"Demirbank" reklamı vardı örneğin. Sabah saat 07.00'de bir gong vurur, ardından spiker, "Bugün 16 Eylül Pazartesi, Demirbank hayırlı işler diler.." derdi.
Yaşlıların "ajans" dedikleri haberlerin ardından "yol durumu" verilirdi. Örneğin aklımda kalan şu anons : "Adana-Pozantı karayolunun 15. kilometresi yol çalışmaları nedeniyle trafiğe kapalı olup, geçiş tek şeritli olarak Adana-Osmaniye yolundan verilmektedir. İşaret ve işaretçilere uyulması rica edilir.." Bu çalışma nedense uzun yıllar boyunca sürdü !.. Belleğime kazınmış olması da bu yüzden herhalde...
"Arkası Yarın" programı vardı.. Sabahları saat 10.00'daki bu radyo programında ünlü edebi klasikler ya da yerli yazarların eserleri, Devlet Tiyatrosu sanatçıları tarafından seslendirilirdi. Bu programdan aklımda kalan şey ise şu : Oyuncuların isimleri, direktör vs. sayıldıktan sonra en son olarak "...ve efekt Korkmaz Çakar veya Ertuğrul İmer.." O dönemin zayıf tekniğiyle mucizeler yaratan adamlar.. Masa çekmecesini hızla açıp kapatarak silah sesi çıkartmak gibi !..
Aynı şekilde, "Yurttan Sesler Korosu" programının sonunda, saz sanatçıları sayılır ve sonda yine, "ve Atilla Mayda.." denirdi. Demek ki son söylenen isimler daha çok bellekte kalıyor. Daha ileri tarihlerde "ve Hüseyin İleri" derken aklımızda kaldığı gibi !..
Bir Zeki Müren mini programı vardı, "gözünüz yolda kulağınız bende olsun sevgili şoför kardeşlerim" anonsuyla başlayan !..
Sonra televizyon dönemi başladı... İlk televizyonumuz ITT Schaublorenz markaydı. 1972 yılbaşısı almıştık ve sadece Yunan TV'sini izliyorduk !.. Sonra yazın Münih Olimpiyatlarıyla birlikte biz de milli olduk !..
Televizyonumuzun bir de reklamı vardı :
Voltaj inip çıkmalarına karşı ESEM regülatörü vardı. Yeni hazinemizi (!) korumak göreviyle TV sehpası altındaki yerini almıştı..
Gelelim dizilere ; "Küçük Ev" de küçük Laura bizi hüzünlendirirken ; "Tatlı Cadı" da Samantha bir burun oynatmayla her şeyi yapabilen bir cadıydı. Kocası Darren ve annesi Endora ile bizi güldürürdü.."Komiser Colombo" da Peter Falk, buruşuk beyaz pardesüsüyle halktan biri görünerek sempati çekmiş, zekasıyla bizi kendine hayran etmişti. Polisiye romanlardan gelme alışkanlığımızla işlenen cinayetin katilini kitabın son bölümünde öğrenmeye alıştığımızdan, bu dizide katili dizinin en başında öğreniyor, cinayeti nasıl işlediğini görüyorduk.. "Görevimiz Tehlike" dizisini hiç kaçırmamaya çalışırdım ve müziğini de çok severdim. "Petroçelli" dizisindeki bohem avukatı da sevdik.. Başka neler vardı neler... Tony Curtis ve Roger Moore'un oynadığı komik macera türünde "Kaygısızlar" vardı ; "Charlie'nin Melekleri" vardı ama Charlie yoktu ! Onunla hiç tanışamadık !.. Meleklerin içinde benim sevdiğim çekik gözlü, esmer olanıydı, adı da Cathy ya da Kate idi..
"Tatlı Sert" vardı, çok İngiliz'di !.. "McMıllan ve Karısı" vardı, o da çok Amerikan !.. İri yarı, karizmatik Rock Hudson'da pala gibi de bıyık vardı ama eşcinsel olduğunu epey geç öğrendik !..
Bir zamanlar Orhan Gencebay'ı hiç televizyonda ve radyoda dinleyemezdik !.. Arabesk müzik yasağına takılırdı.. Dansöz de göremezdik. O yüzden bu kadar terbiyeli büyümüş bir nesiliz !.. İlk dansöz olarak 1980 yılı yılbaşı gecesi, epey terbiyeli giyinmiş bir Nesrin Topkapı' yı gördük.
Can Akbel vardı. Kapanış haberlerini okurdu. "Güne Bakış" adlı programının adı halk arasında "Kele Bakış" olarak adlandırılırdı. Çok sempatik bir spikerdi..
Ve son olarak "Necefli Maşrapa" vardı !..
Her arıza ve kesinti olduğunda ekranda donuk donuk bizi seyrederdi ! Altında "LÜTFEN BEKLEYİNİZ" yazısı ile...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder