14 Aralık 2011 Çarşamba
145 ) İSTİKBAL GÖKLERDEDİR !..
Birinci Dünya Savaşı alanlarında kullanılan ilk uçaklar, bir cepheden diğer bir cepheye karadan taşınarak gönderilmekteydiler. Günler ve hatta haftalar süren bu taşıma işlemi sırasında uçağın hasar görmemesi neredeyse mucizedir. İşte bu zorlukların yaşanıldığı 1917 yılının 21 Mart günü, Diyarbakır'daki 2. Ordu Komutanlığı'ndan, Başkomutanlık vekaletine 3817 No'lu şifre ulaşır : "Uzun bir yolu takip ederek kara vasıtalarıyla gelen uçaklardan orduda gerektiği şekilde istifade edilemediği daha önceden edinilen tecrübelerle ortaya çıkmıştır. Bu durum, ordu nezdindeki uçak bölük komutanı tarafından defalarca ifade edilmiştir. 16 Mart 1917 tarihli emirleriniz ile gönderileceği bildirilen uçağın karadan değil, uçarak Ulukışla- Maraş- Malatya üzerinden Elazığ'a getirilmesi için ilgililere emir buyurulması... Malatya'da bir uçuş meydanı vardır. Maraş'ta da meydanın hazırlanması için mart başında İstanbul'dan hareket eden Teğmen İlmer'in Halep'e gelerek orada, ordu uçak bölük komutanı Westfal'den talimat alması için tebligatı ve bu konuda emirlerinizi arz ederim." Mesajın altında "Mustafa Kemal" imzası vardır...
Atatürk'ün yazdığı bu mesaj, Anadolu üzerindeki uzun uçuş rotalarının ilklerinden olsa gerek. Havacılığa verdiği önemi "İstikbal Göklerdedir" sözüyle ölümsüz kılan Atatürk'ün emriyle, 20 Mayıs 1933'de, dünyanın ilk sivil havacılık şirketlerinden biri olan "Devlet Hava Yolları" kurulur. Bugünkü adı "Türk Hava Yolları" olan şirket iki Junkers, iki King-Bird ve bir de AT-9 tipi beş uçakla hizmete başlar. Bu beş uçağın toplam koltuk kapasitesi ise yirmi sekizdir !...
Halkın uçaklara binmeye yanaşmaması üzerine Atatürk, pazar günleri ucuz fiyatlarla Ankara üzerinden gezi turları düzenlenmesini ister. Bütün amacı, uçağa binmenin korkulacak bir şey olmadığına herkesin inanmasını sağlamaktır. Adam başı 2,5 lira ödeyip kuyruğa giren Ankaralılar kent üzerinde bir tur atıyorlardır..
Uçağı sevdirmek isteyen Atatürk'ün tüm gezilerini deniz ve kara yoluyla yapmış olması nasıl açıklanabilir ?.. Neden uçağa bindiğine dair hiçbir kayıt yoktur ?
Mustafa Kemal 1910 yılında, Ali Rıza Paşa ile birlikte Picardie manevralarını izlemek üzere Paris'e gelir. Manevralar sonunda, uçuşa katılan uçaklara yabancı subaylardan isteyenlerin binebileceği duyurulur. Mustafa Kemal, gönüllü olarak öne çıkmıştır ki, Ali Rıza Paşa bileğini tutarak vazgeçmesini ister.
O gün, Mustafa Kemal'siz havalanan uçak, nazlı nazlı bir tur atar bulutların arasında. Ama aniden hızla yükseklik kaybetmeye başlayan uçak yere çakılır ve bir tabuta dönüşür !..
Atatürk'ün uçağa binmemesinin nedeni, gözleri önünde yaşanan bu korkunç kaza olsa gerek. Kim bilir kaç kere, uçağa binmeye karar verip, Ali Rıza Paşa'nın elini bileğini hissederek vazgeçmiştir !..
Vecihi Hürkuş, gökyüzü tarihimizde ilklere imza atan bir pilottur. 1917'de, Kafkas cephesinde, ilk Türk hava zaferi onun sayesinde kazanılmıştır. 1918 yılında, Ruslardan ele geçirilen Nieuport uçağının bozulan pervanesinin yenisini yaparak bir ilki gerçekleştirmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında, uçakların kanatlarının onarımı için gerekli olan jelatin ve emait imalatını o başarmıştır. İzmir'e ilk giren ve hava meydanını işgalden kurtaran odur.. Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu yapan da odur.. Kurtuluş Savaşı'nda TBMM takdirnamesini üç defa kazanmıştır. 1924 yılında, İzmir'de ilk Türk uçağını yapmıştır. 1930 yılında, İstanbul'da, tarihimizdeki ilk sivil uçağı yapan da ; 1933 yılında ilk deniz uçağını da yapan Vecihi Hürkuş'tur.. 1934 yılında ilk sivil kadın pilotumuz olan Bedriye Gökmen Bacı'yı yetiştirir. Ankara'da, 1936'da uçan ilk Türk planörlerinin uçuşunu gururla seyreden imalatçı da yine odur.. Ayrıca 1954'de, ilk Türk özel havayolları kuruluşunu kuran, Türkiye'de toprak altındaki radyoaktif zenginliği keşfeden uçağı kullanan da odur..
1977 yılında çekilen "Neşeli Günler" filminde, Şener Şen'in canlandırdığı "pilot Vecihi" karakteri herkesi güldürür ama Vecihi Hürkuş'un hayatı hüzünle doludur..
Kız kardeşi Remziye Hanımı, Yunan savaş uçaklarının 12 Ocak 1921'de Eskişehir'e yaptığı hava saldırısında kaybeder. Kızkardeşinin kocası Binbaşı Bedri Bey de Kurtuluş Savaşı sırasında şehit düştüğünden, öksüz ve yetim kalan Emel, Nahit ve Edibe adlı üç yeğenini yanına alır. Ne yazık ki, Emel yolda can verecektir..
29 Ekim 1936'da, Cumhuriyet'in 13. yıl kutlamalarında yapılan havacılık gösterilerinde büyük bir uğursuzluk yaşanılır : O gün, Türkkuşu Başöğretmeni Vecihi Hürkuş'un eğittiği paraşütçülerin atlayışı merakla beklenmektedir. Vecihi Bey'in aklı, paraşütçüler arasındaki 17 yaşındaki bir genç kızdadır. Deneme atlayışını sadece bir kez yapan genç kız, hastalandığı için sonraki günlerdeki çalışmalara katılamaz. Yeterli sayıda atlayış yapmamış olsa da, Vecihi Hürkuş'a böylesine anlamlı bir günde atlayış yapmayı çok istediğini söylemiş, adeta yalvararak izin koparmıştır.
Uçak, kutlamaların yapıldığı Ankara Hipodromunun üstüne geldiğinde genç kız kapıda belirir ve kendini boşluğa bırakır. Sekiz yüz metreden atlayan genç kız hızla düşmekte fakat paraşütü açılmamaktadır. Düz bir şekilde başlayan düşüş esnasında paraşüt devreye girmediği için, havada dengesini kaybeden genç kız taklalar atmaya başlar. Paraşüt yere yüz metre kala açılsa da, onun sert bir şekilde çamur zemine düşmesine engel olamaz...
Vecihi Hürkuş, yanına koştuğu genç kıza sıkıca sarılır. Ağzından kan gelirken, "Babacığım, kabzayı çektim, çok uğraştım ama paraşüt açılmadı" diyerek kendisini teselli etmeye çalışan ve kaldırıldığı hastanede son sözleri, "Babacığım, üzülme iyiyim" olan genç kız, Vecihi Bey'in kız kardeşi Remziye Hanımın çocuğu Edibe' den başkası değildir...
Yaşamının son yıllarında, kurduğu havayolu şirketinin kapanmasına yönelik baskılara ve suikastlara dayanamayan Vecihi Bey iflas eder ; borçlarından dolayı Kurtuluş Savaşı'nda gösterdiği kahramanlıklardan dolayı bağlanan maaşına bile haciz konur !.. Ve Ankara'da anılarını yazarken beyin kanaması geçirir, hayata gözlerini yumar..
Pilot Vecihi 16 Temmuz 1969'da toprağa verilir.. O gün, Ay'a adım atacak ilk insanı taşıyan Apollo 11 dünyadan ayrılmaktadır !..
Amerika'da milyarlarca insan, havacılık tarihinin bu en önemli gününde bir araya gelirken, aynı gün toprağa verilen Türk havacılık tarihinin büyük kahramanı Vecihi Hürkuş'un cenazesine katılan insanların sayısı, iki elin parmaklarını geçmez !...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder