29 Nisan 2012 Pazar

220 ) İZMİR'İ KORUYAN KALELER ...



  

   Prof.Dr.Necmi Ülker'e göre İzmir Körfezi, Eski Foça'dan İzmir'e kadar deniz yoluyla yaklaşık 74 km. kadardır. Bu doğal körfez başlıca üç bölüme ayrılabilir : Birincisi körfezin ana girişi, ikincisi Sancak Burnu ile Menemen sığları arasındaki boğazdan itibaren İzmir'e doğru olan bölge, üçüncüsü ise körfezin sonundaki İzmir limanıdır. Körfezin bu üç bölümüne de giriş, kaleler tarafından kontrol edilmektedir. Bunlar, körfeze giriş sırasına göre, eski ve yeni Foça kaleleri, Sancak Kale, St.Pierre veya Liman Kalesi'dir. Ayrıca Pagos Dağı üzerinde bulunan Kadifekale, körfezin ve İzmir'in savunma zincirinin son halkasını oluşturmaktadır.
   17. yüzyılın ikinci yarısında, İzmir'i denizden gelebilecek tehlikelere karşı savunan kalelerin en önemlisi Sancak Kale'dir. Yeni Kale olarak da bilinen bu kale, İzmir Körfezi'nin en dar yeri olan Sancak Burnu'ndadır.. Tavernier, kalenin yapımını Köprülü Mehmed Paşa'nın sadrazamlığı sırasında, 1656'da Venediklilerle ilgili bir olayın sonucuna bağlamaktadır. Tavernier'ye göre Köprülü Mehmed Paşa, Venediklilerle olan bir savaş sırasında İzmir Körfezi'nde bulunan Hıristiyan gemilerini kiralamak ister. Sadrazamın kiralama teklifini reddeden Hıristiyan gemilerin kaptanları İzmir önlerinden demir alıp hemen körfezi terk ederler. Bu durumdan etkilenen Sadrazam, böyle bir olayla tekrar karşılaşmamak için körfezin en dar yerine bir kale yaptırmaya karar verir ve bu kalenin yapılmasını emreder. Kalenin yapılması nedenlerinden ikincisini Evliya Çelebi belirtmektedir. Ona göre Sadrazamın Sancak Burnu'na bir kale yapılması için karar vermesinde en önemli etken, yabancı gemilerin İzmir koyuna girip çıkarlarken Osmanlı bayrağına selam vermelerini zorunlu tutmak ve taşıdıkları ticari malların gümrük vergilerini ödemelerini garanti altına almaktır..
   Yapılan kalenin tüm masraflarını Osmanlı Devleti finanse etmiştir. Evliya Çelebi bu kalenin planının dört köşe olduğunu yazmaktadır. Kalenin her köşesinde birer burç ve orta kısmında dört köşe bir kale inşa edilmişti. Kalenin yapımı bitince burada bir kumandan ve 200 er görevlendirilmişti. Kalede bulunanlar maaşlarını İzmir gümrüğünden alıyorlardı.


   Denizden İzmir'e gidiş yönünde ikinci savunma tesisi Liman Kalesi'dir. Bu kalenin ilk kez kimin tarafından yapıldığı hakkında tam bir bilgi yok. Tarih boyunca çeşitli isimlerle anılan bu kale Neon Kastron, Ceneviz Şatosu, Pers Kalesi, St.Pierre/St.Peter/St.Petros Kalesi, Liman Kalesi, Ok Kalesi, Soğan Kalesi, Hisar gibi çeşitli isimler almıştır. Bu kale hem iç limanın güveni hem de liman çevresindeki şehrin savunması görevini üstlenmişti.

   Eldeki bilgilere göre bu kalenin 12. yüzyıl sonlarında veya 13. yüzyıl başlarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kale, 13. yüzyılda Foçalı Ceneviz beyleri tarafından zaptedilmiştir. Aydınoğlu Mehmed Bey 1317 yılında Kadifekale'yi işgal edince, İzmir şehri tarihinde "Gavur İzmir", "Müslüman İzmir" diye ikili bir yönetim oluşmuştur.
   1402 yılına kadar, Liman Kalesi Türklerle Hıristiyanlar arasında birçok defalar el değiştirmiştir. 1402'de Timur tarafından son defa alınan Liman Kalesi, bu tarihten itibaren tamamen Türklerin yönetimine girmiştir. Timur bu arada kaleyi tamamen yıktırmıştır. Timur'un bölgeden çekilmesinden sonra kale Rodos Şövalyeleri tarafından yeniden yaptırılmış, fakat 1415'de Osmanlı İmparatoru I. Mehmed tarafından tekrar yıktırılmıştır. Venediklilerin 1472'de İzmir'e saldırıp yağmalamasından sonra Fatih Sultan Mehmed'in emriyle, şehrin güvencesi için kale tekrar inşa edilmiştir. Mevcut temeller üzerine inşa edilmiş olan kale üç köşeli bir plana sahipti. Kalenin düz kenarları yaklaşık 110 metre olup üzerlerinde güçlü ve köşeli burçlar vardı. 1671'de İzmir'e gelen Evliya Çelebi, kalenin çevresinin 1280 adım geldiğini, içinde bir mescit ve 20 asker lojmanı olduğunu, burada bir kale kumandanı ile 80 erin görev yaptığını yazıyor..
   17. yüzyılda Sancak Kale'nin yaptırılmasından sonra Liman Kale'nin önemini büyük ölçüde kaybetmesine rağmen kale görevini sürdürmüştür. 18. yüzyılın sonlarında içinde iki bin kadar er bulunan Liman Kale'nin civarına zamanla çarşı ve hanlar yapılmış, kale binalar arasında kalmıştı. 19. yüzyılın ikinci yarısında içinde garnizon ve er kalmayan kale bakımsızlıktan harap hale gelmiş ve 1870'de yıkılmasına karar verilmişti. 1872 yılında kale, içindeki evlerle beraber yıkılmış, geliri de hayır kurumlarına verilmiştir..


   İzmir Körfezi'ni koruyan üçüncü kale Pagos Dağı'ndaki Kadifekale idi. Körfezin ve çevrenin hemen her tarafından görülebilen Kadifekale, ilk yapıldığından beri İzmir savunma tesislerinin kilit noktasını oluşturmuştur. Yaklaşık 620 metre uzunluğu ve 200 metre genişliği olan kale, 85 hektar alanı kapsamaktadır. Surlar arazinin şekline uyarak düzensiz kıvrımlar oluşturmuştur. Bugün kalenin kuzey ve batı surları tamamen harap olmuş, yerlerini taşları alınmış moloz yığınları ve kale içine kadar sokulmuş gecekondular almıştır. Bizans İmparatoru John III. Ducas Vatatzes (1222-1254) devrine ait Akropolün kuzey kapısı üstündeki mermer kitabeden anlaşıldığına göre Pagos Kalesi Vatatzes zamanında onarılmıştır. Büyük bir olasılıkla bugünkü şekliyle esas Kadifekale, İmparator Ducas Vatetzes devrinden kalmış olabilir..
   Evliya Çelebi, "Seyahatname" sinde, Kadifekale'nin kayalık bir arazi üzerinde inşa edildiğini, hendeği olmadığını, beşgen planlı olup çevresinin 2.700 adım olduğunu kaydetmektedir. Kadifekale çeşitli yapı teknikleri kullanılarak değişik zamanlarda inşa edilmiş ve farklı kalınlıktaki sur ve kulelerden oluşmuş bir anıttır. Surların alt kısmının Helenistik, üst kısımlarının ise Bizans duvar tekniğiyle yapıldığı bellidir.


( MELİH GÜRSOY'un "BİZİM İZMİRİMİZ" adlı kitabından alınmıştır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder