18 Mart 2009 Çarşamba

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI

2. AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
a. Ağız ve diş sağlığının önemi
Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada önemli sorun olmaktadır. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.
Ağız sağlığı: Dişler ve onları çevreleyen sert ve yumuşak dokuların tümünün hastalıklarının tedavisini ve korunmasını içeren bir kavramdır. Dişler ve içine yerleştiği çene kemiği, dudak, dil, yanak ve diş etleri ağız sağlığının kapsamına girer. Dişler ve çevre oluşturur. Dokuların temizliği ağız sağlığının temelini oluşturur (Resim 2.8).
Diş sağlığı: Dişler ve dişlerin içine oturduğu diş yuvalarının hastalıklardan korunması ve mevcut problemlerin tedavisi, diş sağlığı olarak ifade edilir. Dişlerin dizilişi, eksikliği, çürükleri ve tedavisi, diş sağlığının temel konularıdır.

b. Diş çürümesi
Diş çürüğü, diş minesinin ve sert dokuların tahrip olmasıdır. Bu olay dişlerin dış yüzeyinden başlayarak derinleşir. Temelde diş çürüğünün sebebi ağızda meydana gelen asitlerdir. Asitlerle diş minesi ve kemik kısmı aşınır. Bunun dışında çürük, dişin organik kısımlarını eriten, proteinleri parçalayan enzimlerin etkisiyle ilerler. Gıda olarak alınan şekerler (karbonhidratlar), ağızdaki mikroorganizmalar tarafından parçalanarak asitleri meydana getirir. Bundan sonra çürük kolayca ilerleyerek diş özüne ulaşır ve ağrı başlar. Daha sonra
çürük, diş köküne ve çene kemiğine geçer ve apse oluşur (Resim 2.9). Çürükler hem süt dişlerinde hem de kalıcı dişlerde olabilir. Büyüme ve gelişme döneminde kalsiyum, fosfor ve flor yönünden yetersiz beslenme çürükleri artırır. Flor diş minesinin sertliğini sağlayan temel maddedir. Flor fazlalığında dişlerde renk bozukluğu ve çürük oluşur. Şekerli besinlerin fazla tüketilmesi ve yeterli diş temizliğinin yapılmaması diş çürüklerini artırır. Çürük, diş özüne ulaşmadan ağrı meydana gelmediği için diş ağrısının olmaması, diş sağlığının yerinde olduğunu göstermez.
Diş çürüklerinin erken tanısı ve çürük daha fazla ilerlemeden tedavisi gerekir. Bu durum sağlık yönünden önemlidir. Ayrıca kaybedilen dişlere yapılacak protezlerin maliyeti ekonomik açıdan da problem teşkil eder. Öte yandan sağlıksız bir ağız, kişinin sosyal ilişkilerini bozabilir.

Gingivit: Diş eti dokusunun iltihabıdır.

c. Diş eti hastalıkları
Diş eti iltihaplarına genel olarak gingivit denir. İltihaplanma diş eti hastalıklarının erken belirtisidir (Resim 2.10). Diş eti hastalıklarının önemli bir nedeni diş taşlarıdır. Diş ile diş eti arasında biriken besin artıkları ve bakteriler diş plaklarına ve diş taşlarına sebep olurlar. Diş taşları temizlenmediğinde diş eti hastalıklarına zemin hazırlar. Bu dönemde diş etleri kolay kanar. Diş etlerinde yer yer çekilmeler olur. Diş boynu açık kalır. Burada mine tabakası da bulunmadığı için asitlerin etkisiyle çürükler oluşur. Dişi tutan bağ dokusu zayıflar. Sonuç, dişin kaybıdır. Diş ve ağız temizliğine dikkat edilmemesi, diş taşlarının temizlenmemesi, kürdan gibi sert cisimler kullanılması diş eti hastalıklarına yol açar.
d. Diş çürüğü ve diş eti hastalıklarının genel vücut yapısı ile ilişkisi
Diş çürüğü ve diş eti hastalıkları, sadece ağız içini ilgilendiren bir problem değildir. Bölgesel olduğu kadar birçok bedensel hastalığa da yol açabilir. Diş çürüğü ve diş eti hastalıklarının bölgesel bir iltihap odağı oluşturarak vücutta meydana getirdiği rahatsızlıkları şöyle sıralayabiliriz:
Eklem romatizması
Böbrek iltihapları
Alerjik hastalıklar
Sindirim sistemi rahatsızlıkları (özellikle mide ve bağırsakla ilgili)
Kalp hastalıkları
Beyin zarı iltihabı
Kemik iltihapları
Göz hastalıkları
Lenf bezlerinde büyüme ve iltihaplanma
Baş ağrıları
Vücutta yorgunluk, hâlsizlik, vücut sıcaklığının yükselmesi

Bunların yanı sıra diş ve diş eti hastalıklarının, dişlerin gelişim bozukluklarının kişiler arasındaki sosyal ilişkileri etkilediği inkâr edilemez. Kötü görünen bakımsız dişler ve kokan bir ağız insanları toplumdan uzaklaştırmaktadır. Bu yüzden kişilerin, diş sağlığı ve ağız temizliğine önem vermeleri gerekir. Zamanında tedavi edilmeyen diş ve diş eti problemleri büyüyerek daha masraflı tedavilere ve iş gücü kayıplarına yol açmakta, toplumda büyük ekonomik kayıplar oluşturmaktadır.
Ağız kokusunun çeşitli sebepleri mevcuttur. Bunların başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz:
Diş çürüğü
Diş eti hastalıkları
Sinüzit
Bademcik iltihabı
Solunum sistemi hastalıkları
Şeker hastalığı
Sindirim sistemi hastalıkları
Sigara
Böbrek hastalıkları
Ağız ve diş temizliğine dikkat edilmemesi (ağızda kalan gıda artıkları sebebiyle)
Soğan, sarımsak gibi yiyeceklerin yenilmesi
Karaciğer hastalıkları

Sinüzit: Kafatasında sinüs adı verilen kemik boşluklarının iltihabıdır.

e. Dişlerin gelişim bozuklukları
Dişlerde meydana gelen birçok yapısal bozukluk vardır. Bunlardan başlıcaları şunlardır:
Dişlerin büyüklükleri farklı olabilir. Çok büyük veya çok küçük olabilirler.
Büyük, üst üste binmiş dişler olabileceği gibi küçük, aralıklı dişler de görülebilir.
Dişlerde şekil ve diziliş bozuklukları olabilir.
Birkaç diş yapışık olabilir veya iç içe olabilir.
Eksik veya fazla diş bulunabilir. Dişler gömülü kalabilir.

Normal çene yapısında ağız kapatıldığı zaman üst dişler hafif önde, alt dişler biraz arkada olmalıdır. Eğer alt dişler üsttekilere göre aynı hizada veya daha önde ise kapanma kusurundan söz edilebilir. Bu durum çiğneme etkinliğini, diş ve diş eti sağlığını bozar. Erken yaşta müdahele edilerek tedavisi gerekir.

Antibiyotik: Bakterileri öldürme veya üremesini engelleme özelliği olan, bitkilerden, mantarlardan veya sentetik olarak elde edilen ilaç grubu. Özellikle bulaşıcı hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır:
Diş ipi: Dişlerin arasını temizlemekte kullanılan özel iplik.

Dişlerdeki diziliş bozukluklarının başlıca sebepleri şunlardır:
Erken süt dişi kaybı
Yanlış alışkanlıklar (tırnak yeme, parmak emme, kalem ısırma)
Soya çekim
Sayısal olarak eksik veya fazla dişler

Dişlerde renk bozuklukları da olabilir. Renk değişimiyle ortaya çıkan bozuklukların sebeplerini ve ve sonuçlarını şöyle sıralayabiliriz:
Sigara dişlerde sararmalara yol açar.
Çocukluk döneminde alınan bazı antibiyotikler (tetrasiklin gibi) diş minesinde
renk değişimi yapabilir (Resim 2.11).
Gebelikte ve çocuklukta geçirilen hastalıklardaki yüksek ateş dişte beneklenmeler,
renk bozuklukları ve yapısal bozukluklara yol açar.
Aşırı derecede florlu su dişleri sarartır.
Ölü dişler gri renk alır.
Gerekli diş fırçalaması yapılmazsa dişlerin renkleri değişir.

f. Ağız ve diş sağlığı nasıl korunur?
i. Diş koruması ve bakımı
Diş sağlığını korumada en önemli konulardan birisi, yılda en az iki defa diş hekimine muayene olmaktır. Böylece diş sorunları erken dönemde tespit edilir ve büyümeden engellenir. Örneğin, bir diş çürüğü erkenden tespit edilirse kolaylıkla dolgu yapılarak tedavi edilir. Hâlbuki tedavi gecikirse bu durum diş kaybına, apselere, diş eti problemlerinin artmasına yol açar. Bu yüzden erken tanı ve tedavi çok önemlidir.
Ağız ve diş sağlığımızla beslenmemiz arasında büyük bir ilgi mevcuttur. Kalsiyum, fosfor, flor gibi mineraller ile A, C, D vitaminleri özellikle çocukluk döneminde yeterince alınmalıdır. Bunlar dişler ve diş eti sağlığı için çok önemlidir. Süt ve süt ürünleri, taze meyveler özellikle yararlıdır. Diş ve diş eti sağlığı için sürekli yumuşak besinlerle beslenmekten kaçınılmalıdır. Elma, havuç gibi yiyecekleri ısırarak yemek diş ve diş eti sağlığı açısından önem taşır. Şekerli gıdalar yedikten sonra ağız suyla iyice çalkalanmalıdır. Çünkü ağız içinde kalan şekerli gıdalar diş çürüklerine zemin hazırlar. Yemeklerden sonra diş ipi kullanmak ve dişleri tekniğine uygun olarak fırçalamak diş çürüklerini engellemenin en etkili yoludur (Şekil 2.2 ve Şekil 2.3).

ii. Diş fırçalama tekniği
Diş fırçası ağza uygun büyüklükte ve ağız içinde kolaylıkla hareket ederek tüm yüzeylere ulaşabilecek şekilde olmalıdır. Sapı naylon, kılları ise orta sertlikte olan fırçalar tercih edilmelidir.
Çok sert ve çok yumuşak fırçalarla istenilen temizlik sağlanamaz. Sert fırçalar diş etini tahriş eder. Diş fırçası en geç altı ayda bir değiştirilmelidir. Dişler yemeklerden sonra ve günde en az iki defa olmak üzere uygun teknikle fırçalanmalıdır.
Dişler, diş macunu kullanılarak fırçalanmalıdır. Diş macunlarının florlu olanları tercih edilmelidir. Diş macunu dişlerin temizlenmesini kolaylaştırır. Ağız içinde hoş koku bırakır, ferahlık verir, antiseptik özellikte olanlar da vardır. Diş fırçalama, çürük oluşumunun engellenmesinde, bakteri plaklarının ve şekerli gıda artıklarının yok edilmesinde rol oynayan önemli bir etkendir. Dişlerin bütün yüzeylerinin fırçalanması gerekir.

Ara yüz fırçası: Normal diş fırçasının giremediği dişler arası bölgeleri temizlemekte kullanılan özel diş fırçasıdır.

Diş fırçasını uzun ekseni etrafında döndürerek dişleri, diş etinden dişe doğru fırçalamak gerekir. Böylece dişler arasındaki yüzey de temizlenir. Dişlerin çiğneyici yüzleri, dil ve damak yüzeyi de aynı şekilde fırçalanır (Şekil 2.2). Diş etlerini de fırçalayarak kılcal damarlara masaj yapmak yararlı bir uygulamadır. Diş eti hastalıklarından korunmada diş etlerinin fırçalanması çok önemlidir. Asitli kola, gazoz gibi içeceklerden özellikle kaçınmak gerekir. Bunlar diş sağlığını bozan, çürüklere yol açan maddelerdir. Şekerli gıdaların ağız içinde bakterilerce parçalanmasıyla oluşan asitler ve asitli gıdalar, dişin mine tabakasının inorganik yapısını bozarak çürümelere sebep olur. Sigara, alkol, çok soğuk ve çok sıcak yiyecek ve içecekler diş sağlığına zarar verir. Dişler kürdan gibi sert ve sivri cisimlerle karıştırılmamalıdır. Bunlar, diş minesi ve diş eti sağlığı için çok sakıncalıdır. Diş aralan temizliğinde diş ipi kullanılmalıdır.
Diş hekimi gerekli görmedikçe diş çektirmek, özellikle de bilgisiz kişilere diş çektirmek çok sakıncalıdır.
Fındık, ceviz gibi sert cisimleri dişlerle kırmak, şekerli sakız çiğnemek, ağza parmak sokmak, tırnak yemek, dudak ve yanak ısırmak, çocuklara uzun süre yalancı meme ve biberon kullandırmak, diş gelişimi, diş ve eti sağlığı için zararlıdır. Ağzı açık uyumak da dişlere zarar verir.
Diş ve diş eti temizliğinde ara yüz fırçaları ve diş ipi de önemli yer tutar. Normal diş fırçasının giremediği, diş çürüğü ve diş eti hastalıkları için duyarlı bölge olan dişler arası bölgelerin temizliğinde ara yüz fırçaları ve diş ipi kullanılmalıdır. Özellikle birbirinden ayrı dişlerde ara yüz fırçası kullanılır (Resim 2.12). Diş ipi 30 cm kadar kesilip iki elin orta parmaklarına dolanır. Aradaki ip gergin biçimde dişler arasına sokularak temizlik sağlanır (Şekil 2.1). İp, diş etine kadar indirilerek aradaki besin artıkları ağız içine doğru sıyrılmalıdır. Bu arada diş etinin zarar görmemesine dikkat edilmelidir.
Herkesin mutlaka kendi diş fırçası olmalıdır. Başkasının diş fırçasının kullanılması, ağız yoluyla mikrop alınmasına ve hastalık bulaşmasına yol açar. Diş fırçasının en geç 6 ayda bir değiştirilmesi ve çok eskiyen fırçaların kullanılmaması gerekir. Dişler fırçalandıktan sonra, diş fırçası suya tutularak bol suyla temizlenir. Parmakla fırça kılları aralanarak fırçanın gıda ve macun artıklarından kurtarılması gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder