19 Ekim 2013 Cumartesi

Atatürk 1935'te Dil bayramı vesilesiyle gönderdiği telgrafta imzasını Mustafa Kamal olarak atmıştı.

Atatürk 1935'te Dil bayramı vesilesiyle gönderdiği telgrafta imzasını Mustafa Kamal olarak atmıştı. Neden mi? Çünkü dilede özelleştirmenin zirveye çıktığı 1935'te Yusuf Ziya (Özer) ve Naim Hazım (Onat) Atatürk'ü Kemal adnın Arapça'dan Türkçe'ye geçtiği orjinal halinin Kamal olduğuna ikna etti. Bu konuyu ilk olarak Taraf'ın tarihçi yazarı Ayşe Hür gündeme getirdi. Bugün Emre Aköz de köşesinde bu konuya yer verdi.

Toplumsal Tarih dergisinin 204'üncü sayısı bu ay çıktı. Demek ki 17 yıldır yayınlanıyor. Bu süre içinde dergi herhalde ilk kez bu kadar çok yayın tarafından alıntılandı.

KAMAL DA NEREDEN ÇIKTI
Genellikle genç editörlerin çalıştığı internet haber siteleri tarihçi Mehmet Ö. Alkan'ın "Mustafa'dan Kamâl'a Atatürk'ün İsimleri" başlıklı makalesinin adeta üzerine atladılar. (Yanlış yazmadım, evet Kamâl ve ikinci 'a', şapkalı)

Haklılar çünkü çoğu, Atatürk'ün Kemal'den başka Kamâl diye bir başka adının daha olduğunu bilmiyordu. Evet, ilgilendiler ama bunu pek de inanmadan yaptılar: "Ne yani her yerde Kemal yazarken, bu ne idüğü belirsiz Kamâl da nereden çıktı?"

MAKALEYİ EKSANTRİK BULDULAR
Güvensizliğin bir sebebi de, "Atatürk, 1935'ten 1937'ye kadar, Kemal değil, Kamâl olarak yaşadı" iddiasının, Halil İnalcık ya da İlber Ortaylı gibi ekranlardan tanıdıkları bir tarihçi tarafından dile getirilmemesiydi.
Dolayısıyla Mehmet Ö. Alkan'ın makalesini biraz eksantrik buldular.
(İnalcık ile Ortaylı'nın ortak noktası, dağarcıklarındaki engin malzemeye rağmen, Kemalizm'e dokundurmaktan kaçınmalarıdır.)

ATATÜRK MUSTAFA'DAN KURTULMAYA ÇALIŞMIŞTI
Halbuki Atatürk soyadı ne kadar biricikse ve tabuysa, ondan önce gelen adları, bir o kadar değişkendir. "Mustafa", Hz. Muhammed'e gönderme yapan din çağrışımlı bir isimdir. Atatürk, dini siyasetine alet ettiği Kurtuluş Savaşı yılları hariç, bu addan kurtulmaya çalışmıştı.

HOCASININ TAKTIĞI İSİM: KEMAL
"Mustafa" aynı zamanda hiç tanımadığı küçük amcasının adıydı. Babası çocukken, salıncaktan düşürerek kardeşi Mustafa'nın ölmesine yol açmış ve onu ileride "Atatürk" olacak oğlunda yaşatmak istemişti.
"Kemal" herkesin bildiği gibi Mustafa adlı geometri hocasının taktığı isimdi. "Atatürk" tarafından benimsenmesine rağmen o isimde de "başkasının iradesi" vardır.

KAMÂL 1935'TE ORTAYA ÇIKMIŞTI
"Ordu, kale" anlamına geldiği, Kemal'in aksine Arapça olmadığı iddia edilen Kamâl ise ulusalcı Öz Türkçe akımının sonucu olarak 1935'te ortaya çıkmıştı.

RESMİ NÜFUS KAĞIDI VAR
("İddia" diyorum çünkü günümüz TDK Sözlüğü kelimeye böyle bir anlam vermediği gibi, Kamal (şapkasız) için "kusur" demekte!)
Kamâl'ı yabana atmayın. Atatürk'ün 'Kamâl'lı resmi nüfus kağıdı var. Ayrıca "Kamâlizm" diye kitaplar yazılmış o devirde.
Ben size, bizim yakın tarihimiz baştan sona uydurmadır, dememiş miydim?

KAYNAK:http://www.memleket.com.tr/ataturkun-isim-kararsizligi-85016h.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder