7 Kasım 2013 Perşembe

Biz sana Baba Olamazsın demedik, NAMUSLU olamazsın dedik



Biz sana Baba Olamazsın demedik, NAMUSLU olamazsın dedik!

Türkiye’de seçilme hakkı;
-Başı açık kadınlara 1934’te
-Başörtülü kadınlara 2013’te verildi.
Artık Kadınlar Eşit!
Kılıçdaroğlu çıkmış diyor ki;
“AKP ve yandaşları bizden çatışma bekliyordu, çünkü onlar başörtüsünü yıllarca siyasi rant olarak kullandılar, biz bu siyasi rantı onların elinden aldık, başörtülü kadınlara özgürlük getirdik”
- Yav he he Kemal
Madem özgürlüğü sen getirdin!
-Üniversite kapılarında dövülen, üniversitelere alınmayan, zorla başları açılan kardeşlerimizin yanında neden değildin ?
-Başörtüsü sorununu 90 yıllık tarihinde neden gündeminize almadınız, siz değimliydiniz İslam’da başörtüsü yok diyen!
-Ak Partinin siyasi rantına alet ettirmeyeceğiz artık başörtüsünü dedin, pekala neden 90 yıllık tarihinizde ilk defa başörtülü adayımız olacak dedin? Sen şimdi kendi siyasete alet etmemiş mi oluyorsun ?
- Yav he he Kılıçdaroğlu
Kızlı – Erkekli aynı evde kalamaz öğrenciler!
Aslında bir nevi bu konu yanlış, yani yanlış derken tabii ki aynı evde kalsınlar demiyorum ancak bu konu siyasi bir mesele değil, milli bir meseledir.
Bu konu gündem olduğunda üniversite yıllarım aklıma geldi.
O zamanlardan biliyorum öğrenci evlerini; pislikten, yemeksizlikten, parasızlıktan, izmaritten geçilmezdi o evler.
Ailesinden uzaklaşmak için gelen bir sürü kız vardı. Aile ve mahalle baskısından sıkılmış, bunalmış, örf ve ananeye uymayan şekilde asimile olmuş kızlar…
İzledikleri, Türk örf ve ananelerine uymayan filmlerden etkilenmiş, üniversite hayatını özgürlük zanneden bir sürü kız vardı ki kime göre özgürlük neye göre özgürlük tartışılır…
Evet, kendi ayakları üzerinde durması için bir gence en büyük fırsattı üniversite hayatı…
Ancak yıllarca örf ve ananelere uymayan filmler, diziler izletirsen çocuğa o da özgürlüğü öpüşmek, sevişmek, sevgili değiştirmek olduğunu zanneder tabii…
Bu konuda suçlu olan sırası ile devlet, sistem ve ailedir.
Aileler bir yere kadar engel olabildi, baskı kurdular bir çoğu ve çocukları kaybettiler ya psikolojik ya da fizyolojik olarak. Çocuklarını kaybetmek istemeyenler ise bir çoğu göz yumdu yaşantılarına…
Sistemin değişmesi gerek ancak sistemi de değiştirebilecek yegane güç devlettir. Yıllar sonra devlet bu kanayan yaraya dokundu. Ancak keşke siyasete malzemeden olmadan önce tüm partiler konuşurak mutabık olduktan sonra sessizce halledilebilseydi…
Diyorum ya bu sorun siyasi mesele değil, milli meselidir, milletin meselesidir.
Hangi Anne-Baba kızlarının tanımadıkları erkekler ile aynı evde kalmasına müsaade eder diye düşünürken; Sosyal medya da konuşulan yorumları inceledim. Bir çoğu hemen hemen böyle bir şeyi kabul etmiyordu. Hatta kendisine Kemalistler diyen bir çok sayfada bu konu hakkında paylaşılan yorumlarda Tayyip’i sevmiyoruz ama bu konuda haklı bende bir anne baba olarak kabul etmem diyordu…
Lakin bir yorum vardı ki Allah’ım affet ama bu yorumu yazan insanı niye yarattın diye isyan ettim…
“Ben bir babayım kızımın bacak arasından sanane be Erdoğan, ben bile karışmıyorum onun bedeni onun hayatı istediği erkek ile kalır, yatar sanane lan!” diyordu.
Ey Baba sıfatlı adam!
Biz sana baba olamazsın demedik,
NAMUSLU olamazsın dedik!

Veysel Şafak Sevinç / Turkiyede.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder