16 Eylül 2009 Çarşamba

27 Mayıs - Bunalım..


Hatırlarsınız 6-7 Eylül 1955 olaylarını geride bıraktık. Bu 1955'ten öncesini DP'nin "Heyoo her şey o kadar güzel ki." yılları olarak adlandırırsak, sonrasını da "Sıçıyoruz mütemadiyen." yılları olarak aklımızda tutabiliriz. Artık bu "kötü" yıllardan bahsedeceğiz.

Bu 6-7 Eylül olaylarından sonra mecliste işler iyice boka sarmış idi. Vekiller "Bu ne rezalet ulan." diye bağıra çağıra arenaya çevirdi meclisi. Sürekli baş parmaklar aşağıda kelle isteniyordu. Hangi bakan çıksa "Kelle istiyoruuğz istifa eeet!" diye bağırmalar çığırmalar. Artık millet işin geyiğindeydi yani. 

Menderes için çok kötü dönemlerdi doğal olarak. Tribe girip bütün gün evine kapanıyor, Aydın'daki çiftçilik günlerini Farmville oynayarak yad ediyordu. Sonunda "Hacı böyle ot bok toplayarak bir yere varamayacağız." diye düşünerek, vekillerin istediği tavizleri vermeye karar verdi: Bakanların hepsini sktir etti, "Hepinize yeterim lan." diyerek tek tabanca takılmaya karar verdi.

Sinire kesen Menderes yine fantastik yasalar çıkararak dikkatleri üzerine çekti. Yok efendim "Menderes hükümeti eleştirilemez.", yok efendim "Miting yapmak yasak." diye işin bokunu çıkardılar iyice. Sonunda olan oldu, partinin kurucularından Fuad Köprülü bile "Piuuu hacı uçmuş artık bu adam ya." diye düşünerek partiden istifa etti.

Kan kaybetmeye başladığını anlayan Menderes, "Ulan dur ben şu seçimleri biraz erkene alayım da iyice düşmeden koyuvereyim çocuğu." diye düşünerek Ekim 1957'de genel seçimleri yapma kararı aldı. O sırada muhalefette CHP'nin dışında Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Hürriyet Partisi adında iki parti daha var. İsmet İnönü seçim kararının hemen ardından bu iki partinin genel başkanlarıyla bir araya geldi ve "Gençler seçime giriyosunuz da sanki oy alıcaksınız ya, eşantiyon gibi girmeyin seçime şöyle. Gelin güçlerimizi birleştirelim. Sonra gidiceksiniz yüzde bir falan alıcaksınız mına koyim." mealinde bir konuşma yaptı. Partiler anlaşmaya sıcak baksa da, Menderes "Öyle şey olmaz." diye yasa çıkarınca bu da patladı tabii. 

Aylaaar geçti böyle saçma sapan gerilimlerle. Mitingler falan filan. Sandık başına gidildi. Bu seçimde de birtakım tatsızlıklar yaşanmadı değil tabii. Örneğin daha oy verme saati bitmeden DP'nin radyodan "Aziz milletimiz, koyuyoruz çocuğu seçimde haberiniz olsun." anonsu yaptırması ortamı durduk yere gerdi. Sonuç? DP yine kazandı. Ama bu kez kıl payı. DP %48 oy alırken, CHP de %41'le coştu. Hatta diğer eşantiyon partilerle CHP'nin oylarını toplarsak DP'yi geçiyordu bile. 

Öyle ya da böyle DP yine kazanınca 1957'de, son ana kadar soğuk terler akıtan Menderes çok rahatladı. "Ohh 2-3 yıl daha garanti diye düşündü." Böyle düşününce de rahatlıkla "Devalüasyon yapıcaz hacı." kararı aldı. Meclis de bunun üzerine gensoru verdi: "Devalüasyon ne lan?" "Valla ben de tam bilmiyorum aslında." diyen Menderes, hemen Wikipedia'ya başvurdu:
 
"'Devalüasyon' sabit kur sistemlerinde ödemeler dengesi açık veren ülkenin ulusal parasının dış satınalma gücünün, hükümetçe alınan bir kararla düşürülmesidir. Başka bir deyişle devalüasyon, bir devletin resmi para biriminin diğer ülke dövizleri karşısında değer kaybettirilmesidir. Bu yolla ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur."

Millet yine açlıktan kırılacak gibi gözüküyor idi. Bizim geçen gün bahsettiğimiz askerler iyice sinirleniyor idi. İdi idi idi.

s.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder