Manukyan yaşasaydı aç kalırdı...
Sırf fikir iktidar partisinden çıktı diye muhalefet olmak için sesini yükseltip, klavye silahşörlüğü yapacak olanlar şuursuzlar varsa; buyrun işte kapı… Gidin lütfen, okumayın…
Şahsım adına söylemek isterim ki; AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik'in karma yurtlar ve başına buyruk kiraya verilen evler hakkında yaptığı detaylı anlatımı ile olayın iç yüzü tamamen aydınlandı.
İşte o açıklama;
"MESELENİN ÖZÜ DENETİMSİZ APARTLARDIR"
Yurt meselesinin özü şudur. Denizli ile ilgili bir durumdan ortaya çıkmış bu. Denizli Emniyeti bir rapor hazırlamış ve bunu Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bir rapor göndermiş. Bu raporda, öğrencilerin kaldığı bazı yurtlar var. Bunların dışında yurt olmalan, pansiyon olmayan ve hiçbir statüye sahip olmayan apartlar var. Bu apatlardan bir bölümü denetime sahiptir, bir de bazı apartmanlarda bazı bölümleri apart haline getirilen binalar var. Örneğin Beşiktaş'ta üniversitelerin bulunduğu bölgede ben biliyorum böyle böyle apartlar var.Bunlar, hem haksız bir rekabet oluşturuyor hem de burada kalanlar kayıt altında tutulmuyor. Sayın Başbakan'ın biz gerekirse yasal düzenleme yapacağız dediği şey işte bu evler konusundadır.
"KIZLI ERKEKLİ KALMAYI TASVİP ETMİYORUM"
Türkiye'de yakyaşık 2,5 milyon öğrenci, başka yerlerde barınma zorunluluğu vardır. Kredi yurtlar ve yurtlar dahil bunların dışında 1-1,5 milyon öğrenci evlerde kalma zorunluluğu vardır. Ben kızımın bir erkek arkadaşıyla aynı evde kalmasını tasvip etmem ama birileri bunu tasvip etmiyorsa ben buna neden böyle düşünüyorsun diyemem. Yasal düzenleme yapılacak derken, çat kapı polis gelecek ve evlilik cüzdanınız var mı gibi bir konu söz konusu değildir. Bizim tercihimiz oğlumu da kızımı da karşı cinsle kalmasına müsade etmem. Ama başkasının tercihi farklıysa benimde ona müdahalem olamaz"
Bunların bir kısmı bir anne baba yüreği ile söylenmiş sözler olup, tarafımca yerden göğe haklı bulunmuştur.
Söz uçar yazı kalır… 25-Ekim-2012 tarihli yazımda içimden gelenleri kağada döktüğümde hiçbir tepki ile karşılaşmamıştım. Sağından soluna, muhafazakar olanından olmayanına hemen hemen herkesim bilhassa aile olgusunu içine sindirmiş herkes 'Çok haklısın' demişti.
İşte o yazımdan bir bölüm;
YAŞASAYDI MANUKYAN'A GEREK KALIR MIYDI?
Emlakçıları bilmem ama Manukyan yaşasa idi kesin işinden olurdu.
Kelimemiz ‘Kiralık konut' olmakla birlikte ‘Bunun neresi yalnış' diyenleri duymuyor değilim. Gayet safi hislerle bakılan kiralık ev ilanlarında daha önce dikkatimi çekmeyen birşey emlakçı arkadaşımın ev sahiplerinin evlerini satma hususunda dertlerini kendisi ile paylaşması üzerine soru işareti gibi belirdi gözümün önünde.
Başına gelen sıfatla birlikte amacından tamamen sapan bu cüretli ilanlar aslında fuhuşun kaynadığı kazanlar olabilir mi?
Sadece bir geceliğine ya da birkaç gece için kiraladığınız bu evlerde kimlik kontrolü yapılıyor mu?
Peki böyle bir kiralama metodu yasalara uygun mu?
Sen gözünün bebeğini okusun diye Denizli'ye göndereceksin… Orada ergenlerin eğlencesi haline gelecek ve sesini çıkartmayacaksın. Biri bir oda da diğeri yan odada iki ayrı cinsiyet aynı geceye yatıp, aynı sabaha uyanacaklar ve şeytan işin içinde olmayacak… Velevki olmadı, yine de riske atmaya değer mi? Yurda giden çocuk 18 yaşında… Daha çocuk aslında… Hele ki yıllar geçince 'Keşke yapmasaydım diyeceği öyle çok şey olacak ki…'
Anasının babasının sahip çıkmadığı evlada Devlet sahip çıkıcak diye mi aklınız gidiyor anlamadım ki?
Bırakın bu işleri… Elinizi vicdanınıza koyun… Bu memleket ve bizler zamanında Dantel sokağın loşluğunda elinde şarap kadehi fileli fanteziler kurduranları bağrımıza basmışız. Basmışız da ne olmuş!!! Gençlik daha da yoldan çıkmış, ahlak dibe vurmuş.
Aman o incinmesin ama bu kırılmasın diyerek yazı yazılmıyor. Rengin, fikrin adı her ne ise o ortaya çıkıyor.
Şimdi ki aklım ve kalbimle; benim ve daha kaçımızın dünyasını sözüm ona modern akımlarla kirletenlerin sahip olduğu zihniyetin yakınından uzağından geçmem ben… O zamanlar memleketin hali buydu ve bizler de kurbanlık koyunduk…
Ama şimdi yanlarına da bırakmam… Söylenecek birşey varsa geri durmam söylerim.
Sen 'Okusun, adam olsun' diye göndereceksin, yoldan çıkması için gerekli ortamların hazır olduğu yerlere haberin olmadan yollayacaksın. Ruhun duymayacak… 18 yaşında bir filiz, üniversite diplomasını almak için uğraşmak yerine yaşıtlarının ve ortamın sayesinde farklı ama sonradan anlayacağı acı tecrübeleri tadıp içinde sindirmek için çabalayacak. Bunu yaparken de sessiz kalacak… Dedim ya anne baba olarak ruhun duymayacak…
Bir de üstüne üstlük o evi ya da yurt görünümlü mekanı bunları bile bile kiraya veren ev sahiplerini de insan yerine koyanlar olacak…
Ha öğrenci ha değil… Her kimse artık; günü birlik kiralık yerlere kimliksizce girip, ruhunu kirleteceğini sonradan anlamak yerine şimdiden giremesin. Ha bu arada sırf muhalefet olmak için , 'İçinde varsa yine yapar yapacağını' diyenler var … Sen sus!…
Eşşeğimi sağlam kazığa bağlar…. Allah'a emanet ederim… Gerisi Hak'tan… Ama kazık şart!
(Evlat sahibi olmayanlar, aile olamayanlar bu duyguyu nerden anlasın? Nasıl bilsin? Bu konuda muhalefet olmak için ancak evlat sahibi olmamak gerekir…)
Serdem Coşkun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder