27 Nisan 2011 Çarşamba
2. ) SULTAN OLMAK KOLAY DEĞİL !
Sultan II.Selim, nam-ı diğer "Sarı Selim", 15 Aralık 1574'te, Hicret'in 982. yılında hamamda ayağı kayıp düşmesi sonucu öldüğünde " İstanbul'da ölen ilk padişah unvanını da almış oluyordu.
Sonradan üçüncü diye anılacak olan Şehzade Murad ise o zamana kadar sadece payına düşen rolü oynamış olduğundan hazırlıksız yakalanmıştı. Kardeşlerinden birinin onun yerine tahta oturmasından korktuğu için, atına atladığı gibi dört nala Marmara Denizi kıyısındaki Mudanya'yı boyladı. Yanına aldığı birkaç koruması içinde hazinesi, silahları ve giysileriyle ilgilenen Sadeddin Efendi de vardı. Aynı zamanda vakanüvis olan bu adam Sadrazam Sokollu'nun düşmanıydı. Bir yıldır Murad'a öğretmenlik yapıyordu ve Şehzade'nin çevresindekiler arasında en hünerli entrikacı oydu.
Murad Mudanya'da yalnızca bir tek gemi buldu. Bu, kundaklı yay kullanan Feridun adında bir askere ait küçük bir yelkenliydi. Feridun, padişahın haremi için Uludağ'dan saraya buz naklediyor ve bir rastlantı sonucu orada bulunuyordu. Müstakbel padişahı karşılamak üzere Sokollu'nun gönderdiği büyük gemi ise başka bir yerde bekliyordu. Şehzade'nin bindiği yelkenli yağmur tarafından dövülerek ve onun dev dalgaların üstünde yuvarlayan lodos tarafından itilerek yola koyuldu. Sekiz forsanın yelkenleri indirip değerli yükleriyle Boğaziçi'ne doğru kürek çekmeleri gerekti. Yedi saat sürdü bu amansız yolculuk ve gece yarısına az bir zaman kala deniz tutmasından perişan olmuş yeni hükümdarla maiyeti, Sultan Bayezid Köşkü'nün yakınında demir atan tekneden sahile çıkarıldılar. Kaftanın üzerine çöken Murad yüzünü yıkamak için su istedi ve yakında başka türlüsü olmadığından ona deniz suyu verdiler. Venedikli Sagredo bu olayı yad etmek için o noktada bir çeşme yaptırıldığını söyler.
21 Aralık 1574 gece yarısı karaya çıkarıldığı o ıssız kıyıda ürkek bir durumdaki Murad'ın, Sokollu'yu dört gözle beklediği belliydi. En sonunda ellerinde fenerler, kalabalık bir atlı grubu belirdi. Murad korkunç bir korku anından sonra grubun başındaki Sokollu'yu tanıyınca, onu selamlamak için yerlere kadar eğildi. Öyle ki, yanındakiler bir an için onun, Sadrazam'ın elini öpeceğini sandılar. Sokollu Mehmed Paşa ise bu karşılamayı kendi yararına olacak biçimde sonuçlandırdı. Padişahın ne denli kölesi olduğunu kanıtlamak için, Murad'ın elini dudaklarına götürdü ve ona önce kendi tattığı şerbetten ikram etti, sonra efendisinin ayaklarına kapandı...
(Radovan Samarcic)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder