4 Eylül 2013 Çarşamba

Ey çağdaş yobazlar

Ey çağdaş yobazlar


Dikkat: Bu yazımın muhatabı çağdaş ve laikçi yobazlardır!

Metin Feyzioğlu diyor ki “Cumhuriyetin nitelikleri, çoğunluğun azınlığa tahakkümünü sınırlamaktır. Nasıl yaşanacağı, hangi ahlak kuralının benimseneceği kişilere dayatılamaz. Demokrasi sandıktan sandığa oy vermekle sınırlı bir rejim değil, yaşam biçimidir.”

Ey Metin Feyzioğlu ve Arkasındaki Tayfa!

Cumhuriyet’in ilk otuz yılında azınlık çoğunluğa tahakküm ettiğinde neredeydiniz? Sizin babalarınız azınlık olduğu hâlde çoğunluğa tahakküm etmişti. Bu öyle bir tahakküm idi ki ölüleri bile mezardan çıkarıp yeniden asıyor, yüz yaşındaki insanları cezaevlerinde zehirliyor veya idam ediyordu. Allahuekber diyenler cezalandırılıyordu. Çoğunluğun mabetleri azınlık tarafından kapatılıyordu.

Evet, sizin babalarınız azınlıktı, fakat çoğunluğa hükmediyorlardı. Bugün sizler de azınlıktasınız, fakat çoğunluğa hükmetme iktidarınız azaldı. Hâlâ hükmetme hayalleri kuruyorsunuz. Fakat çoğunluk eski çoğunluk değil, bunu iyice kafanıza sokun!

Ey Azınlık Gürûhu!

“Nasıl yaşanacağı, hangi ahlak kuralının benimseneceği kişilere dayatılamaz.” diyorsunuz. Eminim, darbe yapabilseydiniz, bu sözleri hemen unutur ve dayatmalara başlardınız.

Sizin babalarınızın başlattığı dayatmalar hâlâ devam ediyor.

Babalarınız, millete yani çoğunluğa Batı ahlâk kuralını dayattı.

Çoğunluğa gâvurların yaşantısını dayattılar. Bugün bu dayatmalar aynen devam ediyor. Hâlâ bu dayatmaları savunuyorsunuz. Adeta tek dayanak noktanız bu dayatmalar kaldı.

Babalarınızdan aldığınız mirası devam ettirmeye çalışıyorsunuz. Ama başaramayacaksınız. Eninde sonunda Hakk galip gelecek.

Ey Dünyacılar!

Demokrasiyi sizin ilham kaynağınız olanlar icat etti. Sizler de bir din olarak kabul ettiniz. Vaktiyle sandıkları hileli oylarla doldurdunuz. “Sandık sandık” dediniz, milletin iflahını kestiniz.

Kendi kurduğunuz tuzağa kendiniz düştünüz. Sandığa gömülünce de tükürdüğünüzü yalamaya niyet ettiniz. Şimdi de demokrasi sandıktan ibaret değildir, diyorsunuz. Bu tükenmişliğin son çırpınışlarıdır.

Ey Çağdaş Yobazlar!

Bugün geldiğiniz noktaya bir bakın! İsrail ile aynı çizgidesiniz. İsrail Mısır konusunda İhvan’a karşı darbecileri desteklerken sizler de İsrail ile aynı şeyleri söylüyorsunuz.

Suriye’de yine aynı şekilde İsrail ile paralel düşünüyorsunuz. Suriye’de onlarca yıldır azınlık çoğunluğa tahakküm ediyor. Hâlâ azınlığın çoğunluğa zulmünü destekliyorsunuz. Yazıklar olsun!



İsrail ve İran Yok Olmadıkça İslâm Dünyasına Huzur Gelmez

Dikkat: Bu yazımın muhatabı Siyonistler ve Rafizîlerdir

Laikçi çağdaş yobazlar o kadar cahiller ki hâlâ Müslümanları İrancılıkla suçluyorlar, Türkiye’nin İran olmayacağını, söylüyorlar.

Oysa İrancı kendileridir. Türkiye’yi İran yapmaya çalışanlar kendileridir. Rafizî İran’ı kanka yapanlar kendileridir.

Bugün İsrail ile İran arasındaki danışıklı dövüş ile Müslüman ülkeler sömürülüyor. Bu zulmün bitmesi her şeyden önce İsrail ile İran’ın haritadan silinmesi ile mümkündür.

İran tarih boyunca Müslümanları arkadan vurdu. Haçlılarla beraber oldu. Bugün de aynı paralelde düşmanlığını sürdürüyor. Rusçu Yeni Mesaj avanesi ile diğer laik yobazlar bunu daha iyi bilir.

İsrail’e gelince,

Allah’ın izni ile bu devlet de haritadan silinecek ve bütün siyonist zihniyetliler yok edilecektir. Allah Rasulü Sallahu ‘Aleyhi ve Sellem (Allahümme Salli ‘Alâ Seyyidina Muhammed ) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor:

"Müslümanlarla Yahudiler harp etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç, ‘Ey Müslüman, Ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, hemen gel de öldür onu!’ diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”

Bu hadis-i şerif hadis imamlarının ittifak ettikleri hadislerdendir.

Hadis’in Buhari’deki şekli şu şekildedir:

“Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Sonunda arkasında Yahudi gizlenen taş dile gelir ve: Ey Müslüman, işte Yahudi arkamdadır, onu öldür.’ der.”

Buradaki savaş bir ırka yönelik savaş değil, bir zihniyete yönelik savaş olup bu zihniyet de Yahudi-Siyonist zihniyetidir.

İnşallah bu zihniyet yok edilecektir.

Irkı ne olursa olsun Yahudi zihniyeti dünyadan temizlencek, İsrail haritadan silinecektir. Avaneleri de onlarla beraber olacaktır.

Yahudiler ve dostları yok olacaktır. Zira bir başka hadis-i şerifte “Deccal ile birlikte Isfahan Yahudilerinden üzerlerinde yeşil cübbeler bulunan yetmiş bin kişi savaşa çıkar.” buyurulmaktadır. Isfahan Yahudilerinin kim olduğu yakında belli olacaktır.

Adnan Oktar da asıl niyetini ikrar etmelidir. Israil ile yoğun faaliyetlerini, Mason locaları ile ilişkilerini kamuoyuna ilan etmelidir.

Hz. İsa’nın Mason locasına ineceği safsatasını, İsrail’i her daim koruyacağına yönelik fikirlerini milletimiz ile paylaşmalıdır.

Yukarıdaki hadise uygun bir şekilde artık tarafını seçmelidir.

İnşallah, İsrail ve dostlarının sonu yakındır.
İnşallah, Siyonistler ve uşaklarının sonu hüsran olacaktır.

Bugün Suriye’deki Rafizî zalimler ve onları destekleyen Yahudî zihniyetlilerin sonu yakındır.

Şüphesiz ki Allah’ın elçisi doğru söyler, Allah vaadinden dönmez. Vekil olarak Allah bize yeter


Mustafa Durdu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder