18 Mart 2009 Çarşamba

MADDE BAĞIMLILIĞI

4. MADDE BAĞIMLILIĞI
Bazı kimyasal maddelerin insanın ruhsal durumu üzerine olumsuz etkileri olduğu uzun süredir bilinen bir gerçektir. Bu maddelerin bazıları tedavi amacıyla kullanılırken bir kısmı da geçici keyif verici etkileri nedeniyle kötüye kullanılmaktadır. Kötüye kullanılan bu maddeler, kişilerin sağlığını bozmakta, önemli sosyal sonuçlara, bu maddeleri kullananların sırtından haksız kazançlar elde edilmesine sebep olmaktadır.
Gençler, uyuşturucu madde kullanımı konusunda risk taşıyan bir gruptur. Bu grubun, uyuşturucu maddeler, etkileri ve bağımlılığın nasıl oluştuğu konularında eğitilmesi gerekir. Böylece gençler kendilerini ve çevrelerindeki kişileri bu zararlı alışkanlıklardan korumayı öğrenebilirler.
Sakinleştirici, keyif verici, uyarıcı etkileri olup zararlı etkileri bilinse de giderek artan miktarda alma ihtiyacı doğuran, bırakıldığında ruhsal ya da fiziksel yoksunluk belirtilerine sebep olan ilaç ya da maddelere uyuşturucu madde denir.
Uyuşturucu maddeler, kimyasal yapılarına göre merkezî sinir sisteminin farklı bölümlerini etkiler ve o bölüme özgü değişikliklere yol açar. Bir kısmı uyarıcı, uyanık tutucu, başka bir kısmı da hayal gördürücü özellikler taşır.

a. Uyuşturucu maddelerin etkileri
Uyuşturucu maddeler elde edildikleri kaynağa, kullanım şekillerine ve etkilerine göre çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler (Tablo 4.1).


Tablo 4.1 Uyuşturucu maddelerin etkileri

Resim 4.2 Haşhaş bitkisinin çiçeği ve kapsülü

Sanrı: Gerçekte var olmayan görüntü, ses ve kokuları hissetme durumudur.

Tablo 4.1'de belirtilen uyuşturucu maddelerin tümü merkezî sinir sitemi üzerine etkilidir. Bazı uyuşturucu maddeler tıpta ağrı dindirmek, sakinleştirmek, uyku vermek gibi amaçlarla ilaç olarak kullanılır. Bu durumdaki maddelerin satışı özel reçeteye bağlıdır. Sağlık Bakanlığı bu ilaçların üretilmesi, satışı ve tüketilmesini sıkı bir şekilde denetlemektedir.
Tedavi edici amaçla kullanılan maddelerin, hekim önerisi ile belirtilen süre içinde ve belirtilen miktarda kullanılması gerekir.
Bir ilaç ya da maddenin hekim kontrolü dışında, keyiflenmek, neşelenmek ya da sakinleşmek gibi amaçlarla kullanılması kötüye kullanım adını alır.
Ağrı kesici bile olsa ilaçlar rahatlatıcı etkileri nedeniyle hekim önerileri dışında kullanılırsa direnç artımı (tolerans) ve bağımlılık ortaya çıkabilir. Özellikle uyuşturucu nitelikteki ilaçlar, aşırı ve yanlış kullanım sonucu bağımlılığa sebep olur. Ameliyat sonunda bağımlılık gelişmesi buna bir örnektir. Benzer bir şikâyet için başkasına önerilen bir ilacın kullanılması ya da daha önce aynı kişiye iyi gelmiş bir ilacın gelişigüzel kullanılması da kötüye kullanım anlamına gelir.

b. Uyuşturucu madde bağımlılığı
i. Sebepleri

Madde bağımlılığına sebep olan faktörler üç grupta toplanabilir:
Maddenin yapısal özellikleri
Çevresel faktörler
Kişisel özellikler
Bu üç grubun hiçbiri tek başına bağımlılık sebebi değildir. Ancak bunlar birbirleri ile etkileşerek bağımlılığa yol açarlar.

Uyuşturucu maddenin yapısal özellikleri: Bazı uyuşturucu maddeler, yapıları gereği, bir kez bile kullanıldıklarında bağımlılık yapabilme özelliğine sahiptir. Uyuşturucu maddelerin büyük bir kısmının kullanıcıya, geçici keyif verme gibi yanıltıcı özelliği vardır. Ayrıca tedavi amacıyla kullanılan bazı ilaçların doktor kontrolü dışında kötü kullanımları da bağımlılığa sebep olabilir.

Çevresel faktörlerin rolü; Aile ilişkilerinin yüzeysel ve yetersiz elması, bireyler arası kopukluklar, aşırı kısıtlayıcı ya da serbestlik tanıyıcı dengesiz aile tutumları, kişilerin uyuşturucu kullanmasında rol oynayabilmektedir.
Çevresel faktörlerden bir diğeri de arkadaş ilişkileridir. Dengesiz arkadaşlıklar, zararlı alışkanlıkların yaygın bir davranış olarak benimsendiği gruplarda yer almak, uyuşturucuya başlamada etkili olmaktadır. Özellikle ergenlik döneminde çok önemli olan; bir gruba dahil olmak, arkadaşlar arasında kabul görmek gibi istekler uğruna gençler arasında uyuşturucu madde kullanımı yaygınlaşmaktadır.
Kendilerine maddi kazanç sağlamak isteyen ya da isteklerini yaptırmak üzere kişileri kendilerine bağımlı duruma getirmeye çalışan kişi veya örgütler uyuşturucu maddelerin temini, satılması, alıcı bulunması gibi konularda yoğun bir şekilde çalışmaktadırlar. Böylece özellikle lise ve üniversite gençlerini kendilerine hedef kitle seçmekte, önce çok düşük ücretlerle gençleri uyuşturucu maddelere alıştırmaktadırlar. Daha sonra gençlerin ödeyemeyeceği ücretler isteyerek onları bu para ihtiyaçlarını karşılamaları için satıcı duruma gelmeye zorlamaktadırlar.

Kişisel özelliklerin rolü: Madde bağımlılığı, daha çok gençlik döneminde ortaya çıkan bir bağımlılıktır. Çünkü gençler, ergenlikten itibaren çeşitli kimlik bocalamaları geçirmektedirler. Bağımsız bir kişi olmaya çalışırken bir yandan kendini iyi ya da kötü yönleriyle tanımaya çalışan, ailesinden kopmaya uğraşan, doğruyu ve yanlışı ayırmayı öğrenen gençler diğer yandan da duygusal bir fırtına içindedirler. Hem birilerine ait olmak hem de kendi başına bir birey olabilmek isteyen gençler, bu özellikleri ile madde bağımlılığı açısından risk grubunu oluştururlar.
Bu normal gelişim özelliklerinin yanı sıra madde bağımlılığını kolaylaştıran bazı kişisel nitelikler de vardır. Bunlar, yasakları deneme isteği, macera isteği, amaçsızlık, boşluk duygusu, sorumluluklardan kaçma isteği olabilir. Ayrıca isteklerini kısa yoldan giderme arzusu, kendine aşırı güven, başarısızlıkları örtebilecek yalancı güven duygusu verecek şeylere düşkünlük ve grup baskısına dayanamama da bu tür niteliklerdir.

ii. Sonuçları
Uyuşturucu maddenin özelliği ve kullanan kişiye ait özellikler, uyuşturucu madde bağımlılığının gelişimini belirler. Genel olarak madde bağımlılığı üç dönemde incelenir. Bunlar alışma, doyma ve düşkünlük dönemleridir.
Alışma dönemi: Bir kez denemek ya da ilaçları kötüye kullanmak şeklinde başlayan uyuşturucu madde kullanımının ilk aşamasında, aldatıcı, geçici keyif alma duygusu baskındır. Kişi, maddenin zararları konusunda yapılan uyarılara, keyif alma duygusu baskın geldiği için direnir. İstediği zaman bırakabileceğini düşünür.
Fiziksel belirtiler vücutta henüz kalıcı hasarlar oluşturmadığından tanı ve tedavi için en uygun zaman başlangıç dönemidir. Kişilerde yersiz ve dengesiz neşe, durgunluk, dalgınlık, unutkanlık, sıkıntı hissi, yeni gruplara katılma, her zamankinden çok para harcama gibi davranış değişiklikleri uyuşturucu alışkanlığının başladığını düşündürmelidir.
Doyma dönemi: Kişi günlük hayatına devam edebilmek için uyuşturucu bulmak ve kullanmak zorunda kalır. Kişi, maddeyi bırakabilme konusunda kendisine eskisi kadar güvenemez. Çünkü maddeyi almadığında yoksunluk belirtileri ortaya çıkmaktadır. İş ve aile ilişkileri bozulur. Daha fazla uyuşturucuya ve dolayısıyla daha fazla paraya ihtiyacı vardır. Zihinsel fonksiyonlarında, karaciğer, kalp ve sindirim sisteminde bozukluklar ortaya çıkar. Bu dönemde madde bağımlılığından kurtulabilmek için ciddi bir hastane tedavisi gerekir.
Düşkünlük dönemi: Bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir yıkım dönemi başlar. Çeşitli organlardaki doku harabiyetinin yanı sıra genel bedensel düşkünlük, direnç düşüklüğü, enjeksiyonlarla bulaşan bazı hastalıklara yakalanma görülür. Hepatit B, AİDS gibi hastalıklar aynı enjektörün birden fazla kişiye kullanılması sebebiyle uyuşturucu bağımlılarında çok sık görülmektedir. Halsiz, bitkin, kendine bile bakamayan bir kişi haline gelen bağımlı, ruhsal bir çöküntü içindedir. Madde bulabilmek için her şeyi yapabilir. Suç işleme eğilimi artar. Aşırı dozda madde alımı nedeniyle ölüm sık görülür.
Uyuşturucu maddeye karşı tolerans gelişmesi nedeniyle dozun giderek artırılması sonucunda aşırı dozun kullanılması beyin harabiyetine sebep olabilir. Bazen maddenin etkisi ile oluşan bilinç bulanıklığı da ne kadar doz kullanıldığının farkına varılmamasına yol açar. Bu şekilde aşırı dozda uyuşturucu madde kullanıldığında;
Aşırı huzursuzluk, ses, ışık gibi uyarıcılara aşırı tepki,
Hayal görme,
Terleme, bulantı, idrar ve dışkıyı kontrol edememe,
Kan basıncı, kalp atımı ve solunum düzensizlikleri,
Denge bozukluğu, titreme, nöbet geçirme, bayılma,
Derin koma ve ölüm ortaya çıkabilir.

Resim 4.3 Uyuşturucu maddelerin bulundurulması da suçtur.

Madde kullanımı, son yıllarda özellikle gençler arasında hızla yayılmaktadır. Gençliği iş göremez hâle gelmiş, uyuşturucu batağına düşmüş bir ülkenin gelişmesi mümkün değildir. Gençleri madde bağımlılığından korumanın en iyi yolu onları, bu maddeler konusunda eğitmektir. Yasalarımıza göre uyuşturucu maddelerin imali, ithali, alımı, satımı, bulundurulması, alımına yardımcı olunması, sahte reçeteyle alınması suç olarak kabul edilmektedir. Bu suçların işlenmesi ağır ceza kapsamına girer (Resim 4.3).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder