Daha açık yazayım mı?
Öfkeleri ağızlarından taşıyor. Söylemeden, yapmadan edemiyorlar..
İsrail’in bir emrivaki politikası ile karşı karşıyayız.. Ve bu planın içinde, derin yapılar içindeki herkes var! Media, mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK. Yani “topyekun bir savaş”la karşı karşıyayız.. Türkiye, Suriye ve Mısır aynı dosyada değerlendiriliyor..
Batı bir emrivaki ile karşı karşıya.. Batı’daki Siyonist Yahudi lobisi boş durmuyor..
Ama onlar da Sisi olayından sonra şunu gördüler ki, akılsız bir dostun olacağına, akıllı bir düşmanın olsun. Bu akılsızca çıkışlar tehlikeyi büyütmekten, inatlaşmayı artırmaktan başka bir işe yaramıyor..
Gezi zekalılarla, onlar ilk hamlede ne yapabileceklerse, yapacakları o kadar. Sağolsun Kılıçdaroğlu’nun erken hareketi ve akıllarından daha büyük bir öfkeyle sahne almaları darbe planının erken deşifre olmasına yol açtı demiştim daha önce..
Birilerinin erken başlattıkları gebelik tartışması da aslında bunların gerçek niyetlerinin ne olduğunun anlaşılması açısından önemli.. O birilerinin öfkeleri ağızlarından taşıyor. Öfkeleri ve korkuları akıllarından büyük birilerinin.. Onun içinde nasıl anlaşıldıklarını bile düşünmüyorlar..
Bana kalırsa hükümet, sadece Gezi’deki çapulcuları değil, sadece bunları destekleyen sermaye ve örgütleri değil, polis ve yargı içindeki işbirlikçilerini de ayıklamak için bir adım atmalı..
Bana sorarsanız yargı da polis de görevini tam olarak yapmadı.. Deliller yeteri kadar toplanmadı ve olay soruşturulmadı, soruşturma asayişten açılarak eylemciler korundu..
Birileri Erdoğan ve AK Parti’nin işinin bitirilmesini istiyor.. CHP, MHP, ve yeni oluşumcular hikayesi gerçek! Adamlar bir kaç grub halinde çalışıyor..
İşin içinde hem Koç, hem Doğan, hem Perinçek, hem milliyetçi, hem solcu, hem alevi, hem sünni, hem Sarıgül varsa sizin aklınıza ne gelir?..
Dini grublarla da temas kuruyorlar.. Kimine ikbal, makam, mevki, kimine menfaat, kimine himaye vadediyorlar, kimine karşı tehdit ve şantaj. Yani hangisi tutarsa.. Adeta şunu soruyorlar, hangisini yersin havuc mu, sopa mı?
Liberallere Demokrasi vadediyorlar.. Dindarlara Özgürlük..
İki arada bir derede kalanlara “AK Parti’nin başına bir iş gelecek olursa yedekte, istepne bir hareket olması lazım, gafil aldanmayalım” diye yaklaşıyorlar..
Allah’ı hesaba katan, ya da Allah’tan korkan fazla kimse yok sanki! Herkes vaziyeti idare etme çabasında, dengeler üzerinde oynuyor gibi..
Sahip olduğu servet ve güç aklından ve imanından büyük olanları kullanmak, korkutmak hiç de zor değil. Ha, bu arada herkese uygun bir hoca ve bir fetva bulunur. Adamların kadrosunda yok yok!
Kimi Cumhurbaşkanının adını kullanıyor, kimi cemaatlerin adını.. Kendi aralarında artık hükümet kurma aşamasına geldiler.. Yine yolsuzluk ve kaset hikayeleri gündemde..
Baya oturup kağıt kalem hesap yapıyorlar. Toplayıp çıkartıyorlar.. Birileri de olanları seyredip “hani bana hani bana” diye çevreye göz kırpıyor ve kendine davet gelmesini bekliyor..
Askeri Şura 1 Ağustos’ta toplanacak. Bu kez Şura toplantısında masada portakal suyu olmayacak herhalde.. Şura üyelerine başbakan da iftar verebilir.. 3 Ağustos’a kadar uzarsa şura, kadir gecesine de uzanır..
28 Şubat’ı hatırlasanıza Erbakan dini şahsiyetlere iftar verdi diye kızılca kıyamet kopmuştu. Erkaya kendilerine verilen yemekte rakı getirtip içmişti! Nereden nereye.
Bu görüntüler artık yürek sızısına dönüşen acı bir hatıra olarak kaldı.. Bu arada kim kalacak, kim gidecek, kim terfi edecek onu göreceğiz. Bu da ayrı bir gerginlik konusu maalesef ülkemizde..
Öte yandan 3 Ağustos Cumartesi Kadir gecesi.
1545’te o gün Estargon kalesini fethetmişiz..
5 Ağustos’ta Aydınlıkçıların Silivri’de eylem yapmaları bekleniyor..
Silivri eylemi Fransa’nın Cezayir’de 1945’te 45 bin insanın hayatına malolan katliamının yıl dönümünde..
Bir gün sonra da Hiroşima’ya atılan atom bombasının yıldönümü!
8 Ağustos bayram! Askeri şuradan hemen sonra, 30 Ağustos’tan hemen önce yeniden ısınma hareketlerine başlayacaklar, eğer tabi yargı bunların üzerine gidip, foyaları ortaya çıkartılmazsa, bu işin arkasındaki sermaye ve yabancı istihbarat örgütleri ve darbeci çeteler ve onların kullandığı media ve sözde sanatçı takımı deşifre edilmez ise..
Ağustos öncü eylemler ve planlama ile geçecek gibi. Okulların açılması ile yeniden sokaklara çıkmaya hazırlanıyorlar.. 29 Ekim’e kadar, olmadı 10 Kasım’a kadar bu işi bitirelim istiyorlar..
Bunlar seçimlere kadar rahat durmayacaklar.. Ama şimdilik kendilerine koydukları hedefler bunlar.. Her vesile ile işçi, köylü, memur, Türk, Kürt, sağ-sol herkesi sokağa çıkmaya çağıracaklar. En büyük oyunları da Aleviler üzerinde ve tabi Hatay bağlantılı..
PKK’yı harekete geçiremezlerse başka terör örgütlerini devreye sokmayı deneyecekler.. Şeyh efendiler, kanaat önderleri, Trabzonlular, Kayserililer, Konyalılar adına birileri, Localar, sermaye grubları, etkin lobiler piyasada!
Tek hedefleri var: Erdoğan gitsin, AK Parti dağıtılsın.. Anayasa değişikliği hayata geçirilirse, artık kendileri için geri dönüşü mümkün olmayan bir yokoluş tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklarını, itibar ve servetlerini, statülerini kaybedeceklerini, geçmişin hesaplarının kendilerinden sorulmaya başlanacağından korkuyorlar.
Bu savaş onlar için olmak ya da olmamak savaşı anlamına geliyor.. Öfkeleri korkuları kadar büyük!
Göreceksiniz, öfkeyle kalkanlar, zararla oturacaklar..
Deşifre oldular ve batı İsrail’in emrivakilerine karşı bugün daha dikkatli.. Gelecek günler geçen günleri aratacaksa o zaman bu çaba niye, hem de Mursi/Sisi örneği ortada dururken!
Selam ve dua ile..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder