21 Nisan 2013 Pazar

Bilmeceler

Cam ağacını oyarlar İçine tin ton koyarlar
Ağlama tin tonum ağlama Kulaklarından burarlar. (keman,kemençe)
Bir ağacı oymuşlar  İçine ses koymuşlar
Yanılmış yalan söylemiş Kulağını burmuşlar. (Ud)
Sende var bende var Öbür kuru dalda var. (Ad)
Bir atım var mihriban Göğsü suda her zaman
Gece gündüz kişnemez Arpa saman istemez. (Kayık)
Benzer bir minareye Deniz girmiş araya
Altı buz üstü yıldız Bir padişah bir o kız. (Kız kulesi)
Koskocaman bir deve yüzer suda seve seve. (Gemi)
Karşıdan bakınca ağarır Yanına gidince bağırır. (Deniz)
Uzundur çatlaktır başı,beyaz çarşaf üstünü dökülü gözünün
yaşı,sürüp sürgüleyesi  bitirir işi. (Divit)
Gızılı gümdüm,yamanı yaydım,kakmanı kakdım,kıllıyı yumdum. (Ocağı örtüp yakmak)
Gaşıdan baktım yanur yumur,yanına vardım kilitli. (Mezarlık)
Güccük kuyu ,dümbür suyu. (tabanca)
Altı tak tak,üstü tak tak içindi bi dilber oynak. (Dil)
Önümüz darı gavırdı,arkamız harman savırdı. (Ocak Başı)
Kulağını büktükçe, ağzı sulanır. (Çeşme)
Üstü pamuk biçilir,altı çeşme içilir. (Koyun)
İki çubuk makas,hokkabaz mı hokkabaz. (Leylek)
Fini fini küçük sini. (Mercimek)
Fil fillice,burnu eğrice. (Nohut)
Uzun uzun yollardan bir acayip kuş gelir.
Kırma badem dili var,ne söylese hoş gelir
Bir acayip söz söyler,gözlerimden yaş gelir.                                    (Mektup)
Hasan hasta Tabanı tasta
Yemez içmez O da bir usta (Örümcek)
Ben beni gördüm Tuzsuz pişen aş gördüm
Köpük kusan taş gördüm  . (Ayna ,helva,sabun)
Hırsız içede başı dışarda . (Çivi)
Akşamdan çamur Sabahtan Kömür
Kadınlar yakar Ağalar bakar . (Kına)
Al üstüne al bağlar Mor üstüne mor bağlar
Kesilen kelle değil Kesen kasaplar ağlar. (Soğan)
Başı belalı Etrafı karalı
Hep alnı ak Suları pak (Erciyeş)
İstanbul'dan attım ben bu kılıcı Kayseri'ye düştü bunun ucu . (Mektup)
Şu kadar şuka Bu kadar buka
Mendile Menzil Takur tukur tuka (Havan-dibek)
Ufacık kuşlar Camiyi taşlar
Kendisi yemez Ele bağışlar (Süt sağmak)
Şu karşıda tay oturur Yazın kışın bir oturur. (Ardıç ağacı)
Herkes görür Allah görmez. (Düş)
Biri demiş vah belim Biri demiş vah başım
Bir demiş dünyalar benim (Çivi ,tahta,kiremit)
Çın çınçukurdamısın Başacık Hovardamısın
Kızlar gezmeye gitti Sen hala buradamısın? (Erimemiş-yerde kalmış kar)
Kazdım kazdım kum çıktı Kumdan minare çıktı
Geçen seneki çocuk Bu yıl meydana çıktı. (Mısır)
Başı yeşil emir değil Üstü kara kömür değil
İçi beyaz peynir değil Kuyruğu var fare değil. (Turp)
Bilmece bildirmece el üstünde kaydırmaca (eldiven)
Bir küçücük fıçıcık içi dolur turşucuk        ( Limon)
Ben giderim o gider ardımdan gölge eder.   ( Ay)
Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane          (Nar)
Mavi atlas iğne batmaz Makas kesmez terzi biçmez      (Deniz)
Yedi delikli tokmak bunu bilmeyen ahmak  (Kafa)
Bir küçücük mil taşı dolanır dağı taşı     (Göz)
Dağdan gelir taştan gelir bir yırtıcı aslan gelir     (Rüzgar)
Çıktım gittim anaya Elim battı kınaya (Karadut)
Dam üstüne darı saçtım Sayamadım eve kaçtım (Yıldız)
Dam ardına saç godum,Geleni gideni aç godum              (Oruç)
Aldır abası,
Yeşildir küpesi,
Bunu bilmeyen,
Eşek sıpası.                                                                              (Patlıcan)
Şu depeye toy oturu,
Biri gahar biri oturu.                                                                    (Terazi)
Bi mesel satcam bil,
Azıyım içindeki dil,
Ya on köyün camisini vir,
Ya asil öl.                                                                                (Kilit ahir)
Grannıh yerde cim cort                                                                (Damla)
Bi dam dolusu olum var,
Hep arnı çahal,hep arnı çahal.                                                       (Meşe)
Kat kattırır ama katmer değildir,Kırmızıdır ama biber değildir.                (gül)
Üç öküzüm var
Birisi gitti gelmez,
Birisi yer doymaz,
Birisi oturur kalkmaz                             ( Duman ateş kül)
Yaz ile güz arasında
İki kulak ot biter,
Ölüyü farz diriyi sünnet                         (Pamuk)
Tavana yarım ekmek koydum               (Yarımay)
ak öküz yatar kalkmaz
Sarı öküz dikilir kalkmaz                  (Yol kamyon)
Bir küçücük fıçıcık İçi dolu turşucuk (Limon)
Çarşıdan aldım birtane  Eve geldim bin tane (Nar)
Aheste aheste Bülbül kafeste
Yem yemez su içmez böyle bir nevreste (İpekböceği)
Bu dağda lale gezer Elinde piyale gezer
Ne gığıllar ne de yumurtlar Dalıncah lale gezer (Ay yıldız)
Sonabharda pürçeklenir İlkbaharda çiçeklenir
Yaz kış gemilere yüklenir Bilin bakalım bu nedir? (Fındık)
Beyazla başladım Yeşille işledim
Al ile bitirdim Herkese yedirdim (Kiraz)
Küçücük adamcıklar Başında şapkacıklar (Kibrit)
Yol üstünde güğüm kaynar (Karınca)
UzUn uzun urganlar Ucunda demri hanlar (Köy yolu ve köy)
Melmelecik  Yol daracık
Dört öküzcük Bir danacık (Taput ve taşıyanlar)
Yaprak kadar hafif Dağlar kadar büyük (Bulut)
Evin önünde şık şık Evin ardından şık şık (Yağmur)
Arttım atana Değdi kotana
Suda balığa Yerde ceylana (Dolu-Kasırga)
Çat çatan ağacı Çat patan ağacı
Kırmızı lale Kılaptan ağacı (Gergef)
Dağdan gelir tatrina ben onu tutarina
Kulakları yusa yusa Gözleri tombalisa (Tavşan)
Esne oğlum esne Bülbül kafeste
Yem yer su içmez Bir acayip nesne (İpekböceği)
Kanadı var kuş değil Boynuzu var koç değil (Kelebek)
Dört köşe beş değil suyla başı hoş değil (sabun)
Dam üstünde develer Birbirini keveler (Kiremit)
Altı göze içerim üstü çayır biçerim (Çocuk)
Ak çıkının içinde sarı altın (yumurta)
Gökte durur paslanmaz Suya düşer ıslanmaz (Güneş)
Bizim evde dudu var,eğri büğrü budu var,
yazın gele göresiniz,güle güle ölesiniz (Kurbağa)
Altı tahta üstü tahta İçinde bir kara softa ( Kablumbağa)
Aba giyen kebe giyen Yanağını kızartan
Topuğunu düzelten (Kavun,karpuz,elam,armut)
Ah umutlar umutlar Göz nurundan bulutlar
Ayaklarından emer Tepesinden yumurtlar (Hububat)
Daşdandı kömürdendi Keçen gün ömürdendi
Lale bir yemiş yedi Ağacı demirdendi (Şiş kavaf,"şiş kebap")
Tıkır tıkır tıkraba İçindeki akraba
Demirden kazığı var Tulumbada azığı var (Beşik ,çocuk,meme)
Çit çiten ağacı Çifte biten ağacı
Kırmızı leylek Gülbiten ağacı (Biber)
Allahın işi böğründe dişi (Mısır)
Dal ucunda tüylü dümbelek (Şeftali)
Bir karış boyu var,ağzında dili var,
hem inekten hem öküzden soyu var (Mum)
Karada bir gemi Başındaki yelkeni
Nedir dümeni Bir göreyim seni (Akıl)
Yazı yazar kitap değil Duvara çıkar kedi değil
boynuzu var inek değil Yük taşır öküz değil (Salyangoz)
Uzun uzun abalar Ak sakallı babalar
Gelir gider duramaz Gece gündüz çabalar (Dalga)
Yürür yürür iz etmez hızlı gider toz etmez (Deniz)
Hezerem hezerem Taş üstünde gezerem
El ne derse desin Bildiğimi yazaram (Mala)
Dağda takılır suda ipiler
Arşın ayaklı burma bıyıklı (Kaplumbağa)
Şakı şakı şakılar Şakı benim elimde
Ulu kavak titirer Kökü benim elimde (Dokuma tezgahı)
Tap nedir tapiş nedir Gülbaharda gümüş nedir
Ne yerdedir ne göktedir Hanımların dizindedir (Ayna)
Gider gider yerinde Altın kemer belinde
Gece gündüz yol gider Yine durur yerinde (Değirmen)
İlim ilim  ilmesi İlim kadın düğmesi
Bunu bilen bilesi Bilmeyen dokuz köy veresi (Çiğdem)
İnsanoğlunun aklı Deldi boğazına taktı
Altı gözlü on ayaklı                (Çift süren çiftçi)
Her heriye heriye Asker dizilimiş geriye
Kuşlardan bir kuş gördüm Arka üstü yürüye (Ölü)
A benim al yastığım içine un bastığım (iğde)
Bizim evde kadı var Çangallı bungallı budu var  (Çivi)
Kuyruklu bir kumbara Yemek taşır ambara            (Kaşık)
Değirmi tepe Dört yanı küpe
Altın ağırşak Gümüş süpürge   (Gök-yıldız-Ay-gün)
Çukurova bakkal dükkanı Horhor çeşmesi, aynacılar
Kemancılar ,ağa yokuşu Bitli çayır.            (Çene,ağız,burun,gözler,kaşlar,alın,saçlar)
Bir gümüşten kale gördüm Hapsolmuş ona âb.   (buz ,güneş)
Laka laka lam elif Laka dedim mim elif     (Leylek)
Hanım uyanmış cama dayanmış cam kırılmaş kana boyanmış    (Nar)
Babası bengi baba Anası yayvan hatun
Kızın tadı güzel Oğlu sohbette gezer     (Üzüm,şarap)
Altı deniz üstü saman Köpürdükçe saçar duman         (Nargile)
Kat kat kadayıf,kendisi zayıf İçindedir özü başındadır gözü   (Mum)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder