Pornografi vebali!
Oranlarda bir değişiklik oldu mu bilmiyorum lakin Optenet adlı filtre kuruluşunun istatistiklere dayalı yaptığı ilginç bir araştırma var.
Optenet’e göre internet içeriğinin yüzde 37’sini pornografi oluşturuyor.
Pornografinin zararlarını anlatmaya gerek yok sanırım.
Bununla ilgili pek çok bilimsel araştırma mevcut.
İlgilenenler Prof. Nevzat Tarhan hocanın kitap haline getirdiği araştırmalarından yararlanabilir.
Mesela bu meseleyle ilgili Albert Bandura adlı psikolog çarpıcı bir deney yapıyor. Bir grup çocuğa yetişkin birisinin şişme bebeği dövüşünü izlettirdikten sonra, ne yapacaklarını gözlemlemek üzere çocukları tek tek bebekle baş başa bırakıyor.
Ardından çocukların da bebeği yumrukladığını görüyor.
Bandura bu deneyle, “çocukların davranışları bire bir kopyaladığı” sonucuna ulaşıyor.
California Üniversitesi psikoloji bölümünden Neil Malamuth da tıpkı Bandura gibi, gençlerin pornografi karşısındaki tepkilerini bir deneyle test ediyor...
42 genç erkeği rastgele üç gruba ayırıyor. İlk gruba, tecavüz ve sadomazoşizm içeren pornografik sahneler, ikinci gruba da şiddet içermeyen pornografik görüntüler izlettiriyor. Üçüncü gruba ise hiçbir şey izlettirmiyor.
Deney sonunda Malamuth, cinsel saldırganlık eğilimi taşıyan bir erkeğin çok fazla cinsel saldırganlık içeren pornografik ürün izlediğinde, cinsel saldırganlık davranışında bulunma ihtimalinin büyük oranda arttığı sonucuna varıyor.
Bu yüzden TİB ülkemizde porno sitelerine yasak uyguladı.
Ancak haber okumak için girdiğiniz Hürriyet, Milliyet, Vatan gibi gazetelerin internet siteleri, kutsal Ramazan ayında dahi pornografi sınırına dayanan erotik yayınlarına aralıksız devam ediyor.
Üç film birden sektörünün internet versiyonu haline gelen bu üç yayın organı nerede bir ensest ilişki, tecavüz, sapıklık, aşırı şiddet haberi varsa bulup, tahrik edici başlıklarla ana sayfadan veriyor.
Bununla da yetinmeyip üç kuruş fazla kazanmak için, daha fazla tık için tecavüz sahnelerini video yapıp, mankenlerin, oyuncuların en abuk sabuk vaziyetteki fotoğraflarını galeriye dönüştürüp, sitenin ana sayfasına taşıyorlar.
Eğitim kurumları da dahil her yerden rahatlıkla giriliyor bu “gezici” sitelere.
Çocukların elinde cep telefonu; ya bu sitelerdeki videoları izliyor, ya da sanal kumarın pençesinde hayat tüketiyorlar.
Bir yıl önce Rusya bile zararlı içerikten korumak için internetle ilgili çok önemli bir yasal düzenlemeyi yürürlüğe soktu.
Şimdi sistemi tıkır tıkır işletiyor.
Mahkeme kararı olmaksızın “Rusya Güvenli İnternet Ligi” zararlı siteleri kara listeye alıp, erişimini engelledikten sonra anında kapatma cezası veriyor.
Geçen hafta İngiltere hükümeti de bu doğrultuda büyük bir adım attı.
Başbakan Cameron, İngiltere’deki tüm internet bağlantılarına, hesap sahibi aksini istemedikçe, otomatik olarak “pornografi filtresi” konulacağını açıkladı.
Cameron tarafından “ahlakî bir sorumluluk” olarak tanımlanan adımla, şu değişiklikler öngörülüyor:
-Yasalarda yapılacak değişikliklerle, internet üzerinden yayınlanan videolar, dükkanlarda satılan videolarla aynı yasal çerçeveye sokulacak.
-İnternet arama motorları, Ekim ayına kadar yasadışı içeriği engellemek için yeni önlemler alacaklar.
-Yasa dışı içeriğe ulaşmak isteyen kullanıcılar uyarı mesajlarıyla karşılaşacaklar.
-Yüksek güvenlikli bir “çocuk pornografisi veri tabanı”, bu tür görüntülerin ve pedofillerin takibi için kullanılacak.
Ayrıca “tecavüz içerikli pornografinin” yasadışı olacağı uyarısını yapan Cameron, internetteki pornografik içeriğin “çocukluğu çürüttüğünü” özellikle vurguluyor.
Gördüğünüz gibi başta İngiltere ve Rusya olmak üzere pek çok ülke önlemini aldı.
Ben şimdi bir şeyi merak ediyorum; bizdeki bu üç film birden gazetelerini götürsek Rusya ve İngiltere’de test ettirsek filtreden geçebilirler mi acaba?
Hiç zannetmem.
Yener Dönmez
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder