Vadesi gelmek : Zamanı gelmek
Vakit nakittir. İnsanların en büyük sermayesi vakittir.Onu altın gibi değerli bilmeli ve boşa harcamamalı.
Vakitsiz öten horozun kafasını keserler. İnsan bir iş yapmaya niyetlenmişse onu başaracağına emin olmadan konuşmamalı başkalarına duyurmamalı sonra rakipleri onu boğar yok eder iflas ettirir. Kişi rakipleri ile mücadele edebilecek güce erişmeden onlara karşı mücadeleye kalkışmamalı yoksa onların karşısında ezilir.
Vaktini şaşmamak : Her işi tam zamanında yapmak
Var varladır yok söyletir.Varlık kişiye güven cesaret bol keseden atma gücü verir.Rahat hareket etme cesareti verir.Yok ise ancak insana yokluktan dolayı acınma ve sızlanma verir.
Var yok : Olduğu şüpheli
Vardığın yer körse sende gözünü kapa. Kişi bulunduğu ortamda ki insanlara uymak istiyorsa onlarla beraber yaşamak istiyorsa onların yaşam düzenin benimsemek zorundadır.
Varını veren utanmamış.Kişi kendisinden istenince elindekini az çok bakmadan vermeli azlığından veya kalitesizliğinden utanılmamalı.
Varlığa darlık olmaz. İnsan elinde malı mülkü varsa her şeyi alır her şeyi istediği gibi harcar onun için sıkıntı yoktur.
Varsa hünerin her yerde vardır yerin. Kişinin bir işi mesleği becerisi varsa her yerde işi yolunda gider mutlaka saygı ve iltifat görür eğer bir becerisi mahareti yoksa zor ilgi ve alaka görür.Kendisini kabul ettirmesi zordur.
Varsa pulun herkes kulun ;yoksa pulun dardır yolun.Eğer paran varsa zenginsen herkes sana ilgi ve alaka gösterir.Yok eğer fakirsen işin zor.Kolay kolay işlerini göremezsin.İnsanlar kolay kolay yardımcı olmaz .İşini görmez.
Vasiyet ölüm getirmez. Kişinin vasiyetini yapması onun ölüm döşeğinde olmasını gerektirmez.Sadece tedbirli davranmış olur.
Vebali boynuna : Günahı sana
Ver yiğidi yiğide Mevla rızkın yetire.Fakir zengin diye ayırma birbirini seven iki genci evlendir.Allah onların rızkını verir.
Veren el alan elden üstündür.İnsan daima çalışıp kazanmalı ve ele muhtaç olmamalıdır.Çalışıp helalinden kazanan ne olursa olsun dilenenden başkalarına el açanlardan daha üstündür.
Veresiye şarap içen iki kez sarhoş olur.Kişi hem veresiye alırken sarsılır utanır sıkılır hemde ödeme zamanı gelince haybiye para ödemiş gibi olur
Verip pişman olmaktansa,vermeyip düşman olmak iyidir. Elinizde olan bir şey sizden istenince, verdiğiniz şeyi zamanında alamayacaksınız beklide istemek zorunda kalıp, verdiğiniz kişiyle kötü olacaksınız.İsteyince vermezseniz de kişi yine size kırılacaktır ama en azından malınız elinizde kalacaktır.
Verirsen doyur,vurursan duyur. Bir şeyi yapmak istiyorsan veya bir şeyi yapmaya niyet etmişsen onu tam yap yarım yapılan işten bir sonuç alamazsın
Verme malını veresiye,akar gider Karasu'ya,baş yarılır kol kırılır,sulh ederler yarısına.Malını veresi,ye verme çünkü alanlar borcunu ödemez batarsın.Başına birçok haller gelir.En sonunda da seni alacağının yarısına razı ederler.
Vız gelip tırıs gitmek : Yapılanlara aldırış etmemek,önemsememek
Vız gelmek : Aldırış etmemek,önemsememek
Volta atmak : Koridorda aşağı yukarı dolaşmak
Vur abalıya : Bütün suçu bir zavallıya yıkma ifadesi
Vur patlasın çal oynasın: Her şeyini harcayıp hiçbir şeye aldırmadan eğlenme hali
Vurucu tim : En iyi eğitimi almış en iyi silahlarla donatılmış askeri birlik
Vücut bulmak : Meydana gelmek
Vücuda getirmek : Ortaya koymak
Vücudunu ortadan kaldırmak : Öldürmek
Vücuttan düşmek : Zayıflamak,gücünü yitirmek
Vermeyince mabut neylesin Mahmut. Eğer insanın talihi yoksa ne yaparsan yap işleri rast gitmez.
Vücut kocar,gönül kocamaz. İnsan bedenen yaşlanır ama isteklerinde arzularında ilgilerinde ideallerinde hiç değişmez.Hep genç kalır,onlar hiç değişmez.Yaşlılık onlarda düşünülmez.
Yabana atmak : Önem vermemek
Yabancı koyun kenara yatar. İnsan yabancısı olduğu bir yere gittiğinde orda ki insanlar onu hemen aralarına alamadığı gibi oda insanların arasına girip uyum sağlayamaz.Bu nedenle ilk zamanlarında uzak uzak durur
Yağ yiyen köpek,tüyünden belli olur. İyi beslenince bunu söylemeye gerek yok insanın dış görünüşü bile iyi beslendiğini gösterir.
Yağ bağlamak : Şişmanlamak
Yağ çekmek : Dalkavukluk yapmak
Yağlı ballı olmak : Çok samimi olmak
Yağlı kapı : Kolay ve bol kazanç sağlanan yer
Yağlı müşteri : Çok mal alıp,İyi para veren müşteri
Yağmur eken fırtına biçer.Kişi bir şeyi yaparken iyi düşünmeli bir gün yaptığının sonuçlarının kat kat fazla olarak kendisine de ulaşacağını aklından çıkarmamalı.
Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi halini bilse hoş değil mi?:Her insanın bir huyu bir becerisi bir ahlakı vardır.İnsan kendini yapmacık değil olduğu gibi çevresine göstermeli.
Yağmurda düşmanın koyunu dostun atı sayıtsın.Yağmurda koyunun yünü yapışıp çılız gözükürken atın çevikliği artar daha hareketli olur.
Yağmurlu günde tavuk suyu neylesin. İnsan ihtiyaç duyduğu vakit ona yardımcı olmalı derdine derman bulunmalı,yoksa iyi gününde yapılan yardımın veya iyiliğin hiçbir faydası veya önemi yoktur.
Yakada bağım yok ki çakaldan korkum olsun. İnsanın malı mülkü yaksa zarar görecek bir şeyi yoksa kaybedecek bir şeyi de yok demektir.O halde zarar görürüm diye de korkacak bir durumu da yoktur.
Yaka silkmek : Bıkmak usanmak anlamında
Yakasına yapışmak : Bıktırmak,sürekli bir şey istemek
Yakayı ele vermek : Yakalamak
Yakayı kurtarmak : Bir zorluk veya işte
Yakın komşu uzak kardeşten iyidir.İnsanın zor gününde yardımına koşan yakınındaki komşusu uzakta bulunan akrabasından daha iyidir.
Yalancı kim işittiğini söyleyen.Kişi duyduğundan emin olmadıkça başkalarına anlatmamalıdır.Sonra yanlışlığı veya değişikliği ortaya çıkarsa yalancı konumuna düşer.
Yalancının evi yanmış kimse inanmamış. Kişi yalan konuşmaya başlar ve insanlar yalan konuştuğunu anlarsa bir gün gelir gerçeği söylese de kimse ona inanmaz.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. İnsan yalanla bir yere varamaz.İnsanları bir kere veya iki kere kandırır ama sonunda mutlaka gerçek ortaya çıkar.
Yalnız öküz çifte koşulmaz.İki kişinin yapabileceği işi tek insan yapamaz.Onun için işe göre insan görevlendirilmeli.
Yalnız taş , duvar olmaz. İnsan tek başına bir şey yapamaz.Eğer bir şey yapmak istiyorsa birlik olmaya dayanışmaya önem vermeli.
Yan tutmak : Taraf olmak
Yangına körükle gitmek : Kavgalı bir ortama kavgayı artıracak sözlerle müdahale etmek
Yanık yerin otu tez biter. Kişinin yüreğine bir acı ile dolan hüzün zamanla küllenir yerini sevinç ve neşeye bırakır.
Yanlış kapı çalmak : İsteğinin olmayacağı yere başvurmak
Yar olmayanın yarı olmaz,tacir olmayanın kârı olmaz.Başkasına bir faydası olmayanın başkasından da bir şey beklemeye hakkı yoktur.Aynı şekilde insan ticari bir iş yapmıyorsa kar edeceği bir şeyi de yoktur.
Yara sıcakken sarılır. Bir işin gereği zamanında hemen yapılmalıdır. Geciktikten sonra artık iş işten geçer ya da yapılan işlemin bir faydası olmaz.
Yara açmak : Üzüntü yaratmak,yaralamak
Yaraya merhem olmak : Çok önemli bir ihtiyacı karşılamak
Yaralı kuşa tüfek atılmaz.Kişi dertli ise bir sıkıntısı varsa bir derdi varsa ona yeniden sıkıntı verecek davranışlardan hareketlerden uzak durmalıyız.
Yarası olan gocunur. Bir işte yolsuzluk yapanlar hilekarlık yapanlar araştırılırken orada bu işe bulaşanlar rahatsız olur.
Yarım hekim candan eder,yarım imam dinden eder.Daima her işi erbabına yaptırmalı usta olmayan kişi işi deyil yapmak onu daha beter hale getirebilir..Örneğim doktora değilde sahte bir hasta bakıcıya muayene olursak tedavi olamayacağımız gibi canımızdan da olabiliriz.Aynı şekilde cahil din adamı da bize yanlış bilgileri din bilgisi diye öğretebilir.İnançlarımızın sarsılmasına yol açabilir.
Yarı buçuk :Beklenenin çok altında,önemsiz.
Yaş kesen baş keser . Yaş ağacı kesmek canlı insanı öldürmek gibi hatadır, suçtur, günahtır.
Yaş yetmiş iş bitmiş.İnsan yetmiş yaşına gelmişse artık bir işi başarması zordur.Ömrünün sonuna gelmiş demektir.
Yaşı at pazarında sorarlar.İnsanın yaşı değil aklı önemlidir.Yaş ancak güce dayalı işlerin yapılacağı yerlerde sorulur.akıl gereken yerde ise yaşa ihtiyaç yoktur.
Yaşını başını almış : Olgunluk çağına gelmiş
Yaşlanmış eşekte yıllanmış akıl olur.Yaşlı insan hayat tecrübesi olan insandır.Onun gücünden değil hayat tecrübesinden faydalanmak gerekir.
Yatan değil eceli gelen ölürmüş.İnsan yaşlansa da hastada olsa ölmez , ölüm ancak ecel gelince olur.
Yatan öküze saman verilmez.İnsan tembelse ona hiçbir şey vermek gerekmez.Çünkü verilen şey onun daha da tembel yapar.
Yatanın, yürüyene borcu var.Tembel insanın değil başkalarına kendine dahi faydası yoktur.O yüzden çalışan insanların eline muhtaçtırlar.
Yavaş atın tekmesi pek olur.İnsan yüzünün yumuşak güleç görülmesi kimseyi yanıltmamalı o yumuşaklığın altında çok sert bir karakter yatabilir.
Yaylanın çayırlısı evladın hayırlısı.İnsan hayvanlarını otlatması besleyebilmesi için çayırı bol yaylalara ihtiyacı vardır.Aynı şekilde evladının da faydası olması için hayırlı evlat olması istenir.
Yazın gölge hoş kışın çuval boş . Gerektiği zaman da çalışmayıp tembel tembel yatanlar zamanı gelince ele güne muhtaç olur.Başkalarına el açmak zorunda kalırlar.
Yel esmezse yaprak kımıldamaz.Bir işin olabilmesi için mutlaka bir hareket bir kıpırdanma gerekir yoksa hiçbir şey kendiliğinden olmaz.
Yel gibi gelen,sel gibi gider. Hiç yorulmadan zahmetsizce çok kolay kazanılan aynı şekilde gider sahibine bir fayda sağlamaz.
Yele vermek : Rüzgara vermek
Yemek sıcakken yenilir.Bir iş zamanında yapılır.Söz zamanında söylenir zamanı geçtikten sonra pişmalık fayda etmez bir işe yaramaz.Zamanında yapılmayan işin bir önemi yoktur.
Yemem diyen sofra deler oturmam diyen post çürütür. Bazı insanlar vardır ki sözleri ile davranışları birbirleri ile tezat gösterir.Örnek yemem diyen sofraya oturunca ne var ne yok süpürür yer sanki hiç doymayacakmış gibi.Aynı şekilde oturmam diyen deyil oturmak yatıya bile kalır.
Yemene giden kahve götürmez. İnsan gittiği yere hediye olarak orda bulunan şeyi değil orada bulunmayan insanların ihtiyaç duyacağı ve eksikliğini duyduğu şeyi getirmeli.
Yemesini bilmediğin aş ya karın ağırtır ya da baş.İnsan bir işin nasıl yapılacağını bilmiyorsa o işten uzak durmalı veya insan bir aletin nasıl kullanılacağını bilmezse onu kullanmaya kalkmamalı sonra başına dert açabilir.
Yengece "niçin yan yan gidersin" demişler "serde kabadayılık var" demiş.Davranışları ile çevresindekilerden farklılıklar gösteren kişiler bunu yeteneksizlik veya beceriksizlik olarak değilde kendilerine has üstünlük olarak değerlendirirler.
Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Yapılan bir yarışta kişi kaybetmeyi hiçbir zaman kabullenemez.Eğer kaybetmişse en kısa zamanda yeniden karşılaşıp mağlubiyetten kurtulmak ister ve bu inat böyle devam eder.
Yenmeyen mal zalime kalır.Kişi ömrü boyunca çalışıp didinir mal mülk biriktirir.Halbuki çalıştığını yemeli biriktirmemeli biriktirilen mal varislerine kalır hele de bunlar birer birer zalimse
Yer cücesi : Küçük boylu,ufak
Yerin kulağı vardır.İnsan sırrını iyi tutmalı olur olmaz yerde sırrını açmamalı sonra hiç ummadığı yerlere sırrı gidebilir.
Yerin dibine geçmek : Çok utanmak
Yerinde saymak : Hiç ilerleyememek
Yerine düşmeyen gelin yerine yerine,boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir.İnsanın boyundan büyük elbisesi nasıl ki yerlerde sürüne sürüne eskirse layığı olmayan yere düşen gelin de ah vah çeke çeke dert yana yana ömrünü eskidir.
Yerini bilmeyen yılda bir esvap eskitir.Çalışacağı işi veya yeri bilmeyen kişiler sürekli yer değiştirmeleri yüzünden hem kendilerini zora sokar hemde elbiselerini sık sık eskitirler.
Yeşil ışık yakmak : Olmasına fırsat vermek
Yeter ki ayranım olsun sinek Bağdat'tan da gelir. Elde yeter ki mal bulunsun müşteri her yerden gelir.
Yetişemediğin köyün alt tarafında yat.İnsan ulaşmak istediği bir amaca ulaşamıyorsa ona ulaşabildiği kadar yakın olmaya çalışmalı.
Yılan deliğine çomak sokulmaz. İnsan tehlikeli yerlerden uzak durmalı veya bir yerde tehlike varsa oraya karışmamalı tehlikeli işlerden uzak durmalı.
Yılan sokan uyumuş aç olan uyumamış.İnsan her türlü hastalığa veya acıya dayanır ama açlığa kolay kolay dayanamaz.
Yılana yumuşak diye el sunma.Düşmanın yumuşaklığına aldanma sonra pişman olursun
Yılanın başı küçükken ezilir. İnsan tehlikeyi veya düşmanını işin başında büyümeden önlemeli ona karşı tedbirini almalı sonra geç kalmış olur.
Yıldızı parlamak : Meşhur olmak
Yıldızı sönmek : Unutulmak,kaybolmak
Yırtıcı kuşun ömrü kısa olur.Çevresine zarar verenler insanları rahatsız edenler fazla yaşamaz.Gün olur başkaları da ona zarar verebilir.
Yiğidi öldür ama hakkını ver. İnsan ölür yenilir batar çıkar ama ne ise o açıkça söylenmeli Cesursa cesur dürüstse dürüst akıllı ise akıllı
Yiğidin sözü demirin kertiği.Yiğit mert insan sözünden dönmez.Demir kertiği gibi sabit yerinde kalır.
Yiğit er meydanında belli olur.İnsanın becerisi kuvveti gücü lafla deyil yaptığı işle belli olur.
Yiğit yarasına yiğit katlanır. Cesur yiğit insanların karşılaştıkları sorunlara veya zorluklara katlanabilmek için yine yiğit olmak gerekir.Herkesin katlanabileceği şeyler değildir.
Yok, büyümez arık büyür.Olmayan şeyden bir şey üremez ama az da olsa azdan çoğalır.Büyük birikimler meydana gelir.
Yok, pahasına : Çok ucuza
Yokuşa sürmek : İnat etmek
Yol almak : İlerlemek,mesafe kat etmek
Yolunu sapıtmak : Yanlış işler yapmak
Yoksul ala ata binse selam almaz.Sonradan görme veya görmemiş biri eline bir şey geçse kendini bir şey sanır daha insanların selamını da almaz.Kasıntıdan yanında durulmaz.
Yoktan yonga olmaz.Kişinin ellinde bir şey yoksa yapılabilecek bir şeyde yok demektir.Zorla bir şey olmaz.
Yol almak : İlerlemek,mesafe kat etmek
Yol ile giden yorulmaz. İnsan bir işi yaparken yapılması gerektiği şekilde işini yaparsa hile ye gitmez dürüst hareket ederse işini zamanında ve rahat yapar .
Yol yürümekle borç ödemekle biter. İnsan bir işi bitirmek istiyorsa çalışıp gayret etmek zorundadır.Yolda ise bitirinceye kadar yürümeli borçlu ise bitirinceye kadar çalışıp kazanıp ödemeli ki bitsin yoksa her şey yerinde durur.
Yolunu sapıtmak :Yanlış işler yapmak,Yapışmaması gereken davranışlar içine girmek
Yolcu yolunda hancı hanında gerek. Herkes kendi işi üzerinde olmalı.Eğer yolcuysa beklememeli bir an önce yola çıkmalı.Zaman kaybetmemeli.
Yorgun eşeğin çüş canına minnet.Yorgun kişi için verilen dinlenme fırsatı bunmaz nimettir.
Yorgun gözüyle at,bekâr gözüyle avrat alınmaz.Bir iş yapmaya kalktığında o işi iyi bile akıl sahibi tecrübeli insanlardan fikir al cahil aklınla iş yapmaya kalkma
Yokuşa sürmek : İşin olmaması için diretmek, İnat etmek
Yumurtada kıl bitmez. Kısır bir ortamdan bir şey bekleyemezsiniz
Yumurtadan çıkan yine yumurta çıkarır. Her canlı kendi soyunun özelliklerini taşır.Kendi soyuna çeker.
Yumurtanın kulpunu arama. Kısır bir ortamdan bir şey bekleyemezsiniz.
Yumurtlayan tavuk bağırtkan olur.İş yapan insanın sesi çıkar şikayeti eleştirisi olur.Eğer kişi bir şey yapmıyorsa sesi de çıkmaz.
Yumuşak atın çiftesi pek olur. Kişinin yüzünün gülmesine deyil hareketlerine bakmalı yüzü çok yumuşak olan insan hiç beklemedik şekilde karşısındakilere çok sert tepki verebilir.
Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir.İnsan rahat ve huzur içerisinde yaşayamadıktan sonra verimli olmuş ne kıymeti var.
Yuvayı dişi kuş yapar. Aileyi ayakta tutan,yönlendiren,düzenleyen,onun devamlılığını sağlayan annedir.O olmasa aile çok kolay dağılır.
Yuvarlanan taş yosun tutmaz. Sürekli hareket halinde olan konup göçen belli bir ikamet yeri olmayanın eşyası da evi parkı da olmaz.
Yüksek uçan alçak düşer . İnsan kibirlenmemeli başkalarına fiyaka yapmamalı kendisini başkalarından üstün görmemeli gün olur çok kötü durumlara düşebilir.
Yüreği cız etmek : Çok acımak,üzülmek
Yüreğine su serpilmek : Sıkıntılı anında sıkıntısını hafifletecek haber almak
Yüz yüzden utanır.Kişi söyleyeceğini karşısındakinin yüzüne söylemeli ki etkisi olsun yoksa haber salmakla bir şey elde edemezsin.
Yüz bulmak : İlgi ve yakınlık görmek,rağbet görmek
Yüz çevirmek :İlgiyi alakayı kesmek,ilgilenmemek
Yüz geri etmek : Geri dönmek,iade etmek
Yüz vermek : İlgi yakınlık dostluk göstermek
Yüzü kara : Utanmaz,arlanmaz,ahlaksız
Yüzmek bilmezsen denizin kenarında işin ne. İnsan anlamadığı bilmediği bir işi yapmaya kalkmamalı,ne biliyorsa onu yapmalı.
Yüzü sirke satmak : Yüzünden hoşnutsuzluğunu belli etmek
Zahirenin ambarı sabanın ucundadır. İnsan tarlasından iyi verim almak istiyorsa zamanında ve gerektiği şekilde sabanını sürmeli. Ancak o zaman ürünü alır.ambarını doldurur.
Zahmetsiz lokma yenmez.İnsan helalinden kazanmak istiyorsa çalışmalı çalışmadan yorulmadan emek vermeden kazanmak zordur.
Zahmetsiz rahmet olmaz. İnsan çalışmadan yorulmadan zahmet çekmeden başarıya refaha mutluluğa ulaşamaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy. Çevrendeki insanlar yaşayışlarıyla davranışlarıyla giyimleriyle sana uymuyorsa sen onlara uymaya çalış.
Zar zor : İstemeyerek,Güçlükle
Zararın neresinden dönülse kardır. Yaptığı işte zarar eden insan en kısa yoldan bu işten kurtulmaya bakmalı kar etmese bile zararı azaltır.Zarar nekadar az olursa o kadar kar sayılır.
Zayıf atın kıblesi belli olmaz. Karasız insanların ne yapacağı belli olmaz ayı görür aya güneşi görür güneşe döner. Onun için bu tür insanların sözüne güvenmemeli.
Zehir zemberek : Çok acı Katlanılamayacak türde
Zehirden şifa kahpeden vefa olmaz.Zehirden insana fayda olmaz insanı öldürür aynı şekilde kahpeden de insana fayda gelmez insanı arkadan vurur.
Zemheride sür de çalı ile sür.Eğer topraktan bol verim bol ürün,mahsul almak istiyorsan mutlaka zemheri ayında sürmelisin .
Zemheride yoğurt isteyen cebinde bir inek taşır.Kişi zor işler peşinde koşuyorsa onları gerçekleştirecek şartları yerine getirmek zorundadır.
Zemin hazırlamak :İşin yapılması için gerekli ortamı yapmak
Zanaatına hor bakan aç kalır.Mesleğini küçümseyen onu hor gören bir iş yapamaz aç kalır.İşini sevemeyeni doğru dürüst yapmayanı insanlarda sevip o kişiye iş veremez.
Zengin arabasını dağdan aşırır,züğürt düz ovada yolunu şaşırır.İnsan zengin olunca ona zorluk yoktur.Her işi rahatlıkla başarırı engelleri aşar ,yok eğer insan fakirse iş çok zordur.Kolay işler bile bin bir zorlukla hallolur. Kapıla yüzüne kapanır,neyi nasıl yapacağını bilemez.
Zengin giyerse "sağlıcakla" fakir giyerse "nereden buldu ki" derler.Zengin istediğini dilediğini giyer gayet normal ve anlayışla hatta hoşgörü ile karşılanır.Eğer fakir giymişse yadırganır veya yakıştırılamaz.
Zengin kesesini züğürt dizini döver .Bir işin yapılmasında zenginin parası vardır ve onunla öğünür kesesini okşar ortaya koyar fakirse parası olmadığı için işi yapamaz üzüntüsünü dizini döverek ortaya koyar.
Zenginin evinde fındık tıkırtısı,fakirin evinde borç lakırdısı.Zenginin evinde bolluk tan dolayı keyif vardır zevk vardır bol bol yeme içme eğlence vardır.fakirin evinde de tam aksi yokluktan dolayı borç ve ihtiyaçların tartışması sıkıntısı vardır.
Zenginin horozu bile yumurtlar.İnsan zengin olunca her şeyi kıymetli olur.Her şeyi değerli olur.Her şeyi para eder.
Zenginin malı fakirin çenesini yorar. Fakir oturur zenginin malını gereksiz yere tartışır bu tartışmanın onlara bir faydası yoktur. Sadece boş yere çenelerini yorarlar.
Zenginin basması ipekli görünür. İnsan zenginse onun her şeyi başkalarının gözüne kıymetli görünür.
Zeytin ekmek hazır yemek.Zahmet çekmeden hazırlanan yemekler her zaman için tercih edilir.
Zerre kadar : Yok denecek kadar az
Zeval vermek : Zarar vermek
Zevkine varmak : Tadına varmak
Zevkini okşamak : Hoşuna gitmek
Zılgıt yemek : Azarlamak
Zırva tevil götürmez. Saçma sapan bir söz ne kadar faydalı şeklide yorumlanırsa yorumlansın sonucu değiştirmez.
Zınk diye durmak : Aniden durmak
Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur. İnsan elindeki değersiz şeyi kaybedince onu çok değerli imiş gibi görüp ahlanır vahlanır.
Ziyaretin kısası makbuldür.İnsan gittiği yerde iyi ağırlanmak istiyorsa ziyaretini kısa tutmalı ki her zaman sevilip sayılsın karşısındakilerde bıkkınlık vermesin.
Zokayı yutmak : Aldatılıp büyük zarara uğratılmak
Zor bela : Güçlükle
Zor kazanan ter döker. Kişi bin bir zahmetle çalışıp kazanınca onun kıymetini bilir harcamasını da bunu düşünerek yapar.
Zor oyunu bozar. İnsan zorda kalınca her yola başvurur.planları bozulur.İşin yapılmasında kurallar değilde kişiler kendi güçlerini kullanıyorsa artık o işte kurallı olmak beklenemez.
Zora beylerin borcu var.Yaptığı işte zor kullanmayı alışkanlık haline getirenlerin istediklerini çok güçlü insanlar bile yerine getirir.
Zora dağlar dayanmaz. Yaptığı işte zor kullanan kişilere çok güçlü bile olsa insanlar dayanamaz sonunda boyun eğer.
Zorla güzellik olmaz. Zorla insana bir işi yaptıramazsınız.Eğer bir işi yaptırmak istiyorsanız önce onu insanlara sevdirmelisiniz.Bazı şeyler Allah vergisidir çalışmakla,zorlamakla olmaz.
Zula etmek : Çalmak,yürütmek,aşırmak
Zurnada peşrev olmaz,ne çıkarsa bahtına. Kişi yapacağı işe hiçbir planlama yapmadan başlarsa sonunun nereye varacağını kestirmek zordur.Artık bahtına razı olacak .
Zurnanın son deliği : İşte sorumlu olan en son kişi
Zurnanın zırt dediği yer : İşin en kırılgan noktası,İşin bozulduğu, düzenin bozulduğu yer.
Züğürt olup düşünmektense uyuz olup kaşınmak yeğdir. Uyuz olmak insanı çok rahatsız eder fakat züğürt olup boş boş oturmaktan daha iyidir en azından vücut hareket etmiş olur.
Züğürt ağa : Beş parasız,meteliksiz
Züğürt tesellisi : Çok basit bir çıkarla teselli bulmak
Züğürtlük zadeliği bozar. Parasız hiçbir şey olmaz. Para olmayınca toplumda saygınlığında bozulur.
Zülfü yâre dokunmak: Karşısındakileri kızdıracak şekilde konuşmak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder