Geçtiğimiz günlerde Türkiye ve dünya gündemini birden değiştiren Nevruz Kutlamaları ile Abdullah ÖCALAN'ın Kürt toplumuna ve PKK ya olan mesajı bölgede büyük bir heyecana neden olmuştu.Öcalan mektubunda Kürt toplumuna siyasi dialog çağrısında bulunmuş,dağdaki Pkklılara ise sınır dışına çıkın emrini verdi.Bu çağrı BTP milletvekillerince Kürtçe ve Türkçe olarak okunmuştu.Mektup özü itibariyle değişen dünyada yaptıkları Marksist ana düşüncesiyle Leninist silahlı mücadelenin artık miadını doldurduğu,devir artık dialog devri olduğunu,aynı coğrafyanın insanlarının artık kan dökmeden müzakere etmesi gerektiğini vurguluyor.
Yeni anayasa çalışmaları,etnik açılımlar-Kürt açılımı daha fazla ön plana çıktı-Bölgeye ekonomik olarak yeni teşviklerin belirlenmesi gibi sosyo-ekonomik çabalar şüphe yok ki bölge halkı üzerinde önemli etkiler meydana getirdi.Bununla birlikte her adım öncesi hükümetin kamuoyu yoklamaları yaptırması,her an nabız yoklayarak yola devam edildiğinin göstergesidir.
Her ne kadar milliyetçi kesim tarafından uç noktalar olarak belirlenen kırmızı çizgiler aşılmış olmasına rağmen oy oranını korumuş olması bunun ispatıdır.İşte Öcalan,Btp ve Kandil üçgenindeki aktörler bunun farkına varmış olmaları neticesinde artık stratejinin değişmesi gerektiğine inanmışlardır.Fakat diplomatik girişimlerde ne alırsam kardır hesabıyla ilk teklifin karşı taraftan gelmesi beklenildi.Kısacası Pkk ve Öcalan bu değişimin olması gerektiğini çok önceden belirlemişlerdi zaten.Önemli olan Devletin barışı istemesi,toplumun buna hazır olmasının sağlanması bunun garantiye alınmasıydı.Bu oldu,bu da oldu!
Mektubun bir diğer gözden kaçırılmaması gereken bir diğer ayrıntı da dini söylemlerin bulunmasıydı.Doğuya gidenler bilir.Sokakta orta yaşın üzerindeki kesim vatandaşlar genellikle takkeyle dolaşırlar.İslamiyeti özümsemiş,hakkıyla yaşamaa çalışan insanlardır Kürtler.Abdullah ÖCALAN bunu çok iyi bildiği için,yıllardır dağdaki teröriste ve bölge halkına dikte etmeye çalıştığı İslam karşıtı düşünceyide egale etmiş oldu.Çünkü bu düşünceleri dağdaki teröristten başka birilerini etkilememişti.
Kısacası bu coğrafyanın her renkten insanı duygusaldır.Bunu sömürmek isteyenler olacaktır.Toplum olarak itidalli olmalıyız.İpleri kıyıya yaklaştık diye elden bırakmamalıyız.
Yeni anayasa çalışmaları,etnik açılımlar-Kürt açılımı daha fazla ön plana çıktı-Bölgeye ekonomik olarak yeni teşviklerin belirlenmesi gibi sosyo-ekonomik çabalar şüphe yok ki bölge halkı üzerinde önemli etkiler meydana getirdi.Bununla birlikte her adım öncesi hükümetin kamuoyu yoklamaları yaptırması,her an nabız yoklayarak yola devam edildiğinin göstergesidir.
Her ne kadar milliyetçi kesim tarafından uç noktalar olarak belirlenen kırmızı çizgiler aşılmış olmasına rağmen oy oranını korumuş olması bunun ispatıdır.İşte Öcalan,Btp ve Kandil üçgenindeki aktörler bunun farkına varmış olmaları neticesinde artık stratejinin değişmesi gerektiğine inanmışlardır.Fakat diplomatik girişimlerde ne alırsam kardır hesabıyla ilk teklifin karşı taraftan gelmesi beklenildi.Kısacası Pkk ve Öcalan bu değişimin olması gerektiğini çok önceden belirlemişlerdi zaten.Önemli olan Devletin barışı istemesi,toplumun buna hazır olmasının sağlanması bunun garantiye alınmasıydı.Bu oldu,bu da oldu!
Mektubun bir diğer gözden kaçırılmaması gereken bir diğer ayrıntı da dini söylemlerin bulunmasıydı.Doğuya gidenler bilir.Sokakta orta yaşın üzerindeki kesim vatandaşlar genellikle takkeyle dolaşırlar.İslamiyeti özümsemiş,hakkıyla yaşamaa çalışan insanlardır Kürtler.Abdullah ÖCALAN bunu çok iyi bildiği için,yıllardır dağdaki teröriste ve bölge halkına dikte etmeye çalıştığı İslam karşıtı düşünceyide egale etmiş oldu.Çünkü bu düşünceleri dağdaki teröristten başka birilerini etkilememişti.
Kısacası bu coğrafyanın her renkten insanı duygusaldır.Bunu sömürmek isteyenler olacaktır.Toplum olarak itidalli olmalıyız.İpleri kıyıya yaklaştık diye elden bırakmamalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder