4. ERGENLİK DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ
Çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olan ergenlik dönemi, 12-21 yaşlar arasındaki süreçtir. Hızlı fiziksel büyümenin yanı sıra cinsel ve ruhsal gelişme ile olgunlaşmaya geçiş bu dönemin özelliğini oluşturur.
Dönemin başlangıç ve bitişi kesin sınırlarla belirtilemez. Çünkü bu döneme girme ve dönemi tamamlama, kişiler ve cinsler arasında farklılık gösterir. Kızlar bu döneme erkeklerden 2 yıl kadar önce girer ve gelişmelerini daha önce tamamlarlar. Kalıtsal özellikler ve iklim şartları ergenliğe girme yaşını etkiler. Yine âdet görmeye başlama yaşı, kızlar arasında farklılıklar gösterir. Gelişmedeki bu farklılıklar gençlerin kendilerini yaşıtları ile karşılaştırmalarına ve gereksiz kaygılar duymalarına sebep olabilir.
Bu dönemde erkeklerde 10-30 cm, kızlarda 10-20 cm boy uzaması görülürken ağırlık artışı 7-30 kg (ortalama 20 kg) kadar olur. Ağırlık artışı kas, iskelet ve yağ dokusu artışına bağlıdır. Erkeklerde kas dokusu artışı daha belirginken kızlarda yağ dokusu artışı daha fazladır.
Bu arada iç organlar da gelişir, ağırlık ve hacimleri artar. Büyümeyi etkileyen tiroit hormonları ile androjen ve östrojenlerin miktarları da artar. Temel değişikliklerden biri de eşey bezlerinin çalışmaya başlamasıdır. Buna bağlı olarak ikincil eşeysel karakterler ortaya çıkar. Eşey bezlerinin çalışmaya başlaması ile üreme organları büyür ve gelişirler. Kızlarda meme dokusunun gelişimi, erkeklerde penis, testisler ve skrotumun gelişmesi, ses değişikliği, kıllanmanın başlaması, sakal, bıyık çıkması ikincil cinsiyet özelliklerindendir.
Resim 3.9 Ergenlik döneminde yağ bezlerinin çalışmasının artışı sonucu sivilceler görülebilir.
Resim 3.10 Ergenlik döneminde gençlerde yalnız olma isteği, hayal kurma, sinirlilik görülür.
Kızlarda ergenlik döneminde oluşan fiziksel değişiklikler: Ergenlik dönemine giren kızlarda yağ dokusunun artması ile vücut hatları kadınsı özellikler göstermeye başlar. Kalçalar, memeler, bel hattı belirir. Koltuk altları, cinsel organların çevresinde kıllanma oluşur. Gırtlak gelişir ve ses olgunlaşır. Yağ ve ter bezlerinin daha çok çalışması sebebiyle yüzde sivilcelenmeler başlar. Ancak asıl önemli olan değişiklik âdet kanamalarının başlamasıdır (Tablo 3.1).
Âdet kanamaları 10-13. yaşlarda başlayıp menopoz dönemine dek devam eder. Ortalama her 28 günde bir görülen kanamalar, âdet kanaması adını alır. Erişkin bir kadında ortalama her 28 günde bir yumurtalıklardan bir yumurta hücresi olgunlaşarak atılır. Buna ovulasyon adı verilir. Atılan yumurta hücresi fallop tüpünden geçerek rahme doğru yol alır. Bu sırada rahim içini saran doku kalınlaşarak döllenecek yumurtanın yerleşebilmesi için hazırlanır. Yumurta hücresi fallop tüpünde erkek döl hücresi olan spermle karşılaşıp döllenirse hazırlanan rahim içi dokuya yerleşir ve gebelik başlar.
Yumurta hücresi döllenmemişse rahim içini saran bu tabaka ile birlikte hafif bir kanamayla vücuttan atılır. Buna âdet kanaması denir. Âdet kanaması gebelik oluşmadığı sürece her ay devam eder. Gebelik dışında bazı hastalıklar, ruhsal gerginlikler, iklim şartları, yolculuk gibi sebepler kanamalarda aksaklıklar oluşturabilir.
Ergenlik döneminin başlangıcında âdet kanamaları genellikle düzensizdir. 2-3 yıl içinde düzene girer. Kanamanın süresi 3-7 gün kadardır.
Âdet kanamalarının başlangıcı Türkiye için 10-13 yaş kabul edilmekle beraber 15-16 yaşa dek gecikebilir.
Erkeklerde ergenlik döneminde oluşan fiziksel değişiklikler: Erkeklerde ergenlik dönemi kızlardan yaklaşık iki yıl sonra başlar ve daha uzun sürer. Yağ ve ter bezlerinin çalışmasındaki artış sonucu sivilcelenme ve beden kokusu değişimi görülür (Resim 3.9). Üst dudak üzerinde, sakal bölgesinde, koltuk altları ve cinsel organ çevresinde kıllanma başlar. Testislerde spermler oluşmaya başlar ve ilk meni gelir. Gırtlak yapısı ve ses tellerinin gelişmesi sonucu ses kalınlaşır. Bazen konuşurken sesin incelip kalınlaşması ile konuşma düzeni bozulabilir. Hızlı boy ve ağırlık artışının yanı sıra kaslarda belirginleşme, özellikle omuzlarda genişleme görülür (Tablo 3.1).
Ergenlik döneminde görülen ruhsal değişiklikler: Ergenlik döneminde bedensel değişikliklerle birlikte duygu ve davranış değişiklikleri de ortaya çıkar. "Delikanlılık" sözü ergenlik için çok uyumlu bir terimdir. Gençte yalnız olma isteği, hayal kurma, sinirlilik, kendini kabul ettirme çabası, dış görüntüye önem verme, sürekli aynaya bakma, saç modeli değiştirme, ilgisizlik gibi davranış değişiklikleri ortaya çıkar (Resim 3.10). Cinsel konulara ilgisi artan gençler, bu konuda birbirleriyle konuşarak bilgi almaya çalışırlar. Akranları ile kendilerini karşılaştırır ve fazla kilo alma, boy uzaması, sivilceler gibi konularda kaygılar duyabilirler. Gençler, bu dönemde bedensel ve ruhsal değişimlerin kişiden kişiye farklı olabileceği konusunda bilgilendirilmelidir. Gençlerin hatalı bilgiler edinmelerini önlemek amacıyla güvenilir kaynaklar gösterilmeli ve oluşabilecek sorunların zamanla düzelerek kaybolacağı anlatılmalıdır.
ERKEKLER
Boy uzaması (10-30 cm)
Ağırlık artışı (7-20 kg)
Kas gücü artışı
Testis, skrotum ve peniste büyüme
Cinsel bölgede kıllanma
Koltuk altlarında kıllanma
Gırtlak gelişimi, seste kalınlaşma
İlk meninin gelmesi
Deri kalınlaşması, yağ ve ter salgısı artışı KIZLAR
Boy uzaması (10-20 cm)
Ağırlık artışı (6-18 kg)
Kas gücünde daha yavaş ve az artış
Memelerin büyümesi
Cinsel bölgede kıllanma
Koltuk altlarında kıllanma
Gırtlakta gelişme, seste olgunlaşma
İlk âdet kanaması
Yağ ve ter salgısı artışı
Tablo: 3.1 Ergenlik dönemindeki kız ve erkeklerde görülen fiziksel değişiklikler
Erken ergenlik: 12-15 yaş arasındaki bedensel değişimin yoğun olduğu dönemdir.
Tam ergenlik: 15-18 yaş arası kimlik bulma ve bağımsızlık dönemidir.
Ergenlik döneminin bedensel ve ruhsal açıdan sağlıklı geçirilebilmesi hayatın daha sonraki dönemlerini de etkileyeceği için çok önem taşır. Bu sebeple ailenin ve eğitimcilerin gençlere anlayışlı davranmaları, destek olmaları, onları bulundukları dönem konusunda aydınlatmaları gerekir. Bu dönemdeki gençlerin de sorunlarını aile üyeleri ve gerektiğinde okulda öğretmenleri ile paylaşmaları, doğru bilgiler edinmeye gayret etmeleri gerekir. Kendi sağlıklarını korumak için istekli olmaları en uygun davranış şeklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder