkmak ona gerçekten iyi hoş davranmak gerektiği gibi davranmak ister. Öteki yanım mızrağın ucuna geçirilmiş kafasının nasıl görüneceğini.”Bir seri katil, belirli bir süre içinde en az 3 kişiyi öldüren biri olarak tanımlanıyorsa, bu durumda -- tanıma tam bağlı kalacak olursak – Edward Gein bir seri katil değildir; çünkü görünüşe göre yalnızca iki kadını öldürmüştür. Ancak işlediği suçlar o kadar sıra dışı ve tüyler ürperticiydi ki Amerika’yı neredeyse kırk yıldır etkisi altında tutmuştur.Gein, sürekli olarak kendi cinsiyetinin günah dolu doğasını anlatıp duran, aşırı mutaassıp, hükmedici bir anne tarafından yetiştirilmişti. 1945’te öldüğü zamanı Ed tüm hayatını korkunç bir baskıyla yönlendiren bu kadının hala duygusal olarak esiri olan 39 yaşında bir bekardı.
Annesinin odasının pencerelerine tahtalar çakan Gein, orayı sanki mabetmiş gibi muhafız etti. Ancak evin geri kalan bölümler kısa zamanda çılgın bir adamın sapkınlıklarla dolu mezbahasına dönüştü.Gein, komşular için birkaç ufak iş yaparak geçimini sağlamadığı zamanlardaki yalnız saatlerini dergilerdeki cinsiyet değiştirme ameliyatları, güney denizlerindeki kafa avcıları ve Nazi zulmünü anlatan yazıları okuyarak geçiriyordu. Onun kendi canavarlığı annesinin ölümünden birkaç yıl sonra başladı. Ümitsiz yalnızlığının ve ilerleyen psikozunun onu itmesiyle etrafındaki mezarlıklara giderek, oradan arta yaşlı kadınların cesetlerini çıkarıp uzaktaki çiftlik evine başladı. 1954’te Mary Hogan adında yerel bir bar sahibini vurup kadının 90 kiloluk vücudunu eve taşıyarak ölü sevicilik faaliyetlerini cinayetle tamamladı.
3 yıl sonra, 1957 yılı av mevsiminin başladığı ilk gün köydeki nalbur dükkanının sahibi olan 58 yaşındaki bir kadını öldürdü.Şüpheler hemen son birkaç gündür dükkanın çevresinde dolanan Gein’in üzerinde yoğunlaştı. Mutfağına girdikleri zaman, polisler kurbanın başı kesilmiş, içi boşaltılmış bedenini aynı bir av hayvanı gibi çatı kirişine baş aşağı asılmış şekilde buldular. Evin içine giren dedektifler kelimelerle anlatılamayacak korkunçlukta eşyalar buldular. İnsan derisi ile kaplanmış sandalyeler, kafataslarından yapılmış çorba kaseleri, kadın cinsel organlarıyla dolu bir ayakkabı kutusu, içi gazete kağıtlarıyla doldurulmuş ve duvara av hayvanlarının başları gibi asılmış insan yüzleri ve bir kadının vücudunun üst kısmından yapılmış, göğüsleri olan bir yelek. Gein daha sonra bu yeleği ve insan derisinden yapılmış giysileri giyerek kendini annesi yerine koyduğunu itiraf etmiştir.Bu tüyler ürpertici keşif Eisenhower dönemi Amerika’sında şok dalgaları yarattı.

HAKKINDA KİTAP:Deviant, 1989, Herald Schechter
HAKKINDA FİLM:Ed Gein’in insanın midesini kaldıran suçları, geçtiğimiz 30 yılda çevrilen en korkunç 3 film için esin kaynağı olmuştur. “Sapık”, “The Texas Chainsaw Massacre” ve “Kuzuların Sessizliği”.Sapık’ın yazarı Robert Bloch, kitabının Gein’in suçlarının romanlaştırılmasından ibaret olmadığında ısrar etmişse de, ölümsüz karakteri Norman Bates açıkça Gein’den esinlenilerek yaratılmıştır (Aslına bakılırsa Bloch’un romanında Norman’ın kendisi, işlediği suçlarla Gein’in işledikleri arasında paralellik işaret eder).The Texas Chainsaw Massacre’ın yönetmeni Tobe Hooper orta batıda yaşayan akrabalarından Gein hakkında hikayeler dinlemiş ve bunlardan etkilenerek büyümüştür. Ancak yarattığı kanın gövdeyi götürdüğü sinema klasiğinde, Gein’den esinlenilen karakter nazik tavırlı, çift karakterli bir kişi değil, Deri Surat adında kurutulmuş insan derisinden yapılmış bir maske takan hayvani bir yaratıktır.Thomas Haris, kurbanlarının derilerinden bir elbise dikmeye çalışan bir transseksüel olan hayali seri katili Jame Gumb’ı (namı diğer “Bufalo Bill”) yaratmadan önce FBI’ın Gein hakkındaki dosyalarını araştırmıştır. Jonathan Deme’in Oscar kazanan filminde Gumb’ın, Gein’in evinden esinlenilen evinin tuhaf görünüşü Harold Schechter’in Deviant: The Shocking True Story of the Original “Psycho” adlı kitabına dayanılarak yaratılmıştır.Sapık, The Texas Chainsaw Massacre ve Kuzuların Sessizliği’nde Gein hikayesinden bağımsız birçok nokta vardır. Gerçek olaylara en yakın film, 1974’te yapılan düşük bütçeli “Deranged” filmidir ve korku filmi meraklıları arasında bir kült olmuştur. Deranged’in bazı video kopyalarının başında Gein’in evindeki insan etinden yapılma korkunç eşyaların bilinen tek görüntü kaydını içeren İyi ve Sessiz Bir Adam isimli Gein hakkında kısa bir belgesel vardır.Ülkemizde “Kasabada Katliam”ı ve “Teksas Katliyamı” adlarıyla gösterilmiştir.
In the Light of the Moon (2000)Yönetmen : Chuck ParelloOyuncu : Steve Railsback, Carrie Snodgress, Carol Mansell, Sally Champlin, Steve Blackwood, Nancy Linehan Charles, Bill Cross, Travis McKenna, Jan Hoag, Brian Evers, Pat Skipper, Craig Zimmerman, Nicholas Stojanovich, Dylan Kasch, Tish Hicks...Konu: ABD, 50lerin sonu. Wisconsin'in, hareketsiz, küçük bir kasabası. Ed Gein, yaşamındaki tek dostunu, otoriter annesini kaybettiğinde, kasabada da hareketlenme başlar. Annesi tarafından sıkı bir disiplinle arada sırada kemer darbelerine de maruz kalıp "iyi bir Hıristiyan" olarak yetiştirilen Ed'in yaşamı, annesinin ölümünden sonra asla aynı olmayacaktır.
kaynak:www.polisiye.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder