23 Ağustos 2012 Perşembe
264 ) ATATÜRK'E SUİKAST GİRİŞİMİ : ALİ GALİP OLAYI !..
Milli Hareket'e karşı olan İstanbul Hükumeti ve Sadrazam Damat Ferit, bu hareketin lideri Mustafa Kemal'i yakalamak veya öldürtmek ve Sivas Kongresi'ni dağıtmak için, bir ara Kayseri milletvekilliği de yapmış olan Kurmay Albay Ali Galip Bey'i, Elaziz (Elazığ) valiliğine getirtmiştir. Damat Ferit, bu önemli işi yerine getirmesi halinde Ali Galip'e Sivas Valiliği ve 3. Ordu komutanlığı teklif etmiş, Ali Galip bu teklifleri kabul ederek çalışmalara başlamıştır.. ( Selahattin Tansel, "Mondros'tan Mudanya'ya Kadar", c.2, s.106 )
Bunun üzerine, 3 Eylül 1919'da Ali Galip'e, Damat Ferit Paşa Hükumeti Dahiliye Nazırı Adil Bey'le, Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa'nın imzalarını taşıyan bir yazı gönderilmiştir :
"Erzurum Kongresi'ni toplayanların şimdi de Sivas'ta bir kongre toplayacakları anlaşılmaktadır. Bu gibi durumlardan endişelenen İtilaf Devletleri'nin kıyılarımıza asker çıkarmaları ve bununla da yetinmeyerek ülkemizin iç kısımlarına girme ihtimalleri güçlüdür. Bu durumu önlemek için, Sivas'ta bir kongrenin toplanmasına imkan vermemek gerekir. Bundan dolayı da Sivas'ta güvenilir bir valiye ihtiyaç vardır. Bu nedenle sizi oraya gönderiyoruz. Önce de bildirildiği gibi, Kürtlerden toplayacağınız 100-150 kişilik bir kuvvetle Sivas'ı basıp valiliği ve komutanlığı üzerinize aldıktan sonra Milli Hareket ile ilgili olanları tutuklayınız ve İstanbul'a gönderiniz. Bu şekildeki davranış, hükumetin nüfuzunu artıracak ve yabancıların kıyılarımıza asker çıkarmalarını önleyecektir" denilmiştir. ( Kemal Arıburnu, Sivas Kongresi,"Samsun'dan Ankara'ya Kadar Olaylar ve Anılarla", s.146-148 )
Bu talimat doğrultusunda Ali Galip, söz edilen o 100-150 kişilik Kürt kuvvetini toplamak üzere Malatya'ya gelmiştir.
Damat Ferit Hükumeti'nin Ali Galip'e, "100-150 kişilik bir Kürt kuvvetiyle Sivas'ı bas ! " dediği 3 Eylül 1919 günü, İngiliz Binbaşı Edward Noel de ( ne tesadüf ) Malatya'ya gelmiştir. Noel'in yanında Kürt Bedirhanilerden Celadet ve Kamuran ile Diyarbakırlı Cemil Paşa ailesinden Ekrem de vardır. ( S.Tansel, a.g.e, s.107)
Edward Covbertin Noel
Ayrıca Kürtçü Noel'in elinde, kendisine gereken bütün kolaylıkların sağlanması konusunda İstanbul Hükumetince verilmiş bir belge vardı. Dahiliye Nazırı Adil Bey, Noel'e, postanelerden şifreli telgraflaşma yetkisi bile vermiştir.( Uğur Mumcu,"Kürt İslam Ayaklanması", s.21) Mustafa Kemal ve milliyetçilerin telgraflarını çeken posta memurlarının cezalandırıldığı o günlerde, İngiliz casusu Binbaşı Noel'in elini kolunu sallayarak postanelerden şifreli telgraflaşması anlamlıdır !..
Böylece İstanbul Hükumetinin Sivas'ı basıp Mustafa Kemal'i ortadan kaldırma konusunda hem Ali Galip'le hem de casus Noel ile işbirliği yaptığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen bazı İngiliz yetkilileri Noel'in Malatya'da bulunmasının tamamen bir rastlantı olduğunu ileri sürmüşlerdir. İngiliz Baş tercümanı Ryan, "Noel yalnız istihbarat için Malatya'ya gitti. Ali Galip ile karşılaşması bir aksi tesadüftür" demiştir. ( S.Tansel, a.g.e, s.109)
Noel, Malatya'ya geliş nedenini soran Kolordu Komutanına, "Doğu illerindeki Kürt, Ermeni, Yahudi ve Türk nüfusunu saptamak için geldim ! " yanıtını vermiştir.. Ama ondan şüphelenen Kolordu Komutanı, Harbiye Nezaretine bir telgraf göndererek Noel'in tutuklanmasını istemiştir. ( U.Mumcu, a.g.e, s.21 )
Bu durumdan endişelenen Noel de İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiserliğine bir telgraf çekerek içinde bulunduğu durumdan ve koşullardan yakınmıştır :
"Yanımda bulunan Bedirhanpaşazade Celadet Ali ile Kamuran Ali'nin tutuklanmaları hakkında Diyarbakır Kolordu Komutanlığından Malatya Süvari Komutanlığına resmen emir geldiğini hayretle haber aldım.. Yanımda bulunarak bana verilen görevi sonuna kadar yapmak konusunda son derece ihtiyacım olan arkadaşlarımın tutuklanmalarının devlet için vahim sonuçları olacağının Osmanlı Hükumetine bildirilmesi..." ( U.Mumcu, a.g.e, s.21,22 )
Malatya'da buluşan Ali Galip ve Binbaşı Noel, Mutasarrıf Halil Rahmi Bey'in Rışvan Aşiretinden kendilerine silah sağlamasını istemişlerdir.
Ali Galip'in Bedirhanilerden kuvvet toplaması pek de zor olmamıştır. Ayrıca İstanbul Hükumeti, Ali Galip'e, jandarma birlikleri kurabileceğini ve bunun için gereken parayı mal sandığından harcayabileceğini bildirmiştir. Ali Galip ve Malatya Mutasarrıfı Halil Rahmi Beyler, kaçarlarken Malatya mal sandığından senet karşılığında aldıkları 6.000 lirayı yanlarında götürememişlerdir. Verdikleri senetteki şu ifadeler, Damat Ferit Hükumetinin vatan hainliğinin de en açık kanıtlarından biridir :
"Mustafa Kemal Paşa ve avenesinin tenkili (ortadan kaldırılması) masrafına karşılık olmak üzere, ol baptaki emre tevfikan 6.000 lira alınmıştır." ( Mazhar Müfit Kansu, "Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber", c.1, s.261 )
Ancak bütün bu yazışmalar, Dahiliye Nezaretinin 2 nolu şifresiyle yapıldığı için, milliyetçilerce öğrenilmiş ve Ali Galip üzerine kuvvet sevk edilmiştir.
Ali Galip ve Binbaşı Noel'in bu faaliyetlerini Sivas'tan takip eden Mustafa Kemal, Diyarbakır'daki askeri yetkililerden, malum şahısların yakalanmasını istemiştir, ancak Diyarbakır'daki Kurmay Başkanı Halit Bey, 7/8 Eylül 1919'da verdiği cevapta durumu İstanbul'a sorduğunu söyleyince, Mustafa Kemal ona şu telgrafı göndermiştir :
"Malum şahısların alçaklıkları ortaya çıkmıştır. İstanbul Hükumeti bu alçaklığa ortaktır. Oradan haber beklemek düşmana fırsat vermektir. Bu hususta tebligat yaparken, hiç kimseyi kararsızlığa düşürmeyecek şekilde hemen emir vermek, vakit geçirmemek gerekir.." (Rıza Zelyut, "Dersim İsyanları, Seyit Rıza Gerçeği", s.140 )
Mustafa Kemal ayrıca, Kılıç Ali ile Hüsrev Bey'i de Ali Galip'i durdurmakla görevlendirmiştir. Kılıç Ali, bir konvoyla Malatya'ya giderek gerekli önlemleri almıştır. Mustafa Kemal'in kararlı adımlarıyla köşeye sıkışan Ali Galip ve Binbaşı Noel, çareyi kaçmakta bulmuştur. Ali Galip, yanına Malatya Mutasarrıfı Halil Rahmi ve Hacı Kadir Ağa'yı alarak Kahta ve Urfa üzerinden Halep'e kaçmıştır.
Binbaşı Noel ise, 10 Eylül'de Malatya'dan ayrılıp Rişvan Aşiretine sığınmış, oradan da Halep'e geçmiştir.
Noel ile Ali Galip'in kaçarken bile mektuplaşmaları, onların birlikte hareket ettiklerinin en açık kanıtlarından biridir. ( U. Mumcu, a.g.e, s.22 )
Mustafa Kemal çok haklıdır ; gerçekten de İngilizlerin amacı "parayla, propagandayla Kürtlere Kürdistan kurma sözü vererek" onları ayaklandırıp Mustafa Kemal'i yok etmek ve Milli Hareketi bitirmektir..
Mustafa Kemal'in Noel'i saf dışı bırakması İngilizleri çok rahatsız etmiştir. İngiltere Dışişleri Bakanlığı Doğu Masası yetkililerinden George Kidston, Mustafa Kemal'in İngilizlerin Kürt aşiretleriyle bağlantısını kestiğini itiraf etmiştir :
"Mustafa Kemal'in Noel'i ülke dışı etmek amacıyla rahatsız etmesi, Kürt aşiretleriyle olan irtibatımızı kesmiş bulunuyor. Mustafa'nın aşiretlerle ilişkilerinin ne olduğunu hiç bilmiyoruz." ( İngiltere Dışişleri Bakanlığı belgelerinden, "Foreign Office, 371 / 4193 / 141322, İngiltere Sivil Komiseri' nden Hindistan Başkanlığı'na yazı, No : 11543, Bağdat, 29.9.1919 )
Ali Galip olayını sonuçsuz, Noel'i de saf dışı bırakan ve büyük bir hızla Anadolu'daki Milli Hareket'i örgütleyen Mustafa Kemal'in gittikçe tehlikeli bir hale geldiğini düşünen İngilizler, ne pahasına olursa olsun Kürtleri O'na karşı isyan ettirmekten söz etmeye başlamışlardır. Amiral Robeck, Lord Curzon'a gönderdiği
9 Eylül 1919 tarihli yazıda aynen şu ifadelere yer vermiştir :
"Mr. Hohler, Kürt meselesi hakkında Kürt başkanı olan Şeyh Seyit Abdülkadir Paşa ile görüştü. Kürtler bütün ümitlerini İngiliz Hükumetine bağlamış durumdalar. Bu arada Mustafa Kemal gittikçe tehlikeli olmaya başlıyor. Kuvvetler, Kürtleri Mustafa Kemal'e karşı kullanmak için her parayı ödemeye hazırlar." ( Erol Ulubelen, "İngiliz Belgelerinde Türkiye", s.198)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder