Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta 'nın yazısı
Hıçkırık, göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran ve diyafram adı verilen kasın istem dışı kasılmasını takiben ses tellerinin bulunduğu gırtlak bölgesinin aniden kapanmasıyla oluşur ve bu sırada karakteristik bir "hık" sesi duyulur. Dakikada 10-30 kez tekrarlayabilen bu kasılmalar diyaframdan başka kaburgalar arasındaki kaslarda da saptanabilir. Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Mynet okurları için yazdı.
Hıçkırık, çoğu zaman kısa süreli ve zararsızdır ve sağlıklı kişilerde geçici bir rahatsızlık olarak ortaya çıkar. Küçük bebeklerdeki ve çok hızlı yemek yiyen ve bu sırada hava yutan kişilerde görülen hıçkırık buna iyi bir örnektir. Aşırı gülme, gıdıklanma, fazla sigara ve alkol kullanılması, histeri, hava yutulması... gibi organik bir hastalığa bağlı olmayan durumlarda da geçici hıçkırık ortaya çıkabilir.
Hıçkırık bazen günlerce-haftalarca kesilmeyip hastayı ciddi şekilde rahatsız edebilir ve önemli bir hastalığın belirtisi de olabilir. Uzun süreli hıçkırıklar hastanın yemek yemesini, uykusunu, konuşmasını... etkiler. Cerrahi girişim sırasında ve sonrasında ortaya çıkan hıçkırıklar da çeşitli komplikasyonlara yol açarlar.
Hıçkırığın merkez siniri sistemi hastalıklarından mide hastalıklarına kadar çok farklı sebepleri vardır
MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI
Hıçkırık, ensefalit, menenjit, beyin içi kanama ve beyin tümörleri, üremi, beyindeki yaşlılıkla ilgili değişiklikler gibi merkezi sinir sistemini ilgilendiren hastalıkların bir bulgusu olabilir.
GÖĞÜS HASTALIKLARI
Her iki akciğer arasında kalan ve içinde kalbin de bulunduğu
mediyasten ismi verilen bölgenin hastalıklarında hıçkırık gelişebilir. Buradaki lenf bezlerinin tüberküloz, kanser veya başka nedenlerle büyümeleri, frenik sinirin travması, aşırı kalp büyümesi, kalp krizi, ve yemek borusu tıkanıkları bu hastalıkların başlıcalarıdır. Zatürreede ve akciğer zarları arasında sıvı toplanması da hıçkırığa neden olabilir.
KARINLA İLGİLİ HASTALIKLAR
Diyafram kasının fıtıkları, karaciğer tümör ve apseleri, mide
kanseri, dalak enfarktüsü, bağırsak tıkanıklığı, akut pankreatit gibi hastalıklarda hıçkırık saptanabilir. Ayrıca, üst batın operasyonları sonrasında da hıçkırık ortaya çıkabilir.
HIÇKIRIK TEDAVİSİ
Hıçkırık tutan kişiler yemek yerken acele etmemeli ve konuşmamalıdır. Genel olarak yüksek sesle değil, yavaş konuşmaya özen gösterilmeli, aırı gülmeden kaçınılmalıdır. İçecekler kesinlikle şişeden içilmemeli, aç karnına alkol ve sigara kullanılmamalıdır.
Hıçkırık, önce aşağıdaki basit manevralarla giderilmeye çalışılır:
� Bir çay kaşığı dolusu kuru toz şekerin yutulması veya aç karnına birkaç karanfil çiğnemek, özellikle yaşlılarda iyi sonuç verebilir.
� Burundan sokulan bir kateterle yutağın uyarılması işe yarayabilir.
� Derin nefes alıp verilmesi(hiperventilasyon) denenebilir.
� Belirli bir süre nefes tutma etkili olabilir.
� Bir kese kağıdı içine nefes alıp verilmesi,su veya buz parçalarının hızla yutulması, buzlu su, limon suyu veya sirke içilmesi de hıçkırığı geçirebilir.
Bu yöntemlerle giderilemeyen hıçkırık için sakinleştiriciler, kas gevşeticiler gibi çeşitli ilaçlar etkili olabilir. Bunlar içinde en popüler olan tedavi 4-6 saat arayla 10-20 mg klorpromazin veya 6 saatte bir 200 mg kinidin verilmesidir. Boyundaki karotis damarına hekim tarafından masaj yapılması da denebilir.
Bu tedavilerle de durdurulamayan hıçkırık için son çare frenik sinirin bir anestezik ilaçla veya cerrahi olarak blokajıdır.
kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder