Çalıkuşu'na Latin harfi sansürü
Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu romanının Latin harflerine geçişte sansüre uğradığı ortaya çıktı. Edebiyatçı Ahmet Özalp, 1935'te çıkan Latin harfli baskıda, orijinal romandaki çarşafı, Osmanlı'yı ve Müslümanlığı öven metinlerin çıkarıldığını tespit etti.
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden Reşat Nuri Güntekin'in ünlü eseri Çalıkuşu'nun sansüre kurban gittiği anlaşıldı. Romandaki sansürü, edebiyat araştırmacısı ve yazar N. Ahmet Özalp ortaya çıkardı.
Özalp'in araştırmasına göre ilk baskısı Osmanlıca yapılan roman, Latin harflerine çevrilirken 60 sayfası çıkartılmış. Özalp, Çalıkuşu'nun Kurtuluş Savaşı yıllarında Vakit gazetesinde yayımlandığı, 1922'de ise roman olarak kitaplaştığını belirtti. Çalıkuşu 1928'e kadar dört baskı yaptı.
SEKÜLER BİR FERİDE
1928'de Arap harflerinden Latin harflerine geçildikten sonra roman ilk defa 1935'te basıldı. Özalp'in iddiasına göre sansür bu baskıda yapıldı. Özalp'e göre romanın yazıldığı Osmanlı döneminin tarihsel ve sosyal koşullarını olumlu gösterecek her türlü olgu kitaptan çıkarıldı. Dinî terim ve tabirlerin de ayıklandığını söyleyen Özalp, "İdeolojik bir tercihle romanın oturduğu kültürel zemin değiştirildi. Böylece seküler bir Feride ortaya çıktı" dedi.
'ALLAH' KELİMESİ ÇIKTI
Çalıkuşu'nda sansüre uğrayan cümleler şöyle:
*"Yahu küçük hanım, şu kızı kandırıp Müslüman edelim... Sevaplı iştir..." (1928 baskısı, sayfa 62)
*"Allah sana da, ona da Hak dininde can vermek nasip etsin." (1928 baskısı, sayfa 66)
* "Yaz kızım, yaz... Hem dinini seversen, benden de selam yaz..." (1928 baskısı, sayfa 152.) "Hem dinini seversen" cümlesi atılmış.
*"Gelir gelmez dua edersen daha makbule geçer" (1928 baskısı) sayfa 176) ise "Zeyni Baba'yı ziyaret edersen daha makbule geçer" şeklinde değiştirilmiş.
Reşat Nuri yapmadı
Ahmet Özalp'e göre yapılan sansürle Çalıkuşu tutarsız bir metne dönüşmüş. Olaylar çıkarılmış, ama romanın daha sonraki bölümlerinde çıkarılan olaylara atıflar ve göndermeler yapılmış. Özalp bu nedenlerden dolayı sansürün Reşat Nuri tarafından yapılmadığını düşünüyor. İkinci baskıda 470 sayfa olan roman, 39'uncu baskıda 408 sayfaya düşmüş.
Çarşafa da taviz yok!
- "Nizamettin Efendi, artık bir daha İstanbul'a dönmemiş, altı sene diyar diyar bütün Kürdistan'ı, Irak'ı, Arabistan'ı dolaşmıştı" (1928 baskısı, sayfa 13) cümlesi sonraki baskılarda, "Artık bir daha İstanbul'a dönememiş, Diyarbakır'dan Musul'a, Musul'dan Hanıkın'a, oradan Bağdat'a, Kerbela'ya geçmiş" şeklinde değiştirilmiş. Roman kahramanlarından Matmazel Orani çarşafı övdüğü "Bu çarşafta garip hassalar var. Kadını yalnız daha güzel göstermekle kalmıyor.. ona.. mahzun bir ciddiyet veriyor" İfadesi de kitaptan çıkartılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder