Nabza göre şerbet : Başkasının gönlüne göre hareket
Nabzını yoklamak : Kişinin düşünce veya davranışını öğrenmeye çalışmak
Nalları dikmek : Vefat etmek, Ölmek
Namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz. Kişi bir şeyi yapmak istemezse onun ayrıntıları ile hiç ilgilenmez.
Nara atmak : Bağırmak
Nasihat isteyen tembele iş bulursun. Tembele nasihat etmektense ona iş bulup çalışmasını sağlamak daha doğru bir davranıştır.
Nato kafa nato mermer: Çok aptal,çok anlayışsız,kafası hiç bir şey anlamayan
Nazar insanı mezara hayvanı kazana sokar. Nazar öyle büyük bir musibettir ki insanı öldürür hayvanı hasta eder sonunda kesilip kurban edilmesine kadar varır.
Naza çekmek :İsteksiz hareket etmek
Nazara gelmek : Nazarlanmak
Nazar taş çatlatır. Nazar her yere etki eder taşı bile çatları.
Ne doğrarsan aşına o çıkar kaşığına.İnsan elinde imkan varken ne yaparsa onu karşılık olarak görür.
Ne ekersen onu biçersin. İnsan ne yaparsa nekadar çalışırsa onun karşılığını alır.
Ne idiğü belirsiz: Aslı, soyu belli olmayan
Ne karanlıkta yat,ne kara düş gör.Tehlikeli işlere karşı tedbir alan kişi ilerde doğabilecek problemleri önlemiş olur.
Ne kokar ne bulaşır : Herkesten uzak duran,hiçbir şeye karışmayan
Ne oldum dememeli ne olacağım demeli. İnsan bu gününe bakıp böbürlenmemeli bugün iyi olabilir ama asıl insan geleceğin düşünüp ona göre hareket etmeli geleceğin ne olacağını kimse bilemez.
Ne selam ne sabah : İki dost arasında ki dostluğun sona ermesi,ilişkiyi kesmesi
Ne sihirdir ne keramet el çabukluğu marifet. İnsanın bazı işleri yapması için illa da sihir veya keramet sahibi olması gerekmez ama çabuk olması gerekir.İşini hızlı yapması gerekir.
Ne verirsen elinle o gelecek seninle .İnsan ne yaparsa onun karşılığını görür.İyilik yaparsa iyilik kötülük yaparsa kötülük.
Ne yardan geçer ne serden : Elde etmek istediği şey ile elindeki arasında tercih yapamamak ikisini de istemek
Nefes etmek : Hastayı iyileştirmek için okuyup üflemek
Nefes nefese : Koşmaktan veya yorgunluktan soluya soluya
Nefesi kesilmek : Çok yorulmak,yorgunluktan nefes alamamak,hareket edecek hali kalmamak
Nefsini körletmek : Kendini dünya zevklerinden arındırmak
Nefesin el verirse borazancı başı ol.İnsan gücü yetiyorsa olabileceğinin en üstü olmalı çıkabileceği en üst makama çıkmalı.
Nerede hareket orada bereket.Bir yerde bolluk bereket olması için oradakilerin çalışması iş yapması gerekir.Çalışmadan üretmeden bereket olmaz.
Nereye gitsen okka dört yüz dirhem. Kimi ürünler bazı yerde ucuz bazı yerde pahalıdır.Bakarsın ucuz olan düşük niteliktedir.Kimi yerde işçilik ucuzdur kimi yerde pahalıdır.İşlerde ona göre hafif ya da ağırdır.Sonuçta her birinin kendine göre bir durumu vardır.ama sonuçta ürünün gerçek fiyatı her yerde aynıdır.
Nevri dönmek : Sinirlenmek ,sinirden bir anda ne yapacağını şaşırmak.
Neylesin köpek gümüş halkayı,dingilderken düşürür.Kişiye kıymetini bilmediği bir şeyi hediye etmenin bir gereği yok çünkü onun kullanmasını dahi bilmez.
Nezaket para ile satılmaz. Maddi olan her şey insan parası karşılığı satılan yerden değerini ölçerek alır,ama nezaket ahlak kibarlık o para ile satılmaz insanın kendisindendir, Aslındandır, Ailesindendir, Soyundandır.
Nikahta keramet vardır. Sözlüler nikahlandıktan sonra aralarındaki muhabbet daha bir artar daha samimi bir hal alır bu muhabbet te nikaha bağlanır.
Nisan yağar sap olur,Mayıs yağar göç olur. Nisan ayında yağarsa ekinlerin sapı gelişecek demektir,Mayıs ayında yağarsa başaklar olgun olacaktır,demektir.
Nisan yağmursuz,mayıs güneşsiz yakışmaz.Nisan ayında yağmur bol olmalı mayıs ayında da güneş bol olmalı
Nisan yağmuru ambara yağar.Nisanda yağmur yağıyorsa bereket çok olacak demektir.
Nisan yağmuru; altın araba ,gümüş tekerlek. Nisanda yağmur yağıyorsa bereket çok olacak demektir.
Niyet hayır akıbet hayır.İnsanın niyeti hayırlı ise yaptığı işte hayırlı olur.
Nokta kadar menfaat görüp virgül kadar eğilme. İnsan küçük menfaatler karşısında boyun eğip kişiliğinden taviz vermemeli.Küçük menfaatler insanın karakterini dürüstlüğünü etkilememeli.
Nuh der peygamber demez: Düşüncelerinde direnir ,bir türlü düşüncelerini değiştirmez
Nuh nebi den kalma : Çok eski zamandan kalma
Numara yapmak : Karşısındakini aldatmaya çalışmak
Nutku kurumak : Heyecandan ağzı kurumak, Korkudan heyecandan bir şey söyleyememek
Nutku tutulmak : Heyecandan,korkudan konuşamamak , Korkudan heyecandan bir şey söyleyememek
Ocağı batmak : Mahvolmak,büyük zarara uğramak
Ocağı sönmek : Soyu tükenmek,evinde canlı kalmamak
Ocağına düşmek : Birine korunmak için sığınmak,yardım istemek
Ocağına incir dikmek : Birinin evini parkını dağıtmak
Oduncunun gözü omçada,(dilencinin gözü çömçede).Herkes ihtiyaç duyduğu şeyi elde etmeye gayret eder .bir yolunu bulmaya çalışır.Ama değerli ama değersiz.
Oflayıp puflamak : Sıkıntıda olduğunu çok sıkıldığını göstermek
Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı,kız anadan öğrenir biçki biçmeyi.Nasıl ki kız evlat biçip dikmeyi anadan öğrenirse erkek evlat ta sofra açmayı ikramda bulunmayı çömert olmayı atadan öğrenir.
Oğlandır oktur,altın direktir,her eve bir oğlan gerektir.Erkek çocuk evin temelidir.Her işe gider sıkıntısı olmaz.Eğer bir babanın oğlu varsa soyunu devam ettirir.Soyun devam etmesi için erkek evlat her eve gerektir.
Oğullu baba ölmez.Oğlu olan baba Kendisi ölünce oğlu sayesinde soyunu devam ettirir.
Oh demek : Rahatlamak
O kapı senin bu kapı benim: Bir iş için kapı kapı dolaşmak,avare avare
gezmek boş boş gezmek
Ok yaydan çıkmak: Yapılan işte artık geriye dönüş olmamak
Okkalı kahve : Bol kahveli ,büyük fincana konulmuş kahve
Okumak insanın cehaletini alır eşekliği baki kalır. İnsan okul okumakla huyunu değiştirmez sadece cahilliğini bırakır bilgisini artırmış olur.Huyu inadı karakteri aynı kalır.Okumakla değişmez.
Olacakla öleceğe çare olmaz.Her şeye çare bulunurda iki şeyin çaresi yoktur biri ölüm birde olacak bir şey olacaksa olacağına varır,ölüm gelince de çaresi yoktur.
Olan dört bağlar ,olmayan dert bağlar.Malı mülkü olan keyfine ve ihtiyacına göre giyinir kuşanır.Fakir ise yokluğu yüzünden bir şey bulup giyinemez.
Oldum bittim : Eskiden beri başından beri
Olmaz olmaz deme,olmaz olmaz. Olmaz diye bir şey yoktur.Mutlaka her işin bir çaresi vardır.
Olsayı bulsaya vermişler hiç doğmuş.Gerçekten bir işi istiyorsak veya gerçekten bir şeye sahip olmak istiyorsak olsa bul sayı bırakıp ona ulaşmak için çalışacağız.
On para on aslanın ağzında.Para kazanmak her devirde zordur ama şimdi daha da zor hale geldi.Öyleki on parayı kazanmak için on aslanın kapısını çalmak bin bir zorluğa katlanmak zorundasın.
On paraya on takla atmak: Küçük bir çıkar uğruna her şeyi yapmak,çok sevinmek
On parmağında on marifet : Çok becerikli her işi becerebilen
Onu benim külahıma anlat : Söylediğin söz inandırıcı değil sana inanmıyorum
Onmadık hacıyı deve üstünde yılan sokar. Bir insanın dileği gerçekleşmeyecekse onun başına hiç olmayacak, hiç tahmin edilmeyecek işler gelir.
Orman yağmurun yularıdır.Orman hem yağmurun yağmasına vesile olur hemde yağmurla olabilecek sellere en büyük engeldir.
Oralı olmamak : Önemsememek,ciddiye almayıp ilgilenmemek,ilgi duymamak
Ortalık ağarmak : Gecenin bitmesi günün ağarması
Ortalık karışmak : Kargaşa çıkarmak
Ortaya çıkmak : Aniden görünmek
Ortaya dökmek : Gizli ne varsa açıklamak
Ortaya koymak : Herkesin görebileceği yere koymak
Ortak gemisi yürümüş,elti gemisi yürümemiş. Bir erkeğin kuma olan iki karısının birbiriyle anlaşıp işlerini yürütmesi eltilerin birbirleri ile anlaşmalarından zordur hatta imkansızdır.
Osmanlı , tavşanı araba ile avlar.Osmanlıda devlet düzeni bozulunca yapılan ayaklanmaları veya kanunsuz işleri düzeltmekle görevli kişiler rahatlarını bozmadan işleri halletmeye kalkışır.
Osmanlı kurnazdır karşısındakinin oyununu daha kurnaz bir oyun ile alt eder.
Osmanlı'nın ayağı üzengide gerek .Gerek düşman saldırıları gerekse ayaklanmalar yüzünden Osmanlı her zaman at üstünde ve savaşa hazır olmak zorundadır.
Ot kökü üstünde biter. Çocuk ailesinin verdiği eğitime aile yapısına ailenin eğitimine göre yetişir.
O tarakta bezi olmamak : O konularla ilişiği olmamak
Ot taş altında kalmaz. Bir şey olacaksa ona hiçbir engel hiç kimse mani olamaz o olacağına varır.
Otu çek kökü üstüne bak. Kişinin kimliğini huyunu aslını öğrenmek için onun soyunu sopunu iyice araştırmak gerekir.
Oturan aslandan gezen tilki yeğdir. İnsan tembel tembel oturmakla bir yere varamaz oturmaktansa kalkıp dolaşmalı çalışmalı rızkını aramalı.
Otuz iki dişten çıkan otuz iki mahalleye yayılır.Bir ağızdan çıkan bir laf ağızdan ağza her tarafa yayılır.
Oy birliği : Yapılan iş ile ilgili Herkesin oyunu almak
Oynaşına inanan avrat, ersiz kalır.Önemli işlerini ayakçılarına yaptıracağına inanalar işinden de dostundan da olur.
Oynayamayan gelin yerim dardır der. Kişi bir işi yapmayı bilmezse veya beceremezse ona başka mazeretler uydurur.
Oyunbozan : Yapılan işte düzen bozucu,uyumsuz
Oyun çıkarmak: Çok iyi bir oyun oynamak
Oyun etmek : Karşısındakini aldatmak
Oyuna gelmek : Karşısındaki tarafından aldatılmak
Ödü patlamak : Çok korkmak
Ödünç güle güle gelir ağlaya ağlaya gider. Ödünç verilirken insanların yüzü güler çünkü bir ihtiyacı karşılamıştır.Ama ödeme zamanı gelipte ödenmeyince huzursuzluğa tatsızlıklara yol açar
Öfke baldan tatlıdır.İnsan sinirlenince kendine hâkim olamaz bağırıp çağırır içini boşaltır.Rahatlar hatta bağırıp çağırmak ona çok tatlı gelir.
Öfkeyle kalkan ziyanla oturur.Düşünmeden sinirle yapılan bir iş bizi hiç aklımıza gelmeyecek zorluk ve zararlara sürükleyebilir.Bir anlık öfkemize kapılarak yapacağımız bir davranış başımızın derde girmesine yol açar.
Öğleni kıl akşamı bil.Öğlen olunca artık akşamın gelmekte olduğunu hesaplayarak işini yap.
Öksüz hırsızlığa çıkmış gün akşamdan doğmuş.Fakir bir iş yapmaya niyet etse şanssızlıklar aksilikler üst üste gelir onu bulur.Yakasını bırakmaz.
Öküze boynuzu yük olmaz.İnsanın yardım edecek elinden tutacak kimsesi yoksa her işini kendi görmek zorundadır.
Ölçü almak : Bir işi yapmak için değerini tespit etmek,alınacak şeyin boyunu ölçmek
Ölecek ile olacağa çare olmaz.İnsan her karşılaştığı sorunun çözümü için çalışır gayret eder.Ama her zaman her istediği olmaz.Her iş olacağına varır.Ölüm geldikten sonra artık onu önlemeye kimsenin gücü yetmez.
Ölenle birlikte ölünmez. İnsanın bir tanıdığının ölmesi büyük üzüntü ve kedere sebep olur.Ama yaşayanlar için hayatın sonu değildir.Sağ olanlar için hayat devam ediyor.sağ olanlar çalışmak ve geleceklerini yaşamlarını devam ettirmek zorundadır.
Ölmek var dönmek yok : Yapılacak işte ne pahasına olursa olsun geri dönüş yok.Sonuna kadar gidilecek.
Ölmüş eşek kurttan korkmaz. Her şeyini kaybetmiş çaresiz kalmış bir insanın artık kimseden korkusuda kalmaz.Kim ne kadar saldırırsa saldırsın
Ölü fiyatına : Çok ucuza,bedavaya,değerinin çok altında
Ölü mevsim : İşlerin çok durgun olduğu mevsim
Ölüm hak miras helal. Ölüm herkes içindir.Her insan ölümü yaşayacaktır.Ölenin malıda varislerine helaldir.Onlarda kendi paylarına düşeni almalıdır.
Ölüm ile öç alınmaz. İnsan düşmanı da olsa birinin ölümüne sevinmemeli öcüm alındı gözü ile değerlendirmemeli.
Ölüm kalım meselesi : İşin sonunda yok olma ölmek ya da başarmak meselesi
Ölümü göze almak : Yapılan iş uğruna ölmekten bile olsa korkmamak
Ölümüne susamak : Ölümü arar gibi tehlikeli bir işe girişmek
Ölümü gören hastalığa razı olur.İnsanın hasta olması zor günlerin başlaması demektir.Ama daha zoru ölümdür.Ölüm olmaktansa insan hastalığı tercih eder.
İnsan büyük bir zarar görecekse bu zarar karşılık küçük bir zararı kabul eder.
Ölüp ölüp dirilmek: Bir işi başarıncaya kadar tehlike atlatmak,ağır hastalık geçirmek
Ölürse yer beğensin kalırsa el beğensin. İnsan evladını iyi eğitmeli kendine ailesine ve çevresine faydalı bir insan olarak yetiştirmeli ki yaşarsa da ölürse de beğenilen takdir edilen bir insan olsun
Ölüsü olan bir gün delisi olan her gün ağlarmış.Ölüsü olan insan belli bir üzüntü ve yastan sonra alışır.Artık açı ve üzüntü unutulur kapanır gider . Fakat akılsız bir ahbabı varsa her zaman onun yaptığı yanlışlıklardan dolayı sıkıntı yaşar.Dert çeker üzülür.
Ölüsü olan gülmüş de delisi olan gülmemiş. Bir insana akılsız bir ahbabının verdiği sıkıntı bir tanıdığının ölümünden doğacak üzüntüden fazladır.
Ölüye varan ağlar,düğüne varan oynar. Bu dünyanın düzeni insan ölü evine varınca üzüntüsünde ağlar.Diğer yandan düğüne varanda orda ki insanların sevinç ve mutluluklarına ortak olarak oynar.
Ömür sürmek : Rahat ve iyi yaşamak
Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlekte oraya. Büyükler nasıl yaşarsa nasıl hareket ederse küçüklerde onları örnek alır onlar gibi yaşar.
Ön ayak olmak : Yapılacak işte lider olmak,öncülük etmek
Öne almak : Öncelik tanımak
Öne sürmek : Bir konu hakkında iddia da bulunmak,yapılacak işte kişiyi öne geçirmek
Önü alınmak : Kişinin yapacağı işte onu önlenmek
Önüne bakmak : Utancından cevap veremeyip başını öne eğmek
Önüne dikilmek : Yapacağı işe engel olmaya çalışmak
Önüne geçmek : Yolunu kesmek,yapacağı işe engel olmak.
Önce iğneyi kendine batır dayanabilirsen,sonra başkasına batırırsın.Yapacağımız bir işi ve sonuçlarını iyi düşünmeliyiz. Karşımızdaki insana yapılmasını istediğimiz bir davranışın çok daha hafif olanını kendimize yapalım dayanabilirsek sonra karşımızdaki insana yapalım ama kendimiz dayanamayacağımız veya kabul edemeyeceğimiz bir şeyi başkasına yapmamalıyız.
Öpülecek el ısırılmaz.Kişi eğer saygı görmesi gereken biri ise ona saygısızlık değil hürmet ve saygı göstermek gerekir.
Örtbas etmek : Yapılan işi hatayı gizlemek,yokmuş olmamış gibi davranmak
Örümcek kafalı: Yeniliklere karşı,eski düşünceli kişi
Özen göstermek : Yapılan işe çok itina göstermek
Özü sözü bir : Düşündüğü gibi olan söyleyen ya da söylediği gibi düşünen
Özür dilemek : Bağışlanmasını istemek
Öz ağlamayınca göz ağlamaz. İnsan gerçekten ve içten duygulanmadıkça , ağlamadıkça gözünden yaş gelmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder