Uyanın beyler!
Türkiye' de bir kesim sağır ve kör! Olan biteni ısrarla anlamak istemiyor! Ülkenin rotasını ısrarla pas geçiyor! Ezberle, ret'le, isyanla karşılıyorlar her adımı!
Akıl tamamen devre dışı!
Sonunda üzülecekler ama inatla bildiklerini okumaya devam ediyorlar...
Eski, yaşanmış bir hikaye anlatayım...
Tıpkı eski Türkiye gibi...
İstanbullu genç bir kız, üniversite eğitimi için İngiltere'ye gider! Okula kayıt yaptırdıktan sonra yurt için de başvurur ve istediği odaya geçer! Şansı yaver gider, isteği üzerine bir başka Türk kızı da oda arkadaşı olarak çıkar gelir!
İki kız çok iyi anlaşırlar. Bir süre sonra bakışlarla konuşacak kadar birbirlerini iyi tanırlar. Aralarındaki nezaket ve anlayış diğer arkadaşlarının da diline dolanır!
Örnektirler artık!
Bir gece İstanbullu kızın bir başka arkadaşı ısrarla "Bize gel, bu akşam birlikte ders çalışalım" diye tutturur!
Kız da kıramadığı için "Evet!" der!
İngiliz kız aracıyla gelip yurdun önünde beklemeye koyulur! Genç kız da aceleyle odadan çıkar. Yürüyerek kampüsün diğer ucunda bekleyen arkadaşına doğru ilerler. Bir süre sonra İstanbullu genç kız, ders kitabıyla notlarını yanına almadığını hatırlar.
Gerisin geri gider!
Nefes nefese yurdun merdivenlerinden çıkarak odanın kapısına dayanır! Oda karanlıktır! Hızlı hareket etmeyi bırakıp sakin ve sessiz bir şekilde işini halletmeyi uygun bulur!
Arkadaşı uyanmasın diye ışıkları açmaz!
El yordamıyla kitaplarını bulmaya çalışır. Gürültü yaptığını fark edince uyuyan arkadaşını rahatsız etmemek için "Boş ver ya! Nasıl olsa arkadaşımın kitabı var. Oradan çalışırız!" diye düşünür ve odayı terk eder!
Hızla arkadaşına gider...
İki genç kahve içip gülerek derslerine çalışırlar!
Sabah olunca sınav salonuna girerler!
İstanbullu genç kız oda arkadaşının sınavda olmadığını fark eder ve şaşırır! Soruları cevaplarken "Nerede bu yahu?" diye aklından geçirir! Sınav bitince koşarak odasının yolunu tutar! Işıkları açmadığı odanın içi kan gölüne dönmüştür!
Canından çok sevdiği arkadaşı parça parça yerde yatmaktadır!
Odanın duvarında da "Aren't you glad, you didn't turn on the lights?" yani "Işıkları açmadığın için memnun musun?" yazmaktadır!
İşte, içeride ve dışarıda bir kesim Türkiye'nin bölgede KÖR UÇUŞU yapmasını istiyor!
İşinde gücünde olan halk gerçekleri bilmediği için bunların sözlerinin ne anlama geldiğini bilmiyor! Terörün bitmesi, enerji ile buluşma ve Kürtler'le kucaklaşmanın anlamı onlar için "ÖLÜM!" demek!
Ankara'nın bu rotası onlara ızdırap veriyor! Sorunlarını çöze çöze ilerleyen DEVLET eski masaya korku veriyor! Çünkü bölgenin gerçek fotoğrafının ortaya çıkmasını istemiyorlar!
O fotoğraf ne mi?
Anlatayım...
Bakın, şu an Irak'ta petrol ve doğalgazın yüzde 85'i Amerikan ve İngiliz şirketlerin elinde! Şirketler de öyle sıradan şirketler değil... İçlerinde Addax, Afren, Aspect Energy, Chevron, Dana Energy, DNO, Dogan, Exxon, Mobil, Forbes & Manhattan, Gazprom, Genel Energy, Groundstar Resources, Gulf Keystone, Heritage Oil, Hess, Hillwood, HKN, HKN Energy, Hunt Oil, Kar Group, KNOC, Korea National Oil Company, Marathon, Murphy Oil, Niko, Norbest, Oil Search, OMV, Oryx Petroleum, Perenco, Petoil, Prime Oil, Qaiwan, Reliance Industries, Repsol, ShaMaran Petroleum, SINOPEC, Talisman, Total, Viking, WesternZa var...
Peki bu şirketlerde kimler çalışıyor! Bunları kimler yönetiyor?
Paul Bremer: Geçici olarak IRAK VALİLİĞİ yapan AMERİKALI diplomat!
Şimdi EBM Başkanı...
Baroness Blackstone: İngiltere'nin eski bakanlarından...
Şimdi Mott MacDonald Group'un üst düzey ismi!
Nicholas Soames: İngiltere eski Savunma Bakanı! Aegis üst düzey yöneticisi...
Michael Rose: İngiliz Özel Kuvvetler eski komutanı! Şimdi Control Risks Group üst düzey yöneticisi...
Harry Legge: Prens Charles'ın sır küpü, yakın arkadaşı! Olive'in en etkili ismi...
Jeremy Greenstock: 35 yıl çeşitli yerlerde görev yapan diplomat! Şimdi De la Rue'nun Başkan Yardımcısı...
George Robertson: Baron! NATO eski Genel Sekreteri... İşçi Partisi eski Başkan Yardımcısı...
Şimdi ise Weir'in Başkan Yardımcısı...
Yani Amerikalı, Rus ve İngiliz'in girdiği yere İÇERİDEKİ YERLİLER "Sakın girmeyin! Ülke bölünür!" diye karşı çıkıyor!
Türk ve Kürt'ün kardeş olması, elele gelecek kurması, ortak kaderi birlikte yazması, silahı değil de aklı kullanması bu adamları deli ediyor!
Düne kadar yarattıkları İLLÜZYONLA bizi avuttular!
Bizde kardeş kardeşin boğazına yapışırken, onlar perde arkasından pastayı götürdüler!
Ama artık onlar için çok geç!
Yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye bunun tam ortasında!
Anlamadıkları, Türkiye'ye yakıştıramadıkları bu!
Ellerinde oyuncak olan ülkeden bir DEVİN meydana gelmesini kabul edemiyorlar!
Türk ve Kürt'ün AKLINI kullanması onların hiç beklemediği bir ATAKTI!
Bu oldu!
Kimyaları bozuldu! Paralarının gerçek sahipleri tarafından yönetilen bu toprakların çocuklarının petrol ve gaza seyirci olmasını istiyorlar!
Siz hiç "İngiliz orada, Amerikalı orada! Biz niye yokuz" diye bağırıp çağıran bir BARON gördünüz mü?
Göremezsiniz!
Çünkü bu topraklara bağlı değiller!
Bağlı olmayanlar hesap verecek!
Bugün olmazsa yarın!
Türkiye artık onların operasyon yapabileceği bir ülke değil!
Büyük bir dönüşümün tam ortasındayız!
Türkiye hayal etmediğiniz kadar büyüyecek! Tarih yazılırken sizler de tanık olacaksınız!
İleride TARİH okutulurken şimdiki bütün işbirlikçilerden ÖVGÜYLE (!) söz edilecek!
Buna inanın!
Burası Türkiye! Kimin ne olduğu bilinir!
Sadece bir süre yazılmaz ve söylenmez
Ergün Diler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder