Avrupa'da çizgi-roman piyasasında, Belçika-Fransa'dan sonra İtalyanlar alır sırayı.. Navajo Kızılderilileriyle dost, kötü adamların korkulu düşmanı "Tex Viller" Gian Luigi Bonelli ile Aurelio Galleppini tarafından 30 Eylül 1948'de yaratılır.. Neden başka kabile değil de Navajolar diye kafama takıldığında, yanıtını bugünlerde şöyle verebiliyorum : Navajolar İkinci Dünya Savaşında Amerikan ordusunda şifre çözücü olarak kullanılmışlardı, belki de ondandır ! ?.. Ortaya çıkışı da savaş sonrasına denk geldiğinden belki böyle düşünmüş olabilirim...
1949 yılında da Guido Martino tarafından Pekos Bill yaratıldı. Türkiye'de Alaattin Kral'a ait "Kral Neşriyat Yurdu" tarafından 1951-56 yılları arasında yayımlanmıştı.Altı sayfası renkli, on altı sayfalık bir dergi olarak..
1950'li yılların başlarında ise İtalya'da üç üretken yazar-çizerin oluşturduğu "EsseGesse" grubu çıkar ortaya.. Sinchetto- Sartoris- Guzzon'dur bu sanatçıların adları. Ve sonra ardı ardına bu grubun yarattığı çizgi-romanlar çıkmaya başlar.. "Kinova", "Capitan Miki" (Tom Miks), "Il Grande Blek" (Teksas) gibi... Daha sonraki yıllarda ise "Tom Braks" , "Kaptan Swing" eklenir bunlara.. Tom Braks Tom Miks'e, Swing de Teksas'a birçok açıdan benzemektedir aslında..
1960'da ise Guıdo Nalitta'nın yazdığı, Galliano Ferri'nin çizdiği "Zagor" yayımlanır..
Bizim kuşağın erkeklerinin nedense safça bir tarafı vardır. Hayatın gerçekleri ile bilinçaltına depoladıkları çizgi-roman gerçeklerini zaman zaman birbirlerine karıştırırlar !.. Bu dürtüyle öyle işler yaparlar ki, görenler de "yahu bunlarda hiç akıl fikir yok mu ?" diye şaşar kalır. Bana göre bu "sersemlik hallerinde" bizim kuşağın çocukluk yıllarında okuduğu, hatta tiryakisi olduğu çizgi romanların payı vardır.
Şimdiki kuşaklar Çelik Blek'i, Profesör'ü, Rodi'yi, Yüzbaşı Tom Miks'i, Konyakçı ile Doktor'u hiç tanımazlar. Bu çizgi-romanlardaki tipleri tanımadan, bizim kuşağın çocuklukta bunlardan nasıl etkilendiğini anlamaya olanak yoktur..
Örneğin Yüzbaşı Tom Miks'i ele alalım.. "Baby Face" denilen tipte, çocuk görünümlü bir ranger.. Sakal, bıyık yok.. Diğer kovboylar gibi içki de içmez ; sadece süt içer !. Buna rağmen "görevi gereği" sık sık gittiği kasaba barlarında, barmenden süt istediğinde, kendisiyle alay eden birkaç kendini bilmez mutlaka çıkar.... Tom Miks onları bir güzel döverken "içkinin sağlığa zararlı" olduğunun da altını çizmiş olur !..
Kankaları Doktor Sallaso ile Konyakçı ise sıkı birer içicidirler... Bir de Kulver Kalesi ve komutanı Albay Brown ile kaledeki tek dişi olan kızı Suzi var.. Beyaz pala bıyıklı albay elini taşın altına hiç sokmaz. Her zorlu göreve garibim Tom Miks'i gönderir, kendisi de odasında oturup sonucu bekler !..
Kızı Suzi ise Tom Miks'e aşıktır. Ne var ki Tom Miks yüzbaşı olmuş ama adam olamamıştır !.. Kızın duygularını anlamaz. Kız "Tom" diye seslendiğinde bile yüzü kızarır !.. Erkekle kadın arasındaki özel durumlardan haberi bile yoktur !.. Normal bir yaşantısı olmadığından, insanların dünyaya ya kötü adam, ya da ranger olarak geldiğini zanneder.. Onun için "üçüncü cins" olarak da kızılderililer vardır !.. Bu yüzden Albay Brown'dan talimatı aldıkça kendini yollara vurur.. Ya kızılderililere ya da kötü adamlara bulaşır..
Fakat onca yıl okuduk da neden bir türlü binbaşı olamadığını hiç düşünmedik !.. Bir türlü terfi edemedi.. Şimdi düşünüyorum da demek ki Yüksek Askeri Şura'ya takılmış terfisi !..
Bir de Teksas vardı. Yaz kış üzerinde aynı deri yelek.. Ne terler, ne üşür, ne hasta olur.. Onun da bütün derdi "Kırmızı Ceketliler" yani İngilizlerdi. Onun da takıntısı "bağımsızlık"tı.O da kadınlara hiç ilgi duymuyordu!
İşte bizim kuşak bu iki resimli-roman kahramanının müritleri gibi büyüdü.. Çocukluk yıllarında onları örnek aldı.
TV seyredip, birer bilgisayar uzmanı olan şimdiki çocuklar yani yeni kuşak ise Tom Miks ile Teksas'ı adam yerine bile koymadı... Kadınlara ilgi duymayan, dans etmeyen, bir tek maceralarında bile tuvalete bile gitmeyen, içki ve sigara içmeyen bu tipleri hiç tutmadı..
Rahmetli Turgut Özal bile gençlerin bu eğilim sapmasını zamanında gördüğü için Teksas, Tom Miks ciltlerini Devlet Planlama Teşkilatı raporları arasına koyup gizli gizli okurdu !..
Bu iki çizgi-roman kahramanının kişilikleri hala bizim kuşağın bilinçaltında yatıyor. En ciddi sorunlara çocukça çözümler üretmemiz ya da yumruklarımızı sıkmamız bundan galiba !...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder