20 Kasım 2013 Çarşamba

CHP ve Londra

CHP ve Londra

Bazen "Yazmamak daha iyi" diye düşündüğüm oluyor! Kabul edilmiş yalanların üzerine gitmeyi birilerini inciteceğimi düşünerek erteliyorum!

Azami dikkat gösterdiğim oluşumlardan biri de milyonlarca insanın peşinden gittiği CHP!

Parti, isim ya da kurum belirtmekten özellikle kaçarım. Ama görüyorum ki bazıları kendi düştükleri durumdan çıkacak gibi değil!

Dün İzmir'deydim!




Gecekonduların arasına, çatıların aktığı evlerin tam ortasına, iğrenç kokan derenin ta dibine dev ATATÜRK MASKI yaparak Cumhuriyet'i ve Mustafa Kemal'i yücelteceklerini sananlar var!

Ne yazık ki bunlar CHP'li!




Daha önceden gördüğüm bir şeydi! Ama dün gözüme battı!

İnsanları Atatürk'le kandırmak ve onu basit yöntemlerle suistimal etmek kabul edilebilir bir şey değil!




CHP sihrinin bu ülkede gerçekle buluşması şart! Ezberlere sığınanlar ne gerçek Mustafa Kemal'in ne de arkasından gittikleri CHP'nin farkındalar!

Bakın CHP İsmet İnönü ile birlikte LONDRA'ya bağlanan bir partidir! Amerika'daki izleri İngiltere üzerinden atılan adımlara aittir! Darbelerin içinde CHP hep vardı! Halkın reddine rağmen onlar DARBE ile CUNTA ile gelmeyi bildiler!

Halktan koptular!

Dönelim geriye...

1960 darbesine...




Ordunun içinde bir grup subay darbe için harekete geçti. Ancak başta bulunacak bir ORGENERAL ortada yoktu!

Cemal Gürsel İzmir'e yerleşerek uzak durmuş, Genelkurmay İkinci Başkanı Cevdet Sunay ise GİZLİ ÖRGÜTÜN teklifini geri çevirmişti!




Bir gün teşkilat üyelerinden Orhan Kabibay, Türkeş'e giderek "Ben Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Başkanı Tümgeneral Cemal Madanoğlu'nu Kore'den tanıyorum. Biraz yakınlığım var.

Gidip konuşayım. Ne yapalım... orgeneral olmazsa tümgeneral olsun!" dedi...




Birlikte Madanoğlu'nun odasına gittiler. Türkeş emir subayının yanında bekledi. Kabibay içeri girdi. Ellerini cebine atan Kabibay, Madanoğlu'na "Paşam önemli bir meseleyi sizinle konuşmaya geldim. Kabul ederseniz iki kelimeyle cevap verin. Etmezseniz 'Hayır' deyin! Yalnız söyleyeceğim mesele çok gizlidir. Kabul etseniz de etmeseniz de gizliliği korumak zorundasınız! İfşa ederseniz karşı tedbir alınmıştır!" dedi... Bunun üzerine yerinden fırlayan Madanoğlu "Nedir ulan senin söyleyeceğin!" diye haykırdı...




Kabibay "Paşam biz bu iktidarı devireceğiz. Gizli teşkilatımız var.

Sizin de bize katılmanızı istiyoruz.




Kabul ederseniz EVET, etmezseniz HAYIR deyin!" dedi...




Kendinden geçen Madanoğlu "Ulan biliyorsun ben de ta..k var, akıl yok!" diye cevapladı! Kabibay da cevabı geciktirmedi: Bizde her ikisi de var!




Madanoğlu'na 24 saat veren Kabibay çıkıp gitti! Ertesi gün Madanoğlu "Ulan erkeklik öldü mü, ben de varım!" dedi...




Her darbede olduğu gibi ayrışma kaçınılmazdı! 27 Mayıs'tan sonra Madanoğlu ekibiyle TÜRKEŞ ekibi çarpıştı!




Birileri hem DARBE yapıp hem de kendi arkadaşlarını yedi!

Türkiye bu sorulara hiç kafa yormadı!




Madanoğlu nasıl CHP'nin arkasındaydı! Daha sonra TRT'de demir yumruk olan Kabibay nasıl CHP ile yollarını hiç ayırmıyordu!




O dönemin Amerikan büyükelçiliği yazışmalarında SOL'un CHP içinde yuvalandığı ve darbelere bunların destek verdiği yazıyordu!

Aslında Amerika ile İngiltere Türkiye'yi kontrol etmek için çalışıyor ve çatışıyordu!

Ama hep İngiltere tarafı gülüyordu! Amerika'nın öne çıktığı durumlarda bile arkadaki MUSEVİ BARONLAR Kraliçe'nin yüzünü ağartıyordu!

Ve bu Hat, CHP'de neredeydi hiç kimse sormuyordu!




Belki pek çok CHP'li bilmeden Kraliçe'ye çalıştığını fark edemiyordu!

27 Mayıs sabahı İstanbul'dan toplanan ünlü profesörler askeri uçakla Ankara'ya gelip yeni ANAYASA için kolları sıvıyordu!




Yeni ANAYASA'yı yazacak kurulun içinde Sıddık Sami Onar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Hüseyin Nail Kubalı, İsmet Giritli, Tarık Zafer Tunaya, İlhan Arsel ve Bahri Savcı gibi isimler vardı!

Bu isimlerin ne çocukları ne torunları hayatta hiç zorlanmadı!

Hep bir yerlerde oldular!




Londra hiç görünmediği halde her olayın arkasında vardı!

İçerideki KURGU bunun anlaşılmaması için hazırlanmıştı!




SİSTEME kimse ihanet edemezdi! Ordu özel bir ekip tarafından kontrol edildi! CHP ile ilişkisi de hiç soğuk olmadı!

Günahını almak istemem ama Kemal Kılıçdaroğlu'nun Özel Paşa'ya soğuk davranmasının altında da bu tarihi gerçek yatar!




Laiklik en büyük kalkanlarıydı!

Kürtler'e sarıldıkça, kapılar aralandıkça Türklüğün ölmediği ortaya çıktı!

Bizdeki kurumların fabrika ayarları dışarıdan yapıldığı için gün gelip DEVREDIŞI kalabiliyor!




CHP ve MHP'de durum bu!




Siyasi miyopluk böyle bir şey!

Ne dünyayı ne bölgeyi okuyabildiler!

Yanlış üstüne yanlış yaptılar!




Ayrıştırdılar! Çünkü gizli formül BÖL ve YÖNET'ti!




NOT: Kabibay her cuntanın arkasında olmayı başarabilen ender isimlerdendi! Gücü nereden alıyordu! Acaba bir tarihçi çıkıp ORDUNUN içine sızan İngilizler'i ne zaman yazacak! Bu yalan ne zaman son bulacak




Ergün Diler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder