İlk Buhar Makinesi Görseli! |
Bu fotoğrafta yer alan çiziminne olduğunu biliyor musunuz?
Bu, bir buhar makinasının çizimidir. Çizim tarihi 1551, yeri İstanbul, çizimin
altındaki imzanın sahibi ise Takîyüddîn'dir! Avrupalılar ona Taqi al-Din adını verdiler. Bizler ise onu
Takîyüddîn yani Takîyüddîn bin Manıf olarak biliriz. Sahi bilir miyiz, acaba bu yazıyı
okuyan kaç kişi bu adı duydu? Takîyüddîn, 1521 yılında Şamcivarında doğan bir Türk
Gökbilimci, Matematikçi ve Mühendistir. Evet yanlış okumadınız, Gökbilimci ve
Mühendis. 1571'de II. Selim tarafından İstanbul'a getirildi. İstanbul'da ilk gözlemsel astronomi çalışmalarına 1574 yılında Galata Kulesi'nde başlamış ve III. Murat'ın fermanıyla 1577 yılında Tophane sırtlarında İstanbul özlemevi'ni kurmuştur. Devlet-i Osmaniye bu projeye öylesine önem vermiştir ki, gözlem evi çalışmaya başladığında, Avrupa'nın ve dolayısıyla Dünyanın en büyük Gökbilimerkezi haline gelmiştir.Dünya'da daha ileri daha teknolojik bir gözlemevi daha yoktur. Takîyüddîn, özellikle trigonometri alanındaki çalışmaları ile meşhurdur ki sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjantın tanımlarını vermiş, ispatlarını yapıp cetvellerini hazırlamıştır. Astronomalanında ise, Güneş'in hareket ettiği "zahiri" gök-ekvatoru ileDünya'nın ekvatoru arasındakiaçıyı yani Dünya’nın dönme ekseninin eğikliğini, sadece vesadece 1 dakika 40 saniye
farkla 23 derece 28 dakika 40 saniye olarak hesaplamıştır.
AKADEMİK FİZİK TV YAYINDA İZLEMEK İÇİN RESME TIKLAYIN!Bu, bir buhar makinasının çizimidir. Çizim tarihi 1551, yeri İstanbul, çizimin
altındaki imzanın sahibi ise Takîyüddîn'dir! Avrupalılar ona Taqi al-Din adını verdiler. Bizler ise onu
Takîyüddîn yani Takîyüddîn bin Manıf olarak biliriz. Sahi bilir miyiz, acaba bu yazıyı
okuyan kaç kişi bu adı duydu? Takîyüddîn, 1521 yılında Şamcivarında doğan bir Türk
Gökbilimci, Matematikçi ve Mühendistir. Evet yanlış okumadınız, Gökbilimci ve
Mühendis. 1571'de II. Selim tarafından İstanbul'a getirildi. İstanbul'da ilk gözlemsel astronomi çalışmalarına 1574 yılında Galata Kulesi'nde başlamış ve III. Murat'ın fermanıyla 1577 yılında Tophane sırtlarında İstanbul özlemevi'ni kurmuştur. Devlet-i Osmaniye bu projeye öylesine önem vermiştir ki, gözlem evi çalışmaya başladığında, Avrupa'nın ve dolayısıyla Dünyanın en büyük Gökbilimerkezi haline gelmiştir.Dünya'da daha ileri daha teknolojik bir gözlemevi daha yoktur. Takîyüddîn, özellikle trigonometri alanındaki çalışmaları ile meşhurdur ki sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjantın tanımlarını vermiş, ispatlarını yapıp cetvellerini hazırlamıştır. Astronomalanında ise, Güneş'in hareket ettiği "zahiri" gök-ekvatoru ileDünya'nın ekvatoru arasındakiaçıyı yani Dünya’nın dönme ekseninin eğikliğini, sadece vesadece 1 dakika 40 saniye
farkla 23 derece 28 dakika 40 saniye olarak hesaplamıştır.
Bilimsel Video Sitesi |
Bu hesap yapıldığında, teleskobun
icadına daha 150 yıl vardır... İşte bu fotoğrafta gördüğünüzde 1551'de Takîyüddîn tarafından tasarlanmış bir"buhar makinası"nın geliştirilmesi sırasında çizilmiş resmidir. Peki 1577'de açılan ve Dünya'nın en ileri gözlemevi olan o gözlem evine ne oldu dersiniz? Ya Takîyüddîn'e? Ne olduğunu söylemeye dilim varmıyor... Bu adam çalışmalarına devam etseydi, o gözlemevi çalışsaydı bu buhar makinası bitirebilseydi, bugün acaba Türkiye nerede olurdu?
Sanırım, yeryüzünde değil... Her şey bir yana, pek iyi bilinmese de "daha doğrusu pekdile getirilmese de" Türk Astronomi Tarihi, büyük başarılarla doludur. Su götürmez bir gerçektir ki günümüz bilim dünyası, modern dünyanın temelini oluşturan matematiğin mihenk taşlarını Türk İslam astronom ve bilginlerine borçludur. Alçak gönüllü mütevazı bir millet oluşumuzdan sanırım, bunlardan pek söz etmeyiz... Savaşçı ve göçebe bir uygarlığa sahip oluşumuzun, matematik ve astronomideki başarılarımızda büyük katkı sıolsa gerek. Eski toplumlarda yer ve yön bulmak için, ilk başvurulacak olan gökyüzüdür. Göçebe Türk milleti de sanırım sırf bu nedenle gökyüzüyle bu denli yakın ilişki içinde olmuş olmalı. Bunun etkileri, Avrupa karanlık orta çağı yaşarken, ortaya çıkan büyük Türk
astronom ve bilginlerinin varlığıyla kendini göstermektedir.
icadına daha 150 yıl vardır... İşte bu fotoğrafta gördüğünüzde 1551'de Takîyüddîn tarafından tasarlanmış bir"buhar makinası"nın geliştirilmesi sırasında çizilmiş resmidir. Peki 1577'de açılan ve Dünya'nın en ileri gözlemevi olan o gözlem evine ne oldu dersiniz? Ya Takîyüddîn'e? Ne olduğunu söylemeye dilim varmıyor... Bu adam çalışmalarına devam etseydi, o gözlemevi çalışsaydı bu buhar makinası bitirebilseydi, bugün acaba Türkiye nerede olurdu?
Sanırım, yeryüzünde değil... Her şey bir yana, pek iyi bilinmese de "daha doğrusu pekdile getirilmese de" Türk Astronomi Tarihi, büyük başarılarla doludur. Su götürmez bir gerçektir ki günümüz bilim dünyası, modern dünyanın temelini oluşturan matematiğin mihenk taşlarını Türk İslam astronom ve bilginlerine borçludur. Alçak gönüllü mütevazı bir millet oluşumuzdan sanırım, bunlardan pek söz etmeyiz... Savaşçı ve göçebe bir uygarlığa sahip oluşumuzun, matematik ve astronomideki başarılarımızda büyük katkı sıolsa gerek. Eski toplumlarda yer ve yön bulmak için, ilk başvurulacak olan gökyüzüdür. Göçebe Türk milleti de sanırım sırf bu nedenle gökyüzüyle bu denli yakın ilişki içinde olmuş olmalı. Bunun etkileri, Avrupa karanlık orta çağı yaşarken, ortaya çıkan büyük Türk
astronom ve bilginlerinin varlığıyla kendini göstermektedir.
HAZIRLAYAN: UĞUR KORKMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder