22 Eylül 2009 Salı

27 Mayıs - Uçak..


"..Yine bad triplerde iken bizim Menderes, 17 Şubat 1959 tarihinde birtakım temaslarda bulunmak üzere Londra uçağına biniverdi kendisi. Uçak kalktı.."

Başlangıçta her şey güzeldi efendim. Menderes uçakta dostlarıyla makara yapıyor, "Havaalanları niye bu kadar pahalı lan. Geçen bi su aldım 2.5 milyon verdim. Sonuçta çok ucuzladı artık uçak biletleri yani 9 milyona bile bilet var, ucuz olsun bence." diye geyiğin dibine vuruyordu. Lakin Londra'ya gelirken kopan fırtına keyifleri kaçırıverdi. Pilot uçağın hakimiyetini kaybedince "Beyler ormana inicem yapıcak bişey yok." diyerek İngiliz semalarına indirdi uçağı paldır küldür. Dalları kıra kıra yere çakılan uçakta milletvekillerinden uçuş ekibine kadar 14 kişi öldü, Menderes ise şoka uğramış bir şekilde "Hassktiiiiir" diye uçağın dışına attı kendini. İki üç çizikle atlattı bu felaketi. 

Ertesi gün gazetelerde haber çıkınca büyük olay oldu tabii. Millet müthiş gaza geldi. Üç gün önce konuşulan ihtilalden mihtilalden eser kalmadı. "Başvekilimiz kurtuldu aman tanrım çok mutluyuz!" manşetleri süsledi gazeteleri. Menderes de içinden "Ulan uçak düştü bana yaradı ha." diye geçirmiyor değildi. Birkaç gün sonra Menderes Türkiye'ye döndüğünde havaalanında çılgın bir kalabalık sanki Beatles gelmiş gibi karşıladı başbakanı. Oradan geçilen tren garında da insanlar meksika dalgası yapıp başbakanı bekliyorlardı. Deli gibi mutluydu anlayacağınız bütün memleket.

Garda bekleyenler arasında Bayar ve İnönü de vardı efendim. Ertesi gün orada burada "Bayar ve İnönü pişti oldu!" haberleri görmemek adına ikili hep uzak durdu. Trenden Menderes inince de İnönü'yle sarılarak "Buzları erittik biz bakın." mesajı verdiler. Uçağın düşmesiyle başlayan bu fantastik bayram havası, Bayar ve Menderes baş başa kalınca sona erdi ne yazık ki. Menderes'in kaç zamandır "Onu hapse atak bunu yasaklayak." diye çemkirmesi, Cumhurbaşkanı Bayar'ın da dikkatini çekmişti. Bu yüzden kendisine "Adnan sen böyle bi ay falan daha git Londra'da takıl bence. Hasta gibisin lan ne bileyim orda doktorlar iyi bakar. Ya gözüne gelseydi hehe." diye şakabaz bir teklif getirdi. Menderes içinden "Ulan Celaaal şu güzel ortamı bozuyosun, yer mi lan anadolu çocuğu. Beni gönderip yerime başkasını getireceksin he mii." diye geçirdi, "Yok hafız sağol." diye reddetti bu teklifi.

Devletin zirvesindeki bu mutluluk rüzgarları dururken, bizim üç-beş subayın "lider" arayışı ne alemde peki? Onu da göreceğiz üç-beş güne.

s.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder