15 Mart 2012 Perşembe

196 ) ATATÜRK VE KİTAPLAR !..( 2 )



   Resmi kaynaklarda adı pek geçmez ama, Atatürk'e neler okuması gerektiğini ilk öğreten ya da ona ilk olarak yol gösteren kişi, liseden sınıf arkadaşı olan Ömer Naci'dir..
   Ömer Naci şairdir. Askeri İdadi'de yatılı okurken Mustafa Kemal'e gelip okuyacak kitap istemiş, onun verdiği kitapları görünce hiçbirini beğenmemiş ve bunlar yerine başka kitaplar okumasını önermiştir. Atatürk anılarında, "Şiir ve edebiyat diye bir şey olduğunu o zaman öğrendim. Şiir bana cazip göründü.." diyecektir.
   Namık Kemal'le, "hürriyet" ideali ile ve ihtilalci fikirlerle o kitaplar sayesinde tanışır. Henüz 15-16 yaşlarında, Osmanlı İmparatorluğu' nun son zamanlarına tanık olmaktadır ve uzunca bir süre okumaya fırsat bile  bulamayacaktır..
   Atatürk'ün günlüğü incelendiğinde, onun düşünce dünyasında dönüşüm yaratan asıl kitapları, 1916 yılında Doğu cephesinde okuduğu anlaşılır. Artık 35 yaşındadır ve genç yaşta Paşa olmuştur. Bitlis'te gündüzleri cephededir, geceleri ise çadır ışığında, öksürük nöbetleri içinde kitap okur...
   Bu kitaplar arasında Alphonse Daudet'nin "Paris Adetleri" adlı aşk romanı da vardır, Mehmet Emin'in "Türkçe Şiirler"i de.. Her biri ayrı bir iz bırakır üzerinde. Örneğin iki aşk arasında sıkışmış bir kadının özgürlük tutkusunu anlatan "Paris Adetleri"ni 19 Kasım 1916 günü bitirir. Üç gün sonra Bitlis'ten Silvan'a dönerken yolda Kurmay Başkanı olan İzzettin Yarbay'la (Çalışlar) "kadınlara özgürlük verilmesi, örtünmenin kaldırılması" konularında sohbet eder..
   Kadınların sokağa bile çıkmadıkları bu uzak Anadolu köşesindeki sohbette " kadınlarla bir arada bulunmanın erkeklerin ahlakı, duygu ve düşünceleri üzerinde yapacağı olumlu etkiden" bahsedilir..

 

   Auguste Comte ve pozitivitizmle tanışmıştır artık..Dini ideolojiye karşı fen bilimlerinin yükselişinin farkına varmış, "Hayatta en hakiki mürşid ilimdir" inancının temelleri de bu şekilde atılmıştır..
   Mustafa Kemal'in 1923'e kadar olan düşünce serüveni üç aşamadan geçer.. İlk aşama "hürriyet" fikriyle donandığı 20'li, 30'lu yaşlarıdır.. 1920'lere doğru, zihninde "milli hakimiyet" fikri filizlenir..Ve nihayet Ankara'ya  geldiğinde de "cumhuriyet" fikri olgunlaşır..
   Üç yıllık bu son dönemde okuduğu kitaplar ve o kitapların Mustafa Kemal üzerindeki etkisi özellikle incelenmeye değerdir..
   O dönem Atatürk'ün başucu kitaplarından biri J. J. Rousseau'nun "Toplum Sözleşmesi" adlı kitabıdır. Fransız devrimine de kaynaklık etmiş olan bu kitap 1756'da basıldığı halde, Türkçe'ye çevrilmesi 150 yıl sonra olabilmiştir !..  Çankaya Köşkü Atatürk Kitaplığı'nda bulunan bu kitabın 156. sayfasında Atatürk'ün "müh" yani "mühimdir" işareti vardır. Altı çizili olan satırlarda şu iki cümle yazılıdır : "Egemenlik gücü basit ve tektir. Bu gücü bölmek, onu yok etmek demektir.."
   İlk Meclis'te, savaşı yönetebilmek için bütün yetkileri kendisinde toplamaya çalışan Başkumandan'ın, bu satırları neden "mühim" bulduğu da böylece anlaşılıyor..Nitekim Mustafa Kemal Meclis'te olağanüstü yetkilerle donatılmasına itiraz eden ve "kuvvetler ayrılığı" ilkesini savunan muhalefete karşı, "egemenlik gücünün bölünemeyeceği" temasını sık sık kullanacaktır..

   Aynı kitabın 169. sayfasında altını çizdiği satırlarda şunlar yazmaktadır : "Bir hükumetin kurulması için gerekli olan fiil, karmadır ; iki ayrı fiilden meydana gelmiştir : Kanun yapma ve onu uygulama fiili.."
   Şimdi de Mustafa Kemal'in 1921 yılı Aralık ayında yaptığı Meclis konuşmasına dikkat edelim : "Beyler, sorarım size, bir hükumetin kurulması için gerekli olan fiil nedir ? İzninizle tekrar edeyim : Bu fiil, kanun yapmadan ve kanunu uygulamadan oluşan karma bir fiildir.."
   Aslında Atatürk Kitaplığı'ndaki her kitabın ve bu kitaplarda altı çizilen her satırın ayrı bir öyküsü vardır. Bunlardan biri de İsmail Hakkı Babanzade'nin "Hukuk-u Esasiyye"sinde (Temel Haklar) yer alıyor.. Gazi'nin 1923 yılında, Cumhuriyet ilan edilmeden önce okuduğu bu kitabın 119. sayfasında Montesquieu'den bir alıntı yapılmış. Altı çizili satırlarda şunlar yer almakta : " Cumhuriyet ve demokrasileri yaşatan genel kural, siyasi fazilettir."  Bugün ülkenin dört bir yanına asılı "Cumhuriyet Fazilettir" sözünü de herhalde bu alıntıya borçluyuz.. Bu kitapta Atatürk'ün el yazısıyla düştüğü küçük bir not daha var ; not değil de bir hesap bu...Kitabın kenarına eski Türkçe olarak alt alta "1923" ve "1789" sayıları yazılıp çıkarma işlemi yapılmış. Sonuna da "134 yıl önce" notu düşülmüş.. Bu küçük hesap, Türk devriminin, Fransızlarınkine göre, 134 yıl geciktiğini belgeliyor..
   Hep okuduklarından bahsettik, bir de yazdığından bahsedelim.. 1936-37'de, Dolmabahçe Sarayı'nda yazdığı bir geometri kitabı bu : "Geometri Öğretmenlerine Kılavuz" ... 1937 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Devlet Matbaası'nda bastırıldı. Yazarın adı ise belirtilmedi..
   Atatürk'ün en son okuduğu neydi ?..
   15 Ekim 1938..Günlerden cumartesi.. Atatürk o gün kendisini iyi hissetmektedir. Profesör Afet İnan'ı çağırıp Tarih Kurumu çalışmaları hakkında bilgi ister.. Kendisine sunulan belgeleri dinledikten sonra Tarih Kurumu tarafından çıkarılmakta olan "Belleten"'i görmek istiyor.
   İşte, Atatürk'ün en son gördüğü ve okuduğu yapıt, Belleten'in 5/6 sayılı nüshasıdır...




 

( Can Dündar'ın "Atatürk neler okudu" yazısı ve Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi'nden alıntılar yapılmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder