Büyük Türkiye´de CHP nerede duruyor?
Muhalefetin en tepesinden en altına kadar aynı üslubu kullanmaları hem çok şaşırtıcı hem de çok acı! Kendilerini bu ülkenin sahibi zanneden üstenci, küstah, aşağılayıcı bir üslupla milleti hor görmeyi marifet saymak ve bunun prim yapacağını düşünmek nasıl bir akıl tutulmasıdır.
Yazımın başlığındaki soruyu ironi olsun ya da sadece laf söylemiş olmak için sormadım. Cidden bu sorunun cevabını çok merak ediyorum. Uzun bir süredir ülkemin ana muhalefet partisinin içler acısı hali beni içten içe düşündürüyor. Düşünüyorum bir parti bu kadar aymazlık, bu kadar kör, izansız bir muhalefeti nasıl yol haritası olarak seçer? Amacı ne olabilir? Gündeme her gün yeni bir rezillik, yeni bir utançla çıkmak için nasıl bu kadar derin bir çaba sarf eder? Bugün neredeyse kaldırdığımız her taşın altından CHP çıkıyor. Muhalefet etmenin politika icra etmeninde amiyane tabirle bir raconu vardır. Bu raconda da kullandığınız üslup sizi partinizi ve arkasında savunduğunuz kitleleri temsil eder. Bu üslubu kullanmayan herkes artık şu gerçeğin farkındaki bu millet kendini ötekileştiren, nefret söylemleri yayan, kaos ortamı oluşturan herkese tepkisini çok net gösteriyor.
Hiçbir zaman “Benim gibi düşünmeyene düşman olmalıyım” gibi bir mantıksızlığı savunmadım. Bu tavrı gösteren herkesi eleştirdim. Farklı görüş ve fikirlerin güzellik, renk olduğunu düşündüm. Farklılıklarımızın birlikte yaşamamıza asla engel olmadığına inandım. Yeter ki birbirimizi dinlemeyi, anlamayı, hoş görmeyi isteyelim. Son günlerde gezi olayları ile birlikte kutuplaşmanın yeterince zirvesini gördük. Kutuplaşmayı körükleyen üslubun kendisine artı puan katacağını düşünen bir muhalefetin acizliğini maalesef izledik. O ortamlarda sakinleştirici, uzlaştırıcı bir üslubu tercih etmeyi deneselerdi AK Parti hükümetinin ekmeğine yağ sürmüş olmazlardı. Ama her fırsatta çirkefliğe çirkeflik katıp milletin ahlaki, manevi değerlerini hiçe saymayı yeğlediler.
CHP düşmanı asla değilim. Aksine bu ülkede ana muhalefetin daha güçlü olmasını, demokrasinin sevdalısı olarak 75 milyonu birden kucakladıkları günleri görmek isteyen bir vatandaşım. Ama her geçen gün bu umudumu biraz daha yitiriyorum.
Karşımda gördüğüm muhalefetin en tepesinden en altına kadar aynı üslubu kullanmaları hem çok şaşırtıcı hem de çok acı!...
Kendilerini bu ülkenin sahibi zanneden üstenci, küstah, aşağılayıcı bir üslupla milleti hor görmeyi marifet saymak ve bunun prim yapacağını düşünmek nasıl bir akıl tutulmasıdır. O günler çok geride kaldı artık…
Geçmişin pis kalıntılarını üzerinizden temizlemek yerine elinize yüzünüze boca etmenin amacı nedir ki?
Türkiye´yi sadece İstanbul, Ankara, İzmir sanmak Anadolu´nun tertemiz insanlarını yok saymak onların isteklerine, beklentilerine gözlerini kapamak sizi halkın partisi yapmaz. Parti içerisinde çok kıymetli insanların olduğunu biliyorum ve bu insanların bu gidişata dur demesini umut ediyorum. Eğer bu ülkeye gerçekten sevdalıysanız o zaman ülkemizi geliştirecek, güçlendirecek her türlü projeye destek olmalısınız. Muhalefet demek darbecileri alkışlamak, 120 bin insanın katili ile boy boy fotoğraf çektirmek, El- Kaide´yi, KCK´yı desteklemek mi sizin için. Siyaseti bel altı jargonlarla, saldırganlıkla savunmak yerine sağlam argümanlarla politikanızı sunarsınız, millette sunduklarınızı beğenirse size sandıkta cevabını verir. Ha ama biz böyle devam ederiz bir gün bu milletin inancına, ertesi gün başörtüsüne faşistçe müdahalede bir beis görmeyiz derseniz o vakit sonsuza kadar cılız muhalefet olarak köşenizdeki yerinizi korursunuz. Biz herkesin özgürce yaşayacağı, özgürce fikrini savunacağı, özgürce giyineceği, ötekileştirilmediği, demokrasinin tam savunulduğu büyük Türkiye´yi istiyoruz. Ya siz?
Gazeteci / Seda Ayşe CAYMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder