28 Aralık 2012 Cuma

Nazi Exclusive - Part VI: Leblebi..

Nazilerin kısa vadeli ekonomik başarılarla ve azınlıklara karşı türlü orospu çocukluğuyla 1938 yılına kadar Alman halkının çılgın desteğini aldığını söylemiştik. Zaten Yahud vurmaya bahane arayan Nazilerin puştlukta çığır açmaya başlaması, bir Alman diplomatın Paris'ta bezgin bir Yahud delikanlısı tarafından vurulmasıyla cereyan etti diyebiliriz.

Bunun sonucunda, Goebbels'in önerisi ve Hitler'in kabulüyle, 9-10 Kasım 1938 tarihlerinde Kristallnacht deyu bilinen, "Yahudların dükkanlarını kıralım, öldürelim, s.kelim, sokalım" temalı bir event düzenlendi. Bizdeki 6-7 Eylül Olayları'nın fevkalade hardcore versiyonu olarak nitelendirebileceğimiz bu event sonucu onlarca Yahudi sokakların ortasında öldürüldü, çok daha fazlası toplama kamplarına yollandı, yüzlerce sinagog yıkıldı, binlerce Yahud dükkanı kırılıp döküldü. Bizde saat dokuzu beş geçe Atatük ölürken, acı vatan Almanya'da da Yahudlar patır patır gidiyordu. Zaten yıllar boyu bir fırsatını bulup da bu şekil bir katliama girişmeye niyetli olan tezcanlı Nazilerin istediği en sonunda olmuştu.

Bir şeye başlayınca, devamı geliyor elbet. Yahudları çerez tabağındaki beyaz leblebi olarak gören Naziler, onları ayıklamaya başlayınca artık sarı leblebilere de burun kıvırmaya başladılar. Millet başbakanlığa "Ya bizim oğlan özürlü doğdu, izin verirseniz bu gerizekalıyı öldürüvericem?" minvalinde mailler atmaya başladı. Önce "Özürlü çocuklar, doktorun ve ailenin onayıyla doğduğu gün öldürülebilir" şeklinde başlayan bu süreç, zaman ilerledikçe "Ya aslında çocuk özürlüyse vurun gitsin beoolum, s.ktir et yaşını falan, kalabalık etmesinler" boyutuna ulaştı. Tabakta fındıktan, bademden başka şey istemiyordu herifler anlayacağınız. Lakin böyle y.rak kürek düzen delilikleriyle tarihte bir yere varıldığı nerede görülmüş a dostlar?

Ulan sadece elin özürlüsüne, garibanına burun kıvırsalar yine iyi. Destek arttıkça ve Almanya güçlenmeye başladıkça iyice sapıtan Hitler, artık "Baba aslında hafiften güneye girizlesek, Almanca konuşan adamları bir arada toplasak fena olmaz mı ya? Ulan zaten Almanca konuşan adamın Almanya'da yaşaması gerekmiyor mu? Avusturya ne demek .mına koyiim? Adı üstünde ALMAN yani, kim ne karışır, sokarım Versay'ına..." tadında bombastik planlar yapmaya başlamıştı. Güney dediğine bakmayın tabii siz, herifin asıl derdi ileride doğuya moğuya yardırıp dünyayı Alman içinde bırakmaktan başka bir şey değil.

Tüm bu planların temel dayanağının da Hitler'in İngiliz hayranlığı olduğunu unutmamak gerek. Zamanında İngilizlerin dünyayı s.kertmesinden, Hindistan'ı filan kompil elinde bulundurmasından yoğun bir şekilde etkilenen Hitler'in hayranlıktan da öteye geçerek İngiliz yancılığına başladığını hatırlatalım, gelecek yazıda ayrıntılı değinelim.

s.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder