b. ALKOL BAĞIMLILIĞI
Alkol alımı ile kişi kendini rahatlamış, gevşemiş hisseder. Bu dönemde diğer olayları düşünmez, normal hayatında yapamadığı davranışları yapar. Ancak alkolün etkisi geçtiğinde sorunların çözümlenmemiş olduğunu görünce sorunlardan kaçmak amacıyla tekrar içme ihtiyacı duyar. Böylece bağımlılık oluşur. Alkol alındığında ağrıların dinmesi gibi alkolün bedensel etkileri de bağımlılık oluşmasında rol oynar. Zamanla alkole bağlı etkilerin oluşabilmesi için daha fazla miktarda alkol alınmasına ihtiyaç duyulur. Çünkü vücut alkolün etkilerine alışır. Bu olaya tolerans adı verilir. Tolerans gelişmesi bağımlılığın artmasına zemin hazırlar.
i. Sebepleri
Alkole başlama sebepleri arasında ilk sırayı arkadaş ve aile çevresi alır. Alkol bağımlılarının bir çoğu aile büyüklerinden.veya arkadaşlarından görerek alkol kullanmaya başlar. Oysa sağlıklı düşünen kişiler, bu tür davranışları örnek almazlar. Bazı kişiler, içki içmenin toplumda kendisine saygınlık kazandırdığını, bu yolla dost ve çevre edineceğini düşünür. Bir gruba dahil olma yolunun içki içmek olduğunu sanabilirler. Bazı kişilerse üzüntüsünü, yalnızlığını, kaygılarını unutmak ya da sevinçlerini paylaşmak için içtiklerini söyler. Bu yanlış bir düşüncedir.
İçki kullanımına genellikle daha az alkollü olan bira ile başlanır. Biranın az alkollü olması bağımlılık yapmayacağını düşündürür. Oysa bira dahil bütün alkollü içecekler, bağımlılığa sebep olabilir. Alkol bağımlılığının oluşmasında alınan alkol miktarı ve süresi önemli değildir.
Önemli olan sürekli ve artan dozda alkol kullanılmasıdır. Bira, şampanya gibi köpüklü içeceklerde alkolün mideden emilip kana karışması daha çabuk olmakta ve etkileri hızlı ortaya çıkmaktadır. Bira, alkole dayanıksız kişilerin bağımlı olmaları için önemli bir adımdır. Yaygın inanışın aksine biranın böbreklerin iyi çalışmasına hiçbir etkisi yoktur; aksine böbreklerin gelişimini bozar.
Çeşitli kişisel ve sosyal etkenler, alkol bağımlılığına sebep olabilir. Kişilerin zorluklarla baş edebilme gücüne sahip olmaması, bağımlı, zayıf karakterli olmaları da çözümü içkide aramalarına sebep olabilir. Bu kişiler, ayıldıklarında sorunların çözümlenmediğini görünce yeniden kaçış için alkole sığınırlar. Böylece problemler çözüleceğine, yeni sosyal sorunlar, hastalıklar, aile içi tartışmalar, iş yeri çatışmaları ortaya çıkar.
ii. Sonuçları
Alkol, davranışlar ve kişilik üzerinde birçok olumsuz etki yapmaktadır. Kişinin düşünme, değerlendirme, yorumlama yeteneğini azalttığı gibi davranış ve duygularını da olumsuz etkilemektedir. Giderek bunalıma düşen, ailesi, yakın çevresi, iş çevresi ve toplumla sorunları olan kişi, akıl hastalıklarına bile yakalanabilir.
Bu ruhsal etkilerin yanı sıra, önceden söz edilen çok sayıda organik hastalıklara sebep olan alkolü kullananlarda, sinir harabiyeti, vitamin eksiklikleri, siroz gibi kötü sonuçlar oluşabilir. Bu durum, daha fazla sağlık harcaması yapılmasına sebep olur.
Alkol aile içi tartışmalara, boşanmaya, yaralanma ve cinayetlere, geçim sıkıntısına neden olur. Ekonomik olarak sıkıntı çeken ailenin içki ve meze için para ayırması, ailenin diğer giderlerinin kısıtlanmasına ve giderek yoksulluğa sebep olur. Alkol bağımlısının iş veriminin düşmesi, işsiz kalması, iş kazasına uğraması da aile için sorun oluşturur. Aile içi huzursuzluk, özellikle çocukların psikolojik sorunlarının oluşmasında, okul ve iş başarılarının düşmesinde etkilidir. Alkol bir toplumsal sorundur. İçki alabilmek için para ihtiyacı duyan kişi hırsızlık yapabilir, cinayet işleyebilir. İçki içilen yerlerde sık sık kavga çıkar, öldürme ve yaralama olayları görülür. Peygamberimiz Hz. Muhammed bir hadisinde "İçki bütün kötülüklerin anasıdır." diyerek bu konuyu vurgulamıştır.
Trafik kazalarının oluşmasında alkollü araç kullanmanın büyük rol oynadığı bilinmektedir. Her yıl binlerce kişinin öldüğü, binlerce kişinin yaralandığı ve büyük maddi kayıpların oluştuğu kazaların önlenebilmesinde alkollü araç kullanmamak büyük önem taşımaktadır. Tüm bu sonuçları ile alkol, kişiyi yavaş yavaş ölüme götüren bir alışkanlıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder