29 Temmuz 2013 Pazartesi

Kılıçdaroğlu'nun kulağına bu mu fısıldandı

Kılıçdaroğlu'nun kulağına bu mu fısıldandı?

Sayın Başbakan hakkında, 'İngilizce diktatör broşürü bastırdık, dünyaya dağıtacağız' diyorsan, kusura bakma ama sen darbecinin önde gidenisin!

Evet, maalesef öylesin Sayın Kılıçdaroğlu.
Hatta sadece darbecinin önde gideni değil aynı zamanda kallavi bir işbirlikçisin.

O kadar ki, CHP'nin şimdiye değin gelmiş geçmiş hiçbir genel başkanı böyle bir işbirlikçilik yapmadı
Sen onu da yapıyorsun.

Kokuyu aldın ya, nasılsa Mısır'da gündüz gözüyle yapılan darbeye 'darbe' diyemeyen bir dünya var, oraya oynuyorsun.
Yazıklar olsun!

Darbenin lansman faaliyetinde aldığın rol bu demek ki.

Demek ki seni bu günler için kaset marifetiyle CHP'ye genel müdür atadılar.

Yoksa gelmiş geçmiş hiçbir CHP genel başkanı böyle müstekreh işbirlikçiliğe tenezzül etmezdi.

Sayın Kılıçdaroğlu sanma ki anlamıyoruz;

belli ki gayet senkronize, gayet çalışılmış hareketler bunlar.

Söyle, kulağına 'darbe' vaadini mi fısıldadılar? (Yabancı gazetecilerle kapalı kapılar ardında neler konuştun hâlâ açıklamadın?)

Evvela Gezi muhabbeti, hemen ardından yakın siyasi tarihi darbelerden muhtıralardan geçilmeyen ülkenin seçilmiş Başbakanına 'diktatör' deme densizliği, daha sonra da bu densizliği kimi tanınmış simalar üzerinden The Times gazetesine yansıtarak uluslararası kamuoyunu darbeye hazırlama alçaklığı?

The Ekonomist'in 'Trabzon'da Hristiyan geçmişi silmek' tezviratına kaynaklık teşkil eden Amberin Zaman'ın Taraf gazetesindeki mahut yazısı da aynı algıyı tahkim etmeye yöneliktir.


Gezi muhabbetiyle CNN, Reuters, BBC, Der Spiegel ve daha nicesi marifetiyle Erdoğan hakkında oluşturulan algı, CHP'nin İngilizce 'diktatör' broşürüyle tahkim edilecek.

The Times'taki malum bildiri sayesinde, Türkiye halklarının darbe girişimlerine gösterecekleri tepki de 'Nuremberg Nazi toplantıları' şeklinde peşinen mahkum edilmiş oldu.

Darbeseviciler de, 'Türkiye'nin kurucusu Kemal Atatürk'ün öngördüğü şekilde laik bir cumhuriyet olarak kalmasını isteyen gençler...' olarak algı düzeneğine yerleştirildi.

Taraf'ın The Ekonomist temsilcisi vasıtasıyla, 'Türkiye'de Hristiyan geçmiş tarihten siliniyor' algısı Batı kamuoyuna yerleştirilmeye çalışılıyor ki, darbe yapıldığında 'darbe' bile demesinler.

Bu nasıl alçaklıktır Ya Rabbi!

Varlık vergisiyle gayrimüslimlerin malını mülkünü gasp eden CHP değil de, gayrimüslimlere 2,5 milyar dolarlık gayrimenkul teslim eden AK Parti töhmet altında bırakılmak isteniyor.

Sayın Erdoğan 'diktatör' ha?

Baldıran zehri içmek pahasına barış sürecini başlattığı için mi diktatör?

Söyleyin hadi söyleyin, neden diktatör?

Bu ülkede 7 aydır kan akmadığı için mi?

Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesindeki Kürdoloji Enstitüsü'nün 500 mezun vermesine neden olan demokratik açılımı yaptığı için mi?

Kenan Evren başta olmak üzre 12 Eylül darbecilerinden Balyozculara kadar bilumum darbeleri yargıladığı için mi?

Darbecilerin dayanak zemini '35. maddeyi' kaldırdığı veya '4 yargı paketi' gibi yargının demokratikleşmesine çalıştığı için mi?

Yoksa İstanbul sermayesinin önünde diz çökmediği için mi?

Medya patronları tarafından pijamayla karşılanmaya elverişli olmadığı için mi?

Neden 'diktatör' söyleyin?

Vaktiyle bu ülkede 'Türkiye'de bir Kürt halkı var, ben de Kürdüm' dediği için hapis cezası alan bir adamın, merhum Şerafettin Elçi'nin adını havaalanına verdiği için mi?

Başörtülü olduğu için kızını kamu kuruluşunda çalıştırma özgürlüğüne bile sahip olmadığı için mi?

Sabah akşam mezardaki anasından ailesine kadar hayasızca küfürler edebildiğiniz için mi?

CHP'nin tarihinde kara bir leke olarak yer alan Dersim katliamı hakkında 'Devrimin tarihsel meşruluğu içinde böyle şeyler olur?' diyen Kılıçdaroğlu 'demokrat', hiçbir vebali olmadığı halde mezkur katliamdan dolayı özür dileyen Erdoğan 'diktatör' ha!

Yuh olsun soyunuza atanıza

Başbakan'dan hiç hazzetmeyebilirsiniz. Sandık orda gidin, değiştirin. Sarıgül'ü mü seçersiniz, Ali Koç'u mu sizin bileceğiniz iş.

Buna rağmen Türkiye'nin başbakanına 'diktatör' derseniz, 'ben darbeciyim' diyorsunuz demektir.

Türkiye Cumhuriyeti'ne bu düşmanlığı yapanları, sadece İngilizcede değil bütün dillerde bütün bir dünyaya 'darbeci' olarak ifşaa etmek Türkiye'de yaşayan Kürt-Türk, Laz-Çerkez, Alevi-Sünni bütün demokratların boynunun borcudur.


CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce sureti haktan görünmek adına 'Türkiye'de darbe olduğu takdirde, tankın önüne çıkarım' diyor.

Fareye rakı içirmişler, 'O kedi buraya gelecek' demiş ya, bu da o hesap;

ya kafası kıyak, ya da bizi balık hafızalı sanıyor.

Sincan'da tanklar yürürken neredeydiniz mirim?

Boşa patinaj yapmayın, biz sizin cemaziyelevvelinizi biliriz.


SALİH TUNA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder