Dış gerçekliğin varlığına ve sizlerin hayal gücümün uydurmaları olmadığınıza inanıyorum. Arkadaşım, kahvesinden tüten dumanın arasından bana, fizik kurallarının, evrenin doğuşuna dek gittiğinden nasıl emin olabildiğimi soruyor. Ben ise ona fizik kurallarının kahve fincanının dibine kadar gittiğinden nasıl emin olabildiğini soruyorum. Ateş gibi sıvının, aniden, yerçekimini hiçe sayarak, gözlerine doğru uçuşmayacağından gayet emin görünüyor. Dünyaya dair ampirik deneyiminden ileri gelen güvenle sürdürüyor yaşamını.Yerçekimini, ısı ve ışıkla ilgili deneyimleri, çocukken dünyaya ait maddeleri tek tek sınamasıyla birlikte başladı. Şimdi ise denklemlerde ifade edilsin ya da edilmesin, elinde hayli olgunlaşmış ve gelişmiş bir fizik teorisi var.
www.akademikfizik.net
Ben ise aynı anda ondan hem daha az,hem de daha çok inanıyorum. Dünyaya dair tüm ampirik ve mantıki denemelerimin doğruladığı şeye, yani varlığını benden bağımsız sürdüren bir gerçekliğe inanmam rasyonel bir davranış. Tabii, kahvenin havalanmayacağına da .Ama bu ne de olsa bir inanç. O kadar ileri gitmişken , kendimi neden dünyevi deneyimlerle sınırlayayım ki? Sıcak içeceklerin ısısını nasıl dilimiz veya termometre ile ölçebiliyorsak, Büyük Patlama'dan arta kalan o eski ışığın ısısınıda ölçebiliriz.Sırf son derece çarpıcı diye , biri diyerinden daha az gerçek sayılamaz. Matematik ve fizik yasalarının mantığını, zamanın, uzayın ve tüm evrenin yaratıldığı ana dek izleyebileceğimizi nereden mi biliyorum? Arkadaşım sipariş ettiği ikinci kahvenin gerçekliğini nereden biliyorsa, ben de oradan biliyorum. inançlarımızı formüle ederken dürüst ve eleştirelizdir ve yanıldığımızı kabul edebiliriz. İşte bu tutumlar doğruluğun temel taşlarıdır.
Peki ama nasıl gerçekten bilebilirim ki? Sonuçta kaynayan suyun ısısını ölçtüğüm zaman bildiğim tek şey, civanın cam bir tüp içinde yükseldiği. Hatta o bile değil: Tek bildiğim, cam bir tüpün içinde yükselen bir civa gördüğüm. Ama belki de zihnimin gözüyle gördüğüm bu görüntü gerçek değildir? Belki hiçbirşey gerçek değildir; ne civa, ne cam, ne kahve, ne de arkadaşım. Hepsi güçlü bir hayal gücünün ürünleridir. Dış gerçeklik diye bir şey yoktur, varolan yek şey benimdir. Einstein mı? Benim uydurmam. Picasso ? Zihnimin bir kandırmacası. Ama bu ben-merkezcilik çok çirkin ve küstah.
Kafeden çıktıktan sonra mekanın ve koltukların hala orada olduğuna, içerisinin insanlarla dolup taştığına, sırf ben artık göremiyorum diye insanların buharlaşıp gitmediklerine inanıyorum. Ama eğer yanılıyorsam ve dış gerçeklik yok ise, belki de ben sizin hayal gücünüzün bir ürünüyümdür, kapınızın ardındaki evren de sizin muazzam icadınızdır.
( Prof. Janna Levin / Fizik & Astronomi )
www.akademikfizik.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder