3 Aralık 2011 Cumartesi

140 ) BİR KİTAP TANITIMI : "BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI" ...



   Bir kitap okudum ve "bütün hayatım değişti !" demeyeceğim ama Amerikan siyasetinden daha fazla nefret etmeye başladığım kesin.. Kitabın kapağı da zaten kendini ele veriyor.. Özgürlük heykeli sağ elinde meş'ale değil bir silah tutuyor !..
   Kendisi de bir ekonomik tetikçi (E.T.) olan John Perkins'in iki ciltlik kitabından bahsediyorum.. Benim bildiğim ET, şirin bir uzaylı idi !.. Ama bu kitapta bahsedilen E.T.'ler, A.B.D. ve çok uluslu şirketler adına ; Yağmur Ormanlarının, doğanın, üçüncü dünya halklarının, idealist ve halkını seven ama Amerikan görüşlerine ters düşen başkanların ipini çeken, "ekonomi plancısı" kisvesi altında telafi edilemeyecek kötülüklere neden olmuş ve olmakta olan kişiler...
   Planları gayet basit !.. İlk önce, gerekli gördükleri dünya liderlerini, A.B.D.' nin ticari çıkarlarını gözeten büyük bir ağın parçası olmaya teşvik ediyorlar. Sonunda bu liderler, sadakatlerini garanti edecek biçimde bir borç batağına saplanıyorlar. İşte o zaman, amiyane bir tabirle, Amerika'nın kucağına oturmuş oluyorlar !..
Birleşmiş Milletler'de Amerika'nın istediği şekilde oy kullanmak, ülkesinde Amerikan üssü veya üsleri açılmasına ses çıkarmamak (size tanıdık gelen bir şeyler var mı ? ), çok uluslu Amerikan şirketlerini kollamak gibi... Karşılık olarak santraller, havaalanları, sanayi siteleri v.s. sağlayarak o liderin politik durumunu güçlendiriyorlar. Tabii bu arada Amerikan mühendislik ve inşaat şirketleri inanılmaz derecede zenginleşiyor..
   Peki, ya lider idealist ve halkını seven, A.B.D'ye pabuç bırakmamaya kararlıysa ne oluyor ?. İşte o zaman E.T'ler geri plana çekiliyor ve devreye "çakallar" giriyor !.. İşte bir çakalın ağzından, Güney Amerikalı bir liderin hizaya getirilmesinin öyküsü :
  "Seçilmesinden iki gün sonra El Presidente'nin makamına gittim ve onu tebrik ettim. Büyük masasında oturmuş, bana bir Cheshize kedisi gibi sırıtıyordu !.. Sol elimi ceketimin cebine atıp, ' Burada oyuna uygun şekilde katılırsanız size ve ailenize verilecek birkaç yüz milyon dolarım var !.' dedim. ' Oyunu biliyorsunuz ; petrol şirketlerinin başındaki dostlarıma nazik olacak ve Sam Amca'ya hürmet edeceksiniz !. ' Sonra yanına yaklaşıp bu kez sağ elimi ceketin cebine attım ve yüzüm neredeyse onunkine değecek kadar eğilerek fısıldadım : 'Burada da bir tabanca ve üstünde adınızın kazılı olduğu bir kurşun var ; seçim kampanyanızda verdiğiniz vaatleri tutmaya kalkışmanız olasılığına karşı..' Geri çekildim, yerime oturdum ve ona Sam Amca'ya meydan okudukları için alaşağı edilmiş ya da suikasta uğramış başkanların isimlerini hatırlattım.. Vietnam lideri Diem' den, Panama lideri Noriega'ya kadar olan isimleri yani... Mesajı aldı !.."
   Bunu anlatan "çakal", Küba kökenliydi. Castro, Batista'yı devirerek başa geçtiğinde ailesi milyonlarca dolar kaybetmiş, bu da komünizme karşı bir korkuya kapılmasına neden olmuştu. Yılda, vergiden muaf, yarım milyon dolar kazanıyordu ve hayatından memnundu..
   Diyelim ki lider, bu tehdide de kulak asmadı.. İşte o zaman eski usuller ortaya çıkıyordu .. Önce CIA, o da olmazsa askerler yani ordu...
      

   1945 doğumlu Perkins, Boston Üniversitesini bitirip hemen evlendikten sonra, 1968 yılında, Vietnam'a gitmeyi erteletmek amacıyla, karısıyla birlikte "Barış Gücü" ne girer.. İlk görev yeri olan Güney Amerika'daki Ekvador'da, uluslararası bir danışmanlık firması olan MAIN'in genel müdür yardımcısı Einar Greve ile tanışır. Bu tanışma sonucunda, Ekvador'dan döndüğünde, MAIN'e girer. Daha farkında değildir ama, o artık bir E.T. olmuştur..
   Sonra neredeyse tüm dünyayı dolaşır.. "Şirketokrasi" nin neden olduğu yıkımları, yerel halkların dramını, ünlü firmaların üçüncü dünya ülkelerinde hangi şartlarda üretimlerini yaptıklarını görür. Bu arada, "ikna edilemeyen" ve aslında çok sevdiği bazı liderlerin "esrarengiz" kazalar sonucu ölmelerine de tanık olur : 24 Mayıs 1981'de Ekvador Başkanı Jaime Roldos ve 31 Temmuz 1981'de Panama Başkanı Omar Torrijos.. Birbirine benzeyen iki uçak kazası !.. Havada infilak..
 

   Şirketokrasi adını verdiği küresel bir imparatorluk için çalışmakta olduğu iyice kafasına dank edince ve bu arada vicdanı da artık onu iyiden iyiye rahatsız etmeye başlayınca ; sayısız tehdit ve uyarılara rağmen işinden istifa eder ve yıllardır tuttuğu günlüklerini bir kitaba dökmeye karar verir. Aynı engellemeler ve baskılar devam eder ama ünlü olmayan, idealist ve çevreci bir yayıncı kabul eder kitabı basmayı ve ortaya bu, insanı ürküten, korkutan ve düşündüren kitap çıkar..
   Aslında o kadar ilginç ve hepsi de birbirinden önemli o kadar çok olay var ki ; buraya özet bile çıkarmak sayfalar sürer.. Örneğin işin ekonomik yönü.. Perkins'e göre ; A.B.D.'de iflasa açılan kapıyı tutan tek muhafız, Birleşik Devletler Darphanesi'nin dolar basma ve değerini belirleyerek kabul ettirme gücüdür.. Dünyanın doları standart para birimi olarak kabul etmeyi sürdürmesi son derece önemlidir ve hatta zorunluluktur !..
   Washington'ın doların egemenliğini savunma mücadelesindeki ilk müttefiki İsrail oldu. İsrail, 1967' deki savaş sonunda topraklarını dört katına çıkarttı ve bu da Arapları öfkelendirdi. Öfkeli Arap ülkeleri, İsrail kadar, Amerika'yı da suçluyordu.. Suudi Arabistan'ı petrol fiyatlarını yükseltmesi konusunda zorladılar ve OPEC'te etkisi olan Suudi kararı ile petrolün fiyatını % 70 artırdılar. A.B.D.'de benzin istasyonlarında kuyruklar uzarken ve yeni bir ekonomik krizden bahsedilirken, Nixon bir satranççı edasıyla yeni hamlesini yaptı : Kongre'den İsrail için 2,2 milyar dolarlık bir yardım kararı çıkarttı !.. O zamanlar pek az insan Washington'ın yaptığı hamlenin gerisindeki kurnazlığı ya da bunun, zayıflayan doları ayağa kaldırmaya yönelik bir kararlılıktan kaynaklandığını sezebildi.. Sonra devreye yine E.T'ler girdi. Görevleri iki yönlüydü ; A.B.D.'nin petrol için harcadığı milyarlarca doları, OPEC'in , Amerikan şirketleri üzerinden geçirmesini sağlamak.. Burada anahtar konumda olan Suudi Arabistan idi. Çünkü bütün diğer ülkelerden fazla petrole sahipti ve kraliyet ailesi son derece yozlaşmış, yolsuzluğa alabildiğine açık durumdaydı !...
   Sonuçta Suudi Kraliyet ailesi üç önemli koşulu kabul etti :
   1. Petro-dolarlarının büyükçe bir bölümünü A.B.D. devlet tahvillerine yatıracaklardı..
   2. A.B.D. Hazine Bakanlığı'nın, bu tahvillerin faizleri olarak gelecek trilyonlarca doları, Amerikan şirketlerinin Suudi Arabistan'ın modernleştirilmesi için görevlendirilmesinde kullanmasına izin vereceklerdi..
   3. Petrol fiyatlarını şirketokrasinin kabul edebileceği düzeyde tutacaklardı.
   Buna karşılık A.B.D'ye düşen görevse, Suudi ailesinin gücü elinde tutmayı sürdürmesini sağlamaktı...
   Doların egemenliği basit birkaç kalem hareketiyle tekrar kurulmuştu.. Para biriminin değer ölçeği olarak da altının yerini petrol aldı !...
   İşte dünyada dönüp duran ve bizim doğal olarak hiç haberimizin olmadığı olaylardan biri daha.. Ama bu "film"lerin baş aktörü nedense hep aynı.. Bir gerçek daha var, herkes gibi o da yaşlandı artık !..
   "Durup dururken neden canımı sıkayım !" diyecek olursanız, bu kitabı okumayın !..
    "Bu dünyayı bu hale nasıl getirdik ? "  diye merak ediyorsanız  - ki merak edin -
KESİNLİKLE OKUYUN !..
     Aşağıda, hala bozulmamış yerleri kalabilen Yağmur Ormanları'nda alınmış bir ses kaydı var. Eğer sıkılmazsanız, gözlerinizi kapayın ve on dakika içinde kendinizi oradaymış gibi hissedeceğinize bahse girerim ! Bizlere de böylesi bir güzelliğin sanayi, şirket çıkarları vs. için yok edilmemesi için dua etmek kalıyor !...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder