Sen ne terbiyesiz bir adamsın
Adını da vereceğim senin!
Yılmaz Özdil.
Sen de benim bu yazımı Aydın Doğan’a götürürsün, “Bak yazılarım ses getiriyor, maaşıma zam istiyorum” dersin.
O da varsın versin.
Sen ne terbiyesiz bir adamsın.
Moda tabirle de soracağım; bu satırları yazmak için ne içtin?
Derdin ne, amacın ne?
Bu şahıs 15 Eylül günü bir yazı kaleme aldı.
Başlığı da “Vurun kahpeye”.
Yanına da parantez içinde 2013 versiyonu diye not düşmüş.
Bilirsiniz, 1949 Ömer Lütfi Akad yapımı bir filmdir Vurun Kahpeye.
Halide Edip Adıvar’ın aynı ismi taşıyan kitabından esinlenilerek çekilmiş bir film.
Yazdığı yazıyla nasıl bir bağ kurduysa?
Neyse oralara hiç girmeyelim.
Son zamanlarda yabancı turistlerin uğradığı tecavüz olaylarını tek tek sıralamış.
Bundan da isim vermeden Başbakan Erdoğan’ı sorumlu tutuyor; sorunlu adam.
Yazının sonuç bölümündeki yargı cümlesi akıllara zarar, iğrenç ve aşağılık.
Şöyle bitiyor yazı:
“Memleketi öyle hale getirdin ki, kuytuda kıstırsalar Mısırlı rabia’ya bile tecavüz edecekler, haberin yok.”
Terbiyesiz adam!
Utanmaz adam!
Rabia dediği, tüm İslam dünyası tarafından muhterem kabul edilen bir şahıs.
Kadın evliya olarak anılır.
Rabia’nın “r” sini de küçük yazmış.
Bunu yaparken aklından ne geçirdiyse?
Turistlere yönelik tecavüz olayları, Başbakan ve Mısırlı Rabia.
Hepsi aynı yazıda.
Her şeyi birbirine katmış karıştırmış.
Mesele daha iyi anlaşılsın diye bir fıkra anlatayım.
“Bel altı” değil, sevmezsin belki ama, yine de oku!
Adamın biri içinde olduğu mecliste anlatmaya başlamış:
“Hazreti İsa eline kılıcını aldı, kızını yatırdı, tam kesecek gökten bir öküz indi, o gün de Ramazan bayramı oldu” diye.
Aklı sıra “kurban olayını” anlatıyor.
Sonra içlerinden biri dayanamayıp kalkmış ve şöyle demiş;
“Allah belanı versin be adam. Ben şimdi hangisini düzelteyim? İsa değil, İbrahim. Kılıç değil, bıçak. Kızı değil, oğlu. Öküz değil, koç. Ramazan değil, kurban.”
Peki ben şimdi hangisini düzelteyim?
Saydığın tecavüz olaylarında faillerin neredeyse tamamı alkollü.
Yahut uyuşturucu madde bağımlısı.
Senin gözettiğin türden yani.
- İçki düzenlemesine karşı çıkan sen!
- Metroda güpegündüz, ulu orta sevişsinler diyen sen!
- Din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine karşı çıkan sen!
- İnternetime dokunma diyen sen!
- Bu gençlere karışma diyen sen!
- Belden aşağı fıkraları köşesine taşıyan sen!
Daha sayabilirim. Lakin yeter.
Kabahat sende değil ki!
Kabahat Diyanet İşleri Başkanlığı’nda.
Bu rezillik, bir kınama yazısını kesinlikle hak ediyordu.
Ve son bir not.
Baltacıları bilirsin. Şu Mısırlı Baltacılar. Darbesini sevdiğin Sisi’nin Baltacıları.
O Baltacılar, Tahrir’de aralarında yabancı gazetecilerin de bulunduğu onlarca kişiye tecavüz etti.
Tecavüze uğrayanlar arasında elli kadar da erkek vardı!
Turgay Güler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder