1. SAĞLIĞIN TANIMI
Sağlık, mutlu bir hayatın en önemli şartıdır. Sağlık olmadan ne başarı, ne zenginlik ne de güç hiç bir değer taşımaz. Sağlıklı olmak tarih boyunca tüm insanlar için en büyük zenginlik olarak kabul edilmiştir. Osmanlı Padişahı Kanunî Sultan Süleyman (Resim 1.1); "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi; Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi". sözleri ile sağlığın önemini vurgulamaktadır. Böylece halk arasında, bir devleti yönetecek güce sahip olmanın çok değerli görüldüğünü, ama sağlık içinde bir nefes almanın en önemli güç olduğunu belirtmektedir. Sağlığın tüm nimet ve zenginliklerden daha üstün olduğunu dile getirmektedir. Sağlık kavramı, toplumların kültürel özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Birçok toplumda bir hastalık ya da şikâyetin olmaması sağlıklı olmak olarak kabul edilmektedir. Bazen de bir toplumda çok sık görülen bazı hastalıklar olağan kabul edilerek, bir sağlık sorunu olarak algılanmazlar. Örneğin; kırsal kesimde sık görülen bitlenme ve bağırsak parazitleri (Resim 1.2), Güneydoğu Anadolu'da sık görülen şark çıbanı hastalık olarak algılanmamaktadır. Oysa insan her yerde insandır. Sağlıkla ilgili sorunların tespiti ve çözümüne ait yöntemlerin bulunabilmesi için evrensel tanımlara gerek vardır. Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü (WHO: World Health Organization) sağlığı şöyle tanımlamıştır: Sağlık, sadece hasta veya sakat olmamak değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik hâlidir. Tüm dünya ülkelerinde kabul edilen bu tutumda geçen kavramları açıklamak yerinde olacaktır.
Hastalık, organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkması sonucu fizyolojik görevlerin yerine getirilememesi ya da ruh sağlığının bozulması durumudur. Sakatlık, vücudun duyu organları ya da uzuvlarından birinde, kaza veya hastalıklar sonucu meydana gelen fonksiyon kaybıdır. Hasta ya da sakat olmama hâli bedensel iyilik hâli olarak tanımlanır. Kişinin tam sağlıklı olabilmesi için bedenen hasta veya sakat olmaması yetmemektedir, ruhen de sağlıklı olması gerekir. Ruhen sağlıklı bir kişi, kendisi ve çevresi ile dengeli ve uyumlu olmalı, güçlüklerle mücadele edebilmeli, yeni durumlara uyabilmelidir. Başarılarından mutluluk duyabilen, üzüntü ve sıkıntılarını giderebilme gücünü kendinde gören kişiler ruhen sağlıklı sayılabilirler.
Verem (Tüberküloz):
Birçok doku ve organa yerleşebilen bulaşıcı bir hastalıktır. Özellikle akciğerlerin Koch (Koh) basiliyle meydana gelen hastalığıdır. Hava yoluyla ve tükürük damlacıklarıyla, balgamla, hastanın eşyalarıyla bulaşır. Mikrop, güneş ışığı almayan ortamlarda uzun süre yaşayabilir. Beslenme yetersizlikleri, gece hayatı, alkol, sigara gibi etkenler hastalanmayı kolaylaştırır. Korunmada BCG aşısı kullanılmaktadır.
Sosyal yönden iyilik hâli dendiğinde kişinin ailesi, akrabaları, okulu, ekonomik kazanç elde edebilecek bir iş sahibi olması, iş çevresi, meslektaşları ile olumlu ve yapıcı ilişkiler kurabilmesi, uygun şartlarda yaşaması anlaşılır. Sosyal bir varlık olan insan, çevresindeki kişi ve olaylarla sürekli ilişki ve etkileşim içindedir. , Dolayısıyla bu olaylar ve kişiler sağlığı etkiler. Toplum hayatının etkileri ile gelişen verem gibi bazı hastalıklara (Resim 1.3) bu sebeple "sosyal hastalıklar" denir. Bu hastalıklar düşük sosyoekonomik şartlarda, çok çocuklu ailelerde, eğitimsiz, kötü çevre şartlarında yaşayan, iyi beslenemeyen kişilerde daha sık görülür. Bu sebeple sağlıkla ilgili olarak biyolojik ve fiziksel etkenlerin yanı sıra sosyal olaylar da değerlendirilmelidir.
İnsan sağlığını değerlendirebilmek için insanı, çevresi ile birlikte düşünmek gerekir. Çevre şartlarının iyi ya da kötü olması, büyük ölçüde orada yaşayanların kültür düzeyi ve ekonomik güçlerine bağlıdır. "Akan su pislik tutmaz" gibi yanlış inanışlar ve bazı alışkanlıklar toplumun kültürel düzeyi ile bağlantılıdır. Yerleşim yerlerine temiz su getirilmesi, atıkların yok edilmesi gibi sorunların çözümü ise parasal ve teknik güce dayanır. Yani bir toplumun sağlıklı olabilmesi, kültürel ve ekonomik durumu ile yakından ilişkilidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder