23 Ekim 2013 Çarşamba

Sizin "Ekim Devrimi" ne oldu yahu

Sizin "Ekim Devrimi" ne oldu yahu?

Acele edin oğlum, şunun şurasında bir haftanız kaldı. Ekimde devrim yapacaktınız, kasıma kalmasın. Mevsim dönmeden, yağmurlar başlamadan yapacaksanız yapın, pastırma yazı sürerken...

Haaa, eski Rus takvimine uyup onlar gibi "ekim" devrimini aslında "kasımda" yapacaksanız o başka tabii.

Çünkü bu takvimlerarası farkı maşallah artık öğrendiniz, eski 31 Mart'ın yeni 13 Nisan'a tekabül ettiğini bile artık biliyorsunuz ("denk gelmek" demektir güzel evladım), artık 31 Mart günleri gidip marjinal gazetelerin önünde tepişmiyorsunuz (siz Osmanlı'yı bütünüyle reddetmemiş miydiniz yahu, size ne Osmanlı'nın bir ayaklanmasından?)

Ama bu memlekette "şanlı Silivri direnişinin" DVD'sine para verip alanlar olduğuna göre, ekimde de devrim yapılır mı yapılır vallahi...
Siz onu bekleyedurun, bakın adam ne yaptı:

Pasaport verme yetkisi polisin elinden alındı!

Pasaportları artık, nüfus kağıdı verir gibi, Nüfus Memurluğu verecek. Daha fiyakalı olsun isterseniz Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü diyelim. Yani pasaport almak, kafa kağıdı almak kadar "olağan ve sıradan" bir işleme dönüşüyor.

Uygulamada zaten böyleydi, son yıllarda polis hiç kimseye hiçbir sorun çıkarmıyor, parasını bastıran her vatandaşa sebil gibi pasaport dağıtıyordu da, artık bütünüyle devreden çıkacak.

Çünkü "sizinkilerin" zamanında pasaport almak deveye hendek atlatmak kadar zordu. "Mimli" kişiler pasaport alamazlardı.

Eski bir dostum olan bir eşek komünist ancak Turgut Özal sayesinde pasaport alabilmişti de, cebine koyunca ilk işi Özal'a küfür etmek olmuştu...

Benim bu heriflerden sıtkım niçin sıyrıldı sanırsınız?

Polisin elinden alınan yalnız pasaport yetkisi değil... "Siyasi şube" de tarihe karıştı!

"Asayiş" dışında hiçbir konuya karışmayacak artık polis. Partileri, sendikaları izlemeyecek.

Bunun ne demek olduğunu, Sansaryan Hanı'nın yolunu bilen yaşlılar anlayacaklardır. Tırnakları sökülenler, tabutluk hücrelerde günlerce dik duranlar... Ayaklarına su dökülenler, şişmiş tabanlarında falakanın izi kalmasın diye...

Tarık Akan namıyla maruf Tarık Tahsin Üregül adlı vatandaş da anlayacak mıdır, hani şu "Karartma Geceleri" filminde, Milli Şef döneminde anadan doğma soyulup çırılçıplak falakaya yatırılan ve üzerine su çarpılan Rıfat Ilgaz'ı oynamış olan vatandaş?

"Solun doğal lideri" saydıkları İsmet İnönü döneminde!...
Anlamayacaktır. Anlamasını da beklemiyoruz.

Artık hiçkimse siyasi görüşlerinden ötürü Emniyet'e götürülemeyecek. Buna bir devrim diyebilir miyiz? Evet, bence de... Devrim demek geliyor içimden...

Ama salim arkadaşlar asıl devrimi bu ay içinde yapacaklarmış. Sallanmayın oğlum, şunun şurasında bir haftanız kaldı. Belki gene pasaport yasağı koyarsınız, baksanıza, Doğu Perinçek iktidara gelince banka hesaplarına da el koyacakmış.

Ben bunu böyle yazmıştım, partilerinin başkan yardımcısından hemen tekzip gelmişti: Türk lirası hesaplarına el koymayacaklarmış, yalnızca döviz hesaplarına el koyacaklarmış!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder