2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI,2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 9 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 10 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 11 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 12 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI
DOĞAL SİSTEMLER
1.BÖLÜM
DOĞADAKİ EKSTREM OLAYLAR
DOĞANIN EKSTREMLERİ
- SIRA DIŞI DOĞA OLAYLARI
- EKSTREM SICAKLIKLAR (AŞIRI SICAKLAR VE SOĞUKLAR)
- ŞİDDETLİ RÜZGARLAR VE FIRTINALAR
- TSUNAMİ
- DEPREMLER
- VOLKANİK OLAYLAR
- AŞIRI YAĞIŞLAR
- KURAKLIK
- HEYELANLAR
- ETKİNLİK SAYFA 9
İNSAN VE DOĞA ETKİLEŞİMİ
- İNSANIN DOĞADAKİ SERÜVENİ
- İKİ ÜLKEYİ BİRLEŞTİREN YOL: MANŞ TÜNELİ
- ÇÖLDE OLUŞTURULAN YAŞAM ALANI: KALİFORNİA'DAKİ CENTRAL VALLEY PROJESİ
- DÜNYADAKİ EN BÜYÜK SU NAKLİ PROJESİ: LİBYA YAPAY NEHİR PROJESİ
- İSVİÇVE VE DAĞLAR
- HOLLANDA KIYILARI: DOĞANIN ZORLAMASIYLA OLUŞAN MÜHENDİSLİK
YARINDAN SONRA
- GELECEĞİMİZ DAHA SICAK VE KURAK OLABİLİR
- ETKİNLİK SAYFA 15
- BUZULLAR ERİYECEK
- ETKİNLİK SAYFA 16
- ATMOSFERDE GAZ ORANLARI DEĞİŞECEK
- CANLILAR NASIL ETKİLENECEK?
- ETKİNLİK SAYFA 18
- GERÇEK OLABİLİR Mİ?
- ETKİNLİK SAYFA 19
DOĞADAKİ EKSTREM OLAYLAR 1.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 20-21
BEŞERİ SİSTEMLER
2.BÖLÜM
UYGARLIKLARIN ORTAYA ÇIKIŞI
İLK KÜLTÜR MERKEZLERİ
- MEDENİYETLERİN DOĞUŞU
- MEZOPOTAMYA MEDENİYETİ
- MISIR MEDENİYETİ
- AZTEK UYGARLIĞI
- İNKA UYGARLIĞI
- MAYA UYGARLIĞI
- ÇİN UYGARLIĞI
- AKDENİZ UYGARLIKLARI
- HİNT UYGARLIĞI
UYGARLIKLARIN ORTAYA ÇIKIŞI 2.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 30-31
3.BÖLÜM
EKONOMİ, GÖÇ VE YERLEŞME
EKONOMİK FAALİYETLERİN SOSYAL VE KÜLTÜREL ETKİLERİ
- EKONOMİK FAALİYETLERİN ETKİLERİ
- RUHR BÖLGESİ
- RUHR BÖLGESİNİN GELİŞİM AŞAMALARI
- RUHR SANAYİ BÖLGESİ'NDEKİ DEĞİŞİM SÜRECİ
ŞEHİRLEŞME, SANAYİ VE GÖÇ İLİŞKİSİ
- ŞEHİRLERİN DOĞUŞU
- GÖÇ VE KENTLEŞME İLİŞKİSİ
- GEBZENİN KENTLEŞME SÜRECİ
- ZITLIKLAR KENTİ: BOMBAY
- TÜRKİYE'DE KENTLEŞME, SANAYİLEŞME, ARAZİ KULLANIMI VE ÇEVRE SORUNLARI
GÜNÜMÜZ DÜNYASINDAN GELECEĞİN DÜNYASINA
- GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZ DÜNYASINA
- TEKNOLOJİK GELİŞME VE DOĞAYA ETKİSİ
- GELECEĞİ YÖNETMEK GELECEK TARAFINDAN YÖNETİLMEK
- TEKNOLOJİK GELİŞİM VE DEĞİŞİM
- GELECEKTE NÜFUS VE YERLEŞME
- GELECEK 300 YILDA DÜNYA NÜFUSU 9 MİLYAR
- UZAY TEKNOLOJİSİ
- GELECEĞİN EKONOMİSİ
EKONOMİ, GÖÇ VE YERLEŞME 3.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 54-55
MEKANSAL BİR SENTEZ: TÜRKİYE
4.BÖLÜM
TÜRKİYE'DE COĞRAFİ BÖLGELERİN OLUŞTURULMASI
TÜRKİYE'DE BÖLGE SINIFLANDIRILMASI
A. FİZİKİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİNE GÖRE BÖLGELER
B. BEŞERİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİNE GÖRE BÖLGELER
TÜRKİYE'DE COĞRAFİ BÖLGELERİN OLUŞTURULMASI 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 62-63
5.BÖLÜM
TÜRKİYE'DE ULAŞIM VE TİCARET
TÜRKİYE'DE ULAŞIM SİSTEMLERİNİN GELİŞİMİ
- ÜLKEMİZİN CAN DAMARI ULAŞIM
- ULAŞIM ÜZERİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER
A. DOĞAL FAKTÖRLER
B. BEŞERİ VE EKONOMİK FAKTÖRLER
- ULAŞIM SİSTEMLERİMİZİN GELİŞİMİ
1. CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEM
2. 1923 - 1950 YILLARI ARASINDA DEMİRYOLLARININ AĞIRLIKLI OLDUĞU DÖNEM
3. 1950'DEN GÜNÜMÜZE KADAR OLAN DÖNEM
- KARAYOLLARI
- DENİZ YOLLARI
- DEMİR YOLLARI
- ASRIN PROJESİ: MARMARAY
- HAVA YOLLARI
- BORU HATLARI
ULAŞIM SİSTEMLERİ VE KALKINMA
- MODERN ULAŞIM SİSTEMLERİNİN GELİŞİMİ
- ULAŞIMDA KİLİT NOKTA: "TÜRKİYE"
- ULAŞIM SİSTEMLERİNİN EKONOMİK FAALİYETLERLE İLİŞKİSİ
- YERLEŞMELERİN GELİŞMESİNDE ULAŞIMIN ETKİSİ
TÜRKİYE'DE TİCARET
- TİCARET NEDİR?
- İÇ TİCARET
1. BÜYÜK ŞEHİRLER
2. ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ ŞEHİRLER
3. SANAYİ FAALİYET BÖLGELERİ
4. TURİZM BÖLGELERİ
5. TARIM BÖLGELERİ
6. HAL, PAZAR, PANAYIR VE FUARLAR
DIŞ TİCARET
- ULUSLARARASI TİCARETİN DOĞUŞU
- İTHALAT-İHRACAT (DIŞ TİCARET)
- TÜRKİYE HANGİ ÜRÜNLERİ İHRAÇ EDER?
- TÜRKİYE HANGİ ÜLKELERE İHRACAT YAPAR, HANGİ ÜLKELERDEN İTHALAT YAPAR?
TÜRKİYE'DE ULAŞIM VE TİCARET 5.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 91
6.BÖLÜM
TÜRKİYE'DE KÜLTÜR VE TURİZM
ÜLKEMİZİ SEMBOLİZE EDEN MEKANLAR
- MÜZE ÜLKE ANADOLU
TÜRKİYE'NİN TURİZM DEĞERLERİ
- TÜRKİYE'NİN TURİZM DEĞERLERİNİN SINIFLANDIRILMASI
DÜNYA TURİZMİNDE TÜRKİYE'NİN YERİ
TÜRKİYE'NİN TURİZM POLİTİKALARI
- NİÇİN TURİZM?
- TÜRKİYE'DE TURİZMİN GELİŞİMİ VE UYGULANAN POLİTİKALAR
- TURİZMİN EKONOMİYE ETKİLERİ
- TURİZMİN KÜLTÜREL İLİŞKİLERE ETKİLERİ
- KÜLTÜR TURİZMİ NASIL ARTIRILIR?
- TURİZMİN ÇEVREYE ETKİLERİ
- TÜRKİYE'NİN TURİZM STRATEJİSİ
- TÜRKİYE'NİN 2023 TURİZM STRATEJİSİ
TÜRKİYE'DE KÜLTÜR VE TURİZM 6.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 111-112-113
7.BÖLÜM
TÜRKİYE'DE NÜFUSUN GELECEĞİ
TÜRKİYE'NİN NÜFUS POLİTİKALARI
- NEDEN NÜFUS POLİTİKASI
- NÜFUS POLİTİKALARINDA KİLOMETRE TAŞLARI
- 1923 - 1963 YILLARI ARASINDAKİ POLİTİKALARIN DAYANAK NOKTALARI
- UYGULANAN POLİTİKALAR
- UYGULANAN POLİTİKALARIN DAYANAK NOKTALARI
- UYGULANAN POLİTİKALAR
TÜRKİYE'NİN NÜFUS PROJEKSİYONLARI
- NÜFUS TAHMİNLERİ
- NEDEN NÜFUS PROJEKSİYONLARI?
- GENÇ NÜFUS YAŞLANIYOR
TÜRKİYE'DE NÜFUSUN GELECEĞİ 7.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 124-125
8.BÖLÜM
TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL KALKINMA PROJELERİ
BÖLGESEL PLANLAR
- BÖLGESEL KALKINMA PROJELERİ
A. UYGULANMAKTA OLAN PROJELER
- GAP
- GAP'TA SON DURUM
- GAP NELERİ DEĞİŞTİRDİ?
- FİZİBİLİTE ÇALIŞMALARI TAMAMLANAN PROJELER
1. DOĞU ANADOLU PROJESİ (DAP)
2. ZONGULDAK, BARTIN, KARABÜK (ZBK) PROJESİ
3. DOĞU KARADENİZ PROJESİ (DOKAP)
TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL KALKINMA PROJELERİ 8.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 134-135
9.BÖLÜM
TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİĞİ
GEÇMİŞTEN GELECEĞE TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİĞİ
- TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİĞİ
- TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİK GEÇMİŞİ
- BOĞAZLARIN STRATEJİK KONUMU
- GÜNÜMÜZDE TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİK KONUMU
- TÜRKİYE'NİN ÇEVRESİNDEKİ BÖLGESEL SORUNLAR
A. BATI TRAKYA SORUNU
B. BOSNA HERSEK SORUNU
C. KIBRIS SORUNU
TÜRKİYE'NİN ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLERLE İLİŞKİSİ
ULUSLARARASI ÖRGÜTLER VE TÜRKİYE
TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİĞİ 9.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 150-151
KÜRESEL ORTAM:BÖLGELER VE ÜLKELER
10.BÖLÜM
ÜLKELERİN GELİŞMİŞLİK DÜZEYLERİ VE DOĞAL KAYNAK POTANSİYELLERİ
ÜLKELER NEDEN FARKLI GELİŞMİŞLERDİR?
- ÜLKELERİN GELİŞMİŞLİĞİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER
- İNSANİ GELİŞME ENDEKSİ
- AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ÖZELLİKLERİ
GELİŞMİŞLİK SEVİYELERİNE GÖRE ÜLKELERİ TANIYALIM
- ALMANYA'NIN GENEL ÖZELLİKLERİ
1. DOĞAL KONUMU
2. BEŞERİ VE EKONOMİK ÖZELLİKLER
GELİŞEMEMİŞ BİR ÜLKE: NİJERYA
- NİJERYA'NIN GENEL ÖZELLİKLERİ
1. DOĞAL KONUMU
2. BEŞERİ VE EKONOMİK ÖZELLİKLER
- NİJERYA NEDEN GELİŞEMEMİŞTİR?
DOĞAL KAYNAKLARIN VERİMLİLİĞİ
- DOĞAL KAYNAKLARIN ULUSLARARASI İLİŞKİLER ETKİLERİ
- RUSYA FEDERASYONU
- GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
ENERJİ TAŞIMACILIĞI
- ENERJİ NAKİL HATLARININ STRATEJİK ÖNEMİ
- 21. YÜZYILDA ENERJİ AKIŞI
- HAZAR BÖLGESİ ENERJİ KAYNAKLARI
- YENİ ENERJİ KORİDORLARI HANGİLERİ OLACAK?
- KUZEY - GÜNEY VE DOĞU - BATI ENERJİ KORİDORU: TÜRKİYE
GÜNÜMÜZÜN UYANAN DEVİ: ÇİN
- ÇİN HALK CUMHURİYETİ
- KONUM VE DOĞAL ÖZELLİKLER
- BEŞERİ VE EKONOMİK ÖZELLİKLER
- ÇİN'İN İTHALATI VE İHRACATI
- ÇİN NASIL BÖYLE BİR YÜKSELİŞE GEÇTİ
ÜLKELERİN GELİŞMİŞLİK DÜZEYLERİ VE DOĞAL KAYNAK POTANSİYELLERİ 10.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 181
11.BÖLÜM
KÜRESELLEŞMENİN ETKİSİ
SICAK ÇATIŞMA BÖLGELERİ
- ULUSLARARASI ÇATIŞMA NEDENLERİ
- PETROL SORUNU
- SU SORUNU
KÜRESELLEŞMENİN ETKİSİ 11.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 189
ÇEVRE VE TOPLUM
12.BÖLÜM
DOĞAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE
DOĞANIN İŞLEYİŞİ
- DOĞAL ÇEVREMİZİN SINIRLILIĞI
- TOPRAK VE ORMAN SINIRLILIĞI
- ŞEHİRLEŞMENİN SINIRLARI NE OLMALI?
- DOĞANIN BİLİNÇSİZCE KULLANIMI
- SU ÜRÜNLERİNİN SINIRLILIĞI
- DOĞANIN BÜTÜNLÜĞÜ İLKESİ
DOĞADAKİ TEHLİKELER
ÇEVRE KORUMA UYGULAMALARI
- DOĞAYI KORUMA BİLİNCİ
ÇEVRESEL ÖRGÜTLER VE ÖZELLİKLERİ
DOĞAL KAYNAKLARIN YÖNETİMİNE AİT İLKELER
SINIRLI KAYNAKLAR
- SU KAYNAKLARI TÜKENİYOR
- KONYA KAPALI HAVZASI
- KONYA KAPALI HAVZASINDA ENTEGRE HAVZA YÖNETİMİ
- PROJENİN DEĞERLENDİRİLMESİ
- BEREKET KAYNAĞI: TOPRAK
- TÜRKİYE'NİN KAYBOLAN SULAK ALANLARI
DOĞAYLA UYUMLU YAŞAMAK
- ÇEVRENİN ÖNEMİ VE KORUNMASI
- ÇEVRE KORUMA PROJELERİ
- SULAK ALANLAR
- ULUABAT GÖLÜ
DOĞAL MİRASIN KORUNMASI
- DOĞAL MİRAS NEDİR?
- DOĞAL MİRAS ALANLARI VE EKOSİSTEM
- BAŞLICA DOĞAL MİRAS ALANLARI
- GALAPAGOS ADALARI
- İGAÇU ÇAĞLAYANI
- AVUSTRALYA MERCAN RESİFLERİ
- DOĞAL MİRASLARIMIZI KORUMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?
ÇEVRE BİLİNCİ
DOĞAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE 12.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 229-230
28 Ağustos 2011 Pazar
COĞRAFYA11
2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI,2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 9 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 10 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 11 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 12 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI
1.BÖLÜM
DOĞAL SİSTEMLER
1.BÖLÜM
DOĞAL SİSTEMLER
EKOSİSTEM VE MADDE DÖNGÜLERİ
A. BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK (BİYOÇEŞİTLİLİK)
A. BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK (BİYOÇEŞİTLİLİK)
1. DOĞAL FAKTÖRLER
2. BİYOLOJİK FAKTÖRLER
3. PALEOCOĞRAFYA
B. EKOSİSTEMLERDE İŞLEYİŞ
1. BESİN ZİNCİRİ
2. MADDE DÖNGÜLERİ
ETKİNLİK SAYFA 28 CEVAPLARI
ETKİNLİK SAYFA 28 CEVAPLARI
C. SU EKOSİSTEMLERİ
2.BÖLÜM
TÜRKİYE'DE İLK UYGARLIKLAR, EKONOMİ VE DOĞAL AFETLER 3.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 138-139-140-141
4.BÖLÜM
BÖLGELER VE ÜLKELER
2.BÖLÜM
BEŞERİ SİSTEMLER
NÜFUS POLİTİKALARI, ŞEHİRLER VE EKONOMİ
A. NÜFUS VE NÜFUS POLİTİKALARI
A. NÜFUS VE NÜFUS POLİTİKALARI
- NÜFUS VE NÜFUS POLİTİKALARI
- NÜFUS POLİTİKALARI NEDEN UYGULANIR?
- RUSYA'DA NÜFUS POLİTİKALARI
- NİJERYA'DA NÜFUS POLİTİKALARI
- JAPONYA'DA NÜFUS POLİTİKALARI
- GELİŞMİŞ ÜLKELERDE NÜFUS SORUNU
- HİNDİSTAN'DA NÜFUS POLİTİKALARI
- ÇİN'DE NÜFUS POLİTİKALARI
- NÜFUS POLİTİKALARI NELERE NEDEN OLUR?
B. ŞEHİRLERİN FONKSİYONLARI VE ETKİ ALANLARI
1. ŞEHİRLERİN FONKSİYONLARI
2. ŞEHİRLERİN ETKİ ALANLARI
3. BÜYÜK ŞEHİRLERİN KURULDUĞU YERLER
C. ŞEHİRLERİN TARİHSEL SÜREÇTE GELİŞİMİ
- TARİHSEL SÜREÇTE ŞEHİRLERİN GELİŞMESİNE İKİ ÖRNEK
- ŞEHİRLERİN GELİŞİMİNE ÖRNEK: İLK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE KAYSERİ
NÜFUS POLİTİKALARI, ŞEHİRLER VE EKONOMİ 2.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 60-61
Ç. ÜRETİM, DAĞITIM VE TÜKETİM
Ç. ÜRETİM, DAĞITIM VE TÜKETİM
1. ÜRETİM, DAĞITIM VE TÜKETİMİ ETKİLEYEN DOĞAL FAKTÖRLER
2. ÜRETİM, DAĞITIM VE TÜKETİMİ ETKİLEYEN BEŞERİ FAKTÖRLER
3. ÜRETİM, DAĞITIM VE TÜKETİM SEKTÖRLERİ ARASINDAKİ ETKİLEŞİM
4. TÜKETİMİZ ÜRETİMİ ETKİLEMESİ
D. DOĞAL KAYNAKLAR
1. DOĞAL KAYNAK ÇEŞİTLERİ
2.DOĞAL KAYNAK VE EKONOMİ
ÜRETİM, DAĞITIM VE TÜKETİM 2.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 76-77
3.BÖLÜM
3.BÖLÜM
MEKANSAL BİR SENTEZ: TÜRKİYE
TÜRKİYE'DE İLK UYGARLIKLAR, EKONOMİ VE DOĞAL AFETLER
A. MEDENİYETLERİN BEŞİĞİ ANADOLU
B. TÜRKİYE'DE ARAZİ KULLANIMI
B. TÜRKİYE'DE ARAZİ KULLANIMI
C. TÜRKİYE'DE EKONOMİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI
1. TÜRKİYE'DE EKONOMİYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Ç. TÜRKİYE'DE UYGULANAN EKONOMİ POLİTİKALARI
D. TÜRKİYE'DE TARIM VE HAYVANCILIK
1. TÜRKİYE'DE YETİŞTİRİLEN TARIM ÜRÜNLERİ
2. TÜRKİYE'DE HAYVANCILIK
3. TARIM VE HAYVANCILIĞIN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
E. TÜRKİYE'DE MADENLER VE ENERJİ KAYNAKLARI
1. MADENCİLİĞİN VE ENERJİ ÜRETİMİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
2. TÜRKİYE'DE ÇIKARILAN BAŞLICA MADENLER VE KULLANIM ALANLARI
3. ENERJİ KAYNAKLARI
F. TÜRKİYE'DE SANAYİ
1. TÜRKİYE'DE SANAYİLEŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE BU SEKTÖRLERİN ÖZELLİKLERİ
2. SANAYİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ
3. FARKLI HİZMET SEKTÖRLERİNİN TÜRKİYE'NİN EKONOMİK KALKINMASINDAKİ ETKİSİ
G. TÜRKİYE'DE DOĞAL AFETLER VE OLUŞTURDUĞU RİSKLER
1. TÜRKİYE'DE DEPREMLER
2. TÜRKİYE'DE SEL VE TAŞKIN OLAYLARI
3. TÜRKİYE'DE KÜTLE HAREKETLERİ
4. TÜRKİYE'DE ORMAN YANGINLARI
5. TÜRKİYE'DE ÇIĞ OLAYLARI
TÜRKİYE'DE İLK UYGARLIKLAR, EKONOMİ VE DOĞAL AFETLER 3.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 138-139-140-141
4.BÖLÜM
BÖLGELER VE ÜLKELER
KÜLTÜR, EKONOMİ VE ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLER
A. KÜLTÜRLER VE TÜRK KÜLTÜRÜ
B. HAM MADDE, ÜRETİM VE PAZARIN KÜRESEL TİCARETE ETKİSİ
C. BACASIZ SANAYİ: TURİZM
1. TURİZMİN EKONOMİK, POLİTİK, SOSYAL, KÜLTÜREL, EKOLOJİK VE ÇEVRESEL ETKİLERİ
2. MİLLİ PARKLAR
3. DÜNYA MİRASI
KÜLTÜR, EKONOMİ VE ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLER 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 160-161-162-163
Ç. BİR ÜLKE TANIYALIM: İTALYA
1. FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
2. BEŞERİ ÖZELLİKLERİ
D. SANAYİLEŞMİŞ BİR ÜLKE: FRANSA
- FRANSA'NIN SANAYİLEŞME SÜRECİ
E. TARIM VE EKONOMİ
1. TARIM ÜLKESİ: NİJERYA
2. MODERN TARIMIN TEMSİLCİSİ: AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER
KÜLTÜR, EKONOMİ VE ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLER 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 188-189-190-191
5.BÖLÜM
ÇEVRE VE TOPLUM
DOĞAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE
A. DOĞAL KAYNAKLAR VE İNSAN
- GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DOĞAL KAYNAKLAR
B. KAYNAKLARIN TÜKENEBİLİRLİĞİ VE ALTERNATİF KAYNAKLAR
C. DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIM ŞEKİLLERİ
1. DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
2. DOĞAL KAYNAK KULLANIMINA TUNA NEHRİ ÖRNEĞİ
3. DOĞAL KAYNAK KULLANIMINDA ÇEVREYE DUYARLILIK
Ç. MADENLER VE ENERJİ KAYNAKLARININ ÜRETİM, DAĞITIM VE TÜKETİMİNİN ÇEVRESEL SONUÇLARI
- DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIMININ ÇEVRESEL ETKİLERİ
D. DOĞAL KAYNAK KULLANIMI VE ÇEVREYE DUYARLILIK
E. DOĞAL KAYNAKLARIN ETKİN KULLANIMINDA ÇEVRE PLANLAMASININ ÖNEMİ
- DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIMINDA PLANLAMA
F. ARAZİ KULLANIMININ ÇEVRESEL ETKİLERİ
1. ARAZİ PLANLAMASI
2. ARAZİ KULLANIMINDA ÇEVRESEL ETKİLER
3. ARAZİNİN YANLIŞ KULLANIMININ SONUÇLARI
G. KAYNAKLARIN KULLANIMININ ORTAYA ÇIKARDIĞI SORUNLAR
1. TERMİK SANTRALLER VE ÇEVRE SORUNLARI
2. PETROL VE ÇEVRE SORUNLARI
3. NÜKLEER ENERJİ VE ÇEVRE SORUNLARI
4. HİDROELEKTRİK SANTRALLER VE ÇEVRE SORUNLARI
5. YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE SORUNLARI
6. MADENCİLİK VE ÇEVRE SORUNLARI
H. ÇEVRE SORUNLARININ KÜRESEL BOYUTU
1. KÜRESEL ÇEVRE SORUNLARININ YAYILIŞI
2. ÇEVRE SORUNLARININ YAYILMA SÜRECİ
I. TEKNOLOJİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ
1. SU KİRLİLİĞİ
2. TOPRAK KİRLİLİĞİ
3. HAVA KİRLİLİĞİ
4. RADYOAKTİF KİRLİLİK
5. BESİN KİRLİLİĞİ
6. SES KİRLİLİĞİ
İ. EKOLOJİK DÖNGÜLERE İNSAN ETKİSİ
1. SU DÖNGÜSÜ VE İNSAN
2. KARBON VE OKSİJEN DÖNGÜSÜ VE İNSAN
J. ATIKLAR VE ATIKLARDAN KORUNMA
- ATIK VE ÇEŞİTLERİ
- ATIKLARDAN KORUNMA
K. GERİ DÖNÜŞÜM
L. ÇEVRE SORUNLARININ ÖNLENMESİNDE GELİŞTİRİLEBİLECEK STRATEJİLER
- ÇEVRE SORUNLARININ ÖNLENMESİNDE İKİ STRATEJİ
DOĞAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE 5.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 249-250-251-252-253
B. HAM MADDE, ÜRETİM VE PAZARIN KÜRESEL TİCARETE ETKİSİ
C. BACASIZ SANAYİ: TURİZM
1. TURİZMİN EKONOMİK, POLİTİK, SOSYAL, KÜLTÜREL, EKOLOJİK VE ÇEVRESEL ETKİLERİ
2. MİLLİ PARKLAR
3. DÜNYA MİRASI
KÜLTÜR, EKONOMİ VE ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLER 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 160-161-162-163
Ç. BİR ÜLKE TANIYALIM: İTALYA
1. FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
2. BEŞERİ ÖZELLİKLERİ
D. SANAYİLEŞMİŞ BİR ÜLKE: FRANSA
- FRANSA'NIN SANAYİLEŞME SÜRECİ
E. TARIM VE EKONOMİ
1. TARIM ÜLKESİ: NİJERYA
2. MODERN TARIMIN TEMSİLCİSİ: AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER
KÜLTÜR, EKONOMİ VE ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLER 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 188-189-190-191
5.BÖLÜM
ÇEVRE VE TOPLUM
DOĞAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE
A. DOĞAL KAYNAKLAR VE İNSAN
- GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DOĞAL KAYNAKLAR
B. KAYNAKLARIN TÜKENEBİLİRLİĞİ VE ALTERNATİF KAYNAKLAR
C. DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIM ŞEKİLLERİ
1. DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
2. DOĞAL KAYNAK KULLANIMINA TUNA NEHRİ ÖRNEĞİ
3. DOĞAL KAYNAK KULLANIMINDA ÇEVREYE DUYARLILIK
Ç. MADENLER VE ENERJİ KAYNAKLARININ ÜRETİM, DAĞITIM VE TÜKETİMİNİN ÇEVRESEL SONUÇLARI
- DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIMININ ÇEVRESEL ETKİLERİ
D. DOĞAL KAYNAK KULLANIMI VE ÇEVREYE DUYARLILIK
E. DOĞAL KAYNAKLARIN ETKİN KULLANIMINDA ÇEVRE PLANLAMASININ ÖNEMİ
- DOĞAL KAYNAKLARIN KULLANIMINDA PLANLAMA
F. ARAZİ KULLANIMININ ÇEVRESEL ETKİLERİ
1. ARAZİ PLANLAMASI
2. ARAZİ KULLANIMINDA ÇEVRESEL ETKİLER
3. ARAZİNİN YANLIŞ KULLANIMININ SONUÇLARI
G. KAYNAKLARIN KULLANIMININ ORTAYA ÇIKARDIĞI SORUNLAR
1. TERMİK SANTRALLER VE ÇEVRE SORUNLARI
2. PETROL VE ÇEVRE SORUNLARI
3. NÜKLEER ENERJİ VE ÇEVRE SORUNLARI
4. HİDROELEKTRİK SANTRALLER VE ÇEVRE SORUNLARI
5. YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE SORUNLARI
6. MADENCİLİK VE ÇEVRE SORUNLARI
H. ÇEVRE SORUNLARININ KÜRESEL BOYUTU
1. KÜRESEL ÇEVRE SORUNLARININ YAYILIŞI
2. ÇEVRE SORUNLARININ YAYILMA SÜRECİ
I. TEKNOLOJİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ
1. SU KİRLİLİĞİ
2. TOPRAK KİRLİLİĞİ
3. HAVA KİRLİLİĞİ
4. RADYOAKTİF KİRLİLİK
5. BESİN KİRLİLİĞİ
6. SES KİRLİLİĞİ
İ. EKOLOJİK DÖNGÜLERE İNSAN ETKİSİ
1. SU DÖNGÜSÜ VE İNSAN
2. KARBON VE OKSİJEN DÖNGÜSÜ VE İNSAN
J. ATIKLAR VE ATIKLARDAN KORUNMA
- ATIK VE ÇEŞİTLERİ
- ATIKLARDAN KORUNMA
K. GERİ DÖNÜŞÜM
L. ÇEVRE SORUNLARININ ÖNLENMESİNDE GELİŞTİRİLEBİLECEK STRATEJİLER
- ÇEVRE SORUNLARININ ÖNLENMESİNDE İKİ STRATEJİ
DOĞAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE 5.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 249-250-251-252-253
COĞRAFYA9
2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI,2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 9 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 10 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 11 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 12 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI
1.BÖLÜM
COĞRAFYA VE DOĞA
DÜNYA HANGİ DOĞAL UNSURLARDAN OLUŞUR?
SAYFA 12 DERS İÇİ ETKİNLİK CEVAPLARI
SAYFA 13 DERS DIŞI ETKİNLİK CEVAPLARI
- HAVA VE İNSAN
- TAŞ VE İNSAN
- TOPRAK VE İNSAN
- YER ŞEKLİ VE İNSAN
SAYFA 14 DERS DIŞI ETKİNLİK CEVAPLARI
- SU VE İNSAN
SAYFA 15 DERS İÇİ ETKİNLİK CEVAPLARI
- BİTKİ VE İNSAN
- HAYVAN VE İNSAN
SAYFA 16 DERS DIŞI ETKİNLİK CEVAPLARI
DOĞA HANGİ ORTAMLARDAN OLUŞUR?
- DOĞAL ORTAMLAR VE BU DOĞAL ORTAMLARDA OLUŞAN BAŞLICA DOĞAL OLAYLAR
- COĞRAFYA VE DOĞAL ORTAM
DERS İÇİ ETKİNLİK SAYFA 22 CEVAPLARI
SAYFA 23 1.4 ŞEMA
SAYFA 25 DERS İÇİ ETKİNLİK CEVAPLARI
COĞRAFYA VE DOĞA 1.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 26
2.BÖLÜM
BİLGİNİN GÖRSEL İFADESİ HARİTA
HARİTA YAPIMI VE ÇEŞİTLERİ
- HARİTA VE HARİTACILIK
- COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ VE UZAKTAN ALGILAMA
- KÜREDEN DÜZLEME: PROJEKSİYONLAR
- HARİTALAR HANGİ YÖNTEMLERLE ÇİZİLİR?
HARİTALARDAN YARARLANMA
- PARALEL İLE ENLEM, MERİDYEN İLE BOYLAM AYNI MIDIR?
- VARLIKLARIN MEKANSAL ADRESİ: KONUM
- AYNI GEZEGENDE AMA FARKLI SAATLERDE YAŞIYORUZ
- EŞ YÜKSELTİ EĞRİLERİYLE YER ŞEKİLLERİ NASIL GÖSTERİLİR?
- HARİTALARIN KÜÇÜLTME - BÜYÜLTME SİHİRBAZI: ÖLÇEK
- HARİTA ÜZERİNDE ÇEŞİTLİ HESAPLAMALAR VE PROFİL ÇIKARMA
- UZAKLIK VE ALAN NASIL HESAPLANIR?
- EĞİM NASIL HESAPLANIR?
- EŞ YÜKSELTİ EĞRİLERİNDEN YARARLANARAK PROFİL OLUŞTURALIM
BİLGİNİN GÖRSEL İFADESİ HARİTA 2.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 46-47-48
3.BÖLÜM
DİNAMİK GEZEGENİMİZ
YERİN ŞEKLİ VE BUNUN DOĞURDUĞU SONUÇLAR
DÜNYA'NIN HAREKETLERİ VE BUNUN DOĞURDUĞU SONUÇLAR
- GECE VE GÜNDÜZ NASIL OLUŞUR?
- MEVSİMLER NASIL OLUŞUR?
ATMOSFERİN ÖZELLİKLERİ
- ATMOSFERİN BİLEŞİMİ
- ATMOSFERİN KATLARI
- ATMOSFER BASINCI
- ATMOSFER SICAKLIĞI
- ATMOSFER NEMİ
HAVA (HAVA DURUMU) VE İKLİM
- HAVA (HAVA DURUMU) NEDİR?
- RASATLAR
- İKLİM NEDİR?
İKLİM ELEMANLARI
- SICAKLIK
- BASINÇ VE RÜZGÂRLAR
- BAŞLICA RÜZGÂRLAR VE RÜZGÂR KUŞAKLARI
- NEM VE YAĞIŞ
- BULUT OLUŞUMU
- YAĞIŞ NASIL OLUŞUR?
- YAĞIŞ ÇEŞİTLERİ
- YAĞIŞIN KÜRESEL DAĞILIŞI
- YAPAY YAĞIŞLAR
İKLİM TİPLERİ
- SICAK KUŞAK İKLİMLERİ
- ILIMAN KUŞAK İKLİMLERİ
- SOĞUK KUŞAK İKLİMLERİ
- SU KAYNAĞI OLARAK BUZULLAR
- DAĞ VE YÜKSEK ALAN İKLİMİ
DİNAMİK GEZEGENİMİZ 3.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 95-96
4.BÖLÜM
DEĞİŞEN DÜNYA
DÜNYA NASIL OLUŞTU?
- UZAY ARAŞTIRMALARI VE COĞRAFYA
YER YUVARLAĞI NASIL BİR YAPIYA SAHİPTİR?
- TAŞLARIN YAŞI
- DEĞİŞEN DÜNYA
- LEVHA TEKTONİĞİ
YER ŞEKİLLERİ NASIL OLUŞUR?
- YER ŞEKİLLERİNİ OLUŞTURAN KUVVETLER VE BAŞLICA YER ŞEKİLLERİ
YER ŞEKİLLERİNİN GRUPLANDIRILMASI
- İÇ KUVVETLER
- TEKTONİK ŞEKİLLER
- VOLKANİK ŞEKİLLER
- DEPREMLERİN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- DIŞ KUVVETLER
- AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ
- AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ
- RÜZGARLARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- DALGA VE DENİZ AKINTILARININ OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- BAŞLICA KIYI TİPLERİ
- BUZULLARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- KARSTİK SULARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- KARSTİK AŞINIM ŞEKİLLERİ
- KARSTİK BİRİKİM ŞEKİLLERİ
- KÜTLE HAREKETLERİ
DEĞİŞEN DÜNYA 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 131-132-133-134
5.BÖLÜM
COĞRAFYA VE İNSAN
İNSAN ETKİNLİKLERİ
MAĞARADAN GÖKDELENE
- YERLEŞMELERİN GELİŞİMİ
- YERLEŞMEYİ SINIRLANDIRAN DOĞAL FAKTÖRLER
YERLEŞME TİPLERİ
YERLEŞMELER NASIL GRUPLANDIRILIR?
COĞRAFYA VE İNSAN 5.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 147-148
6.BÖLÜM
YAŞADIĞIMIZ YER
MEMLEKETİM: KAYSERİ
- FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
- KENTİN GELİŞİM SÜRECİ
- BEŞERİ ÖZELLİKLERİ
- KAYSERİ'DE GELİŞİM
YAŞADIĞIMIZ YER 6.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 158-159-160
7.BÖLÜM
BÖLGELERİN FARKLI DÜNYASI
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: BÖLGELER
- BÖLGE İÇİNDE BÖLGE
FARKLI KRİTER - FARKLI BÖLGE
BÖLGELERİN FARKLI DÜNYASI 7.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 173-174
8.BÖLÜM
DOĞA İNSANSIZ YAŞAR İNSAN DOĞASIZ YAŞAYAMAZ
DOĞAL ÇEVREDEN YARARLANMA
DOĞA İNSANI YÖNLENDİRİYOR MU?
İNSAN DOĞAYI DEĞİŞTİRİYOR MU?
DOĞA İNSANSIZ YAŞAR İNSAN DOĞASIZ YAŞAYAMAZ 8.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 190-191
1.BÖLÜM
COĞRAFYA VE DOĞA
DÜNYA HANGİ DOĞAL UNSURLARDAN OLUŞUR?
SAYFA 12 DERS İÇİ ETKİNLİK CEVAPLARI
SAYFA 13 DERS DIŞI ETKİNLİK CEVAPLARI
- HAVA VE İNSAN
- TAŞ VE İNSAN
- TOPRAK VE İNSAN
- YER ŞEKLİ VE İNSAN
SAYFA 14 DERS DIŞI ETKİNLİK CEVAPLARI
- SU VE İNSAN
SAYFA 15 DERS İÇİ ETKİNLİK CEVAPLARI
- BİTKİ VE İNSAN
- HAYVAN VE İNSAN
SAYFA 16 DERS DIŞI ETKİNLİK CEVAPLARI
DOĞA HANGİ ORTAMLARDAN OLUŞUR?
- DOĞAL ORTAMLAR VE BU DOĞAL ORTAMLARDA OLUŞAN BAŞLICA DOĞAL OLAYLAR
- COĞRAFYA VE DOĞAL ORTAM
DERS İÇİ ETKİNLİK SAYFA 22 CEVAPLARI
SAYFA 23 1.4 ŞEMA
SAYFA 25 DERS İÇİ ETKİNLİK CEVAPLARI
COĞRAFYA VE DOĞA 1.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 26
2.BÖLÜM
BİLGİNİN GÖRSEL İFADESİ HARİTA
HARİTA YAPIMI VE ÇEŞİTLERİ
- HARİTA VE HARİTACILIK
- COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ VE UZAKTAN ALGILAMA
- KÜREDEN DÜZLEME: PROJEKSİYONLAR
- HARİTALAR HANGİ YÖNTEMLERLE ÇİZİLİR?
HARİTALARDAN YARARLANMA
- PARALEL İLE ENLEM, MERİDYEN İLE BOYLAM AYNI MIDIR?
- VARLIKLARIN MEKANSAL ADRESİ: KONUM
- AYNI GEZEGENDE AMA FARKLI SAATLERDE YAŞIYORUZ
- EŞ YÜKSELTİ EĞRİLERİYLE YER ŞEKİLLERİ NASIL GÖSTERİLİR?
- HARİTALARIN KÜÇÜLTME - BÜYÜLTME SİHİRBAZI: ÖLÇEK
- HARİTA ÜZERİNDE ÇEŞİTLİ HESAPLAMALAR VE PROFİL ÇIKARMA
- UZAKLIK VE ALAN NASIL HESAPLANIR?
- EĞİM NASIL HESAPLANIR?
- EŞ YÜKSELTİ EĞRİLERİNDEN YARARLANARAK PROFİL OLUŞTURALIM
BİLGİNİN GÖRSEL İFADESİ HARİTA 2.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 46-47-48
3.BÖLÜM
DİNAMİK GEZEGENİMİZ
YERİN ŞEKLİ VE BUNUN DOĞURDUĞU SONUÇLAR
DÜNYA'NIN HAREKETLERİ VE BUNUN DOĞURDUĞU SONUÇLAR
- GECE VE GÜNDÜZ NASIL OLUŞUR?
- MEVSİMLER NASIL OLUŞUR?
ATMOSFERİN ÖZELLİKLERİ
- ATMOSFERİN BİLEŞİMİ
- ATMOSFERİN KATLARI
- ATMOSFER BASINCI
- ATMOSFER SICAKLIĞI
- ATMOSFER NEMİ
HAVA (HAVA DURUMU) VE İKLİM
- HAVA (HAVA DURUMU) NEDİR?
- RASATLAR
- İKLİM NEDİR?
İKLİM ELEMANLARI
- SICAKLIK
- BASINÇ VE RÜZGÂRLAR
- BAŞLICA RÜZGÂRLAR VE RÜZGÂR KUŞAKLARI
- NEM VE YAĞIŞ
- BULUT OLUŞUMU
- YAĞIŞ NASIL OLUŞUR?
- YAĞIŞ ÇEŞİTLERİ
- YAĞIŞIN KÜRESEL DAĞILIŞI
- YAPAY YAĞIŞLAR
İKLİM TİPLERİ
- SICAK KUŞAK İKLİMLERİ
- ILIMAN KUŞAK İKLİMLERİ
- SOĞUK KUŞAK İKLİMLERİ
- SU KAYNAĞI OLARAK BUZULLAR
- DAĞ VE YÜKSEK ALAN İKLİMİ
DİNAMİK GEZEGENİMİZ 3.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 95-96
4.BÖLÜM
DEĞİŞEN DÜNYA
DÜNYA NASIL OLUŞTU?
- UZAY ARAŞTIRMALARI VE COĞRAFYA
YER YUVARLAĞI NASIL BİR YAPIYA SAHİPTİR?
- TAŞLARIN YAŞI
- DEĞİŞEN DÜNYA
- LEVHA TEKTONİĞİ
YER ŞEKİLLERİ NASIL OLUŞUR?
- YER ŞEKİLLERİNİ OLUŞTURAN KUVVETLER VE BAŞLICA YER ŞEKİLLERİ
YER ŞEKİLLERİNİN GRUPLANDIRILMASI
- İÇ KUVVETLER
- TEKTONİK ŞEKİLLER
- VOLKANİK ŞEKİLLER
- DEPREMLERİN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- DIŞ KUVVETLER
- AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ
- AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ
- RÜZGARLARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- DALGA VE DENİZ AKINTILARININ OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- BAŞLICA KIYI TİPLERİ
- BUZULLARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- KARSTİK SULARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
- KARSTİK AŞINIM ŞEKİLLERİ
- KARSTİK BİRİKİM ŞEKİLLERİ
- KÜTLE HAREKETLERİ
DEĞİŞEN DÜNYA 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 131-132-133-134
5.BÖLÜM
COĞRAFYA VE İNSAN
İNSAN ETKİNLİKLERİ
MAĞARADAN GÖKDELENE
- YERLEŞMELERİN GELİŞİMİ
- YERLEŞMEYİ SINIRLANDIRAN DOĞAL FAKTÖRLER
YERLEŞME TİPLERİ
YERLEŞMELER NASIL GRUPLANDIRILIR?
COĞRAFYA VE İNSAN 5.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 147-148
6.BÖLÜM
YAŞADIĞIMIZ YER
MEMLEKETİM: KAYSERİ
- FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
- KENTİN GELİŞİM SÜRECİ
- BEŞERİ ÖZELLİKLERİ
- KAYSERİ'DE GELİŞİM
YAŞADIĞIMIZ YER 6.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 158-159-160
7.BÖLÜM
BÖLGELERİN FARKLI DÜNYASI
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: BÖLGELER
- BÖLGE İÇİNDE BÖLGE
FARKLI KRİTER - FARKLI BÖLGE
BÖLGELERİN FARKLI DÜNYASI 7.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 173-174
8.BÖLÜM
DOĞA İNSANSIZ YAŞAR İNSAN DOĞASIZ YAŞAYAMAZ
DOĞAL ÇEVREDEN YARARLANMA
DOĞA İNSANI YÖNLENDİRİYOR MU?
İNSAN DOĞAYI DEĞİŞTİRİYOR MU?
DOĞA İNSANSIZ YAŞAR İNSAN DOĞASIZ YAŞAYAMAZ 8.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 190-191
COĞRAFYA10
2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI,2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 9 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 10 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 11 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI, 2011 - 2012 YENİ COĞRAFYA 12 KİTABI ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI VE DERS NOTLARI
A. DOĞAL SİSTEMLER
1.BÖLÜM
KAYAÇLAR VE YER ŞEKİLLERİ
- YER KABUĞU NELERDEN OLUŞUR?
- KAYAÇLAR, YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN OLUŞUMUNU NASIL ETKİLER?
- DEPREMLER NERELERDE MEYDANA GELİR?
- VOLKANİK FAALİYETLER NERELERDE OLUŞUR?
- SICAK SU KAYNAKLARI NERELERDE OLUŞUR?
KAYAÇLAR VE YER ŞEKİLLERİ 1.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 25-26
2.BÖLÜM
DOĞANIN VARLIKLARI
- SU KAYNAKLARI NELERDİR?
- TOPRAK NASIL OLUŞUR?
- TOPRAKLAR NASIL SINIFLANDIRILIR?
- BİTKİ TÜR VE TOPLULUKLARININ SINIFLANDIRILMASI
- YERYÜZÜNDE BİTKİ TOPLULUKLARININ DAĞILIŞI
DOĞANIN VARLIKLARI 2.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 53-54-55-56
B.BEŞERİ SİSTEMLER
3.BÖLÜM
NÜFUS
- NÜFUSUN ÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ
- DÜNYA NÜFUSU NASIL BİR GELİŞİM SEYRİ İZLEMİŞTİR?
- NÜFUS PİRAMİTLERİ NE ANLATIR?
- DÜNYA NÜFUS ARTIŞ ORANININ DEĞİŞİMİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?
NÜFUS 3.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 79-80-81-82
4.BÖLÜM
GÖÇ
- TARİHTEN GÜNÜMÜZE... İNSANLAR NEDEN GÖÇ EDER?
- GÖÇ NELERE YOL AÇIYOR?
GÖÇ 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 94-95-96
5.BÖLÜM
GEÇİM TARZLARI
- DÜNDEN BUGÜNE GEÇİM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞTİ?
- EKONOMİK FAALİYETLER NASIL SINIFLANDIRILIR?
- EKONOMİK FAALİYET TÜRLERİ VE GELİŞMİŞLİK ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VARDIR?
GEÇİM TARZLARI 5.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 115-116-117-118
C. MEKANSAL BİR SENTEZ: TÜRKİYE
6.BÖLÜM
TÜRKİYE'NİN DOĞAL VARLIKLARI
- ÜLKEMİZİN YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
- İÇ KUVVETLER, ÜLKEMİZİ NASIL ŞEKİLLENDİRMEKTEDİR?
- DIŞ KUVVETLER, ÜLKEMİZİ NASIL ŞEKİLLENDİRMEKTEDİR?
- ÜLKEMİZİN İKLİMİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?
- TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN İKLİM TİPLERİ
- ÜLKEMİZDE İKLİM ELEMANLARININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
- TOPRAKLARIMIZ NASIL DAĞILIŞ GÖSTERİR?
- TOPRAKLARIMIZI HANGİ AMAÇLARLA KULLANIYORUZ?
- ÜLKEMİZDEKİ BİTKİ TOPLULUKLARI NASIL DAĞILIŞ GÖSTERİR?
- SU VARLIKLARIMIZ NELERDİR?
TÜRKİYE'NİN DOĞAL VARLIKLARI 6.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 167-168-169-170-171-172
7.BÖLÜM
TÜRKİYE'DE YERLEŞME VE NÜFUS
- TÜRKİYE'DE NÜFUS VE YERLEŞME DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?
- TÜRKİYE'DE YERLEŞMELER BİRBİRİNDEN NASIL AYRILIR?
- DOĞAL UNSURLAR, TÜRKİYE'DE KIR YERLEŞMELERİNİ NASIL ÇEŞİTLENDİRİR?
- TÜRKİYE'DE ŞEHİRLER HANGİ FONKSİYONLARA GÖRE
ÖRNEKLENDİRİLİR?
- ÜLKEMİZİN NÜFUS ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
- NEDEN GÖÇ EDİYORUZ?
TÜRKİYE'DE YERLEŞME VE NÜFUS 7.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 206-207-208-209
D.KÜRESEL ORTAM: BÖLGELER VE ÜLKELER
8.BÖLÜM
KONUM VE ETKİLEŞİM
- KITA VE OKYANUSLARIN KONUMU DEĞİŞİR Mİ?
- BÖLGELER VE ÜLKELER ARASI ETKİLEŞİMDE TEKNOLOJİNİN ROLÜ NEDİR?
- ULAŞIM HATLARI, BÖLGESEL VE KÜRESEL İLİŞKİLERİ NASIL ETKİLER?
KONUM VE ETKİLEŞİM 8.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 227-228-229-230
E.ÇEVRE VE TOPLUM
9.BÖLÜM
DOĞA VE BİLİNÇ
- DOĞAL AFETLERİN ETKİLERİNİN FARKINDA MIYIZ?
- DOĞAL AFETLER, NASIL OLUŞUR VE NASIL SINIFLANDIRILIR?
- DOĞAL AFETLER, BÖLGELER ÜZERİNDE NEDEN FARKLI ETKİYE SAHİPTİR?
- DOĞAL AFETLERİN ŞİDDETİ VE SIKLIĞI KAVRAMLARINDAN NE ANLAMALIYIZ?
- DOĞAL AFETLERDEN NASIL KORUNMALIYIZ?
DOĞA VE BİLİNÇ 9.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 246-247-248
A. DOĞAL SİSTEMLER
1.BÖLÜM
KAYAÇLAR VE YER ŞEKİLLERİ
- YER KABUĞU NELERDEN OLUŞUR?
- KAYAÇLAR, YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN OLUŞUMUNU NASIL ETKİLER?
- DEPREMLER NERELERDE MEYDANA GELİR?
- VOLKANİK FAALİYETLER NERELERDE OLUŞUR?
- SICAK SU KAYNAKLARI NERELERDE OLUŞUR?
KAYAÇLAR VE YER ŞEKİLLERİ 1.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 25-26
2.BÖLÜM
DOĞANIN VARLIKLARI
- SU KAYNAKLARI NELERDİR?
- TOPRAK NASIL OLUŞUR?
- TOPRAKLAR NASIL SINIFLANDIRILIR?
- BİTKİ TÜR VE TOPLULUKLARININ SINIFLANDIRILMASI
- YERYÜZÜNDE BİTKİ TOPLULUKLARININ DAĞILIŞI
DOĞANIN VARLIKLARI 2.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 53-54-55-56
B.BEŞERİ SİSTEMLER
3.BÖLÜM
NÜFUS
- NÜFUSUN ÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ
- DÜNYA NÜFUSU NASIL BİR GELİŞİM SEYRİ İZLEMİŞTİR?
- NÜFUS PİRAMİTLERİ NE ANLATIR?
- DÜNYA NÜFUS ARTIŞ ORANININ DEĞİŞİMİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?
NÜFUS 3.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 79-80-81-82
4.BÖLÜM
GÖÇ
- TARİHTEN GÜNÜMÜZE... İNSANLAR NEDEN GÖÇ EDER?
- GÖÇ NELERE YOL AÇIYOR?
GÖÇ 4.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 94-95-96
5.BÖLÜM
GEÇİM TARZLARI
- DÜNDEN BUGÜNE GEÇİM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞTİ?
- EKONOMİK FAALİYETLER NASIL SINIFLANDIRILIR?
- EKONOMİK FAALİYET TÜRLERİ VE GELİŞMİŞLİK ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VARDIR?
GEÇİM TARZLARI 5.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 115-116-117-118
C. MEKANSAL BİR SENTEZ: TÜRKİYE
6.BÖLÜM
TÜRKİYE'NİN DOĞAL VARLIKLARI
- ÜLKEMİZİN YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
- İÇ KUVVETLER, ÜLKEMİZİ NASIL ŞEKİLLENDİRMEKTEDİR?
- DIŞ KUVVETLER, ÜLKEMİZİ NASIL ŞEKİLLENDİRMEKTEDİR?
- ÜLKEMİZİN İKLİMİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?
- TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN İKLİM TİPLERİ
- ÜLKEMİZDE İKLİM ELEMANLARININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
- TOPRAKLARIMIZ NASIL DAĞILIŞ GÖSTERİR?
- TOPRAKLARIMIZI HANGİ AMAÇLARLA KULLANIYORUZ?
- ÜLKEMİZDEKİ BİTKİ TOPLULUKLARI NASIL DAĞILIŞ GÖSTERİR?
- SU VARLIKLARIMIZ NELERDİR?
TÜRKİYE'NİN DOĞAL VARLIKLARI 6.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 167-168-169-170-171-172
7.BÖLÜM
TÜRKİYE'DE YERLEŞME VE NÜFUS
- TÜRKİYE'DE NÜFUS VE YERLEŞME DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?
- TÜRKİYE'DE YERLEŞMELER BİRBİRİNDEN NASIL AYRILIR?
- DOĞAL UNSURLAR, TÜRKİYE'DE KIR YERLEŞMELERİNİ NASIL ÇEŞİTLENDİRİR?
- TÜRKİYE'DE ŞEHİRLER HANGİ FONKSİYONLARA GÖRE
ÖRNEKLENDİRİLİR?
- ÜLKEMİZİN NÜFUS ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
- NEDEN GÖÇ EDİYORUZ?
TÜRKİYE'DE YERLEŞME VE NÜFUS 7.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 206-207-208-209
D.KÜRESEL ORTAM: BÖLGELER VE ÜLKELER
8.BÖLÜM
KONUM VE ETKİLEŞİM
- KITA VE OKYANUSLARIN KONUMU DEĞİŞİR Mİ?
- BÖLGELER VE ÜLKELER ARASI ETKİLEŞİMDE TEKNOLOJİNİN ROLÜ NEDİR?
- ULAŞIM HATLARI, BÖLGESEL VE KÜRESEL İLİŞKİLERİ NASIL ETKİLER?
KONUM VE ETKİLEŞİM 8.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 227-228-229-230
E.ÇEVRE VE TOPLUM
9.BÖLÜM
DOĞA VE BİLİNÇ
- DOĞAL AFETLERİN ETKİLERİNİN FARKINDA MIYIZ?
- DOĞAL AFETLER, NASIL OLUŞUR VE NASIL SINIFLANDIRILIR?
- DOĞAL AFETLER, BÖLGELER ÜZERİNDE NEDEN FARKLI ETKİYE SAHİPTİR?
- DOĞAL AFETLERİN ŞİDDETİ VE SIKLIĞI KAVRAMLARINDAN NE ANLAMALIYIZ?
- DOĞAL AFETLERDEN NASIL KORUNMALIYIZ?
DOĞA VE BİLİNÇ 9.BÖLÜM ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SORULARININ CEVAPLARI SAYFA 246-247-248
26 Ağustos 2011 Cuma
84) 27 MAYIS AĞASI : CEMAL AGA !.. (2. BÖLÜM)
Cemal Gürsel, İsmet İnönü'ye saygılıydı ama ona başbakanlık görevi verdiğinde, "Paşa gerdeğe girecek damat gibi heyecanlıydı" diyecekti..
Süleyman Demirel'e karşı ılımlı ve sevecen olması, onun AP'nin başına geçmesini istediği için (o tarihte Ragıp Gümüşpala başkandı) İnönü ile arası bozuldu..
Sonra, tekrar darbe söylentileri başladı 1963 yılında.. Sık sık söylenen isim Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarıydı. Aydemir popüler bir isimdi. Parlak bir kurmay, orduda sevilen bir isimdi. Sık sık basında görülürdü. Falih Rıfkı Atay gibi usta ve güngörmüş bir kalem bile ; ziyaretine gelen Aydemir'i, "Gözlerinde Mustafa Kemal'in ışıklarını gördüm" diye övüyordu...
Tarih 21 Şubat 1963. Bir haftaya yakın süredir orduda "anormal" dalgalanmalar olduğu yaygındı. Bir süre önce İnönü, Aydemir'in komutanı olduğu Harp Okuluna gitmiş, şeref kıt'ası tarafından karşılanmıştı. Şeref kıt'asındaki Malatyalı bir genç harbiyeli, İsmet Paşa tam önlerinden geçerken bayılıp yere düşmüştü. O zamanlar, bayılmanın hangi nedenden kaynaklandığı anlaşılamamıştı. Oysa, Aydemir'i çok seven öğrenciler yakında başlayacak "yeni ihtilal hareketi"nin heyecanı içinde yaşıyorlardı. İsmet Paşa'nın bu ziyareti, okulu denetlemekten çok, Talat Aydemir olayına ciddi bir teşhis koymaktı. Aydemir, İsmet Paşa'nın öğrencilerle ilişki kurmasını özenle önlemiş, ancak subaylarla birlikte yemek yemesini sağlamıştı. İsmet Paşa okuldan yaman bir teşhis koyarak ayrılıyordu. Öğrencilerden soyutlanmasına çok sinirlenmişti..
22 Şubat 1963'de Aydemir güçleri radyoyu ele geçirmiş, Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay'ın evini kuşatıp içeri girmişlerdi. Sunay gizlenmişti. İkinci başkan Memduh Tağmaç ise ateş altında Genel Kurmay binasına kendini zor atmıştı. Aydemir'in sadık ve yakın arkadaşı Fethi Gürcan "Ne yapacağız bunları ?" diye sorduğunda ; cumhurbaşkanı, başbakan ve diğer büyükleri kastediyordu.. Aydemir, yaşamının bu en önemli anında büyük bir hata yaptı ve "bırakın, gitsinler.." dedi.
İsmet Paşa ise, bir engellemeyle karşılaşmadıklarını ve kurtulduklarını anladığında, "işte şimdi kaybettiler" dedi...
İsmet Paşa'nın şansı, üst komuta kurulunun ve hava kuvvetlerinin Aydemir'e karşı kesin durum almasıydı..
Hava Kuvvetleri Komutanı İrfan Tansel uçakta, havadaydı. Ankara-Eskişehir arasında gidip geldiği, jetleri kaldırmak için sabahın erken saatlerini beklediği söyleniyordu. Sabahın ilk saatlerinde, teslim olmazlarsa, Harp Okulunu vuracaklardı...
Talat Aydemir ile hükumet arasındaki dolaylı görüşmeleri, Aydemir gibi Çerkez kökenli olan, YTP önderi Ekrem Alican yönetiyordu. İsyancılar teslim olursa sadece emekli edileceklerdi. Bu arada Cemal Gürsel, bir NATO üssü olan Mürtet'e doğru gidiyordu. İsyancılar yönetimi ele geçirirse Batılı devletlere sığınacaktı !.. Ama giderken otomobilinin lastiği patladı ve gidemedi !..
Sonra jetler uçmaya başladı ve birkaç yeri de bombaladı. Aydemir, öğrencilerine bir şey olmaması için ve durum da aleyhine döndüğünden, teslim oldu. Rejim kıl payı kurtulmuştu... İnönü sözünde durdu. Ordudan emekli edildiler, haklarında dava açılmadı..
Beş ay sonra, 21 Mayıs'da, Aydemir ve arkadaşları bir kez daha bazı birlikleri peşlerine takarak ikinci kez ayaklandılar. Bu, bir isyan bile değildi. İlkel bir karşı çıkış, kaderin kısır döngüsü içinde bir çırpınış idi.. Bu defa çabuk tükendi ve tutuklandılar. Mahkeme idam kararı verdi. Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay, Ankara Sıkı Yönetim Komutanı Cemal Tural, hiçbiri, infazın yapılmasını buyuramıyorlardı. Bu arada İsmet Paşa dış geziden döndü. Havaalanında, Aydemir'i asıp asmayacaklarını sordular. İnönü, "Asın !" dedi. İdam ,ertesi sabah gerçekleşti.
15 Kasım 1960'daki On Dörtler Olayı sırasında kısmi felç geçiren Gürsel, ancak bastonla yürüyebiliyordu. 1966'da iyice artan rahatsızlığı nedeniyle ABD'nin gönderdiği özel bir uçakla Walter Reed Hastanesine götürüldü. İki gün iyi gitti ama üçüncü gün komaya girdi.
Başbakan Demirel ABD'de ölmemesi için Bakanlar Kurulu ile görüştü ve sonra da ABD Büyükelçisiyle görüşerek, özel bir ABD uçağıyla Gürsel'i yurda getirtti. Gülhane Hastanesinde özel bir bölüme yerleştirdiler..
Koma hali uzun sürünce, Gürsel'in artık cumhurbaşkanlığı görevini yapmasına olanak olmadığına dair bir heyet raporu alında hastaneden. Başbakanlık bu raporu TBMM Başkanlığına gönderdi ve yeni başkan için seçim yapılması önerisinde bulundu..
Demirel ilginç bir değerlendirme yapmıştı.. Hastanenin verdiği raporda 38 doktorun imzası vardı. 27 Mayıs'ı da 38 kişi yapmıştı. "Çok trajik bir durum" diyordu. "38 kişi Çankaya'daki cumhurbaşkanını indirmiş ve 38 kişiyle Çankaya'ya çıkmıştı Gürsel. Dönemini tamamlayamadan, 38 kişinin imzasıyla Çankaya'dan indiriliyordu..."
Süleyman Demirel'e karşı ılımlı ve sevecen olması, onun AP'nin başına geçmesini istediği için (o tarihte Ragıp Gümüşpala başkandı) İnönü ile arası bozuldu..
Sonra, tekrar darbe söylentileri başladı 1963 yılında.. Sık sık söylenen isim Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarıydı. Aydemir popüler bir isimdi. Parlak bir kurmay, orduda sevilen bir isimdi. Sık sık basında görülürdü. Falih Rıfkı Atay gibi usta ve güngörmüş bir kalem bile ; ziyaretine gelen Aydemir'i, "Gözlerinde Mustafa Kemal'in ışıklarını gördüm" diye övüyordu...
Tarih 21 Şubat 1963. Bir haftaya yakın süredir orduda "anormal" dalgalanmalar olduğu yaygındı. Bir süre önce İnönü, Aydemir'in komutanı olduğu Harp Okuluna gitmiş, şeref kıt'ası tarafından karşılanmıştı. Şeref kıt'asındaki Malatyalı bir genç harbiyeli, İsmet Paşa tam önlerinden geçerken bayılıp yere düşmüştü. O zamanlar, bayılmanın hangi nedenden kaynaklandığı anlaşılamamıştı. Oysa, Aydemir'i çok seven öğrenciler yakında başlayacak "yeni ihtilal hareketi"nin heyecanı içinde yaşıyorlardı. İsmet Paşa'nın bu ziyareti, okulu denetlemekten çok, Talat Aydemir olayına ciddi bir teşhis koymaktı. Aydemir, İsmet Paşa'nın öğrencilerle ilişki kurmasını özenle önlemiş, ancak subaylarla birlikte yemek yemesini sağlamıştı. İsmet Paşa okuldan yaman bir teşhis koyarak ayrılıyordu. Öğrencilerden soyutlanmasına çok sinirlenmişti..
22 Şubat 1963'de Aydemir güçleri radyoyu ele geçirmiş, Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay'ın evini kuşatıp içeri girmişlerdi. Sunay gizlenmişti. İkinci başkan Memduh Tağmaç ise ateş altında Genel Kurmay binasına kendini zor atmıştı. Aydemir'in sadık ve yakın arkadaşı Fethi Gürcan "Ne yapacağız bunları ?" diye sorduğunda ; cumhurbaşkanı, başbakan ve diğer büyükleri kastediyordu.. Aydemir, yaşamının bu en önemli anında büyük bir hata yaptı ve "bırakın, gitsinler.." dedi.
İsmet Paşa ise, bir engellemeyle karşılaşmadıklarını ve kurtulduklarını anladığında, "işte şimdi kaybettiler" dedi...
İsmet Paşa'nın şansı, üst komuta kurulunun ve hava kuvvetlerinin Aydemir'e karşı kesin durum almasıydı..
Hava Kuvvetleri Komutanı İrfan Tansel uçakta, havadaydı. Ankara-Eskişehir arasında gidip geldiği, jetleri kaldırmak için sabahın erken saatlerini beklediği söyleniyordu. Sabahın ilk saatlerinde, teslim olmazlarsa, Harp Okulunu vuracaklardı...
Talat Aydemir ile hükumet arasındaki dolaylı görüşmeleri, Aydemir gibi Çerkez kökenli olan, YTP önderi Ekrem Alican yönetiyordu. İsyancılar teslim olursa sadece emekli edileceklerdi. Bu arada Cemal Gürsel, bir NATO üssü olan Mürtet'e doğru gidiyordu. İsyancılar yönetimi ele geçirirse Batılı devletlere sığınacaktı !.. Ama giderken otomobilinin lastiği patladı ve gidemedi !..
Sonra jetler uçmaya başladı ve birkaç yeri de bombaladı. Aydemir, öğrencilerine bir şey olmaması için ve durum da aleyhine döndüğünden, teslim oldu. Rejim kıl payı kurtulmuştu... İnönü sözünde durdu. Ordudan emekli edildiler, haklarında dava açılmadı..
Beş ay sonra, 21 Mayıs'da, Aydemir ve arkadaşları bir kez daha bazı birlikleri peşlerine takarak ikinci kez ayaklandılar. Bu, bir isyan bile değildi. İlkel bir karşı çıkış, kaderin kısır döngüsü içinde bir çırpınış idi.. Bu defa çabuk tükendi ve tutuklandılar. Mahkeme idam kararı verdi. Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay, Ankara Sıkı Yönetim Komutanı Cemal Tural, hiçbiri, infazın yapılmasını buyuramıyorlardı. Bu arada İsmet Paşa dış geziden döndü. Havaalanında, Aydemir'i asıp asmayacaklarını sordular. İnönü, "Asın !" dedi. İdam ,ertesi sabah gerçekleşti.
15 Kasım 1960'daki On Dörtler Olayı sırasında kısmi felç geçiren Gürsel, ancak bastonla yürüyebiliyordu. 1966'da iyice artan rahatsızlığı nedeniyle ABD'nin gönderdiği özel bir uçakla Walter Reed Hastanesine götürüldü. İki gün iyi gitti ama üçüncü gün komaya girdi.
Başbakan Demirel ABD'de ölmemesi için Bakanlar Kurulu ile görüştü ve sonra da ABD Büyükelçisiyle görüşerek, özel bir ABD uçağıyla Gürsel'i yurda getirtti. Gülhane Hastanesinde özel bir bölüme yerleştirdiler..
Koma hali uzun sürünce, Gürsel'in artık cumhurbaşkanlığı görevini yapmasına olanak olmadığına dair bir heyet raporu alında hastaneden. Başbakanlık bu raporu TBMM Başkanlığına gönderdi ve yeni başkan için seçim yapılması önerisinde bulundu..
Demirel ilginç bir değerlendirme yapmıştı.. Hastanenin verdiği raporda 38 doktorun imzası vardı. 27 Mayıs'ı da 38 kişi yapmıştı. "Çok trajik bir durum" diyordu. "38 kişi Çankaya'daki cumhurbaşkanını indirmiş ve 38 kişiyle Çankaya'ya çıkmıştı Gürsel. Dönemini tamamlayamadan, 38 kişinin imzasıyla Çankaya'dan indiriliyordu..."
25 Ağustos 2011 Perşembe
83) 27 MAYIS AĞASI : CEMAL AGA !... (1. BÖLÜM)
Cemal Gürsel, 27 Mayıs 1960 müdahalesinin önderi.. Asker doğmuş, asker olarak yaşamış bir insan olmasına karşın son derece mütevazı, sevecen ve insancıl bir yapıdaydı.. MBK'de idam kararlarına karşı oy kullandı.. Cumhurbaşkanıydı ama yaz aylarında hemen her gece, başbakanlık konutunun karşısındaki küçük parka çıkardı. O geldikten sonra park dolar, her sınıftan insan toplanırdı. Simitçisi, arabacısı, memuru, işçisi... Kim olursa olsun, sorduğu soruyu yanıtlardı. Kimi zaman siyasetle ya da bir ülke sorunuyla ilgili açıklamalar yapardı. Kimi zaman da gündüzleri yaverini yanına alır, Gölbaşı'ndaki küçük, sade kahvehanelerden birine girer, gölü seyreder, peşindeki gazetecilerle sohbet ederdi....
Bir gece bir arabacı Gürsel'e, atını koşacak bir arabası olmadığını söylemiş. Ertesi gün emir vermiş, arabacıya bir araba almıştı. Sonradan, kendi cebinden ödediği de öğrenilmişti..
27 Mayıs öncesi Kara Kuvvetleri Komutanı iken, 3 Mayıs 1960'da Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın istifasını isteyen bir mektup yazdı. Mektubunda Menderes'in halk tarafından çok sevildiğini yazdı ve Bayar'ın yerine cumhurbaşkanlığına getirilmesini önerdi. Gürsel emekliye sevk edildi ve mektubu alan Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes ; ne Bayar'a ne de Menderes'e iletmedi. Kimilerine göre tarihi bir fırsattı. Savunma Bakanı ise, mektubu başbakana okuduğunu, kimseye sözünü etme dediğini söylüyordu. Bayar, Gürsel'in mektubunu Yassıada'da öğrendi !...
27 Mayıs müdahalesinden sonra kurulan CHP ağırlıklı Danışma Meclisinde kabul edilen yeni anayasanın özünde önemli farklılıklar vardı. İlk kez sosyal devlet ilkesi anayasaya giriyordu. Kapatılan DP'nin devamı olduğunu her fırsatta vurgulayan AP, referanduma sunulan yeni anayasayı halkın onaylamaması için geniş bir kampanya yürüttü. Hatta "Mr. Referandum" adındaki bir Amerikalının, "evet" oyu verilmesinin Amerika'ya evet demek anlamına geleceğini söylediği halk arasında yayıldı !...
Referandum 9 Temmuz 1961'de yapıldı ve halk % 61,7 oyla onayladı. Fakat % 40'a yakın Hayır oyunun da bir anlamı vardı. Bu, DP'nin seçmende varlığını sürdürdüğünün kanıtıydı.
Nitekim 15 Ekim 1961'deki genel seçimler bu kanıyı doğrular yönde sonuçlar verdi. DP'nin mirasçısı olan AP (Adalet Partisi), CKP (Cumhuriyetçi Köylü Parti), MP ( Millet Partisi) ve YTP (Yeni Türkiye Partisi) oyların % 62 'sini alarak 277 milletvekili çıkardı. Buna karşın favori gösterilen CHP ancak 177 milletvekili kazanabildi...
Böylece çalkantılı günler başladı...Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay' ın da içinde bulunduğu TSK' nin seçim sonuçlarına olumlu bakmadığı ve yeni bir müdahalenin kapıda olduğu söyleniyordu. TSK' nin etkin bir bölümü, özellikle Albay Talat Aydemir'e bağlı oldukları söylenen "albaylar cuntası", eski DP'ye bağlı "güçlerin" yeniden Türk siyasal yaşamına egemen olacağını ve 27 Mayıs devriminin dokunulmazlığını ortadan kaldıracaklarını öne sürüyordu..
24 Ekim'de, askerlerin darbe yapmamaları için öne sürdükleri koşullar liderlere bildirilmişti. Koşulların başında MBK Başkanı Cemal Gürsel'in cumhurbaşkanı seçilmesi geliyordu. Yassıada hükümlüleri affedilmeyecekti. MBK'nin Ordudan tasfiye ettiği "Eminsu" diye anılan yüzlerce subayın yeniden TSK'ne dönmeleri sağlanmayacaktı. MBK'nin üniversitelerden tasfiye ettiği 147'ler geri dönemeyecekti... Söylentilere göre diğer bir önemli dayatma, İsmet İnönü'nün başbakanlığa getirilmesiydi...
İsmet Paşa, Gürsel konusunda partileri ikna etmeye çalışırken Bölükbaşı'na, "sen kabul edersen grubuma, Bölükbaşı kabul ettiği için bu şartı kabul ettiğimi açıklayacağım" diyordu. Böylece partiler anlaştılar ve 24 Ekim'de Cemal Gürsel'i cumhurbaşkanı seçeceklerini içeren bir protokolü imzaladılar.
Genelde AP grubunda egemen olan hava, Gürsel yerine Prof. Ali Fuat Başgil'i desteklemekti. TBMM' nin açıldığı gün hemen herkes Gürsel'e karşı aday olacak Başgil'i arıyordu. Fakat ünlü anayasa profesörü Mecliste yoktu ve nerede olduğunu bilen de yoktu... Sonradan öğrenildi ki, Başgil akşam yemeğini yakın arkadaşı, AP yönetim Kurulu üyesi Tahsin Demiray'la yedikten sonra Barıkan Oteli'ndeki odasına çekilir. Sabah erkenden otele gelen Demiray onu otelde bulamaz. Eşyalarıyla beraber ortadan kaybolmuştur !..Acaba gece ile sabah arasında ne olmuştur da Başgil oteli terk etmiştir ?..
Sonra olayın iç yüzü ortaya çıkar. Gecenin bir saatinde MGK üyesi, eski Harp Okulu Komutanı Sıtkı Ulay ile bir arkadaşı onu "ziyaret" etmişler ve "uygun" bir dille cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmesini istemişlerdir. Hatta, kimi bilgilere göre, adaylıktan vazgeçmezse başka yöntemler uygulanacağını bildirmişlerdir.
Başgil, sorun yaratacak insanlardan değildir. Gece geç saatlerde yakın arkadaşı Demiray'a bile haber vermeden başkenti terk eder. Böylece tek aday kalan Cemal Gürsel, Meclisteki 125 AP'linin oy kullanmamalarına rağmen cumhurbaşkanı seçilir...
(BİRİNCİ BÖLÜM SONU)
Bir gece bir arabacı Gürsel'e, atını koşacak bir arabası olmadığını söylemiş. Ertesi gün emir vermiş, arabacıya bir araba almıştı. Sonradan, kendi cebinden ödediği de öğrenilmişti..
27 Mayıs öncesi Kara Kuvvetleri Komutanı iken, 3 Mayıs 1960'da Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın istifasını isteyen bir mektup yazdı. Mektubunda Menderes'in halk tarafından çok sevildiğini yazdı ve Bayar'ın yerine cumhurbaşkanlığına getirilmesini önerdi. Gürsel emekliye sevk edildi ve mektubu alan Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes ; ne Bayar'a ne de Menderes'e iletmedi. Kimilerine göre tarihi bir fırsattı. Savunma Bakanı ise, mektubu başbakana okuduğunu, kimseye sözünü etme dediğini söylüyordu. Bayar, Gürsel'in mektubunu Yassıada'da öğrendi !...
27 Mayıs müdahalesinden sonra kurulan CHP ağırlıklı Danışma Meclisinde kabul edilen yeni anayasanın özünde önemli farklılıklar vardı. İlk kez sosyal devlet ilkesi anayasaya giriyordu. Kapatılan DP'nin devamı olduğunu her fırsatta vurgulayan AP, referanduma sunulan yeni anayasayı halkın onaylamaması için geniş bir kampanya yürüttü. Hatta "Mr. Referandum" adındaki bir Amerikalının, "evet" oyu verilmesinin Amerika'ya evet demek anlamına geleceğini söylediği halk arasında yayıldı !...
Referandum 9 Temmuz 1961'de yapıldı ve halk % 61,7 oyla onayladı. Fakat % 40'a yakın Hayır oyunun da bir anlamı vardı. Bu, DP'nin seçmende varlığını sürdürdüğünün kanıtıydı.
Nitekim 15 Ekim 1961'deki genel seçimler bu kanıyı doğrular yönde sonuçlar verdi. DP'nin mirasçısı olan AP (Adalet Partisi), CKP (Cumhuriyetçi Köylü Parti), MP ( Millet Partisi) ve YTP (Yeni Türkiye Partisi) oyların % 62 'sini alarak 277 milletvekili çıkardı. Buna karşın favori gösterilen CHP ancak 177 milletvekili kazanabildi...
Böylece çalkantılı günler başladı...Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay' ın da içinde bulunduğu TSK' nin seçim sonuçlarına olumlu bakmadığı ve yeni bir müdahalenin kapıda olduğu söyleniyordu. TSK' nin etkin bir bölümü, özellikle Albay Talat Aydemir'e bağlı oldukları söylenen "albaylar cuntası", eski DP'ye bağlı "güçlerin" yeniden Türk siyasal yaşamına egemen olacağını ve 27 Mayıs devriminin dokunulmazlığını ortadan kaldıracaklarını öne sürüyordu..
24 Ekim'de, askerlerin darbe yapmamaları için öne sürdükleri koşullar liderlere bildirilmişti. Koşulların başında MBK Başkanı Cemal Gürsel'in cumhurbaşkanı seçilmesi geliyordu. Yassıada hükümlüleri affedilmeyecekti. MBK'nin Ordudan tasfiye ettiği "Eminsu" diye anılan yüzlerce subayın yeniden TSK'ne dönmeleri sağlanmayacaktı. MBK'nin üniversitelerden tasfiye ettiği 147'ler geri dönemeyecekti... Söylentilere göre diğer bir önemli dayatma, İsmet İnönü'nün başbakanlığa getirilmesiydi...
İsmet Paşa, Gürsel konusunda partileri ikna etmeye çalışırken Bölükbaşı'na, "sen kabul edersen grubuma, Bölükbaşı kabul ettiği için bu şartı kabul ettiğimi açıklayacağım" diyordu. Böylece partiler anlaştılar ve 24 Ekim'de Cemal Gürsel'i cumhurbaşkanı seçeceklerini içeren bir protokolü imzaladılar.
Genelde AP grubunda egemen olan hava, Gürsel yerine Prof. Ali Fuat Başgil'i desteklemekti. TBMM' nin açıldığı gün hemen herkes Gürsel'e karşı aday olacak Başgil'i arıyordu. Fakat ünlü anayasa profesörü Mecliste yoktu ve nerede olduğunu bilen de yoktu... Sonradan öğrenildi ki, Başgil akşam yemeğini yakın arkadaşı, AP yönetim Kurulu üyesi Tahsin Demiray'la yedikten sonra Barıkan Oteli'ndeki odasına çekilir. Sabah erkenden otele gelen Demiray onu otelde bulamaz. Eşyalarıyla beraber ortadan kaybolmuştur !..Acaba gece ile sabah arasında ne olmuştur da Başgil oteli terk etmiştir ?..
Sonra olayın iç yüzü ortaya çıkar. Gecenin bir saatinde MGK üyesi, eski Harp Okulu Komutanı Sıtkı Ulay ile bir arkadaşı onu "ziyaret" etmişler ve "uygun" bir dille cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmesini istemişlerdir. Hatta, kimi bilgilere göre, adaylıktan vazgeçmezse başka yöntemler uygulanacağını bildirmişlerdir.
Başgil, sorun yaratacak insanlardan değildir. Gece geç saatlerde yakın arkadaşı Demiray'a bile haber vermeden başkenti terk eder. Böylece tek aday kalan Cemal Gürsel, Meclisteki 125 AP'linin oy kullanmamalarına rağmen cumhurbaşkanı seçilir...
(BİRİNCİ BÖLÜM SONU)
23 Ağustos 2011 Salı
82)HEM SUÇLU,HEM GÜÇLÜ !..(BÖLÜM 2)
Birinci bölümde bahsettiğim gibi, Vanunu on sekiz yıl hapis yattıktan sonra çıkmıştı ama, aynı suçtan yani casusluktan hüküm giyen Jonathan Pollard ise 21 Kasım 1985 tarihinden bu yana ABD'de, Kuzey Carolina'da Bulmer Hapishanesinde yatmakta ; çünkü cezası müebbet hapis..
1954 doğumlu Pollard, ABD Deniz Kuvvetleri Soruşturma Servisi Anti Terör Uyarı Merkezi' de (NIS), istihbarat analisti idi... Karıştığı casusluk operasyonu, Başbakan Ariel Sharon'un istihbarat danışmanı Rafael Eitan'ın emirleriyle yürütüldü.
Pollard, 1980'lerin ortalarından itibaren çalıştığı bölümden, Pentagon'dan bir milyonu aşkın belge çaldı ve bunları Albay Avrem Sella aracılığıyla İsrail'e ulaştırdı. Bir ara Paris'e giderek Eitan ve Sella ile görüştü..
ABD'de İsrail konsolosluğundan Joseph Yagur tarafından maddi açıdan besleniyordu. Geri gitmesi gerekli evrakların fotokopileri, İsrail konsolosluğu sekreteri Irit Erbin'in apartman dairesinde çekiliyordu..
21 Kasım 1985'de Washington'daki İsrail Büyükelçiliği'ne sığınmaya çalışırken yakalandı.. Dönemin ABD Başkanı Reagan, haberi duyduğunda hükumet sekreterine dönüp, "Neden bunu yapıyorlar ?" diye sormuştu..
Gerçekten, neden böyle yapıyordu İsrail ? Daha resmi devlet oluşundan başlayarak büyük maddi ve manevi desteğini gördüğü bir ülkeye, adeta tek hamisine, istediği hemen her şeyi alabildiği halde neden böyle davranışlar sergiliyordu ?
Yanıtı aslında çok basitti : Bu, kendi müttefiklerine bile yaptığı bir güç gösterisi alışkanlığıydı... Daha önce de çok üst düzey bazı yöneticilerin dinlenmesi olaylarına da karışmıştı ... Küçük bir ülkenin, büyük bir ülkeye kendini ispat çabası, yeni bir David ve Goliath oyunu !...
Çalınan belgeler öylesine değerliydi ki, sanki ABD'nin güvenlik giysisi üzerinden çekilip çıkartılmış gibi olmuştu !..Bu da doğal olarak en çok CIA, FBI ve diğer ulusal güvenlik unsurlarını çok rahatsız etmişti ...
Bilgiler arasında en önemlisi Washington'daki Inslaw bilgisayar şirketindeki uzmanlar tarafından geliştirilmiş Promis yazılımının, nükleer denizaltılardaki yapay zekaya nasıl uyarlandığı ile ayrıntılardı. Promis yazılımı, çok uzun mesafelerden doğrudan vuruş yapabilmek için gerektiği gibi ileri fizik ve matematik hesaplamalarıyla bir hedefin etrafındaki savunma sistemlerini de işin içine katabiliyordu. Nükleer bir denizaltı Rusya ya da Çin kadar uzak bir hedefi bile vurabiliyordu..
Kıbrıs ve Orta Doğu'da bulunan İngiliz-Amerikan ortak dinleme istasyonlarıyla ilgili ayrıntılar ; CIA ve MI6' nın, Berlin duvarı yıkılmadan önce, Sovyetler Birliğive Doğu Almanya'da yürüttükleri operasyonlar ...
Orta Doğu, Sovyetler Birliği, Güney Afrika, İngiltere, Fransa ve Almanya'daki onlarca ajanını geri çekmek zorunda kalan CIA Başkanı George Tenet, Pollard'a ve dolayısıyla İsrail'e ateş püskürüyordu. Bu hiddet 1998 yılında da devam etmiş, yoğun kampanyalar sonucunda Pollard serbest bırakılacak olursa istifa edeceğini ilan etmiştir..
ABD içindeki gücünü hiç kimsenin inkar edemeyeceği Yahudi lobisi, Yahudilerin elinde olan medya kuruluşları, hahambaşı, etkili hahamlar, yazarlar, görev başında olan veya emekli siyasiler.. Bu saydıklarım ve daha fazlası, Pollard hüküm giydiğinden beri, bıkmadan usanmadan ve dört koldan kampanya üzerine kampanya düzenliyorlar...
Hapiste iken, kendisiyle birlikte yakalanıp beş yıl hapis yatan, ilk karısından boşanıp Toronto'lu bir öğretmen olan Elaine Zeits ile 1994'de evlendi..O günden beri Esther Pollard adını alan kadın, Pollard için düzenlenen kampanyaların başını çekiyor..1996 yılında Pollard'a İsrail vatandaşlığı da verildi ama nafile..
Netanyahu 1998'de, Filistin ile yapılacak barış anlaşmasını bile Pollard olayıyla birleştirmeye çalıştığında Clinton'ın ödün vermemesi karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı !..
İsrail ve Mossad gerçeği tabii ki iki bölüme sığmayacak kadar büyük.. Elimdeki ibret verici (yayımlanmış kitaplardan tabii, bir de Echelor'u üzerimize çekmeyelim !) olayları ara sıra sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Anladığım ve gördüğüm kadarıyla sizin ilginizi de çekti..
Bu arada bir şeye daha dikkatinizi çekmek istiyorum ; ben kesinlikle aşırı milliyetçi veya ırkçı biri değilim. Benim 1960'larda mahalle ve sınıf arkadaşlarım oldu Musevilerden.. Aklımda kalan birkaçını sayayım : Haim Nahmias, David Franco, Sabi Nahum.. Evlerine Bar Misvah törenine bile gitmiştim Haim'in... Musevi ırkına değil benim kızgınlığım, yönetici sınıfına.. Yunanlılara değil, politikacılarına... Kürtlere değil, PKK'ya... Ortalığı karıştırıcı tipler, politikacılar, bağnaz görüşlü yöneticiler olmasa bu dünya çok daha güzel olurdu..
1954 doğumlu Pollard, ABD Deniz Kuvvetleri Soruşturma Servisi Anti Terör Uyarı Merkezi' de (NIS), istihbarat analisti idi... Karıştığı casusluk operasyonu, Başbakan Ariel Sharon'un istihbarat danışmanı Rafael Eitan'ın emirleriyle yürütüldü.
Pollard, 1980'lerin ortalarından itibaren çalıştığı bölümden, Pentagon'dan bir milyonu aşkın belge çaldı ve bunları Albay Avrem Sella aracılığıyla İsrail'e ulaştırdı. Bir ara Paris'e giderek Eitan ve Sella ile görüştü..
ABD'de İsrail konsolosluğundan Joseph Yagur tarafından maddi açıdan besleniyordu. Geri gitmesi gerekli evrakların fotokopileri, İsrail konsolosluğu sekreteri Irit Erbin'in apartman dairesinde çekiliyordu..
21 Kasım 1985'de Washington'daki İsrail Büyükelçiliği'ne sığınmaya çalışırken yakalandı.. Dönemin ABD Başkanı Reagan, haberi duyduğunda hükumet sekreterine dönüp, "Neden bunu yapıyorlar ?" diye sormuştu..
Gerçekten, neden böyle yapıyordu İsrail ? Daha resmi devlet oluşundan başlayarak büyük maddi ve manevi desteğini gördüğü bir ülkeye, adeta tek hamisine, istediği hemen her şeyi alabildiği halde neden böyle davranışlar sergiliyordu ?
Yanıtı aslında çok basitti : Bu, kendi müttefiklerine bile yaptığı bir güç gösterisi alışkanlığıydı... Daha önce de çok üst düzey bazı yöneticilerin dinlenmesi olaylarına da karışmıştı ... Küçük bir ülkenin, büyük bir ülkeye kendini ispat çabası, yeni bir David ve Goliath oyunu !...
Çalınan belgeler öylesine değerliydi ki, sanki ABD'nin güvenlik giysisi üzerinden çekilip çıkartılmış gibi olmuştu !..Bu da doğal olarak en çok CIA, FBI ve diğer ulusal güvenlik unsurlarını çok rahatsız etmişti ...
Bilgiler arasında en önemlisi Washington'daki Inslaw bilgisayar şirketindeki uzmanlar tarafından geliştirilmiş Promis yazılımının, nükleer denizaltılardaki yapay zekaya nasıl uyarlandığı ile ayrıntılardı. Promis yazılımı, çok uzun mesafelerden doğrudan vuruş yapabilmek için gerektiği gibi ileri fizik ve matematik hesaplamalarıyla bir hedefin etrafındaki savunma sistemlerini de işin içine katabiliyordu. Nükleer bir denizaltı Rusya ya da Çin kadar uzak bir hedefi bile vurabiliyordu..
Kıbrıs ve Orta Doğu'da bulunan İngiliz-Amerikan ortak dinleme istasyonlarıyla ilgili ayrıntılar ; CIA ve MI6' nın, Berlin duvarı yıkılmadan önce, Sovyetler Birliğive Doğu Almanya'da yürüttükleri operasyonlar ...
Orta Doğu, Sovyetler Birliği, Güney Afrika, İngiltere, Fransa ve Almanya'daki onlarca ajanını geri çekmek zorunda kalan CIA Başkanı George Tenet, Pollard'a ve dolayısıyla İsrail'e ateş püskürüyordu. Bu hiddet 1998 yılında da devam etmiş, yoğun kampanyalar sonucunda Pollard serbest bırakılacak olursa istifa edeceğini ilan etmiştir..
ABD içindeki gücünü hiç kimsenin inkar edemeyeceği Yahudi lobisi, Yahudilerin elinde olan medya kuruluşları, hahambaşı, etkili hahamlar, yazarlar, görev başında olan veya emekli siyasiler.. Bu saydıklarım ve daha fazlası, Pollard hüküm giydiğinden beri, bıkmadan usanmadan ve dört koldan kampanya üzerine kampanya düzenliyorlar...
Hapiste iken, kendisiyle birlikte yakalanıp beş yıl hapis yatan, ilk karısından boşanıp Toronto'lu bir öğretmen olan Elaine Zeits ile 1994'de evlendi..O günden beri Esther Pollard adını alan kadın, Pollard için düzenlenen kampanyaların başını çekiyor..1996 yılında Pollard'a İsrail vatandaşlığı da verildi ama nafile..
Netanyahu 1998'de, Filistin ile yapılacak barış anlaşmasını bile Pollard olayıyla birleştirmeye çalıştığında Clinton'ın ödün vermemesi karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı !..
İsrail ve Mossad gerçeği tabii ki iki bölüme sığmayacak kadar büyük.. Elimdeki ibret verici (yayımlanmış kitaplardan tabii, bir de Echelor'u üzerimize çekmeyelim !) olayları ara sıra sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Anladığım ve gördüğüm kadarıyla sizin ilginizi de çekti..
Bu arada bir şeye daha dikkatinizi çekmek istiyorum ; ben kesinlikle aşırı milliyetçi veya ırkçı biri değilim. Benim 1960'larda mahalle ve sınıf arkadaşlarım oldu Musevilerden.. Aklımda kalan birkaçını sayayım : Haim Nahmias, David Franco, Sabi Nahum.. Evlerine Bar Misvah törenine bile gitmiştim Haim'in... Musevi ırkına değil benim kızgınlığım, yönetici sınıfına.. Yunanlılara değil, politikacılarına... Kürtlere değil, PKK'ya... Ortalığı karıştırıcı tipler, politikacılar, bağnaz görüşlü yöneticiler olmasa bu dünya çok daha güzel olurdu..
22 Ağustos 2011 Pazartesi
81) HEM SUÇLU, HEM GÜÇLÜ !.. (1.BÖLÜM)
Irak'taki "kitle imha silahları"nı bulmakla görevli Amerikan birlikleri, aradıklarını bulamamış olarak bugünlerde ülkelerine kesin dönüşe hazırlanıyorlar..Aslında o tür silahların nerede olduğunu ABD çok iyi biliyordur mutlaka. Ama dünya bunu 1986 yılında öğrenmişti...
Babası haham olan ve İsrail'e sekiz yaşındayken göç eden Mordechai Vanunu (veya diğer adıyla John Crossman) Gençliğinde İsrail Komünist Partisine de girmiş, daha sonra da İsrail'in, Negev Çölündeki Dimona nükleer santralında teknisyen olarak çalışmaya başlamıştı.
1986 yılında İngiliz basınına İsrail'in gizli nükleer programını açıklamış ve böylece İsrail'in, dünyanın dördüncü büyük nükleer gücü olduğu, iki yüzden fazla nükleer silaha sahip olduğu ortaya çıkmıştı.. Sonra, Roma'da, Mossad tarafından "Cindy" kod adlı bir kadın ajanla kurulan seks tuzağına düşürülerek İsrail'e götürülmüştü.
Bu olaydan dolayı aldığı on sekiz yıllık cezayı bitirerek 22 Nisan 2004 yılında özgürlüğüne kavuşan Vanunu, aslında çok da özgür sayılmazdı ; çünkü, İsrail'den ayrılamayacak, yabancılarla ilişki kuramayacak, evindeki İnternet ve telefon görüşmeleri izlenecek, herhangi bir sınıra ya da yabancı bir elçilik binasına 500 metreden fazla yaklaşamayacak ve 24 saat izlenecekti !..
"Seks tuzağı" Cindy ise, ABD'de Orlando'ya 25 dakika uzaklıkta, bir golf sahasının yanındaki lüks bir evde televizyondan izliyordu, Vanunu'nun hapisten çıkışını.. Cheryl Hanin Bentov adıyla emlakçılık yapıyordu. Kocası, annesi ve artık boyuna gelmiş, seçkin bir okulda okuyan iki kızıyla birlikte yaşıyordu. Vanunu ya da bir taraftarının gelip kendisine bir kötülük yapacağından korkmuyordu. Zaten Vanunu da böyle bir niyeti olmadığını söylemişti. Cindy için şunları söylüyordu : "Benim için sıradan biriydi. Çok yalnızdım, karşımda da o vardı ve ona güvendim.."
Yalnız, bu olayda bazı kafa karıştırıcı noktalar var. Ben bu olayı Gordon Thomas'ın "Mossad'ın Gizli Tarihi" adlı kitabından okudum ve kafamı kurcalayan bu soruları kendi çapımda bir araştırma yaparak yanıtlamaya çalıştım....
1. Komünist Partide çalıştığı bilindiği halde, böyle konularda ne kadar hassas olduğu bilinen İsrail İç Güvenlik Servisi "Shin Bet" esaslı bir güvenlik araştırması yapmadan, onu nasıl bu santrala almışlardı ?
2. Hadi santrale aldılar ; en hassas yer olan, radyoaktif ayrıştırmaların yapıldığı, bombaların hazırlandığı Machon II'de çalıştırılmaya başlandı ?
3. Onca plan yapıp fotoğrafları kaçıran biri için, öyküsünü bastırmak amacıyla yaptıkları çok acemiceydi..
4. Vanunu'nun Sunday Times'a verdiği fotoğrafların, çabuk çekildiği de düşünülürse, kalitesi biraz fazla iyiydi. Her gün çekilen değişik askeri tesisat resimlerini andırıyordu..
5. Shin Bet'in bu olayı hiç anlamaması biraz zordu..
6. Hapishanede çok çektiğini, çok yıpratıldığını, işkence gördüğünü söyleyen Vanunu, hapistan çıktığında hiç hapse girmemişçesine sağlıklıydı..
O halde İsrail neden böyle bir şeye gerek duydu ? ..
Dünyaca ünlü Espionage dergisinin bile bir Mossad ajanı olduğunu iddia ettiği Vanunu'nun baş rolünü oynadığı bu olay, amaçlı bir sızıntı mıydı ?..
İki sebebi olabilir bu olayın ; birincisi İsrail'in İran-Irak savaşındaki insan gücü kullanımını gördükten sonra, bu konudaki potansiyel eksikliğinin farkına varması..İkincisi de ; bu olayın ortaya çıkmasından az önce, Suriye' nin İsrail'e karşı askeri bir saldırı hazırlığında olduğunun öğrenilmesi..
Böyle bir haber Orta Doğu'daki saldırgan politikalara karşı uyarıcı olacaktı ve herkes saldırmadan önce düşünecekti, çekinecekti..
Eğer gerçekten böyleyse, amaçlanan hedefe ulaşmış demektirler ...
(BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU)
Babası haham olan ve İsrail'e sekiz yaşındayken göç eden Mordechai Vanunu (veya diğer adıyla John Crossman) Gençliğinde İsrail Komünist Partisine de girmiş, daha sonra da İsrail'in, Negev Çölündeki Dimona nükleer santralında teknisyen olarak çalışmaya başlamıştı.
1986 yılında İngiliz basınına İsrail'in gizli nükleer programını açıklamış ve böylece İsrail'in, dünyanın dördüncü büyük nükleer gücü olduğu, iki yüzden fazla nükleer silaha sahip olduğu ortaya çıkmıştı.. Sonra, Roma'da, Mossad tarafından "Cindy" kod adlı bir kadın ajanla kurulan seks tuzağına düşürülerek İsrail'e götürülmüştü.
Bu olaydan dolayı aldığı on sekiz yıllık cezayı bitirerek 22 Nisan 2004 yılında özgürlüğüne kavuşan Vanunu, aslında çok da özgür sayılmazdı ; çünkü, İsrail'den ayrılamayacak, yabancılarla ilişki kuramayacak, evindeki İnternet ve telefon görüşmeleri izlenecek, herhangi bir sınıra ya da yabancı bir elçilik binasına 500 metreden fazla yaklaşamayacak ve 24 saat izlenecekti !..
"Seks tuzağı" Cindy ise, ABD'de Orlando'ya 25 dakika uzaklıkta, bir golf sahasının yanındaki lüks bir evde televizyondan izliyordu, Vanunu'nun hapisten çıkışını.. Cheryl Hanin Bentov adıyla emlakçılık yapıyordu. Kocası, annesi ve artık boyuna gelmiş, seçkin bir okulda okuyan iki kızıyla birlikte yaşıyordu. Vanunu ya da bir taraftarının gelip kendisine bir kötülük yapacağından korkmuyordu. Zaten Vanunu da böyle bir niyeti olmadığını söylemişti. Cindy için şunları söylüyordu : "Benim için sıradan biriydi. Çok yalnızdım, karşımda da o vardı ve ona güvendim.."
Yalnız, bu olayda bazı kafa karıştırıcı noktalar var. Ben bu olayı Gordon Thomas'ın "Mossad'ın Gizli Tarihi" adlı kitabından okudum ve kafamı kurcalayan bu soruları kendi çapımda bir araştırma yaparak yanıtlamaya çalıştım....
1. Komünist Partide çalıştığı bilindiği halde, böyle konularda ne kadar hassas olduğu bilinen İsrail İç Güvenlik Servisi "Shin Bet" esaslı bir güvenlik araştırması yapmadan, onu nasıl bu santrala almışlardı ?
2. Hadi santrale aldılar ; en hassas yer olan, radyoaktif ayrıştırmaların yapıldığı, bombaların hazırlandığı Machon II'de çalıştırılmaya başlandı ?
3. Onca plan yapıp fotoğrafları kaçıran biri için, öyküsünü bastırmak amacıyla yaptıkları çok acemiceydi..
4. Vanunu'nun Sunday Times'a verdiği fotoğrafların, çabuk çekildiği de düşünülürse, kalitesi biraz fazla iyiydi. Her gün çekilen değişik askeri tesisat resimlerini andırıyordu..
5. Shin Bet'in bu olayı hiç anlamaması biraz zordu..
6. Hapishanede çok çektiğini, çok yıpratıldığını, işkence gördüğünü söyleyen Vanunu, hapistan çıktığında hiç hapse girmemişçesine sağlıklıydı..
O halde İsrail neden böyle bir şeye gerek duydu ? ..
Dünyaca ünlü Espionage dergisinin bile bir Mossad ajanı olduğunu iddia ettiği Vanunu'nun baş rolünü oynadığı bu olay, amaçlı bir sızıntı mıydı ?..
İki sebebi olabilir bu olayın ; birincisi İsrail'in İran-Irak savaşındaki insan gücü kullanımını gördükten sonra, bu konudaki potansiyel eksikliğinin farkına varması..İkincisi de ; bu olayın ortaya çıkmasından az önce, Suriye' nin İsrail'e karşı askeri bir saldırı hazırlığında olduğunun öğrenilmesi..
Böyle bir haber Orta Doğu'daki saldırgan politikalara karşı uyarıcı olacaktı ve herkes saldırmadan önce düşünecekti, çekinecekti..
Eğer gerçekten böyleyse, amaçlanan hedefe ulaşmış demektirler ...
(BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU)
20 Ağustos 2011 Cumartesi
80) KÖPEKLER ÜZERİNE BİR DENEME YAZISI !..
Bugünlerde, yaşadığım İzmir Güzelyalı'da, bir huzursuzluk havası var. Bunun nedeni ; 4 Ağustos'ta Güzelyalı Parkında bir genci ısıran köpeğin birkaç gün sonra ölmesi ve yapılan tetkiklerde kuduz olduğunun açıklanması, bölgenin sağlıkçılar tarafından karantina bölgesi ilan edilmesi...
Benim o ıslak ıslak ve duygu dolu bakışları olan dostlarımın hepsi şimdi "olağan şüpheli" ... Park merkez olmak üzere on kilometrekarelik bir bölgede bütün kedi ve köpeklere aşı yapılıyor. Doğal olarak bütün hayvansever dernek ve kişiler teyakkuzda !. Birer ikişerli, çoğunluğunu ev kadınlarının oluşturduğu "devriyeler", bu aşılama olayının bir katliama dönüşmemesi için dolaşmakta...
Apartmanda yaşamamız ve karımın da benim kadar sevmemesi nedeniyle bir türlü besleyemediğim ama fırsat bulduğum her yerde sevdiğim bu muhteşem yaratıklar hakkında bazı ilginç notlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum..
ABD'de yaklaşık elli milyon köpek yaşamaktadır. Buna karşılık yabani soydaşları olan kurtlar sadece on bin civarında..
Köpekler, buldukları rahat yaşamın bedelini fazlasıyla ödediler. Evcilleşmek duyular dünyasını köreltir. Kurtların doğası sert, korkutucu ve gerilim doludur. Köpekler ise sakin, uysal ve çoğu zaman kaygısızdırlar. Evde beslenen hayvanların doğası, yabanıl olanların parodisi gibidir. Kurdu simgeleyen dehşet, köpeklerde fazlasıyla sulanmıştır...
Hayvan üretiminde uysallaştırmayı hedeflemek, değişimin başlangıcı olmuştu , diğer özellikler bunu izlemişti.. Hayvanlar evcilleştikçe, gerçek olanla yapay olan arasında belirsiz bir alana girmiş olurlar. İnsanların dünyasına kabul edilir, yiyecek olmaktan çıkıp, ailenin bir üyesi olmaya terfi ederler..
Benim de çok sevdiğim Labrador cinsi bir köpek kurt boyutlarındadır ama beyni, kurdun beyninden beşte bir oranında küçüktür. Beyin hacmi, üç aylık bir kurdun beyin hacmi kadardır.
Ev hayvanları, atalarının yavru versiyonu versiyonu gibidir. Evde beslenen köpekler, yiyecek vermeleri umuduyla sahiplerinin yakınlarında oturur ; yediği eti kusmasını sağlamak için annelerinin yüzünü yalayan kurt yavruları gibi, sahiplerinin ellerini yalarlar..
Çok az sayıda hayvanın evcilleştirilebilmiş olmasının ; köpeklerin, atların ve sığırların ise birden çok evcilleştirilebilmiş olmasının nedeni, tutsaklık koşullarında üreyebilmeleri olabilir...
Canarıa, Latince'de "köpek" demektir. İspanya'ya bağlı olan ve Kanarya Adaları olarak bildiğimiz bu adaların en büyüğünde eskiden, çok fazla sayıda hem vahşi hem de evcil köpek bulunduğu için Romalılar buraya "Köpek Adası" anlamında "Insula Canarıa" demişler.. Bu bilgiyi de yukarıda fotoğrafını gördüğünüz buldog yavrusu gibi araya sıkıştıralım !...
Kayıtlara geçmiş en küçük köpek, İngiltere Blackburn'den Arthur Marples'a ait Yorkshire teriyeridir. Bu köpek omuzdan 6,5 cm. boyunda, burun ucundan kuyruk ucuna kadar 9,5 cm. uzunluğundaydı ve 113 gram ağırlığındaydı !. 1945 yılında öldü..
Yukarıda gördüğünüz Yorkshire teriyerinden başka dört yüzden fazla köpek türü vardır. Herhangi bir tür köpek, herhangi bir türle çiftleştirilebilir. Dünyadaki başka hiçbir yaratık şekil ve boyut olarak bu kadar geniş bir çeşitlilik göstermez. Kimse de bunun nedenini bilmiyor...
Örneğin Doberman pinscherları ; Alman pinscherı, Rottweiler, Manchester teriyeri ve muhtemelen av köpeği (pointer) karması olarak sadece otuz beş yıl içinde yetiştirilmiştir..
Bu da evrim sürecinin binlerce hatta bazen milyonlarca yıl süreceğini söyleyen Darwin' in Evrim Teorisine tezat oluşturur...
Bilinmeyen bir nedenle, köpekler melez bir tür meydana getirmek için çiftleştirildiklerinde, çiftleşen iki tür arasında ortalama bir sonuç almak yerine çoğu zaman hiç beklenmedik bir sonuçla karşılaşılır. Bu yeni "tür" yine başka türlerle çiftleşerek üreme yetisini sürdürür....
Bir küçük ayrıntı daha ; Köpekler arka arkaya çiftleşir, "doggy style" (köpek stili) ile değil !.. Bir köpeğin üzerinde gidip gelen bir köpek gördüğünüz zaman bilin ki bu aslında bir üstünlük hareketidir. Boşalma pek nadir gerçekleşir...
Hepinize mutlu hafta sonları diliyorum...
Benim o ıslak ıslak ve duygu dolu bakışları olan dostlarımın hepsi şimdi "olağan şüpheli" ... Park merkez olmak üzere on kilometrekarelik bir bölgede bütün kedi ve köpeklere aşı yapılıyor. Doğal olarak bütün hayvansever dernek ve kişiler teyakkuzda !. Birer ikişerli, çoğunluğunu ev kadınlarının oluşturduğu "devriyeler", bu aşılama olayının bir katliama dönüşmemesi için dolaşmakta...
Apartmanda yaşamamız ve karımın da benim kadar sevmemesi nedeniyle bir türlü besleyemediğim ama fırsat bulduğum her yerde sevdiğim bu muhteşem yaratıklar hakkında bazı ilginç notlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum..
ABD'de yaklaşık elli milyon köpek yaşamaktadır. Buna karşılık yabani soydaşları olan kurtlar sadece on bin civarında..
Köpekler, buldukları rahat yaşamın bedelini fazlasıyla ödediler. Evcilleşmek duyular dünyasını köreltir. Kurtların doğası sert, korkutucu ve gerilim doludur. Köpekler ise sakin, uysal ve çoğu zaman kaygısızdırlar. Evde beslenen hayvanların doğası, yabanıl olanların parodisi gibidir. Kurdu simgeleyen dehşet, köpeklerde fazlasıyla sulanmıştır...
Hayvan üretiminde uysallaştırmayı hedeflemek, değişimin başlangıcı olmuştu , diğer özellikler bunu izlemişti.. Hayvanlar evcilleştikçe, gerçek olanla yapay olan arasında belirsiz bir alana girmiş olurlar. İnsanların dünyasına kabul edilir, yiyecek olmaktan çıkıp, ailenin bir üyesi olmaya terfi ederler..
Benim de çok sevdiğim Labrador cinsi bir köpek kurt boyutlarındadır ama beyni, kurdun beyninden beşte bir oranında küçüktür. Beyin hacmi, üç aylık bir kurdun beyin hacmi kadardır.
Ev hayvanları, atalarının yavru versiyonu versiyonu gibidir. Evde beslenen köpekler, yiyecek vermeleri umuduyla sahiplerinin yakınlarında oturur ; yediği eti kusmasını sağlamak için annelerinin yüzünü yalayan kurt yavruları gibi, sahiplerinin ellerini yalarlar..
Çok az sayıda hayvanın evcilleştirilebilmiş olmasının ; köpeklerin, atların ve sığırların ise birden çok evcilleştirilebilmiş olmasının nedeni, tutsaklık koşullarında üreyebilmeleri olabilir...
Canarıa, Latince'de "köpek" demektir. İspanya'ya bağlı olan ve Kanarya Adaları olarak bildiğimiz bu adaların en büyüğünde eskiden, çok fazla sayıda hem vahşi hem de evcil köpek bulunduğu için Romalılar buraya "Köpek Adası" anlamında "Insula Canarıa" demişler.. Bu bilgiyi de yukarıda fotoğrafını gördüğünüz buldog yavrusu gibi araya sıkıştıralım !...
Kayıtlara geçmiş en küçük köpek, İngiltere Blackburn'den Arthur Marples'a ait Yorkshire teriyeridir. Bu köpek omuzdan 6,5 cm. boyunda, burun ucundan kuyruk ucuna kadar 9,5 cm. uzunluğundaydı ve 113 gram ağırlığındaydı !. 1945 yılında öldü..
Yukarıda gördüğünüz Yorkshire teriyerinden başka dört yüzden fazla köpek türü vardır. Herhangi bir tür köpek, herhangi bir türle çiftleştirilebilir. Dünyadaki başka hiçbir yaratık şekil ve boyut olarak bu kadar geniş bir çeşitlilik göstermez. Kimse de bunun nedenini bilmiyor...
Örneğin Doberman pinscherları ; Alman pinscherı, Rottweiler, Manchester teriyeri ve muhtemelen av köpeği (pointer) karması olarak sadece otuz beş yıl içinde yetiştirilmiştir..
Bu da evrim sürecinin binlerce hatta bazen milyonlarca yıl süreceğini söyleyen Darwin' in Evrim Teorisine tezat oluşturur...
Bilinmeyen bir nedenle, köpekler melez bir tür meydana getirmek için çiftleştirildiklerinde, çiftleşen iki tür arasında ortalama bir sonuç almak yerine çoğu zaman hiç beklenmedik bir sonuçla karşılaşılır. Bu yeni "tür" yine başka türlerle çiftleşerek üreme yetisini sürdürür....
Bir küçük ayrıntı daha ; Köpekler arka arkaya çiftleşir, "doggy style" (köpek stili) ile değil !.. Bir köpeğin üzerinde gidip gelen bir köpek gördüğünüz zaman bilin ki bu aslında bir üstünlük hareketidir. Boşalma pek nadir gerçekleşir...
Hepinize mutlu hafta sonları diliyorum...
19 Ağustos 2011 Cuma
79) "DALYA" DİYEN TEK CUMHURBAŞKANI !..
1950 yılının 22 Mayıs günü, Meclis genel kurulunda herkes ayaktaydı. Gazeteci Vedat Refioğlu Demokrat Partili milletvekilleri arasında geziyor, kimileriyle kucaklaşıp öpüşüyordu. Basın locasından seyreden gazeteciler şaşkına döndü. Refioğlu milletvekili değildi. Ne arıyordu iktidara gelen DP milletvekilleri arasında ?..
Oturum açılmadan önce Vedat Refioğlu gazeteciler locasına geldi. "Yahu" dedi, "bu milletvekilleri birbirlerini tanımıyor. Beni de milletvekili sandılar. Önüme çıkan beni kucakladı, öptü ve tebrik etti !"..
Öyle bir seçimdi ki bu, DP'liler kazandıklarına bile inanamadılar önce.. Doğu Anadolu illerinde listeye koyacak adam bulamamış, örneğin Van'da, ayaküstü resim çeken bir fotoğrafçıyı listeye koymak zorunda kalmışlardı !..
Celal Bayar, genel kurul salonuna girdiğinde DP milletvekilleri ayağa kalkmadan, oturdukları yerden alkışladılar cumhurbaşkanını.. CHP ise Bayar'ı ayakta karşıladı ama alkışlamadı..
14 Mayıs 1950'de DP, 27 yıllık CHP iktidarını devirerek tek başına iktidara geldi. 22 Mayıs 1950'de Celal Bayar cumhurbaşkanı seçildi. İnanılır gibi değildi sonuç. Yabancılar bu sonuç için "beyaz ihtilal" diyorlardı..
14 Mayıs gece yarısı illerden hala telefonlar geliyordu. "Zaferi" kutlayan veya sonucu bir kez daha duyurmaya çalışan telefonlar... Bir ara Kırşehir aradı. Orada sayım işleri uzun sürmüştü. Basri Aktaş, il başkanını yan odadaki Fuat Köprülü'ye bağladı. Kısa bir süre geçti geçmedi, yan odadan büyük bir gürültü koptu. Basri Aktaş koştu gitti ve gülerek döndü : "Köprülü Hoca" dedi, "Kırşehir'de Osman Bölükbaşı'nın tek başına seçimi kazandığı haberini alınca telefonu kaldırmış vurmuş !.. Paramparça.."
DP, Osman Bölükbaşı'nın tek başına muhalefetine tahammül edemedi. Bu zafer Kırşehir'e pahalıya mal oldu. DP, bir yasayla Bölükbaşı'nı seçen Kırşehir ilini ilçeye dönüştürdü !..
Celal Bayar cumhurbaşkanı seçildikten hemen sonra parti kulislerinden yansıtılan haberlere göre ; yeni cumhurbaşkanı o güne kadar izlenen kimi kuralları uygulamayacaktı. Örneğin parti genel başkanı iken kullandığı, "Uğur" adını verdiği cipini makam arabası olarak kullanacaktı. Bir söylentiye göre, eşi Reşide Hanım' ın dayatması üzerine, Çankaya Köşkü'ne de taşınmayacaktı. Her sabah cipiyle Meşrutiyet Caddesi' ndeki evinden çıkacak, Köşk'e gidecek, cumhurbaşkanlığı görevini Köşk'te yürütecek ve çalışmalarını bitirdikten sonra yine Uğur'la evine dönecekti..
Kulaklara hoş gelen, İsviçre devlet başkanlarının, başbakanların bisikletle işlerine gittiklerini anlatan öykülerle süslenen bu söylentilerin hiçbiri gerçekleşmedi.. Bayar Köşk'e çıktı ve Uğur cipi yerine İsmet Paşa'nın makam arabasını kullandı..
Bayar'ın duyarlı olduğu konu, Atatürk idi. DP iktidara geldikten bir süre sonra Ticani tarikatının Atatürk heykellerine saldırıları başladı. Gericilik ayaklanmıştı.Hükumet Atatürk'ü saldırılardan korumak ve savunmak amacıyla bir yasa çıkarmak istiyor, ancak DP grubunda kimileri böyle bir yasaya karşı çıkıyordu. Bayar milletvekilleriyle görüştü, ağırlığını koydu ve tasarının yasallaşmasını sağladı. .
Bayar Köşk'e geldiğinde, adet olmayan kimi uygulamalar başlattı. Cumartesi, Pazar günleri Köşk bahçeleriyle Atatürk'ün eski köşkünün halka kapalı olan bahçeleri halka açıldı.. Dikkati çeken diğer bir olay : Bayar'ın yılbaşını Köşk Muhafız Alayı'nda askerlerle birlikte kutlamasıydı. Fakat kader ağlarını ördü ve 27 Mayıs günü Bayar'ı Köşk'ten indiren, Muhafız Alayı oldu !..
Götürüldükleri Harp Okulu'nda, ikinci gün, Bayar tuvalete gittiğinde, kapıda askerler beklerken, içeride lavaboda ellerini yıkayan Adnan Menderes'i görmüş. "Olan oldu" demiş Menderes'e. "Şimdi artık metin ve sakin olmak lazım Adnan Bey.." Menderes, şöyle bir bakmış ve sadece," öyle efendim" demiş. O çıkmış, Bayar içerde kalmış. Menderes ile son konuşmaları işte bu kadar olmuş..
Halbuki darbenin "geliyorum !" diyen ayak sesleri önceden duyulmuştu. 1957 seçimlerinden hemen sonra başkentte tanklar dolaşmakta, Gaziantep'de jetler uçmaktaydı..
1958'de Samet Kuşçu adlı bir Binbaşı ihbarda bulunuyordu."Hazırlanıyorlar, darbe yapacaklar" diyor. Bayar bu olayı şöyle anlatıyor : " 1958'de dokuz subayın darbe için birleştikleri bildirildi. Gerçekten de birleştikleri ve bu amaçla harekete geçtikleri anlaşıldı. Gerek mahkeme ve gerekse daha yüksek makamlar olaya gerekli önemi vermediler, beraat ettirdiler. Gerçekte olay olmuştur. Ben, bu olay üzerinde görüşmek üzere hükumeti çağırdım, kendilerini uyardım. Dedim ki, bu olayın üzerinde durmak gereklidir ve denildiği gibi basit bir olay değildir. Adnan Bey'le konuştum, Bakanlar Kurulunu çağırdım, onlarla konuştum. Ama Türk Ordusundan böyle subayların çıkmayacağını söylediler. Mahkemeye verip gerekeni yaptılar fakat gereken önemi vermediler. Milli Savunma Bakanı Şemi Ergin, kendisine gelen bir ihbar mektubuna rağmen, önem vermeyenlerdendi. Sonradan, Şemi Ergin'in, General Faruk Güventürk'ten, ihtilal liderliği teklifi aldığını öğrendik.. Dokuz subay olayı iyi değerlendirilmiş olsaydı, 27 Mayıs olmazdı. İhtilalden sonra, bizim bakan arkadaşlardan bazıları, bu dokuz subay olayını yaratanların bazılarıyla konuşmuşlar. 'Bayar içinizde doğruyu gören tek insandı' demişler.."
Aşağıdaki filmin anlatımına aldırmayın, sadece tarihi görüntüleri için kullanmak zorunda kaldım...
Oturum açılmadan önce Vedat Refioğlu gazeteciler locasına geldi. "Yahu" dedi, "bu milletvekilleri birbirlerini tanımıyor. Beni de milletvekili sandılar. Önüme çıkan beni kucakladı, öptü ve tebrik etti !"..
Öyle bir seçimdi ki bu, DP'liler kazandıklarına bile inanamadılar önce.. Doğu Anadolu illerinde listeye koyacak adam bulamamış, örneğin Van'da, ayaküstü resim çeken bir fotoğrafçıyı listeye koymak zorunda kalmışlardı !..
Celal Bayar, genel kurul salonuna girdiğinde DP milletvekilleri ayağa kalkmadan, oturdukları yerden alkışladılar cumhurbaşkanını.. CHP ise Bayar'ı ayakta karşıladı ama alkışlamadı..
14 Mayıs 1950'de DP, 27 yıllık CHP iktidarını devirerek tek başına iktidara geldi. 22 Mayıs 1950'de Celal Bayar cumhurbaşkanı seçildi. İnanılır gibi değildi sonuç. Yabancılar bu sonuç için "beyaz ihtilal" diyorlardı..
14 Mayıs gece yarısı illerden hala telefonlar geliyordu. "Zaferi" kutlayan veya sonucu bir kez daha duyurmaya çalışan telefonlar... Bir ara Kırşehir aradı. Orada sayım işleri uzun sürmüştü. Basri Aktaş, il başkanını yan odadaki Fuat Köprülü'ye bağladı. Kısa bir süre geçti geçmedi, yan odadan büyük bir gürültü koptu. Basri Aktaş koştu gitti ve gülerek döndü : "Köprülü Hoca" dedi, "Kırşehir'de Osman Bölükbaşı'nın tek başına seçimi kazandığı haberini alınca telefonu kaldırmış vurmuş !.. Paramparça.."
DP, Osman Bölükbaşı'nın tek başına muhalefetine tahammül edemedi. Bu zafer Kırşehir'e pahalıya mal oldu. DP, bir yasayla Bölükbaşı'nı seçen Kırşehir ilini ilçeye dönüştürdü !..
Celal Bayar cumhurbaşkanı seçildikten hemen sonra parti kulislerinden yansıtılan haberlere göre ; yeni cumhurbaşkanı o güne kadar izlenen kimi kuralları uygulamayacaktı. Örneğin parti genel başkanı iken kullandığı, "Uğur" adını verdiği cipini makam arabası olarak kullanacaktı. Bir söylentiye göre, eşi Reşide Hanım' ın dayatması üzerine, Çankaya Köşkü'ne de taşınmayacaktı. Her sabah cipiyle Meşrutiyet Caddesi' ndeki evinden çıkacak, Köşk'e gidecek, cumhurbaşkanlığı görevini Köşk'te yürütecek ve çalışmalarını bitirdikten sonra yine Uğur'la evine dönecekti..
Kulaklara hoş gelen, İsviçre devlet başkanlarının, başbakanların bisikletle işlerine gittiklerini anlatan öykülerle süslenen bu söylentilerin hiçbiri gerçekleşmedi.. Bayar Köşk'e çıktı ve Uğur cipi yerine İsmet Paşa'nın makam arabasını kullandı..
Bayar'ın duyarlı olduğu konu, Atatürk idi. DP iktidara geldikten bir süre sonra Ticani tarikatının Atatürk heykellerine saldırıları başladı. Gericilik ayaklanmıştı.Hükumet Atatürk'ü saldırılardan korumak ve savunmak amacıyla bir yasa çıkarmak istiyor, ancak DP grubunda kimileri böyle bir yasaya karşı çıkıyordu. Bayar milletvekilleriyle görüştü, ağırlığını koydu ve tasarının yasallaşmasını sağladı. .
Bayar Köşk'e geldiğinde, adet olmayan kimi uygulamalar başlattı. Cumartesi, Pazar günleri Köşk bahçeleriyle Atatürk'ün eski köşkünün halka kapalı olan bahçeleri halka açıldı.. Dikkati çeken diğer bir olay : Bayar'ın yılbaşını Köşk Muhafız Alayı'nda askerlerle birlikte kutlamasıydı. Fakat kader ağlarını ördü ve 27 Mayıs günü Bayar'ı Köşk'ten indiren, Muhafız Alayı oldu !..
Götürüldükleri Harp Okulu'nda, ikinci gün, Bayar tuvalete gittiğinde, kapıda askerler beklerken, içeride lavaboda ellerini yıkayan Adnan Menderes'i görmüş. "Olan oldu" demiş Menderes'e. "Şimdi artık metin ve sakin olmak lazım Adnan Bey.." Menderes, şöyle bir bakmış ve sadece," öyle efendim" demiş. O çıkmış, Bayar içerde kalmış. Menderes ile son konuşmaları işte bu kadar olmuş..
Halbuki darbenin "geliyorum !" diyen ayak sesleri önceden duyulmuştu. 1957 seçimlerinden hemen sonra başkentte tanklar dolaşmakta, Gaziantep'de jetler uçmaktaydı..
1958'de Samet Kuşçu adlı bir Binbaşı ihbarda bulunuyordu."Hazırlanıyorlar, darbe yapacaklar" diyor. Bayar bu olayı şöyle anlatıyor : " 1958'de dokuz subayın darbe için birleştikleri bildirildi. Gerçekten de birleştikleri ve bu amaçla harekete geçtikleri anlaşıldı. Gerek mahkeme ve gerekse daha yüksek makamlar olaya gerekli önemi vermediler, beraat ettirdiler. Gerçekte olay olmuştur. Ben, bu olay üzerinde görüşmek üzere hükumeti çağırdım, kendilerini uyardım. Dedim ki, bu olayın üzerinde durmak gereklidir ve denildiği gibi basit bir olay değildir. Adnan Bey'le konuştum, Bakanlar Kurulunu çağırdım, onlarla konuştum. Ama Türk Ordusundan böyle subayların çıkmayacağını söylediler. Mahkemeye verip gerekeni yaptılar fakat gereken önemi vermediler. Milli Savunma Bakanı Şemi Ergin, kendisine gelen bir ihbar mektubuna rağmen, önem vermeyenlerdendi. Sonradan, Şemi Ergin'in, General Faruk Güventürk'ten, ihtilal liderliği teklifi aldığını öğrendik.. Dokuz subay olayı iyi değerlendirilmiş olsaydı, 27 Mayıs olmazdı. İhtilalden sonra, bizim bakan arkadaşlardan bazıları, bu dokuz subay olayını yaratanların bazılarıyla konuşmuşlar. 'Bayar içinizde doğruyu gören tek insandı' demişler.."
Aşağıdaki filmin anlatımına aldırmayın, sadece tarihi görüntüleri için kullanmak zorunda kaldım...
18 Ağustos 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)